bildirgec.org

teacher07

11 yıl önce üye olmuş, 126 yazı yazmış. 2082 yorum yazmış.

HAYDİ NÖBETE…

teacher07 | 17 March 2009 08:59

Giresun Gemisi
Giresun Gemisi

18 Şubat 1952’de “Türk gencinin kanının Amerika’ya satılması” şeklinde karşı çıkılmasına rağmen Türkiye “NATO”ya katılmıştır. Arkasından, hemen görevlendirilmiş, Kore yollarına sürülmüştür.

Neden?

Büyük güçlerin dünyayı paylaşım kavgasında kullanılacak piyonlar gereklidir. En ucuz güç de Türk gücüdür “23 cent” .

YAŞAM SAVAŞI

teacher07 | 03 February 2009 09:09

Orta Anadolu’nun dondurucu soğuğunda, gün batımından önce sığırcıklar (sturnus vulgaris) dondurucu geceyi yenmek için hazırlık içindedirler. Sürü halinde, birbirlerine kenetlenmiş, keskin soğuğa karşı uçuşurlar. Her günün akşamında, göller ve sulak alanların üzerinde uçuşarak bir yaşam savaşı verirler. Bu, yüzyıllarca değişmeyen bir kural olmuştur. Kimisi ince kar örtüsü altında kalarak toprağa karışırken, kimisi de bahara ulaşabilmektedir. Birlikte, yaşamlarını buz tutan göllere sığınarak sürdürmeye çalışırlar. Sığırcıklar tek başına uçma özgürlüğüne sahip olmalarına karşın, kışın hayatta kalabilmek için dev bir sürü oluştururlar. Kışın “ben”liği kenara atarak, birliğe yönelirler.

MAŞALA

teacher07 | 29 January 2009 17:28

Köy düğnlerinde meydanı aydınlatan kocaman bir ateş vardır. Maşala, adı meşaleden gelse gerek. Ateş aynı zamanda meydanda sergilenecek seyirlik oyunların sahasını da aydınlatmaktadır. Oyunda rol alanlar, arap, külcü, değnekçi, doktor, politikacı, kadın giysili erkek dansöz vb. oyunculardır. İzleyiciler bazen kahkahadan kırılır, bazen de kadın giysilerinde erkekleri ilgiyle izlerler. Bu oyunlara da meydanda yakılan ateşten dolayı maşala derler.

Köy düğnlerinde tam bir imece uygulanır. “Düğün el ile, harman yel ile…” diye söylenen sözün doğruluğunu görmek için köy düğünleri iyi bir örnektir. Akrabalar, komşular, tüm köy halkı düğünlere katılırlar. Hatta birbirine küs olanlar bile düğünlere katılmadan edemezler. Maşala zamanı da köylülerin sabırsızlıkla bekledikleri eğlencedir. Genellikle düğünün son gecesi düzenlenir. Kına gecesi diye adlandırılan gece de oynandığı çoktur.

Meydanı aydınlatan ateşin etrafında, davul zurna eşliğinde halk oyunlarıyla başlar maşala. Bu arada seyirlik oyunların hazırlıkları sürmektedir. Elini yüzünü kurumla (is) boyayan oyuncu araptır. Erotik giysilerle hazırlanan köle dansözdür. Tabi ki bu kadın giysili, güzel oynayan bir erkektir. Eski keçe parçasından deve başı hazırlanır. Eski kilimlerden deve örtüsü hazırlanmış, devenin ayakları kilimin altında görünmeyen erkeklerdir. Sırtlarına küçük ekmek tekneleri bağlanmış birkaç kişi de kaplumbağa olarak hazırlanır. Önlüğü kırmızı boya ile kanlekeleri yapılmış doktor ve aletleri de hazırdır.

Değnekçi (bazı yörelerde tongur denir), Düğnün ve oyunların düzeninden sorumludur. Çantasındaki külleri etrafa savurarak külcü sahneyi boşaltır. Deve etrafındakileri ısırmaya çalışarak, deveci ve köle ile sahneye çıkar. Etraftakiler ısırılmamak için etrafa kaçışırlar. Bu hareket oyuna ilgiyi daha da kamçılar. Ortada arap köle kızı över, artırmayla köle satışını başlatır. Oradan buradan abuk sabuk artırıcıların çoğaldığı bir zamanda biri, kölenin marifetini görelim der. Davul zurna ile meydanda gençlerle birlikte oynatırlar. Bir ara köle kızı gençler kaçırırlar, arap da bağıra çağıra koşarak sahneden ayrılır.

Yörüklerde Müzik (Hoya)

teacher07 | 28 January 2009 09:32

Yörük kızlarının evlenince terk etmeleri beklenen bir ezgi çeşiti olarak bilinir “hoya”. Yaylalarda, dağ başlarında radyo ve televizyon bulunmadığı, yörüklerin yerleşik yaşama geçmediği zamanlardan kalma bir çeşit türküdür. “Hada”. “boğaz çekme”, “boğaz havası”, “boğaz çalma”, “hollu” gibi adlarla bilinir yörelerde. Bütün yörük boylarında görülmesine karşılık, Güney Anadolu, Toroslar’da yaşayan yörüklerde daha yaygındır. Yerleşik yaşama geçilmesiyle söyleyenlerde kaybolmaktadır. Eğlence amaçlı bir çeşit atışma da denebilir “hoya”ya. Karşılıklı dalga geçercesine eğlenme, erkek ve kızların karşılıklı birbirlerini denedikleri, müzikli bir söz oyunu olarak da görülebilir.

Çocuk sesine daha uygun olduğu için, küçükler arasında yaygındır. Gırtlağa konan parmaklarla ses çeşitlendirlerek söylenir. Temelde kaval sesinin taklit edilmesine yöneliktir. Kavalın o büyüleyici sesini “hoya”da işitebiliriz. Yörük kızları da erkekler gibi hayvanlrıyla iç içedir. Çobanlık gerçek yaşam biçimi olduğundan, yörük kız çobanı da görmek mümkündür. Kaval çalan erkek çoban, kavalıyla düşüncelerini iletebilir. Kavalla kız çobana laf atarak, onun fikrini sorabilir. Kız çoban da hoya ile düşüncelerini söyler karşı yamaçtan bu yamaca. Gönlünün kız çobanda olmasını kavalıyla ileten erkek çobana, kız çobanın gönlü yoksa şöyle diyebilir: