Çocukluğumuzda sadece bildiğimiz; sokaklarda koşturmak, çeşitli mahalle oyunları oynamak(saklanbaç,bilye,çelik çomak,yakar top vb..), mahallemizde ve okulumuzda bulunan sınırlı kişilerden kendimize arkadaş edinmekti. Eğer ailemiz bize kıyak geçip büyük güzel oyuncak aldıysa onu mahalleye çıkarıp arkadaşlarımıza göstermekten daha fazla zevk veren birşey yoktu tabi. Demek istediğim sosyalleşme o zamanlarda sınırlıydı, ne kadar zorlasanda anca yan mahalleye taşabiliyordu bu sınır.

Çocuklar için böyleydi, peki ya yetişkinler için nasıldı? Onlar içinde aslında çok ta farklı bir ortam yoktu. Farklı olan onlar oyuncaklarla değil elindeki işlerle uğraşıp, işyerlerindeki ve etrafındaki aynı il sınırındaki kişilerle arkadaşlık kurup sosyal ortamlarda bulunabiliyorlardı. Çok zorlasalar anca bu sınır yan mahalle değil de ülkesindeki başka illerdeki hısım akrabaları ile görüşüp zaman harcama olabiliyordu.