bildirgec.org

wurgun5

11 yıl önce üye olmuş, 20 yazı yazmış. 1 yorum yazmış.

Her bin kişiden biri Cengiz Han’dan geliyor

wurgun5 | 24 December 2006 16:14

turkleronline.com'dan
turkleronline.com’dan

Cengiz Han belgeselleri bu ara oldukça revaçta. Kendisinin hiç umursamadığı ırkının ne olduğu gibi tartışmalar da. Hatta Fransızlar kendilerinden olduğunu dahi iddia etmişler. Çok ilginç iki bilgi vermeliyim: İran Cengiz Han’ın elçisinin başını kesip geri gönderiyor. Bunun üzerine başlayan seferde bir milyon kişi öldürülüyor. İkincisi, yapılan araştırmada dünya yüzeyinde yaşayan her bin kişiden birinin soyunun Cengiz Han’a dayandığı ortaya çıkıyor. Bütün bu bilgileri abartılı görüş ve yorumlardan özellikle kaçınmaya çalışan ve bilimsel olmaya çalışan bir site ve eklentileri var. turkleronline.com ve buraya tıklayabilirsiniz.

Subcomandante Oaxa için çağrı yapıyor

wurgun5 | 21 December 2006 00:47

Meksika’da Oaxa diye bir yer. Oaxa’nın bir valisi var. Vali Ulises Ruiz, dediği dedik, kestiği kestik. Çürümüş ve iyice işlevsizleşmiş, diktatörlüğün açık baskı kurumlarına dönüşmüş Meksika’daki kurumlar gibi yani ve gidici. Ancak Meksika’nın bu geçiş sürecinde elinden geleni ardına koymuyor. Para militer güçler besliyor, tecavüzcüleri saklıyor, demokratik haklarını kullanan insanları kaybediyor, keyfi bir şekilde gözaltına alıyor, kimseye hesap vermiyor. Hükümetide onu son derece destekliyor. Ama Oaxa’da artık bir şeyler değişiyor. Öğretmenlerin grevi sonrasında yaşanan akıl almaz baskılarla birlikte Oaxa halk konseyi kuruldu ve kenti yönetmeye, sivil itaatsizlikleri örgütlemeye başladı. Hükümet bu konsey üzerine baskı ile gidiyor. Subcomandante Marcos bir çağrı yaptı ve hem Meksika’da hem Dünya’da 22 Aralık’ı Oaxa ile dayanışma günü ilan etti. Zapatistaların desteğini sundu. Meksika bir geçiş sürecinde. Tam olarak nereye geçeceği belli değil. Ama şimdiki gibi kalamayacağı kesin. Marcos’un dediği gibi “ya bir iç savaş yada ortak akla,barışa, adalet,demokrasi ve eşitliğe dayalı bir çözüm” Meksika, Vali Ulises Ruiz gibilerin son demlerini yaşadıkları bir köprü şimdi. İlgilenenler için http://vivazapata.com.tr.tc adresi bakılabilir.

Katılımcı ekonomi ya da üçüncü yol

wurgun5 | 14 December 2006 00:01

Katılımcı ekonomi (parecon) ile ilgili daha çok yazı, yazar, kavram ve pratik olgular görünür olmaya başlıyor. Özellikle küreselleşme karşıtı örgütlenmelerde ve eylemlerde kendini gösteren hareket giderek dünya ölçeğinde örgütlenmeye başlıyor. Türkçe bilgi için http://www.katilimciekonomi.com.tr.tc adresine bakabilirsiniz. Orjinal sitesini ziyaret etmek isterseniz bir derya ile karşılaşacağınızı garanti ederim. En azından benim duygum buydu.
Bir ekonomik vizyonu dayanışma, çeşitlilik, adalet ve konsey demokrasisi gibi değerleri temel alarak inşa etmek geçerli ekonomik vizyonların sıkıcı ve öfkelendirici açılımlarından daha ilginç.

Size de Geliyor mu?

wurgun5 | 26 October 2006 18:35

Size de bu tür mailler geliyor mu?

