bildirgec.org

tuzlabuz

11 yıl önce üye olmuş, 4 yazı yazmış. 4 yorum yazmış.

boş

tuzlabuz | 31 October 2006 19:08

her şey ne kadar boş. insanlar ve başta ben ne kadar anlamsızlaştık. yapmacık güümsemelerden çok sıkıldım. nerde kaldı, birbirimizin gözlerinin içine bakıp gülümseyişlerimiz…
gözlerimizi kaçırır olduk gülerken, anlaşılmasın diye içindeki sahte tebessüm.

böyle geçyor işte, günler, aylar, yıllar… sonra geriye dönüp baktığımda, elimde hiçbir şey olmuyor. bunu farketmek ne kadar acı verici, bir bilseniz…

bir düş

tuzlabuz | 18 October 2006 02:33

insan rüyasında aşık olur mu?
onbeş gün öncesine kadar muhtemelen hayır derdim bu soruya…
ama artık evet diyorum, aşık olur insan, hem de bal gibi olur 🙂
“olur olur bal gibi olur”
hemen düşer şarkı aklıma, açar dinlerim..
ne ise, konuya dönelim.
birisi vardı, geçen yıl aynı ortamı paylaşıyorduk, ama nedense o birisi, benim bu yıl, tam da bu sonbahar günlerinde girdi mi düşlerime?
çık derim, git derim, gitmez…
o el uzatır düşlerimde, en kalabalık yalnızlıkların içinde iken…
o yer ayırır, yanında bana bir tek…
o dinler bir tek, bıkmadan, usanmadan..
evet ben bu insana düşümde aşık oldum işte..
gündüzleri gelmez hiç aklıma, hayalini kurmam onunla bir saniyenin.
bilirim çünkü bütün kurduğum hayaller en güzel yerinde kopacaktır…
sen en iyisi kal benim düşlerimde…
düşüm ol, düşümde olursan bilirim, gitmezsin…

bir aşkın bitimi

tuzlabuz | 18 October 2006 01:05

git hadi şimdi
gözlerime yaşlar düşmeden git hadi…
ardından ağlasam da önemli değil,
senin görmeni istemiyorum sadece.
git hadi şimdi..
ellerin ceplerinde git hadi…
sakın bakma gözlerime,
gözlerim anlatır her şeyi bakarsan
ama sakın bakma
git şimdi…
özlesen de dönme,
dönme sevgilim
dönüşün, kıyametim olur
kaldıramam senin sevgini bir daha
ağır gelir ruhum bedenime, düşerim…
git şimdi sevgilim…
hadi git ne olur…
25.01.06
20.50

denetlenmek
13-02-06

“bu son bakışsa, gitmek hiç mümkün değil”
değildi işte, bir saat erken gideceğim diye
kıyametleri neden kopardığımı şimdi daha iyi anlıyorum.
meğer son bakışmış sana…
son kez el sallayışınmış…
son kez öpücüğünü kondurmuşsun,
sen kez ellerinin sıcaklığını paylaşmışım…
yine dalmış, düşünüyorum…
kelimeler böyle çıkıyor işte ağzımdan
hepsi küskün, dargın..
dargınlığım kendime, tebessüm ediyorum yine
seni düşünürken elimde olmadan
kıyamıyorum yine sana
kendime kıyıyorum sevgilim
sevgime kıyıyorum
neden bu kadar masumdu sevgim,
neden bu kadar çocuksuydu!
şimdi de bir çocuk küskünlüğüne bürünmüş,
ağzımı büzüp oturuyorum…
madem sen imkansızdın
neden bu çocuğun yanına yaklaştın
gene bulmaca çözmeye başlıyorum
ama sevmiyorum işte ne bulmaca
ne de bir labirent kaosunu
çığlık atıyor içimdeki çocuk
çığlık çığlığa uyandırıyor beni
sevgilimi getir diye ağlıyor
ona hiçbir şey veremiyorum ben
ellerim boş gene
sevgilisini veremiyorum
ben neyse de, onu asla inandıramıyorum gittiğine
inatla,istiyor seni…
getiremiyorum seni
ellerim boş, yüreğim sarhoş
öldürüyorum çocuğu
çığlık bitiyor, sen bitiyorsun
çocuk bitiyor
bitti işte…
19-02-06
23.04

tuzlabuz | 13 October 2006 23:03

Açtım metin sayfasını, yazıyorum, ne yazacağımı planlamadan..
Ezginin Günlüğü çalıyor playerde, “git dersen giderim, kalırım
kal dersen, söylenmemiş, sahipsiz bir şarkıyım…”
Odanın havası; tütün, kahve kokmakta… Yatakta oturmuş, düşünmekte, kendimle konuşmaktayım…
Aklım geceki düşte… Düşlüyorum düşümü, düşledikçe düş oluyor, düşüyor ellerimden…
Tutunamıyorum düşüme, sahip çıkamıyorum, korkulu tavırlarımla…
Zaman yenmiyor acılarımı, sadece zaman geçiyor, bense eskidiğini zannediyorum. Hatırladıkça kendime küsüyorum, kırılgan bir çocuk gibi…