bildirgec.org

42002 numaralı blog

hafifuyku | 10 November 1998 12:22

Bu sağlıksız zamanlarda gidilmesi gereken yerlerden biridir. Kırılmaz camla ayrılmış çifter çifter odalardan oluşur. Taraflar birbirlerini duyabilsin diye iki yönlü bir ses düzeni yerleştirilmiştir. Ama hapisanelerdeki gibi telefon ahizesi filan yoktur, çünkü mücadele sırasında eller serbest olmak durumundadır.

Duvarlar kendini çarpmak veya kafa atmak isteyenler için yumuşak birşeyle kaplanmıştır. Ama İki tarafı ayıran kırılmaz camın önünde bir masa vardır ve bu sert birşeydir. Kendinize illa zarar vermek istiyorsanız masayı kullanabilirsiniz.

cyberpunk fikir yarışması

hafifuyku | 05 November 1998 03:00

Taa FreakOut BBS zamanlarından kalma bir metin. Şu anda elimde yok, Net’te de bulamadım, aklımdan yazıyorum. Çok eski bir cyberpunk fikir üretme yarışmasının kazananları. Amacın kötülük yapmak değil sadece merak gidermek olduğu dönemden bir hatıra

1- Bir telefon üreticisinde çalışıyor, telefonların bilgisayar devrelerini tasarlıyorsunuz. CallerID denen şey, yani arayanın numarasının telefon çalarken gözükmesi, yeni çıkmış. Tasarladığınız telefon devresine, kimseye çaktırmadan şöyle bir özellik ekleyebilirsiniz: Sizin ev numaranızdan arandığında telefon çalmaz. Ve diyelimki üç kez arayıp üçer kez çaldırdığınızda telefon, hoparlörü kapalı olarak speakerphone’a geçer. Yani evde olup bitenleri dinleyebilirsiniz. Bu özellik üretiğiniz bütün telefonlara ekleneceği için bir kaç ay içinde dinleyecek bol bol telefon bulabilirsiniz.

2- Bir arkadaşınızla hesabın kasa önünde ödendiği (Örneğin Pizza Hut) bir lokantaya gidersiniz. Ayrı masalara oturursunuz. Arkadaşınız bir kahve içer, sizse deli gibi yersiniz. Yemek bittiğinde tuvalette buluşur, hesap pusulalarını değiştirirsiniz. Siz kahveyi öder ve çeker gidersiniz. Arkadaşınız ise sadece bir kahve içtiğini, bu korkunç hesabın onun olamayacağını söyleyerek itiraz eder. Haklı bulunur ve o da kahvenin parasını ödeyip çıkar. Daha sonra başka bir restoranda siz kahve içersiniz, arkadaşınız karnını doyurur.

3- Bir bilgisayar mağzasında geziyorsunuz. Çok uygun fiyatlı bir ses kartı görüyorsunuz. O da ne kartın üzerinde megabaytlarca hafıza var. Nasıl olur da bu kadar ucuz olur, diye düşünüyor ama yine de alıyorsunuz. Eve gelip bilgisayarınıza takıyorsunuz. Herşey güzelce çalışıyor. Gecenin boş saatlerinde asla kapamadığınız bilgisayarınız, 555-XXXX’i arıyor ve gündüz boyunca o bol RAM’ine kaydettiği konuşmaları yaratıcısı olan hacker’ın bilgisayarına yolluyor. Belli olmaz belki disk’inizde ilginç birşey vardır diye disk’in tam bir haritasını göndermeyi de ihmal etmiyor.

4- Bir dalgıç elbisesi ve üzerine dikeceğiniz yüzlerce minik motorla, programlanabilir bir cybersex ünitesi hazırlıyorsunuz. (Fikir bu. Nasıl yapılabileceğini anlatıyor. Hepsi de hikaye değil tabii)

5- Öyle bir zincir mektup hazırlıyorsunuz ki, okuyan herkes, tanıdığı herkese iletiyor. Zincir mektup çığ gibi büyüyor ve çekirge sürüsü gibi, üşüştüğü server’ları iptal ederek ilerlemeye devam ediyor. Sonuçta dünyanın Internet ekipmanı kullanılmaz hale geliyor. Yeni baştan yapmak zorunda kalıyoruz, ve bu sefer daha iyi yapıyoruz. En azından kablolar fiber-optik oluyor. Ve hoşgeldin, Information Super Highway. Bu madde ayrıca, hazırlanacak zincir mektup için harika bir öneri içeriyordu ama dediğim gibi seneler oldu, hatırlayamıyorum.