Dear Friend,
Please don’t be offended or surprised to receive this mail which Is sent
without you prior permission since we do Not know each other before now but
we will meet soon because of my Situation. I got your contact through
network online hence decided to Write you because of my desperate situation,
I strongly believe that this massage would come to you as a surprise.
Infect, it is in respect of the strict confidence given to me that you Are
honest and versatile in business that motivated my interest to seek for
your Co-operation in this transaction.

ideoloji ne olsa gerek

wurgun5 | 29 June 2006 23:56

guernika
guernika

İdeolojiler ne olsa gerek?
Varoluşu bilimsel ve felsefi açıdan anlamlandırabilmek ideolojilerin gerçek yaşamdaki önemini göz ardı etmeksizin ancak onun etkisinde kalmadan tarihe, güne ve geleceğe bakmakla mümkündür. İdeolojiler gerçektir; çünkü toplumsal yaşamdaki farklı kesimlerin üretim ilişkilerindeki konumlarının ve o konumların yaşamdaki karşılıklarının bir ürünüdür. Her ideoloji, ona sahiplenen toplumsal kesimin ekonomik, politik, sosyal çıkarlarının güncel yansımasıdır. Ancak her ideoloji eksiktir; çünkü tarihe ve geleceğe bakışını gün üzerinden oluşan çıkarlar belirler. Güncel çıkarlar ise her daim değişim halindedir ve çoğunlukla insanlığın ortak çıkarlarına ve tarihsel birliğine hizmet etmezler. İdeolojiler eksiktir; çünkü sadece bir pencereden bakışın ifadesidirler. Oysa gerçek çok boyutludur ve ideolojiler çok boyutluluğu kucaklama özürlüdür. Buna rağmen gerek egemen ideoloji gerekse de egemen olamayan ideoloji gerçeğin tam da kendi dediği gibi olduğunda ve gerçeğin tüm boyutlarını kucakladığında ısrarlıdır, kendini kabul ettirmede kullandığı temel araçlardan biri ise çoğunlukla şiddettir… Gerisini
varsın isteyen kendince tamamlasın.

zapatistalar “yeni bir uygarlığın temel eğilimlerinden biri”

wurgun5 | 29 June 2006 23:42

subcomandante marcos delegado zero
subcomandante marcos delegado zero

Zapatistalar, yani Chipas’ın maya yerlileri için, yeni ve alternatif bir uygarlığın, temel eğilimlerinden biri deniyor. Varolan dünya uygarlığından bıkanlar için yeni bir uygarlık fikri hoş geliyor. Bazıları ise, bu hoşluğu gerçek yapıyorlar. Herhalde yeni bir uygarlığın temel niteliklerini, Zapatistaları baz alarak açıklarsak, şunları sıralayabiliriz.
Barış, adalet, özgürlük, eşitlik, şiddet karşıtlığı, kendin gibi düşünmeyen ve yaşamayanlarla bir arada yaşayabilme azmi, sabrı ve isteği, onur, çok renkliliği her anlamda kabul etme, kadın ayrımcılığının reddi, ırk, soy ayrımcılığının reddi, çevre duyarlılığına sahip olarak yaşama refleksi edinmek vb. vb. Zapatistalar elbette bu sürece bir kerede gelmediler ama geliş süreçlerinde Lacondon cangılından yayınladıkları bildiriler ve öteki kampanya önemli bir yer tutuyor.

Yaşamın yasasını açıklıyor Calmmoon…Hegel açıklamıştı sıra onda…

wurgun5 | 06 June 2006 17:23

picasso
picasso

Yaşamın yasasını açıklıyor Calmmoon…Hegel açıklamıştı, sıra onda…Kendiyle tutarlılık önemlidir ama barındırmaz yaşamı içinde henüz. Kendiliğinden iyi olan, kendiliğinden kötüyü de barındırır içinde. Ama, bu karşıtlıktır ki, başlatır hareketi. Çelişkinin farkında olanlar, hatta farkında olmakla kalmayıp, onu bağrında taşıyanlar, omuzlarına alarak götürenler, bunu yapabildikleri ölçüde canlıdır, canlı hayatın simgeleridir. Artık vardırlar ve varolmak ancak böyle bir şeydir.Varoluşun farklı biçimlerini kaçırmamak gerekir gözden. Bir kere varolanlar, karşıt diye anımsadıklarının saflarına da geçmelidir. Ve karşıtları birbirinin içinde varetmelidirler. Kendi içlerinde bile karşıtlığı yaşatma bilgeliğinde olmalıdırlar. Böyle değilse eğer, yaşamın hareketi affetmez. Böyle olsa bile, henüz asıl rengi değildir yaşamın ve karşıtlıklar içinde yokolup gitmeye mahkumdur, bu kadarıyla yetinenler.Yaşam ve bilgelik vardır, birbirini kucaklayan ahenkle. Bilgin ve teorisi vardır, tecrübeye dayanmayan ve tecrübe edilemeyen. Bu kadarı bile yakalayabilir karşıtlığı ve sürdürebilir varlığını.Yine de yaşama asıl rengini vermemiştir bu biçim, on binlerce yıldan beri.Yaşama rengini verdiğini bilmeyenler çoğunluktadır her zaman ve karşıtlıkların baskısı altına gönüllüce girerler sanki. Kendi dışlarında varolanların başka hesaplarında ya da yokoluşta, yazmasına boyun eğerler kaderlerini.Bize düşen, yaşam ve bilgeliğin birbirini kucaklayıp taşıdığı harekete dikmektir gözlerimizi ve bunun yasalarıyla yaşamaktır…

