Gün içerisinde belki onlarca belkide yüzlerce insanlarlar iletişime geçiyoruz. Soru soruyorlar yada cevap veriyorlar. Peki karşımızdaki insanı gerçekten dinliyor muyuz?

M. Kemal ATATÜRK - Halkı dinlerken
M. Kemal ATATÜRK – Halkı dinlerken

Dinliyorum tabi ki diye cevap veren arkadaşlara küçük bir sorum olacak. “Gerçekten karşımızdakinin söylediklerini mi dinliyoruz yoksa kafamızdakini dinliyoruz da karşımızdakini dinlediğimizi mi iddia ediyoruz.Görünüşte Dinleme: Dinlermiş gibi yaparız ama aslında biraz sonra ne söyleyeceğimizi aklımızdan geçiririz.Konu ile ilgili olarak şuralara da (123) bakabilirsiniz. Ancak bizimkisi biraz farklı. Birkaç gün içerisinde de iyi bir şekilde dinlememizi engelleyen nedenlerden de bahsedeceğim.Dinleme çeşitlerini şöyle sıralayalım isterseniz.Savunmada Dinleme: Dinlerken, konuşulanların içinde bize yönelik bir olumsuz tutum veya saldırı var mı acaba diye dikkat kesiliriz.
Seçerek Dinleme: İlk önce görünüşte dinlemedeyken dikkatimizi çeken bir konu fark ettiğimizde dikkatimizi hemen konuşulanlara yöneltiveririz.
Tuzakçı Dinleme: Konuşmacının bir açığını yakalayayım da üzerine çullanayım niyeti ile dinleriz.
Denetçi Dinleme: Konuşmacı bizim az önce anlattıklarımızdan bir şey anlamış mı diye kendisinin konuşmalarını takip eder, aklımızdan sürekli ölçüm yaparız.
Nezaketen Dinleme: Dinlememek ayıp olur diyerek can kulağıyla dinlermiş gibi yapar, konu ile ilgilenmediğimizi belli etmemeye çalışırız. Dinlemek istemediğimizi açıkça söylemekten çekiniriz.
Ürkek Dinleme: Dinlerken içimizde, bir açığımızın ortaya çıkacağı ve rezil olacağımız korkusunu taşırız.
Yaltaklanmacı Dinleme: Karşımızdakinin hoşuna gitmek için olduğumuzdan farklı bir poz takınırız.
Kaynak