bildirgec.org

please

11 yıl önce üye olmuş, 119 yazı yazmış. 98 yorum yazmış.

PÜF NOKTASI

please | 25 May 2008 00:44

bir işin ‘püf nokta’sının hikayesini bilmek ister misiniz?

bir zamanlar bir çömlekçiyle çırağı varmış. bu çırak kalfa olmuş ve kendi dükkanını açmaya karar vermiş. ama ustası ona sen daha işin püf noktasını bilmiyorsun yapamazsın demiş. ama o dinlemeyip dükkanı açmış. ancak yaptığı bütün vazolar vs.. kırılmaya, çatlamaya başlamış. adam ne yaparsa yapsın bu durum devam etmiş. en sonunda ustaya danışmaya karar verip gitmiş. olayı anlatmış. usta ben sana yapamazsın demiştim demiş ve ona göstermiş; bak dönerken üflemelisin demiş. üflerken püf sesi çıktığı için de buna püf noktası dendiğini anlatmış. işte bu yüzden işlerin önemli noktalarına püf noktası denmeye başlamış.

UYKUM VAR YAA!!!!!

please | 15 March 2008 15:46

Yaşamın üçte biri uykuda geçiyor. Uyku, yorulan ve yıpranan sinir sisteminin bakıma alındığı bir dinlenme dönemi. Bu süreç boyunca, gün içinde öğrenilenler ayıklanıp depolanıyor. Beyin bir sonraki güne hazırlanıyor. Yetişkin bir insanın günlük uyku gereksinimi yedi sekiz saat kadar. Ancak bu süre kişilere göre önemli değişiklikler gösteriyor. Kimileri günde üç saat uykuyla sağlıklı ve zinde bir yaşam sürdürüyor. Bazılarıysa günde sekiz dokuz saat uyudukları halde kendilerini dinlenmiş hissedemiyorlar. Bazı araştırmacılara göre, sıkıntılı ve karamsar kişiler daha çok uyuyor. İyimser ve canlı kişilerse uykuya daha az gereksinim duyuyor. Az ya da çok herkesin uykuya gereksinimi var. Uyumadan sağlıklı bir yaşam sürdürmek olanaklı değil. Laboratuvar çalışmaları uzun süre uykusuz bırakılan kişilerde önemli ruhsal ve bedensel sorunlar ortaya çıktığını gösteriyor. Altmış saat uykusuz kalan kişilerde boyun kaslarında güçsüzlük ve ellerde titreme görülüyor. Kişi sendelemeye ve sallanmaya başlıyor. Doksan saati aşan uykusuzluk durumundaysa kişinin gözüne hayaller görünmeye başlıyor, içinde bulunduğu zamanı ve nerede olduğunu bilemez hale geliyor. Bu belirtiler bir iki gün uyumakla geçiyor. Bu denli önemli bir mekanizmada meydana gelen bozukluk ve aksaklıklar doğal olarak kişinin yaşamını ciddi biçimde etkiliyor. Dolayısıyla, uyku bozuklukları ve bunların tedavileri son yıllarda üzerinde en çok araştırma yapılan alanlardan birisi. Geceleri herhangi bir nedenle geç yatsanız bile sabahları vaktinde kalkıp güne başlayın. Gündüz uyumayın Akşam yemeğinden sonra, alkol, çay, kahve sigara ve kolalı içkilerden uzak durun. Yatağa girme saatinden önceki iki saat boyunca ağır egzersizlerden kaçının. Yatak odasını uyku ve cinsel ilişki dışındaki eylemler için kullanmayın. Örneğin, yatak odasında televizyon seyretmeyin. Akşamları ağır yemekler yemeyin. Yatağa girdikten sonra uyku tutmazsa kendinizi uyumak için zorlamayın. Yataktan kalkıp aşırı efor gerektirmeyen bir işle uğraşın. Örneğin kitap okuyun. Bir efsaneye göre, Gece tanrısı kendi başına iki oğul yaratır. Bunlardan birisi Uyku tanrısı Hipnoz, diğeriyse Ölüm tanrısı Tanatos’dur. Bu iki kardeş tanrı, Ozan Hesiodos’un dizelerine şöyle yansır: Orada oturur kara Gece’nin çocukları, Uyku’yla Ölüm, o korkunç tanrılar. Güneş onlara hiç çevirmez ışınlarını ne göklere çıkarken, ne inerken, biri dolaşır sırtında toprağın ve denizin tatlı bir huzur götürerek insanlara, ötekinin demirdendir yüreği, tunçtandır canı. Hipnoz, karanlık ve dumanlı bir mağarada yaşar. Unutkanlık ve kayıtsızlık ırmağının suları odasının içinden akar. Hipnozun iki oğlu vardır. Bunlar insanların düş görmesini sağlarlar.

