bildirgec.org

Aldığım sağlam bir d

aziL | 24 May 2001 13:24

Aldığım sağlam bir duyuma göre; SuperOnline son hareketlenmelere misilleme olarak IRC sunucularını aynen TURK.NET gibi sadece kendi abonelerinin kullanımına izin verecekler. Bu onlar için bir kayıp mı olur bilemem ama benim hoşuma gitti, aynı anda 10.000 kişinin “chat” yaptığı bir server çok aşırı yoğun ve lag’lı oluyordu. SOL‘daki ortamını yeni bir servere taşıyacak kullanıcılara kapımız her zaman açık. IRC.TR9.NET

Replikas- Köledoyuran… Doyurabildiği kadar!!

NuMB | 24 May 2001 04:11

Albüm eleştirelim… ben dinledim aktardım, siz de aktarın… öyle aktarın ki dinlemiş kadar olalım!! “Basın Bülteninde” yazdığı kadarıyla o kadar çok yerde sahne almış ki Replikas. Bana yaşlandığımı, artık pek de iyi bir konser ve bar takipçisi olmadığımı hatırlattı. öyle ya eskiden Çamlıhemşin halk ozanlarını bile merak eder gider dinlerdim. Bir de Alanis Morrissette’ in İstanbul konserinde ön grup olarak çalmışlar. Alanis Türkiye’ye gelecekte ben gitmeyeceğim diye bir durum elbet yok ancak o sıralar bulunduğum kışlada komutanlara sordum “Gidebilir miyim?” diye, hiç duymamışlar Alanis Morissette diye birini “O buraya gelsin” dediler. İlk, Babylon’daki tanıtım gecesinde canlı dinleme fırsatı buldum Replikas’ı. Aslında yorgundum ve “1-2 parça dinler çıkarım” niyetindeydim. Hiç öyle olmadı. Eğer müzik, hayatınızın bir parçasıysa, açıkçası bu ekibi öyle bir çırpıda geçemezsiniz. İnsana şöyle bir “Allah Allah” dedirtiyorlar, şaşırıyorsunuz kesinlikle. Sahnede ki tavırlarından, şarkı sözleri ve isimlerinden, enstrüman kullanımlarından, şarkı içi geçişlerden, anlaşılıyor ki zaten sizi şaşırtmaya çalışıyorlar ve bunu da başarıyorlar. Müziğin evrensel teorisi açısından bakıldığında gerçi biraz “Müzik öğretmenleri bunları lisede hiç dövmemiş” dedim içimden ama ben de illa bir kural olmalı diyenlerden değilim. “Var olan tüm sesleri kullanmak” deyişleri zaten ne yaptıklarını bildiklerini gösteriyor biraz da. Albüm: “Köledoyuran” adı altında Ada Plak etiketiyle piyasa sürüldü. Çok önemli bir ayrıntı mıdır bilemem ama daha önce “Aksi İstikamet” isimli toplama bir çalışmada, “Gulyabani Müzik” isimli bir parçaları yer almış. Köledoyuran, adından da anlaşılmayacağı gibi, Pink Floyd’ un Sid Barret’lı deneysel zamanlarından, Erkin Koray tadımlı parçalara (bkz. Seyyah) kadar ilginç bir yelpazede savruluyor. Sampler (ses örnekleyici) katkılı, bol devinimli, bana göre herkesin birbirini yinelemesinden çok daha anlamlı bir kendi kendini tekrar edişle, zaman zaman tekrarların çekiciliğine sığınan, “dinleme önerme ibremi” pozitife yönelten bir albüm. Deneysel olduklarını kendileri kabul ederler mi bilemem ama kanıtlanmış bir şey yapmadıkları kesin. Ben diyorum ki: Kesinlikle Replikas’ı takip edin, bugün söylemeye başladıkları cümle, çok yakın bir gelecekte güzel bir öykünün başlangıcı olabilir!

Yurdum vepçileri adam olmaz!

beatnick-hafif | 23 May 2001 16:58

Şu imanına yandığım sanal alemin kendinden menkul bir yaratık olmadığından eminsek şayet, ağı oluşturan ve kullanan grupların da bir sosyolojisi var elbette. Kamuoyu araştırmaları ne der bilemiyorum ama ülkemizdeki son kullanıcı ve vepçi profilleri için bir genelleme bilimsel açıdan büyük bir gaflet olur. Biz de çok bilimsel gitmeyerek, üstelik son kullanıcıları da safdışı bırakarak, vepçi denen vatan evlatlarının türlerine, alt türlerine ve türevlerine bir dokunduralım dedik. Bu yazıdan halkımıza ait analizler yapmayan da Micheal Jackson olsun işte. Siber alemde byte üreten atılımcı genç ve parlak beyinlerin en çok hangi alanlarda inşaat yaptıklarını merak eden var mı? Ya da hompeyc türündeki gecekondularının pervazlarında hane sakinlerinin en fazla ne tür çiçek ve böceklerin sergilenmesini arzu ettiklerini? Benim de söyleyecek şeylerim varın mı, yoksa Benim de gösterecek şeylerim varın mı daha revaçta olduğunu? İnsanlar neden site yaparlar diye düşündüğümde, dört tane cevap ile karşılaştım sinirciklerimin arasında:

1. Öğrenme: Çoğu vepçi gezip gördüğü sitelerde karşılaştığı içerik ve sunumu nüanslar katarak sunar. Bunun nedeni günlük yaşamdan pek de farklı olmayan bir şeye dayanır aslında. Öğrenmeye. Yani nasıl konuşmayı öğreniyor ve herkesle aynı olmasa da benzer biçimde konuşuyorsak, bu da onun gibi bir şey. Pek az kişi özgün konuşma ya da yazma biçimleri geliştirir, pek az kişi yeni dile yeni sözcükler katar, pek az kişi soğuk ve ruhsuz kelimeleri estetize ederek sunabilme yetisine sahiptir. Edebiyat bu yüzden edebiyat olmuştur zaten. 2. Teşhir: İnsanoğlunun atlatamadığı hastalığı… Kapitalizmin (mankenler, makyaj, moda, tv, pornografi ve benzeri araçlarla) bol miktarda sömürdüğü bir hastalık üstelik. Birilerine bir şey göstermek, ruhunu, bir uzvunu ya da sadece ben varım ulan! diyebilmek uğruna isimlerini bu yozluğa alet etmeleri. 3. Dert:Ya şu lanet dünyaya küfretmek, ya iyice dolan beyin haznelerini boşaltmak, ya başka insanlarla ortam/mekan/düşünce/vs. paylaşmak, üretimleri sergilemek (itina ile teşhirden ayrı tutunuz) şeklinde uzatabilecek bir dizi. 4. Para: Sona kaldığına bakmayın, aslında en mühimi fakat çok da umrumda değil, oyunun kuralı bu zaten, kimileri değiştirinceye kadar.

Yukarıdaki nedenlerin ilk ikisinin pastanın en büyük dilimini kapladığını söylemek abes olmayacak herhalde. Sürekli -ticari olmasa da- arz-talep meselesinin kafaya takılarak Arama / SMS / Chat / Mizah / Şiir / Ziyaretçi Defteri / Webmaster Köşesi gibi birbirinin klonu sayfaların türetilmesinin, işte ben buyum zırvalığının gözümüze gözümüze mütemadiyen sokulmasının, özgün üretimlerin veya hissiyat paylaşımlarının ve dahi nitelikli içeriğin şu ülke ağında parmakla sayılacak derecede az olmasının nedenlerine acaba Atatürk’ün erken öldüğü dışında cevaplar getirebilecek babayiğitler var mıdır bu alemde? Demeyin ki bizim halimiz memleketin hali. O kadarı gayet açık ve net zaten. Mühim olan dışarıda veya içeride, yani ağda veya değil bu duruma bir miktar da olsa nasıl müdahil olunabileceğinin yanıtıdır kanımca… Şu an kafamda alternatif bir ağ oluşturmak isteyen tilkiler dolaşıyor. Hem öğrenme olayına farklı bir pencere getirmek, hem teşhircilerin üzerlerine kabus gibi çökmek, aynı zamanda tacirlerin ipliğini pazara çıkartarak derdimizi anlatmak üzerine kurulu bir ağ oluşturamaz mıyız dersiniz? Aslında birbirlerine değen benzeri bir ağ var elbette, linklerin aşağı yukarı aynı olduğu, paslaşan bir topluluk da denebilir aslında buna. Peki ya neden buna isim verilmesin? Bir düşünelim derim.

guzide isp’lerimizin

jarusalem | 23 May 2001 10:37

guzide isp’lerimizin malum portallarina onlarin tabirleriyle ‘sadece “Internet Servis Sağlayıcılar Derneği” tarafından belirlenen şartları sağlayan Internet Servis Sağlayıcıların kullanıcılarına açık olacaktır. ‘ yani ttnet’e tekellesme savasi veren!!! isplerimiz su an internet servis sağlayicilar dernegi maskesi altinda asil tekellesmeyi yapiyorlar. Sozum ona bu sekilde yaparak milyon dolarak dokerek yaptiklari portallarin uzuntusunden turk halkinin onlarin abudik gubidik sozde internet baglanti paketlerini alacaklarini zannediyorlar. hatta bu portallarin birinde calisan bir tanesi kalkip ( coca-cola’da calisan birinin pepsi satan bufeciye neden pepsi satiyorsun gibi bir soru yonelterek coca-cola’nin avukatligini yapmasi gibi) kalkip fazlamesai.net‘ te bu portal musvettelerini savunuyorlar. Ama bilmiyor ki arkadas o savundugu portal musveddesini yapan isp’nin kendisini hic dusunmeden kapiya koyacagini. ( bende bir portal calisaniydim evvel zaman icinde ) acikcasi su an cok sinirliyim. amerika’ da insanlar ucretsiz baglanti paketleriyle baglana dursun biz hala nelerle ugrasiyoruz. acikcasi bu guzelim isplerin bu yaptiklari da artik umrumda degil. aftermath, zoque, fazlamesai, sourtimes gibi amator ruhun urunu olan profeSyonel siteler bize yeter.

eskiden, daha pc oyu

loco | 22 May 2001 18:12

eskiden, daha pc oyunları ilk çıktığında destuction derby die bi oyun wardı, arenada arabalarla birbirine girerdiniz, bi de feci gaz bi müzii wardı oyunun, dinlerken kesseler acımazdı, o müzii buldum şansa.. hemi de metallicanınmış.. buyrun burdan indirin.

Symantec 17 Nisan’

maver | 22 May 2001 16:34

Symantec 17 Nisan’da bulunan yeni bir virüsün, antivirüs programları tarafından tanınmadığı, ayrıca 1 haziranda aktif olacağını açıkladı. PC’nizde bu virüsün olup olmadığını incelemek için SULFNBK.EXE adlı dosyayı arattırın. Dosya WindowsCommand klasöründe bulunacaktır. Bu dosyayı çalıştırmadan siliniz.. Kaynak; 17.05.01 href=”http://www.symantec.com/avcenter/venc/data/sulfnbk.exe.warning.html”>Symantec Online virüs ve güvenlik testi