bildirgec.org

Napster için bekleyiş bitti

fluxxus | 29 November 2002 10:59

Bir zamanların en popüler markalarından birisi olan Napster’ı, Roxio isimli CD-DVD sektörü için yazılım geliştiren bir firma 5 Milyon $ karşılığında satın aldı. haberin devamı

Aklım Ben Sana Naptım?

llus | 29 November 2002 09:22

tamam, elimden geldiğince toparlamaya calışacagım. Gece bilgisayarın başında 17 kere format atıp 8 kere Xp kurup 90 defa mavi ekranla karşılaştım. Müzik setimin şaftını kaydırdım. Telefonumu yatağa atacagım diye duvara attım. Şarlonun patisine bastım. Kahve yaparken fincana kahve yerine kekik koyarken yakaladım kendimi ve tüm bu sacmalıkların akabinde ben normal bi insanım erken yatıcam diyip gece 01 gibi gömdüm kafamı mor yastığa… Sonrasını pek hatırlamıyorum ta ki o rüya ya kadar. İlkolu okudugum okulda birinci katta kötü adamlardan kaçıyordum.Kötü adamlar da Al pacino -babam ve Alice Cooper idi. Babam ayağıma ateş etti bende ölü numarası yaptım bu arada elfler geldi ve okulun içinde at ustunde koşmaya başladık. Bu arada beyaz bi chevrolet de okulun bahcesinde bizi bekleyen Turkan Şorayı gorunce oldukça sevindim. Sonra bişe oldu ve bir anda kendimi mısır tarlasında gördüm. Babam ve Al Pacino hala peşimdeydi. Bi şey oldu tam hatırlamıyorum sanırım vuruldum ve canımın acısıyla bağırmaya başladım. Yüzüm, sol yanağım kanıyordu.babamın bunu bana yaptıgına ınanamıyordum. yığılmıştım toprağa. gokyuzunde kucukken izlediğim uçan kaz ve Nel’i gordum. Bana doğru yaklaşırken Al pacino onlara doğru ateş etti. Galiba sonra gene Elfler geldi. Tam anımsamıyorum ama uyanmak üzereyken yanagım hala acıodu. Sbah 7de telefonun alarmı ve Şarlonun omuzuma pati atmasına uyandım.. Şuursuzca sert bi kahve alıp bilgisayarın başına oturup mavi ekrana baktım. işe gelmek üzere evden cıkıp insanlar içine karıştığımda yürüdügüm beşiktaş sokaklarındaki insanlara bakıp içimden ben normal değilim diyerek gülümsedim. Bu arada ruyamda vuruldugum yerde kızarıklık var. Hangi ruya tabircisiine gitsem? Şimdi ne demek bu ruya? Yol mu var bana? Kafam mı karışmış?

DUYUyorum

futur | 29 November 2002 01:54

Dünyaya bakıyorum ve onu sonsuzcasına hissediyorum. Kendi sonsuzluğumca, büyük beşimle. “BEŞ” Görüyorum, renkler var, çok değişikler. Çok güzel hepsi, renkler kırmızı sarı yeşil. Çok basit değil mi; ama renkler VAR. Her gün bir şeylerin renkli olduğunu fark edemiyor insan.Her gün geçtiğim köprüdeki, kırmızı şeritler, belediye otobüsü kırmızısı, ağaçlar yeşil bir de, hem de hepsinin ki farklı, yazılamayacak kadar basit mi bunlar yoksa?. Yolda yürürken bacaklarının arasından geçen, saçlarının süzdüğü karbonmonoksitli hava. Yüzünün inanılmaz aerodinamisinde dolaşan, ensenden geçip içini bir hoş eden hava, ya da elinde seninkinden sıcak bir el. Hissetmiyorum bunları. Kasaplık et gibi yürüyorum çoğu zaman.Ya kokular, sigara bahane, dikkat lazım. Egzoz kokusu, çiçek kokusu, bok kokusu, çok keskin olmadıkça vurmaz beni. Almam kokuları, burnumuz düşer abi bizim. Evrim icabı. İşitirim ama sıkça, dedikodulardan çok çocuk seslerini, bir tembel yaz akşamüstünde sokaktan gelen çocukların oyun seslerini, trenlerin sesleri, bir silah sesi, bir kadın çığlığı, bir sarhoş nağrası, keskin bir fren, rüzgarın uğultusu, işitiyorum tüm bunları dikkat ediyorum bunlara. Bir de tad var tabi, dikkatsiz bir yiyici değilim. Dikkat ederim tadlara ve küçük sos eklentilerine, tarifler bile alırım zaman zaman. Sıkarım canımı çok, yemekte eksik bir şeyler varsa, çok kızarım.