YAKIŞIKLI SERSERİ ‘KÜBA’

please | 28 January 2008 11:31

Tarihi kanlarla yazılmış ama sonunda gerçek özgürlüğüne kavuşmuş bir ülke Küba.
Kübanın tarihi bir aşk hikayesine benziyor.coşku hüzün ayrılık hepsi bir arada.500 yıl önce kristof kolomb keşfetmiş bereketli toprakların gizleyen dev ağaçları ve belkide cennette bile zor bulunancak bolluğuyla kübayı..Adanın İspanyol sömürgesi olması ve kolonilleşmeside hiç gecikmemiş ve Küba 1898 e kadar Latin Amerikada en güçlü ve en zengin İspanyol kenti olarak kalmış…Kübada gece yaşamı gündüz gibidir.evlerden restorantlardan kafelerden hatta sokakta tpo oynayan çocukların söylediği latin müzik bile turistlri dansa teşvik ediyor.Küba 1942 den bu yana purasu ile ünlüdür.Küba tarihindeki efsanevi devrimcileriyle sıcakkanlı insanlarıyla ve muhteşem doğasıyla okyanus dibindeki siyah bir inci gibi parıldar dünyaya…en iyi puro en iyi rom en iyi kahveyi içmek kübayı tatil planlarının başına yerleştirebilir.Kübada restoranlarn çoğu devlete aittir.fazla seçeneğin bulunmadığı restoranlara fiyatlar tursitlere özeldir.Ancak restoranlara özel alternatif mekanlar yok değildir.Örneğin:Paladorlar evlerin salonlarında işletilen küçük restorantlar gibidir.Küba halkıyala içiçe olacağınız bu yerde yerel tatlar avına çıkabilirsiniz.O turkuaz mavisi deniziyle imrendiyor kendine..

RÜYA

please | 04 November 2007 17:34

İnsanoğlu hayatının yaklaşık üçte birini uykuda geçirir ki bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir.
Eski çağlardan beri insanları ilgilendiren rüyalara ilkel toplumlar da çok önem verilmiştir. Rüyaların korkulan tanrılar tarafından verilen armağan veya cezalar olabileceğine inanılmıştır. Daha sonra kahinler rüyaları açıklamaya, yorumlamaya başlamışlardır. İlk rüya yorumcularının ne zaman ortaya çıktıkları da belli değildir. Uyku, günlük çalışmalardan yorgun düşen insan bedeninin ve sinirlerinin dinlenme zamanıdır. Ünlü ruhbilimci Sigmund Freud’un da araştırmalarının büyük bölümünü oluşturan uyku sırasında, kişinin bilinç altında düşüncelerinin, özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçtiği varsayılır ki buna Rüya adını verilir.ilaç almadan uyuyan herkes mutlaka rüya görür.Kafası yorgun, devamlı bir konuyla ilgilenen kimse uyuduğunda rüyasında karmakarışık şeyler ya da ilgilendiği, önem verdiği konuyu görebilir. Bu tür rüyalar yorumlanmazlar. Örneğin, televizyonda veya başka bir yerde heyecanlı bir sinema izleyen kişi rüyasında aynı şeyleri görebilir. Bu durum sadece etkisinde kalmaktır ve gerçek rüya değildir.