bildirgec.org

sevde837

11 yıl önce üye olmuş, 27 yazı yazmış. 1763 yorum yazmış.

KÜL RENGİ KASIKLAR

sevde837 | 22 November 2010 11:59

Güneş yarası var göğüs uçlarımda.
Kül rengi kasıklara dönüşmüş sancın.
:
-yok bir sebebim.
-yok bir varoluşum.
:
-var bir sebebin.
-var bir yokoluşun.

Anlatma!

Karşılığı yok bunların!
Yazgısı yok!
Nice var ettiysen kendini,
Nice yok ettiysem kendimi,

Susamam!

Güneş yarası var göğüs uçlarımda.
Kül rengi kasıklara dönüşmüş sancın!

21/11/2010

FIRTINADIR TEN KOKUSU

sevde837 | 07 August 2010 13:59

Kalabalık mı yapıyorum senin yüreğinde ve neden bu zor anlarında benim tarafımdan yalnız kalmak istiyorsun?Ben miyim kafanı karıştıran nedenlerden biri de? Anlayış, evet bir bildiğin vardır bunları bana dile getiriyorsan ama bu süreç ölüm gibi çaresiz. Günler sürecek yalnızlığın ve yalnız bırakılmışlığım! Fırtına öncesi sessizlik mi olacak ve ben ve sen darmadağın mı olacağız? Göğüsleyebilir miyim sensizliği? Bu kabuğuna çekilme bir alıştırma mı sonraki fırtınaya? Atabilir miyim üzerimden teninin kokusunu, ortak bir günahın pişmanlığını? Sence evet, bence ölüm cevabı… Kabullenmek midir aşk? Azalma mı var duyduğun sevgide? Niye ben senin için bir KALABALIK MIYIM düşüncelerine? Karın değil miyim artık,hayatının anlamı,sevdiğin DEĞİL MİYİM! Tekrar karşına çıkmam için dua edecek kadar aşık değil misin bana, kalabalık mıyım duygularına? BİLMEK İSTERSEN EĞER SEVİYORUM SENİ… YARIN OLMAYACAK OLSAN DA KAYBEDİLMİŞLİĞİM,YENİLGİM OLSAN DA ASLINDA HAYATTA KAZANMAYI HEDEFLEDİĞİM TEK ŞEYDİN! EĞER YAVAŞ YAVAŞ ATACAKSAN HAYATINDAN, BİRER SİLİK KOPYA OLACAKSAM YÜREĞİNDE SUSABİLİRİM YALNIZCA! HİÇBİR GERÇEK BUNU DEĞİŞTİREMEZ BU SEVGİYİ SENİNLE YAŞAYAMAZSAM EĞER İÇİMDE YAŞARIM!

YAZGININ ÇOCUKLARI

sevde837 | 07 April 2010 13:41

Yazgının çocuklarıdır beslenen duygular…
Sahip çıkılmak istenmezse araya girer akreple yelkovan
Sağır olunur kör olunur da…
Lal olmayı bir türlü hazmedemez
kendini bilmezlikleri.
Bir silgi eline alman gereken!
Ne söz kalır ne de meçhul zaman.
Yağmaya başladığını sandığın aşk
Aslında gökgürültüsünden öteye nedir ki…
Sağanağa yakalanmaya mecbur kılma yüreğini…
Yaşadığın şimdilerde ve sonralarda sığ bir liman!

08/03/2010

SURET-İ AYİNE

sevde837 | 26 February 2010 11:33

Suret-i Ayine
Suret-i Ayine

güneşe düştüğünde yansıman,
aynanın yönüne dön ruhunu.
belki bir üçlemedir sandığın, üç ışık süzmesinde alkışlanan
korkma…
gördüğün suret bir köre emanetken,
kandır kandırabildiğin tüm görmezden gelinenleri.
adını her ne koyarsan koy,
bir Yaratan’dan ibarettir yaratılış!
amma kör amma topal.
hepi topu bir nefes, tutulan aynaya buğu bırakmazken
son buluverir anda.

