19.yy’da Galip Paşa tarafından kaleme alınmış olan bu kitap, yazıldığı dönemin cinsel yaşamını tüm çıplaklığıyla anlatmıştır. Mutayebat, taşlama, güzelleme, şaka, yarenlik ve eğlence gibi anlamlara gelen bir sözcüktür.Eseri, Filiz Bingölçe Türk Dil Kururmu Kütüphanesi’nin kayıtlı nüshalarından yola çıkarak günışına çıkarılmış ve Alt-Üst yayınlarından 2007 yılında yayımlanmıştır. Şairin kullandığı dil nedeniyle bazı çevrelerin şiire yakıştıramadığı “edep”sizlikte olduğu için 150 yıl kadar tarihin tozlu raflarında kapalı kalmıştır.Galip Paşa, ünvanından da anlaşılacağı üzere Osmanlı’nın önemli mevkilerinde görev yapmış ve Paşalık mertebesine yükselmiştir. Maliye Mektubu Odasında ilk memuriyetine başlamış, Kaptan-ı Derya Çengeloğlu Tahir Paşa’nın mühürdarlığını, Tahir Paşa’nın maraşalliği esnasında da divan katipliğinde bulunmuştur.Marmara Voyvodalığı yapmış, hatta İzzet Paşa’nın( ki dönemin başbakanı) divan katipliğine kadar yükselebilmiştir. Aslen Niğdeli olduğu, 10 Eylül 1876’da öldüğü ve Üsküdar mezarlığına defnedildiği bilinmektedir.Eserde; erkek karakteri Kastamonu delikanlısı “Himmet”, kadını ise, “Kezban” temsil etmekte, ayrıca bu karakterler dışında ise, şair bazen kendi araya girer, bazen da mahallenin muhtarının oğlunu, köyün hocasını, hatta emmi ve yengeyi de gazallere alarak, 19yy Anadolu’sundaki cinsel yaşamı renkli bir şekilde Kastamonu ağzıyla kaleme almıştır. Kaba bir Türkçe kullanmış ayrıca köylü ağzıyla gazelleri yazmıştır. Eser yazarın da deyimiyle “boş vakitleri eğlenceli geçirmek için” yazıldığından anlatılanlarda abartıyı bulmak mümkün, bu nedenle de Osmanlı’nın gerçekleri tamamen de yansıtmadığını unutmamak lazımdır. Şair eserini, dönemin padişahı olan Abdülaziz’e ithaf etmiştir.
Gazeller tamamen erkek cinsel organ çevresinde dönmekle beraber, kadın en çok yiyeceklere benzetilerek tasvir edilmiştir. Kadının; teni keşten (peynir), kolları dolma kabak, yanakları elma, dudakları pekmez, bal ve pestile benzetilmiştir.Gazellerde kadın cinsel organı, “han, orman, kutu, hamam, pambuk tulumu, samanlık, gül, faraş”, erkek cinsel organı ise; “çam, direk, öküzün ön kolu, koca direk, kalın, göl kabağı, dikilir taş, tokmak” tabirleriyle anılmıştır.
kaynak1kaynak2kaynak3