Sana politikacı olamazsın demedim

wurgun5 | 06 June 2006 00:54

Almanya'da politikacılarla ilgili  bir film afişi
Almanya’da politikacılarla ilgili bir film afişi

Sana Politikacı Olamazsın Demedim…!!!

Ama adam olamazsın diye çok rahat derim.
Herkesin bildiği ve bıyık altından güldüğü türden politikayı ve politikacıları oldum olası sevemedim.
Fakat bunların içinde, ehven-i şer kavramını bize hatırlatacak türden, iyiden iyiye çiğ tipler yani anlayışlar vardır.
Hedef seçtiğini yerden yere vurur, eleştirir, kafasını gözünü yarar, ağzından tükürükler saçar ve kan damlar dillerinden. Ve baştan kara bir ideolojiyi kusarlar. Bizlerin de buna inanmamızı ve onaylamamızı beklerler. Herhalde sözleri bittiğinde “bugün de yine insanları aydınlattım” türünden hayaller fısıldıyorlardır kendilerine. Üstelik bu anlayışa sahip tipler, öyle, sadece bir eğilimde de yok. Nazar değmesin, bu konuda da abartılıyızdır. Bütün eğilimlerde, böyle insanı politika ve politikacılıktan iyice soğutan tipler var malesef. Çıkarların karşıtlığı bu kadar keskin olunca, yaşama yansıması da bu kadar sert vuruyor.

“Yaratmayı seç; aşk o zaman aşk olacak…!!!”

wurgun5 | 04 June 2006 23:06

“KIYICILIK VE YIKICILIKLA YARIŞMA, YARATMAYI SEÇ;
AŞK O ZAMAN AŞK OLACAK

paylaşmak ve yaratmak
paylaşmak ve yaratmak

Gerçekten kendine güvenmek, aynı zamanda herkese güvenmektir. Çünkü ömrünü bir gecede kaybedileceklerin peşinde tüketmemişsindir. Çünkü hayata dair projelerin kişisel değildir. Biriktirmeyi seçtiğin şeyler, bu sistemin içinde üretilemez. Onun dışında ve ona rağmen ürettiklerine ise bu sistemin eli yetişmez. Çünkü onun kıyıcılığı ve yıkıcılığıyla yarışmak yerine yaratmayı seçmişsindir. Bu sistemin kıyısında bir yerlere tutunup, oradan akıl yarıştırmayı değil, onu aşan, günü aşan bir uygarlığın peşine düşmüşsündür. Rekabet yerine dayanışmayı, yalnızlaşmak yerine çoğalmayı, biriktirmek yerine paylaşmayı seçmişsindir. Kendin için dileyebileceğin her şeyin, herkes için hale gelmedikçe, ortaya çıkan eşitsizlikte ve bencillikte ne aşkın aşk, ne de sevginin sevgi olarak kalamayacağını, yenilmeye mahkum olduğunu bilirsin. Seni tüketen bu sistemin karşısında alternatifini adım adım örersin. İnsanlar senin yaşadığın hayattan, başka bir hayatın olabilirliğine ilişkin dersler çıkarabiliyorsa, tecrübeleri tersyüz edebiliyorsan, kendine güven meselesi de kişisel niyetlerle, güçlerle, becerilerle alakalı olmaktan çıkmış demektir. Yaşamı çözebilmekle ilgilidir. Bu hayatta, bir ölümlünün yürüyebileceği yolun, iyilikleri ve kötülükleriyle aşağı yukarı bir fotoğrafını çekebilmek ve buna uygun hazırlıkları bir adım önden yapabilmekle ilgilidir. Ve en önemlisi, bu sistemin hiçbir kurumuyla ve kuralıyla ölümüne anlaşmalar yapmamakla ilgilidir. Değiştirilebilir olanı bilip, değiştirmenin, o hayata, bin hayat katan yollarını yürümeye başlamakla ilgilidir. Dünyaya, dünya dışından bakabilme perspektifine sahip olmakla ilgilidir.