Geçtiğimiz hafta içi boyunca Anadolu yakasında ikamet etmek zorunda kaldım. Bu durumda gecenin karanlığının yırtılıp aydınlığa kavuşmak üzere olduğu vakitlerde yola çıktım. Sabahın o saatlerinde Kadıköy’de en az Beşiktaş sahili kadar boş ve huzur doluydu.4 gün boyunca dikkatimi çeken şey; sabah 06:35 Kadıköy-Taksim otobüslerinde nedense çoğunlukla yaşlılar yolculuk etmesiydi. Normalde sabah 08’de Beşiktaş’tan bindiğim otobüslerin hiçbirinde bu kadar çok yaşını almış insanlara rastlamamıştım. Bu insanlar işe gidiyordu. Kadıköyden taaa bilmemnerelere sabahın köründe giden bu yaşlı kadın ve erkekleri takdir ettim. Bir çoğunun çalıştıkları yerlerde çok fazla yüksek mevkilerde olmadıkları belliydi. Otobüste onların birbirleriyle olan diyaloglarını yarı uykulu bir şekilde dinlerken içim ısındı. Uzun zamandan beri bu kadar çok yaşını başını almış, güleryüzlü insanları birarada görmemiştim. Hepsi işlerine gidiyordu. Ve bir çoğumuzun uykusundan uyanmamak için direndiği saatlerde yollara düşüp kaybederlerse geçim sıkıntısı yaşayacakları işlerine koşturuyorlar. Bir kaçının poşetinde Kadıköy sahilinden aldıkları sıcak ve yağlı poğaçalar, bazılarının poşetinde öğlen yiyecekleri evde hazırlanmış sandviçler. Bir çoğunun koltuğu altında bir gazete ve avuçların indirim kartları… Henüz gün bile aydınlanmamış hepsinin torbacık dolu gözleri açık, yüzlerinde bir gülümseme ve sanki azcıkta eziklik… Bu haftadan itibaren yine 08:00 Beşiktaş-M.köy arabalarında olacağım oysa o insanlar çoktan yorgun bedenleriyle işbaşı yapmış olacaklar.Sabahın dar vakitlerinde yataklarından kalkıp, otobüslere binip işlerine giden yaşlı insanlar… Seviyorum sizi…