bildirgec.org

CNBC-e film sansürledi

kappur_ | 28 April 2003 23:26

BARAKA’yı izledikten sonra aklımda dolaşması gereken bunlar mı olmalıydı.. çıldırıcam.. saat 21.34’te, filmin yirmi dördüncü dakikası oluyor, cnbc-e dışbank reklamı yayınlıyor,, şu ekranın üçte birini kaplayan cinsinden.. o sırada görüntüde yan yana dizilmiş çıplak kız çocukları var, yakınca bi çekim.. ayıp bi yerleri kadrajda yani. ekranı küçültür ya cnbc-e bu tip reklamlarda, görüntüden en az kayıp verir,, bu reklamda küçültmedi. hatta şeridin ekranda kalma süresini ‘müstehcen’lik bitene kadar uzattı gibi bile geldi bana.

‘özdenetim’den kasıt bu olsa gerek. ‘ya kendiniz sansürleyin, ya biz halledelim.. olmadı ekranı karartırız accık..’

Bu periler bizim şehrin perileri değil …

threewishes | 28 April 2003 18:31

Her yeri kazmışlar çok derin ama deli mi bunlar , ne yapmışlar bu yollara inanılır gibi değil , şöyle bir atlasam üzerlerinden ama dur bakiim , hadi canım uçabiliyorum bu ne be, ah tanrım rüyadayım ve en güzeli bunun rüya olduğunun farkındayım. Şu ayakkabılar bi çıksın önce zaten hep fazlalık gelmiştir , ama zaten yoklar .

Peki ben nasıl uçuyorum kanatlarım yok ki ahaha düşüyorum hah yine yükseliyorum hmm demek ki işin içine akıl girince olmuyor , sorgulamaya başlayınca her şey bozuluyor . Sorma bişey , düşünme – sadece yap ; tamam bunu aklımdan çıkarmayayım .

Karşımda upuzun bir tünel – işte ölüm ötesi filmlerindeki o uzun , sonunda ışık görülen tünel bu . Demek bir taneymiş bu ve her gittim geldim diyen meğer bundan geçermiş . Geçsem mi acaba , ama ne bu korku ya, korkacak bir şey yok rüya bu, rüya, rüya ….

Rüyanda bile kendi kendine telkin yapıyorsun kızım tarihe geçeceksin pes . Biraz gideyim bakayım sonra dönerim, nasıl olsa benim rüyam, benim rüyam, benim…

Yarasalar sarkıyor uyuyor mu bunlar şimdi . E bu benim rüyam olduğuna göre şimdi ben eğer istersem bunlar vampire dönüşür mü yoksa bu kadar fantastik bir rüyanın gereği yok mu ? yok tabii durduk yerde güzelim rüyayı kabusa çevirmenin bir alemi .

İnsanların, komadayken neden burayı diğer aleme giden tünele benzettiklerini anlıyorum galiba yavaş yavaş . İçerde hava yok , başım dönüyor , vücudum ağırlaştı ,ayaklarım çekmiyor beni .Geri dönmek lazım .Ama o da ne tünelin girişi yok . Aman allahım rüyam kabusa dönüşüyor .Ne yani şimdi bu tünelin sonuna kadar gidip ordan başka bir aleme geçmek zorunda mıyım . Hayır geçmiycem işte (kızım rüyanda bile katırsın katır ) Yarasaların yanına uçayım bari, onlar beni ısırsın bende herşeyi daha iyi duyup, daha iyi görüp, bana kazık atanların kokusunu kilometrelerce öteden alıp karnımı doyurayım ( hem katır hem kindar hiç çekilmezsin ) Bunlar çok güzel yaratıklar ya şunlara bak .Keşke giderken bir tane alabilsem . Sarksın öyle tavandan , Benim fuhuşkara da iş çıkar işte, gece gündüz bekler altında inse de yesem diye .

Biri el mi sallıyor bana, evet ama çok uzak seçemiyorum, kim bu yahu ; tünelin ucuna gitmem dedim bi kere . Ama merak ta ediyorum bak şimdi . Bu adam benim rüyama ait bir unsur mu , yoksa başka biriyle rüyalarımız mı çakıştı. Bir gideyim bari hemen gelirim nasıl olsa . Gidiyorum yarasacıklar kaybolmayın sakın bi yere

( nereye kaybolacaklarsa onlar rüya yarasası yavrucum rüya )

Uçamıyorum artık çok ağırlaştım , şiş gibi her yerim , balon gibi. Yürüyorum yürüyorum bitmiyor gibi bu tünel , sıkıldım tamam bitsin bu rüya merak etmiyorum o adamı . Tamam bitsin – bitsin diyorum duyan yok mu , bu benim rüyam aloo hadi ama . Hah adam bana doğru geliyor aslında geliyor demek ne kadar doğru bilmem bu karşımdaki görüntüye baktığımda ama , hadi süzülüyor diyelim . Hatırlıyorum bu yüzü .

-Dede ? dedecim sen misin ?

Gençleşmiş sanki , son gördüğüm hali ama – daha diri , kırışıklıkları yok , sarılsam ne yapar acaba ? O da bana sarıldı . ( düşününce düşündüklerim eyleme geçiyor daha dikkatli düşünmeliyim )

Huzur . Bu anı tanımlayan tek kelime .

O nu hissettiğime göre sanırım ben ölüyüm , kulağıma çok kötü geldi bu cümle hemen değiştirelim ; ölmüş olabilir miyim acaba ?

