bildirgec.org

Dünya alkolikler gününüz kutlu olsun

| 29 February 2004 12:53

İstiklal caddesi insan ve ışık dolu. Sıksık omuzlar çarpıyor pardonlaşıyoruz. Aşağıya Galataya doğru iniyorum amacım Yıldıza uğrayıp biraz laflamak. İşlettiği kafeye giriyorum doğru mutfağa geçiyorum. Yıldız deliler gibi yiyecek içecek bişeyler hazırlıyor bir yandan da konuşuyoruz. Hemen gevşiyorum bütün gerginlik kayboluyor. Gidip masalardan birine oturacam ama boş yer yok. Çaresiz geri dönüyorum. Birilerinin yanına otur diyor Yıldız. Burası gay cafemiydi diyorum. Anlamadın mı o kadar geldin lan diyor. Yuh diyorum kendi kendime. Bir boş masaya oturuyorum nihayet. Kesecek erkek olmamasının burukluğuyla kendimi kültürel faaliyetlere veriyorum. Kitaptan 10 sayfa kadar okuyor 3 bira içiyor kinleniyorum. Kitapda çantaya giriyor. Tam o sırada yan masadan bir çocuk kitaba bakabilirmiyim diyor. Uzatıyorum. ben de sizinkine bakabilirmiyim diyorum. Uzatıyor.
Tıkan
mayazıyor. Algılayamıyorum. Uzakdoğu felsefesiyle ilgili bişey sanıyorum. Boş bakışı yakalıyor uyanık, tıkanma diyor aykırı edebiyat. Hı diyorum. hı . hı hı
Otursana diyor. Ahmet diyor. Oturuyorum 2 bira daha gidiyor hemen. Oysa kendimi babylona saklamaktaydım bugün 1 aydır beklediğim Jimi var. Bir park problemi yaşıyor partner sürekli tel çalıyor bir saattir. Taksimde park yeri yok eve gidecem oluyor bir ara. Beşiktaşa park et gel diyorum. Ahmet ben aseksüelim diyor. Hı diyorum hı. 21 yaşındayım diyor. Çok bişey kaçırmış sayılmazsın diyorum. Kısa sürüyor terapi ne de olsa rahatsız cafe sandalyeleri insana gevşeme sağlamıyor. Ahmet bana sarılıyor. İşte beklenen güzellik geliyor beyne votkalı 2 bira sonra sana bi test yapayım diyor. Ev yılan ağaç kafes çiz diyor. Çiziyorum. Bişeyler söylüyor anlamıyorum. Ağacının kökü yoka takılıyor aklım. Yokmuş diyorum deli gibi gülüyorum. Karşı masadan 2 lezbiyen kız kesmeye başlıyorlar. Bir saattir süren öpüşmelerine kısa bir ara vermişler ilgilerini toplamaya çalışıyorlar. Boşver diyorum şimdi tercihleri sorgulama zamanı değil. Nihayet tel geliyor. Ahmetle sarılıp sarılıp birbirimizi öpüyoruz. Telefon alıp veriyoruz birbirimize. Testin devamı var diyor kız arkadaşımın bana yeni soktuğu lafı pas ediyorum hemen kendini didikleme diyorum. Bir daha sarılıyoruz. Zıplayarak çıkıyorum cafeden. Galata oda kule arası ağacımın kökü yokmuş diyorum zıplayarak. Babylona girildiğinde Jimi çoktan başlamış oluyor. Partnere sinir katsayısı artıyor. Arada bi de yemek yiyecekti utanmasa. Ağacın kökünü sikeyim diyorum içimden. Jimi kırmızı tüllerle süslü bi taç takmış. Total devastation la keyfimde biraz yerine geliyor. Ne varsa nefeslilerde var diyorum. 2 birada nefesli çalgılara tapınırken gidiyor(Ruhun ağızdan girip çıktığına dair kızılderili inanışlarının doğruluğuna birayla daha kolay inanılıyor). Babylon tayfası bitkin düşmeden jimi sahneyi terk ediyor.