bildirgec.org

başlık girmekten yana değilim!

plumprune | 26 February 2003 23:52

Ogrencilik ve universite ne guzelmis, ya da benim yasadigim yer ve zaman idealmis. Neden bilmem, aklima universite yillarim geldi birden. Ankara’da yasayanlar bilirler, 93 yili civarinda eryaman toplu konutlar tamamen ogrenci mekani olmustu. Ozgur bir yerlesim merkezi kurmustuk orada. Her binanin altinda iki ya da dort tane, kucucuk studyo daireler vardi, kimisi kotta, kimisi yerin altinda. Neredeyse bedavaya ogrencilere kiraya verilirdi. Zamanla bir iki derken, eryaman ogrenci kaynamaya basladi birden. Artik normal dairelerde de oturuyorduk. Fiyat da pek farkli degildi ustelik. Eryaman dagin basiydi, kim gelir otururdu zaten. Saatlerce Sihhiye’de, Ulus’ta otobus beklerdik, ama yine de cok eglenirdik. Cok degisikti ilk yillarinda eryaman; onbilmemkacli apartmanlarda her daire ogrenciydi. Ne gurultuden sikayet eden olurdu, ne besledigin evcil hayvandan ne de evine giren cikandan. Farkli bir hayat kurulmustu oraya, dokunamazdi, sizamazdi kesinlikle dis dunya. Otobus duraklarinin ozellikleri vardi, sofor de bilirdi. “Bu durakta binenlere satasilmaz, sosyal icerikli nutuk atarlar, tiyatro mu edebiyat mi ne okuyorlar.” Ya da: “Bunlar da pek cilgin, bulasma bunlara, madara ederler sonra” ve hatta: “Sinav zamani, dokunma onlara, ya cok streslidirler ya da uykusuz”. Duraklarda birbirimizi uyandirirdik: “Dil Tarih’e geldik, burada mi ineceksiniz?” Sokaklarda kesinlikle cop ya da kagit goremezdiniz. Hatta ben aylarca kagitlari felan ayirip copleri siniflandirdim. Bi gun kapici: “Abla, bosuna ayiriosun, ben onnarin hepsini birlestirip cope atiom.” dedi ve ben “amanin, ben bosuna mi?” diye kalakaldim. Yilmadim, gazeteleri yine ayirip, cop kutusunun yanina dizdim. Copculer n’apiordu bilmiyorum. Sonra zamanla hersey degisti. Politik ve ekonomik oyunlar oynanmaya basladi o ufacik eryaman cumhuriyetinde. Sokakta gitar calip sarki soyleyen ogrencilere “susun!” demeye basladilar, “bu bloklarda kopek beslenmez” dediler, “bekara ve ogrenciye ev vermeyiz” demeye baslayanlar da oldu elbet. Eryaman birden, yuz karasi, terbiyesizlik yuvasi, hemen kurtarilasi bir yere donustu. Ne sukur ki benim universite de bitti. Bilmiyorum simdi o kucuk cumhuriyet ne halde. Ama benim Ankara’ya dair en guzel anilarim eryamanda gecmistir. Zemin kattaki ogrencinin, siteye genel muzik yayini yaptigi, her sabah insanlarin birbirine gulumsedigi, otobus soforlerinin sahte pasolari bi bakista tanidigi, otostop duraklarinin oldugu eryamani ozledim. Kapilarimiz acik olurdu bazen, ya da mutlaka bi not: “15 numarali dairedeiz, sizi de bekleriz”