bildirgec.org

sinemasever

11 yıl önce üye olmuş, 102 yazı yazmış. 48 yorum yazmış.

RABITA “Uğur Mumcu” devam2

sinemasever | 25 February 2007 11:58

Rabıta ile ilgili ilkine burada yer verdiğim yazının devamına yer veriyorum.

Kaplan, emekliye ayrıldıktan sonra kendi deyişine göre Er-bakan’ın isteği üzerine- Almanya’ya gitmiş ve orada “Milli Görüşçü” diye adlandırılan grupla birlikte çalışmaya başlamış. Hicret dergisinde de yazılar yazan Kaplan ile Milli Görüşçülerin yolları 1983 yılında iyice ayrılmış.

Bu arada Kaplan Hoca, iran’a da gitmiş. Ne olmuşsa orada olmuş. iran hükümeti, iran ‘daki yılbaşı mevsiminde Hoca’yıiran’a çağırmış: Yılda bir iran ‘da “cuma namazıarı toplantısı” olurmuş. iran hükümeti, “islam devrimini yaymak için her ülkeden din adamlarını iran’a çağırıp bu imamları ağırlarmış.”

PEYAMİ SAFA “1899-1961

sinemasever | 23 February 2007 00:40

Hafif Org yazarlarından sayın selmaelma hanımefendinin Peyami Safa’nın “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” romanından bahisle 83 yılda neyin değişip değişmediğini sorgulaması üzerine, Türk edebiyatında önemli bir yeri olan Peyami Safa’nın sinemaya uyarlanan romanlarına ve bu filmlere bir gözatarak, değerli romancımızı bu yönüyle tanıtmak istedim.

Peyami Safa babasının Sivas’ta sürgünde bulunduğu sırada öldüğünde iki yaşında idi. Küçük yaşlarda kemik veremine yakalanması nedeniyle çok zorluklarla ve maddi sıkıntılarla geçen yaşamında düzenli bir tahsil yapamayarak Vefa lisesinden ayrıldı ve çalışma hayatına başladı. Çeşitli gazetelerde, dergilerde gazetecilik yaptı ve roman, hikaye düşünsel yazıları yayınlandı.

BİR PROTESTO “Miting”

sinemasever | 17 February 2007 13:31

30 kişilik gösteri
30 kişilik gösteri

Günlerden 15 Şubat saat 12.10 Kızılay/Ankara. Bir arkadaşla Kızılay’da Karamürsel mağazasının önünde buluşacağım. (Buluşmak için tercih edilen yerlerden bir burası, bir diğeri de Gökdelen diye adlandırdığımız Gima’nın önü) Neyse, bir baktım ve biraz da korktum, en az 130 polis Güven Park önünde önlem almış. Belli ki bir olay olacak. Belki bir çatışmayla veya coplamayla sonuçlanabilecek bir gösteri söz konusu. Böyle durumlara meraklı olan ama olayların içine girmeyen ben, hemen uygun bir köşe buldum olacakları beklemeye başladım. Beş dakika geçti geçmedi bir kalabalık bağıra bağıra geliyor. Biraz uzak olduğundan seslerden bir şey anlaşılmıyor.

HAYATİ HAMZAOĞLU

sinemasever | 04 February 2007 14:24

Hayati HAMZAOĞLU (D: 5 Mart 1933 Trabzon – Ö: 15 Nisan 2000 Antalya)

“Şöhret ateşten gömlek. Onu giymek çok zor. Yakıyor adamı. İşte bizi yaktı. Ciğerlerimizi yaktı,beynimizi yaktı. 42 yıl oldu, 7 yıl öncesine kadar iyi kötü bir şeyler yaptık. Şimdi hastayım” çalışamıyorum. Bütün isteğim sağlığıma kavuşup, tekrar sinemada bir şeyler yapmak.”

