bildirgec.org

tutkulubiryazar

11 yıl önce üye olmuş, 19 yazı yazmış. 5 yorum yazmış.

O DEV

tutkulubiryazar | 22 July 2010 13:51

-İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur… Mevlana

Acaba dostlarımıza hak ettikleri değeri veriyor muyuz? Aramızdaki ilişkinin samimiyetini ve sevgi boyutunu artırmak için çeşitli yollar var, kaçını denedik yada denemeyi aklımızdan geçirdik?

Dostumuz, bizden öncelikle sevgi ister. Bu sevgi bağlılığa dönüşür. Zor zamanında da yardımlaşma yada daha yalın bir ifadeyle onun derdiyle dertlenme hususu dillenir. Demekki aslolan dostumuzun dost olarak orada kalması değil; tıpkı saksımızda yetiştirdiğimiz çiçeğe sı vermemiz gibi ilişkimizi sürekli gözden geçirmek, ona gereken değeri vermek, gerektiğinde fedakarlıkta bulunmaktır.

O DEV BİR ADAM: ANTHONY ROBBINS

tutkulubiryazar | 21 June 2010 16:44

Anthony Robbins kişisel gelişim akımının başrol oyuncularından dev bir isim. Kendi felsefesini NLP üzerine oturtmuş ve milyonlarca insana kitaplarıyla,videoları ve seminerleriyle ulaşmayı başarmış bir insandır. Kendisi insanın verdiği kadar değerli olduğunu belirtir.

-Hayatın sırrı vermektir.Tony Robbins

Kendisinin 4 ayrı kitabı var. Birincisi “Sınırsız Güç”…
Hakkında ufacık bilgi vermek gerekirse şu anda günümüzdeki tüm kişisel gelişim kitaplarının atası konumundadır kendisi. Gerçekten de NLP’nin Tony dehasından süzülmüş şeklini bulabilirsiniz bu kitapta…

Zor olan… Peki ya?

tutkulubiryazar | 01 March 2010 11:51

Meğer ne de zormuş hayat… Yada zor olan bizmişiz meğer… Hayatı, sırtımıza yüklenip ezilmemizi nasıl açıklayabiliriz ki… Mutlulukla hüzün arasında geçen köşe kapmacanın sonucu mu bizim hayatımız?…Yoksa hayatın sonucu mu mutluluklarımız…

Gök mavisi mi büyülüyor bizi? Yoksa Gökyüzünün mavisi sadece bize mi mavi… Kim bilir belki de gecenin en renksiz anında kopuverir bir kıyamet daha…Avuç avuç yudumlarız bizde ölümü sanki ondan hiç korkmamış, hiç ürkmemiş gibi…

Yazmak….Nasıl?

tutkulubiryazar | 20 February 2010 10:37

[Aslında bu yazıyı ileride yayınlayacaktım ama hiç bozmadan doğrudan bu sitede paylaşmaya karar verdim.]
Yaptığım şeyler üzerinde neden daha az düşünüyorum? ‘Nasıl’ı neden merak etmiyorum ki! Yazar olmak,yani, yeni yeni düşünceleri gün yüzüne çıkartmak, onlar üzerinde oynamalar yaparak ‘mükemmele ulaşmak’ ve küçük de olsa hem kendi hem de başkalarının üzerinde gözle görünür bir fayda sağlamak… Sanırım maksadım bu; ama nasıl? İnsanların ağızlarını bir karış açık bırakan,”Aaa ne kadar güzel yazıymış… Nasıl düşünmüş bunu acaba?” dedirten, etkileyiciliği ve farklılığı ile öne çıkan ve “İşte bu!” diye haykıran yazıları nasıl yazacağım? Gâye büyük… Yolun sonundaki cazibeyse, beni kendine çekmeye yetiyor… Kolay olmayacak ama mutlaka olacak. İlk adımlarımı attığım bu yolculuğu inşallah başarıyla bitireceğim.Şimdilik bu kadar yeter, Buyurun kapıda beklemeyin içeriye geçin. Sizleri ‘Kendi Şehrime’ davet ediyorum. Unutmadan, şunu da hatırlatmalıyım ki sizler bu yazıyı okuduğunuzda ben çoktan ölmüş olmayacağım… Sadece ülkenin en çok satan yazarı olacağım, bu kadar!

Konuyla Ne Alakası Varsa?
Konuyla Ne Alakası Varsa?

Laf Cambazlığı

tutkulubiryazar | 27 September 2009 15:06

Çoğumuz laf sokmada günümüzdeki insanların iletişimsizliği yüzünden ustalaşmışızdır. Türünün en iyi örneklerini sizlerle paylaşmak istiyorum:

Meclis kürsüsü milletvekillerinden biri ağırlamaktaydı. Vekil son derece öfkeli ve ironik konuşuyordu. Öyle ki sinirden kıpkırmızı kesilmişti. Milletvekilinin konuşması karşıdan birinin sözleriyle bölündü…
-Siz de erkek misiniz,efendim?
-(derin bir nefes aldıktan sonra) Ben erkekliğimin zekatını size versem siz bile erkek olursunuz!