-Dedecim öldüğünü anlamadan ölmek çok kötü , yani anneme bir kere daha sarılmak isterdim , yaptığım bütün salaklıklar yüzünden özür dileyip öyle ölmek daha mantıklı diil mi sence ( ölümün mantığı yok ki ölme şeklinin olsun kızım 20 sene sonra dedeni görüyorsun sorduğun soruya bak )

Dedem cevap vermiyor , ben nasıl konuştum peki , kelimeler kulağıma gelmedi ki (ağzından çıkanı kulağın duysun sözü bu neresi olduğunu bilmediğim yerde geçerli diil , işte bu güzel ) düşünüyorum karşımdaki anlıyor , duymuyorum ne dediğimi ama anlıyorum , O da anlıyor , biraz karışık mı, yoo .

Sanırım konuşmaması konusunda tembihli ya da konuşuyor da ben anlamıyorum ya da dili yok ne bileyim , sadece gülümsüyor , beni gördüğüne sevinmiş bir surat ifadesiyle . Ben de sevindim tamam ama nerde ölmüş olabilirim, tanrım sevdiklerimi bir kere daha görmek istiyorum bu yaptığın hiç te adil değil !

Nerde ölmüş olabilirim ki ;

Metro ? Her zaman metro uçta görünüp bana doğru hızla gelirken raylara atmayı düşünmüşümdür kendimi . Sonra sarı çizginin üstünde metronun rüzgarı suratıma çarpınca ölümcül düşüncelerim yerini ölsem kimlerin nasıl tepki vereceğine bırakırdı . Yok canım yapmamışımdır ; intihar için ne bir sebebim var ne de o kadar cesurum .

Cinayet ? Kim beni öldürmek ister ki , yok ki şöyle akıllı bir düşmanım . Planlasın , takip etsin öldürsün . Yok yok cinayet için uygun bir kurban diilim ben .

Deprem ? E en az 30 sene olmaz demişlerdi , sanmam , geçiyoruz öbür şıkka

Sevişirken ölmüş olabilir miyim acaba ? Sevişmek ölmeye benzer derdi biri . E o zaman sevgilim de ölmüş olurdu . Peki O nerde bu durumda , o halde O da gelsin (bencil olduğumu söylemiştim ) tamam bu şıkkı da atladım .

Trafik kazası ı ıh , boğularak ölmüş olsam, yok daha yaz gelmemişti

Küçüklüğümden beri 80 yaşımda yatağımda çocuklarım ve torunlarım eşliğinde ölmeyi hayal eden ben ( ya böyle bir şeyin hayalini kuran var mıdır ) böyle sessiz sedasız, ne idüğü belirsiz bir ölümü istemiyorum , duyuyor musun beni , böyle olmamalı , böyle olmamalı , böyle …

Dedem elimden tuttu , gidiyoruz,

-Nereye dedecim ? elimi sıktı , korkma der gibi .

-E ama dedecim çok normal korkmam ben buraların yabancısıyım, dedecim öldüm mü ben ?

Yürüdükçe tünel aydınlanmaya başladı , yanımda yürüyen bişeyi hissettim bu şemsi yani nam-ı diğer fuhuşkar kedim , canım benim biraz pislenmiş mi ne , ama olsun gel bakayım kucağıma hah bak fuhuşkar bu dedem .

Aptal aptal bakma suratıma fuhuşkar ben anlasam sana da anlatırdım zaten !

Arkadan kulağıma gelen bi ses ‘öpme şu kediyi ,tüy yutuyosun tüy ’ aha bunu söylese söylese bi tek annem söyleyebilir bu vurguyla ve bu tonla . Annem dedemi yadırgamadı , korkumdan soramıyorum ki anneme burda neler olduğunu ya da buraya nasıl geldiğini ya da dedemi 20 senedir görmediği halde nasıl şu an böyle normal normal yürüyebildiğini .

Annemin yanı kalabalıklaşmaya başladı bir anda , tanıdığım herkes birer birer sıralanmaya başladı , hep beraber nereye gidiyoruz acaba ? Kafamıza sürekli anahtarla vurmayı adet edinmiş matematik hocam bile burada , on senedir görmüyorum bu adamı ama hiç özlememişim .

Galiba kıyamet koptu . Ve bizler de o her yerde sürekli bahsi geçen mahşer yerine doğru yürüyoruz . İyi ama lisede bize kısaltın kısaltın eteklerinizi sırat köprüsünde görüşürüz diyen din hocam ‘kıyamet günü kimse kimseyi tanımayacak’ gibi gereksiz bir cümle de kurmuştu zamanında . Herkes herkesi tanıyor burda .

İster misin şimdi dev bir ekran kurulsun , herkese ne halt yediklerini göstersinler birer birer . Sürekli sayıkladığınız o film şeridi öyle olmaz böyle olur alın bakalım diye . Yok canım hiç gerek yok böyle bir show a …Tek tek odalarda seyretsek neyse ama böyle toplu bir seans ı ıh zira kimse kimsenin yüzüne bakamaz !

Arada bir herkes dönüp benim suratıma bakıyor ne yani bu olanların sebebi ben miyim ?

Paranoyaklaşıyorum sanırım, bişeyler içmek istiyorum ama kimden ve nasıl isteyeceğim ki zaten burası mahşer yeriyse alacağım cevap muhtemelen zıkkımın kökünü iç olacaktır . Hayır zaten küp gibi içmem ama şu an küpe bile girebilirim .

-Bakın bu rüya ya da kıyamet her neyse çok uzadı , sıkıldım , bunaldım , duyuyor musunuz beni ?

(çıt yok)

Çıtın olmadığı gibi etrafımda kimse de yok zaten , nereye gittiler ?

Sadece elimi bırakmayan dedem yanımda , korkmuyorum . Bana bakıyor, iç cebinden çıkardığı şemsiye çikolatayı eskiden olduğu gibi kulağıma asıyor , gecikmiş vedalar üzmüyor insanı , ardından bakıyorum …