42 yıl önce tesadüfen sinemayla tanışan Hamzaoğlu :
Benim sinemayla tanışmam tesadüf. 1954 yılının Cumhuriyet bayramıydı. Arkadaşlarla dolaşıyorduk. Sabri Karan vardı, o zamanın kötü adamlarından. Filmlerden tanıyordum. Ona rastladık. ‘Fiziğin çok uygun, filmde oynar mısın?’ dedi. Ben Kuyumcuda çalışıyordum. Sinemayla ilgim yok, bu çevrelerden hiçbir tanıdığım yok. Gittim sete oynadım. 5 tane 50 kuruş verdiler yövmiye olarak. Parayı kabul etmedim. Bıçkın delikanlıyız. Galata’da büyüdüm ben. Onur meselesi yaptım, ben bu işi öğreneceğim dedim ve 3 yıl takip ettim. Bir gün bu sokaklara adımı yazdıracağım dedim, 3 tane ödül kazandım. Para da kazandım. Kazandık da tutamadık. Bu meslek alıp götürdü. Sokağa girdiğinde bir de abi diyorlarsa sana, o abiliği taşımak zorundasın. Bizim günahımız hem abi olduk, hem baba olduk. Kazandığımızı yedik içtik. Cepten yedik, sattık yedik. Hayatımızı da, gençliğimizi de yedik. Hastalığımız bu meslekten. Şöhret ateşten gömlek. Onu giymek çok zor. Yakıyor adamı. İşte bizi yaktı. Ciğerlerimizi yaktı, beynimizi yaktı. 42 yıl oldu, 7 yıl öncesine kadar iyi kötü birşeyler yaptık. Şimdi hastayım çalışamıyorum.”

NASIL, HANGİ ADALET?

sinemasever | 02 February 2007 22:03

Hırant Dink cinayeti ile ilgili yakalanan katil zanlısı (bu ne demekse) Samast’ın yakalanması ve çekilen fotografı basında yer aldı. Bugün bununla ilgili olarak yer alan haberde, 4 emniyet görevlisi görevden alındığı ve 4 jandarma görevlisinin de soruşturma sonuçlanıncaya kadar bir başka göreve nakledildiği belirtilmekte. Güzel demek ki fotograf olayında suçlular nihayet bulunabildi. Şu suçun vahametine bakın.bir katil sokak ortasında adam öldürüyor, yakalanıyor ve sorgulaması sırasında arkasında TÜRK BAYRAĞIMIZ ELİNDE TÜRK BAYRAĞIMIZ vatan kurtaran aslanlar misali poz verdiriliyor ve bu şerefsizin yanında da kendileri poz veriyor. Dikkat edin şerefsiz samast’ın arkasındaki bayrakta ne yazıyor. Vatan toprağı kutsaldır kaderine terk edilemez. Sanrsınız ki terk edilen bu vatan toprağını bu şerefsiz kurtarmış?

UĞUR MUMCU “Rabıta”

sinemasever | 01 February 2007 15:07

Bu yazı Um-Ag vakfı tarafından 1987 yılında birinci baskısı ve Ocak 1988 de 22. nci baskısı yapılan “RABITA” isimli kitabından alınmıştır.

Tarih boyunca oynanan oyunlar ve buna çanak açan kişi, kuruluş veya yabancı devletler, Laik Türkiye’miz üzerinde çirkin oyunlar oynamış ve daima İslam Devletinin kurulmasına çalışmışlardır. Konu bugün İktidarda olan hükümet nedeniyle, kanımca tekrar önem kazanmış bulunmakta.

Bu yazıda adı gecen soysuz Cemalettin Kaplan 1995 yılında ölmüş ve yerine kendisini halife ilan eden oğlu soysuz Metin Kaplan geçmiştir.