Muhabir Arabeskin Kralı(Tanrısı) M.Gürses ile röportaj yapmaktadır. Müslüm Gürses’e:
-Müslüm Bey Hakan … ‘a arabeskin yeni peygamberi diyorlar.Ne diyorsunuz?
Müslüm Baba zarif bir gülümsemeyle:
-Öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum!!

Lütfen Bu Yazıyı Okumayınız!!!

tutkulubiryazar | 27 September 2009 12:27

Dikkat! Dur kardeşim bu yazıyı yanlışlıkla yazdım lütfen devamını okuma. İçinde zaten çok gizli mahrem bilgilerim var.Lütfen devam etmeyiniz! Sağlığınız için!Dediğim gibi ufak bir hata okumamalısın. Aloooo! duymadın galiba devam etmeyin okumaya yav çok önemli değil zaten.Sen de sıktın kardeşim okuma dedik ya. Çok gizli ve bir o kadar da gizemli. Amma da meraklısın ha devam etme gizli dedim. Bana ait hayati bi bilgi ne yapacaksın sen beni. Kardeş bari bu son cümlen olsun bak merakına yenilceksin başına kötü şeyler gelecek… Yahu artık senle baş edemeyeceğimi anladım. Tamam tamam.Açıklıyorum… Hazır mısın? Derin bi nefes al. Seni biraz daha sıkacağım ama değecek. Lütfen… Emin misin? Bak iyi düşün açıklayacağım kötü bişi olucak! Valla çok gizli. E… madem buraya kadar okudun,heralde sen çok sabırlı birisin. Ve de meraklı! Ben de zaten böyle biri aradığım için uzattım…Ne de olsa mahrem bi bilgi. Hem gizli hem gizemli. Ya abi sende de ne sabır varmış.Bırak bak başına iş açılacak bunu öğrendiğinde tamam çok şey öğreneceksin ama çok büyük de sorumluluk getirecek.İşte tam zamanı açıklıyoruuuuuuuum.Açıkladım gitti be: Fazla Merak İyi Değildir Dostum!

Çiçek Olmak!

tutkulubiryazar | 26 September 2009 16:24

Toprağa yeni bi kardeş geldi…Müjde! Yeni bir can bitecek toprakta. Rengarenk ve sevimli.
Sıcak kalbi toprağı ısıtacak. Önce toprak ona can verecek; sonra o toprağa. Büyüyecek…
kısa zaman sonra. Deliyormuş gibi gelse de toprağı aslında yeni bir hayat bağışlıyor ona.
Tek doğar ilk zamanlarda çiçekler. Yalnızlıkla yoldaş olurlar. Sonra birden beşe beşten ona…
Derken yüzlercesi kaplar vadiyi ilkbaharda. İlkbahar onların bayramı…

Güneşin dostluğu daha da
artırır sevinçlerini… Neyse… nasıl her şey tek çiçekle başlarsa vadide; hayatta da bazı şeyleri
önce senin başlatman gerekebilir. İlk gülücüğü attığın için sana gülümserler çoğu zaman.Ya da sen
açılmadan açılmaya çekinebilir insan… ve asıl önemli olan ilk olabilmektir dostum. Vadideki ilk
çiçek gibi güneşle dost olmak!

İstiklal Kafiyesi: Mehmet Akif Ersoy

tutkulubiryazar | 14 September 2009 17:04

Mehmet Akif milattan yaklaşık 1873 yıl sonra İstanbul’da dünyayı selamlar.Asıl adı Mehmet ragif olan
İstiklal Şairimiz’in muhterem anneleri Emine Şerife Hanım Babası Temiz Tahir Efendi’dir. Eğitim hayatı
Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başlamıştır.

Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy

Mülkiye mektebine devam ettiği sıralarda muhterem
babalarının vefatıyla okulu bırakır.Baytar(Veteriner) mektebini başarıyla(birincilikle) bitirir.Kendisi sosyal
yönü kuvvetli biriydi. Yüzmede çok iyiydi.Hatta boğazı yüzerek geçerdi.
Neyse… Yabancı dile olan tutkusuyla dikkat çekerdi. Fransızcayı çok iyi bilirdi. Farsça yı da öğrenmişti
Ek olarak babasından arapça dersleri aldı. Ziraat nezaretinde baytar olarak görev almıştır.(1893-1913)
Bu işine ek olarak dersler de vermiştir. Kendisi
Türkçe’ye-özellikle halk diline ve tabirlerine- ve arapçaya
hakimdi. 1893 de İsmet hanımla evlendi.Şiir yazmayı uzun süre sürdürdü. Fakat 1908 yılına kadar yayımlamadı.
Sırat-ı Mustakim(Doğru Yol) dergisi ile yayınlamaya başladı.1920 senesinde Burdur Milletvekili seçildi. 27 Aralık
1936 da vefat etti. Kendisi dinini tam anlamıyla yaşayan alim bir zattı. Ne ilginçtir ki torunu komünisttir.(ayrıntılı bilgi…)