26/02/2010

ZENCEFİL RENGİ SEVDALAR

sevde837 | 23 December 2009 15:16

Süresiz zamanların kozasını yırtan benliğim, şimdilerde esir bir yüreğe göz kulak oluyor. Birkaç adım gider gitmez yıkılacağını bildiğim esareti, giriftli çıkmazlarda çetrefile dönen zencefil rengi sevdalarda kapaklanıyor buluyorum; kalakaldığım bir deste gözyaşıyla. Açsa avuçlarını… Kendine kapadığı yüreği gibi açsa biliyor ki dualara esir, süresiz bir esaret daha el ayak olunası bir keşmekeş çanları çalacak. Ya ben! Kendime bile ait olmayan bir göz kulak ve bir el ayaktan mı ibaretim? Sürüklenesi mecburiyetin özgürlüğü, sürdürülesi bir esarete mi esir? Sürüncemede bıraktıklarım bir mevsim gibi… Gün güne, gün güneşe artıyor gecenin koynunda doğan yıldız misali. Ne kadar uzun kaldığının hiçbir önemi yokmuşçasına kalkıyor yine o zencefil rengi sevdalara… Sağır bir özgürlük fısıltısı salınıyor kulaktan kulağa: “Yaşam, es işareti verilmiş bir durak.”
Bir beden kendine geliyor. Sarınıyor kendine, kendi kendine…
Bu sefer kimin için çalıyor çanlar!

23/12/2009

GÜVAH

sevde837 | 19 December 2009 12:00

Sessiz yaşanır yaşanılanlarsa
Yanılsamalardan arta kalan yansımalardır.
Sedasız söylenir dile gelenler,
Su yüzüne çıkarmaya kalkıştığında acıtır.
Örtbas et
Ve çoğu zaman sus pus olsun sorguya çektiklerin.
Arkanı dönüp gidebildiğinde
Asılı kalır yere serdiklerin
Ayak altına aldıkların yağmura hasret..
İzi çıkmış kirlenmişliğin varsayılanı seçmiş
Günah bir güvah!

SİYAH LÂL(e)

sevde837 | 16 April 2009 10:52

Siyah soluk, bir beyazın teninde
Dokunuşları inkar, adımları isyan!
SİYAH bir LAL her vuruluşu…
Ayak tabanları pembe, ayaları pembe…
Yüreği pembe…
Gizil bir öğrenme kuyuya söylenmiş sır.
İniltilerin sazlıklardan Ney’e dönüşümü…
Bir ruh, Adem olmuş secdede
Ey Saki!
Sun SİYAH LAL’İ sükunet bulsun LÂLEZÂR!

15/O4/2009

sonrasına soğan doğra!

sevde837 | 12 April 2009 16:03

Haybiye yaşanmışlıkları heybeme hapsediyorum.
Bu ne demek oluyor, hayata yapılan kaçıncı saygısızlık bu? Yeter artık! Yaşayın yaşayacaksanız da adam gibi yaşanın. Bu kaçıncı hayal kırıklığı, bu kaçıncı insan maskesini takınmışlık? Boya boya ve renk değiştir, sırt çevir, geri vuruş yap, tökezle !
diz çöküp de ağlama bir de sonra…sonrasına soğan doğra derdi büyüğüm.
Şimdi tekrarlıyorum:
“sonra…sonrasına soğan doğra!”

MAVİ TÜRKÜ

sevde837 | 08 April 2009 09:50

MAVİ TÜRKÜ
MAVİ TÜRKÜ

Bir adım at mavi olsun.
Suya dair bir kımıldanış olsun.
Ay ile dansında suyun yakamoz olsun.
Biraz yanlış anlaşılma biraz bilmece olsa ne çıkar?
Bir MAVİ TÜRKÜ olsun.

Bir Gideğeni ağırlasın yatağında.
Yelken olmuş bir martı kanadında,
Biraz İstanbul olsun.
Gök kubbede Gök Tanrı inancın olsun ki
Bir MAVİ TÜRKÜ olsun.

Sahiplenilecekse böyle
Mavilikler!
Nazar olsun nazarımda.
Bir at nalı olsun çıkınında.
Bir MAVİ TÜRKÜ olsun.

Bu da, sana bana dair birkaç şey olsun!

08/04/2009