???HAYAL ETME??? (lütfen okuyun, oy vermeyin, tuttum demeyin ve önemlisi 3-5 cent AMERİCAN parası kazandırmayı) Ama MUTLAK OKUYUN

sinemasever | 30 January 2007 17:42

HAYAL ETME

Benim yurdum insanın o güzel insanımın hayal etme özgürlüğü var. O özgürlüğü kimseler elimizden ve hayallerimizden, zihinlerimizden, benim ve sizlerin düş kurgusundan alamaz. Hayaller türlü türlü, renkli-renksiz, siyah-beyaz, belki de sinemaskop tüm yaşantımızı kaplayan? Benim hayalim okumadan adam Olmak!, Senin hayalin avukat olmak, öğretmen veya subay olmak.. Köydeki ırgat bacımın hayali, ırgatlıktan onu kurtaracak beyaz atlı prensin (bir çoban, bir ağa sığırtmacının veya yavuklusunun) alıp götürmesi, daha önemlisi falanca köyün mağara benzeri evlerinde yaşayan 10 yaşındaki çocuğun doktor olabilme hayali….

ÜZERİMİZDEKİ ÖLÜ TOPRAĞINI ATALIM!

sinemasever | 27 January 2007 15:26

Evet yeter artık, silkinelim kendimize gelelim artık. Üzerimizdeki ölü toprağını atalım, geleceğimiz için, gelecekteki çocuklarımız torunlarımız için. Atatürk gençliği için.

Şimdi burada UĞUR MUMCU‘nun 24 Kasım 1970 de yani 36 seneyi aşkın bir süre önce yazdığı bir yazıyı hep beraber okuyalım ve şapkamızı önümüze koyup düşünelim gençler. Gençler diyorum çünkü, şimdinin ve geleceğin Atatürkçü’leri sizlersiniz. Bu vatanın bekçileri sizlersiniz. Tabi biz büyükler de üzerimize düşen görevleri yaptık ve halen yapmaya da devam ediyoruz.

EROTİK MASAJ

sinemasever | 26 January 2007 10:56

Masaj sözcüğü ingilizce, fransızca ve almanca da “Massage” olarak yazılmakta, İtalyancada “massaggio” ispanyolcada “masaje” şeklinde yer alıyor. Ve hepimizin bildiği gibi masajın tarifi de şöyle: Vücut yüzeyine el, elektrik, su aracılığıyla çeşitli işlemler yapma biçiminde, iyileştirme ve bakım yöntemi, ovma, ovuşturma. Buna bağlı olarak masajcı ise: “Sağlık ve tedavi amacıyla masaj yapan kimse, masör”. diye tanımlanıyor. (Aman ha Masaj ile mesaj’ı birbirine karıştırmayın!)

Peki bir de masaj yapan yapon masajcılar var bunlara ne ad veriliyor, bilen var mı?

SOYUNMA

sinemasever | 25 January 2007 21:48

Kendinizin ya da partnerinizin giysilerini çıkarmanız ön sevişmenin fazlasıyla heyecan verici ve önemli bir parçası olabilir. Soyunma yalnızca genel bir uyarılmayla sonuçlanmaz, özel giysilerin giyilmesi ya da çıkarılması aynı zamanda hassas bir aşığın, özellikle bir erkeğin çok daha zengin tını veren bir teline dokunabilir. İyi bir aşık ne tür giysiler, ne tür yollarla çıkarıldığında heyecan yaratır, bunu keşfetmeye çalışır ve onlardan partnerinin aldığı zevki artırmak için faydalanır. Eğer soyunmanın gerçekten heyecan verici olmasını istiyorsanız, karşı cinsin giysilerini tek elle ve beceriksizliğe düşmeden ya da duraklama ve gecikmelere neden olmadan çıkarma konusunda pratik yapmak zorunda kalabilirsiniz. Çıplaklık, özellikle evlilikte, rutin ve sıkıcı bir hale gelebilir, bu yüzden soyunmada bir takım kurnazlıklara baş vurmak gereklidir. Birlikte yaşanan birçok yıldan sonra bile birbirini soymanın cinsel bakımdan bir hayli uyarıcı bir etkisi olabilir. Giysileri birbiri ardına çıkarıldıkça partnerlerin her biri giderek daha fazla heyecan duyacaktır.