Taceddin Dergahı-İstiklal Marşının Yazıldığı Ev
Taceddin Dergahı İstiklal Marşının Yazıldığı Ev

17 Şubat 1921 günü İstiklal Marşı’nı yazmıştır. Bu itibarla “Milli Şair” ünvanını almıştır.7 kitap yazmıştır.
Mehmet Akif’i diğer şairlerden farklı yapan en temel niteliği şiirlerini yaşayarak yazmasıydı. Evet,o yazdığı
her şiirin alemine tam anlamıyla seyahat eder; dünyadan ayrılırdı. Şiirlerinin etkileyici olmasının ikinci
nedeni dile hakimiyetiydi. Şairliğinin yanında kültürlü alim bir zattı. Olgun hareketleriyle dikkat çekerdi.
Allah rahmet eyler inşallah.

Eyleme Geçmek

tutkulubiryazar | 09 September 2009 10:52

Bazı insanlar tanırız, onlarca kitap okurlar sohbetlerinde bunlara yer vermeyi de ihmal etmezler ama gene de bir şeyler yapamazlar. Çok bilen(!) bu insanların arasına çoğu zaman biz de gireriz. Okuruz ve sadece geçeriz. Bugüne kadar onlarca kitap okuyup da bir şeyler yapamayan insanlar bildiklerini uygulamayan insanlardır.
İnsanların çoğu nasıl yapılacağını bilir; şimdi yapması gerekeni bilir; ama gene de yapmaz. Dağa, ona bakarak tırmanamazsınız. Elinizdeki aletleri kullanmayı ne kadar iyi bilirseniz bilin kullanmadan onlar bir şeye yaramaz. Dünyanın en değerli hazineleri sizin olsa harcamasanız neye yarar! Uygulanmayan bilgi de tıpkı bunun gibi ne size ne de başkalarına fayda sağlar.Bir şeyleri yapmak için bilgi gerekse de uygulanmayan bilgi yok gibidir. Başarı için öğrenmekten daha önemli ve asıl işinize yarayacak olan adım uygulama aşamasıdır.İşte o zaman öğrendiğiniz bilgi işe yarayacaktır.

Asıl başarı bence öğrendiklerini uygulamaktır. Okuduklarını uygulayanların yıldızları çok geçmeden parlayacaktır. Okumak zihinseldir ama; önemli olan zihnimizin eylemlerimize rehberlik etmesidir. Çok güçlü bir eser sizi öyle veya böyle az da olsa hareke zaten geçirir. Fakat bu harekete geçme için bile irademizle ve duygumuzla bilgimizi yoğurmamız gerekmektedir. Önemli olan ruhunuzun delicesine uygulama ateşiyle yanıp tutuşmasıdır. Arılar bize bu konuda etkin bir örnektir. Bal için onlarca çiçeği bıkmadan,usanmadan ve vazgeçmeden ziyaret eder.Çünkü bilir ki bu çabasının sonucunda elde edecekleri vardır… Unutmayın kovanda duran arı bal üretemez.
Bilgi değerlidir; ama içi boştur. Ve bilginin içini eylemlerimiz doldurur. İslamda da bildiğinle amel et anlayışı yer almaktadır. İlhamlarını İslam’dan alan kahraman ecdadımız bildikleri ile amel etmeyi temel prensip haline getirmişler ve netice de dünyaya örnek bir vasıfla bizi temsil etmişlerdir. İslam’ın şanlı peygamberi Hz.Muhammed(SAV) de ahrette en çok pişman olanların bildikleriyle amel etmeyenler olduğunu söylemiştir.

Müzik Burda Çalıyor…

tutkulubiryazar | 02 September 2009 12:03

Milyonlarca müziği bir arada dinlemek isteyenler,
Bilgisayarındaki müzikleri upload edip Harddisk boşaltmak isteyenler,
Milyonların müziklerine ve playlistine ulaşmak isteyenler

Ve tüm bunları online yapmak isteyenler bu site tam size göre…

hayat, ıstırap ve keder verirse sükuneti müzikte arayınız...........(konfüçyus)
hayat, ıstırap ve keder verirse sükuneti müzikte arayınız………..(konfüçyus)

www.muzikmatik.net sitesi kullanışlı ve basit bir arayüze sahip…
Basit bir üyeliğin ardından ister kendi playlistinizi oluşturun ister başkalarınınkine ulaşın… İsterseniz de bilgiayarınızdaki müzikleri yükleyin….

MÜZİĞİN KALBİ BURADA…Öneri,eleştiri ve yorumlarınıza açığım…