bildirgec.org

winmaker

11 yıl önce üye olmuş, 480 yazı yazmış. 1115 yorum yazmış.

Bobism

winmaker | 04 February 2009 10:05

Bu sene sonunda çıkması planlanan, blog soslu fantastik bir bilim kurgu filmi var, adı Bobism.

Filmin konusu şöyle; Bob adlı bıyığı terli bir genç blogger, blogunda yazdıklarıyla, farkında olmadan gelişimi 1000 yıl sürecek bir ütopik toplumunun temellerini atar. Atar atmasına ama bin yıllık bir zaman dilimini etkileyip de, öyle hiç bir şey olmamış gibi arkasına yaslanıp yatamaz. Gelecekten gelen anti-ütopik yaratıklar, daha ütopya ortaya çıkmadan önce onu yoketmek isterler. Ama önce tüm bloggerlar’ın cesedini çiğnemeleri gerekir, değil mi? Neyse, daha fazla lafı uzatıp da es kaza bir ütopyanın ortaya çıkmasına mahal vermeyelim, aman diyeyim.

Foodscapes: yiyecek sanatı

winmaker | 21 January 2009 10:56

http://www.telegraph.co.uk/news/picturegalleries/howaboutthat/3519419/Foodscapes-amazing-food-art-by-Carl-Warner.html?image=1

Çikolatalı bira

winmaker | 15 January 2009 17:07

http://www.japanmarketingnews.com/2009/01/new-chocolate-beer-to-debut-in-japan.html

Metalci vazolar

winmaker | 15 January 2009 12:31

http://www.legaragepierreblanc.com/catalog/?myLoaded=740773&myTotal=740773&myPercent=1&myText=100%25&but=gallerie

Akrep günlüğü, ya da yıllığı

winmaker | 07 October 2008 23:04

İlk karşılaşmam çocukluğumda olmuştu akreplerle. Sayıca çok fazla, süratçe çok hızlıydılar. Köyde, onlar geceleri kerpiç duvarlarda aksesuar gibi dururken, yorgan altında yusufçuk edasıyla uyumaya çalışırdım.

Şimdi büyüdüm. O günlerden geçen seneye kadar olan arada, akreplerle ilişkim burçlardan öteye gitmedi, ona da inanmadığım için öteyi bırakıp beriye bile gitmedi hatta. Ta ki geçen seneye kadar, evet. Bir haftalık yokluktan sonra eve dönmüş, duş almaya hazırlanırken küvette iki adet simsiyah akrep görmüş ve ışık hızıyla tekrar sırtıma çantamı takıp yola düşmüştüm. Ziraatçi bir arkadaşın “Siyah değilse korkma, hele ki kuyruğu 9 boğumdan azsa hiç korkma” demesi üzerine eve bir süre uğramamıştım. Gözümde akreplerin resmini canlandırdıkça 29 boğum sayıyordum, nasıl korktuysam. Günler günleri kovaladıkça (nasıl bir sapıklıksa günlerinki, işleri güçleri yok, birbirlerini kovalıyorlar) evin durumuna dair duyduğum meraktan biraz cesaret alıp zirai bir ilaçla evin yolunu tuttum. Işık hızıyla eve dalıp ilacı bastıktan ve kilolarca yoğurt yiyip litrelerce ayran içtikten (ilaçtan zehirlenip akreplere alay konusu olmanın manası yok tabi) 2 gün sonra eve girip burayı mesken olarak tutmuş 5 adet irili ve birçok adet ufaklı cesedi defnedip, ilaca dualar okudum. Nasıl bir ilaçsa, yaklaşık 6 ay boyunca kapının ve pencerelerin önü böcek mezarlığı gibi oldu.