bildirgec.org

pilli pati

11 yıl önce üye olmuş, 158 yazı yazmış. 4141 yorum yazmış.

Kırmızı: Shyamalan’ın Vazgeçemediği…

pilli pati | 24 December 2007 01:17

shyamalan
shyamalan

Uyarı: Bu yazı, niteliği gereği (siz deyin; gözlem, ben diyeyim; kehanet) her ne açıklama altında olursa olsun, ilerleyen satırlarda bir grup filmde geçen birçok detayı, bir genellemeye maruz bırakacaktır. Eğer aşağıda listelenen filmlerden en az birini veya birkaçını izlemediyseniz, bu yazı size pek bir şey ifade etmeyecektir. Ayrıca filmlerin hiçbirini görmediyseniz, yazıyı okuduğunuz takdirde, daha sonra izlediğinizde filmlerden almanız gereken tadı alamayabilirsiniz. Çünkü filmlerle ilgili bazı ipuçlarını burada ifşa edeceğim. Öte yandan, herhangi bir filmi izlemeden önce filme ait bir detayın anlatılmasından hoşlanmayanlardan ya da tahammül edemeyenlerdenseniz, filmlerin büyüsünü bozmamak adına yine bu yazıyı şimdilik es geçmenizi ve belki filmleri izledikten sonra, arzu ederseniz, yazıya tekrar uğramanızı salık veriyorum. Fakat tabii ki; merak da kediyi öldüren bir şeydir. Karar sizin!

Zaten bu yazı da bir merakın peşine düşülerek yazılmıştır. Sebep de; yönetmen M. Night Shyamalan’ın aşağıda bahsi geçen filmlerde ısrarla kullandığını, hayretle tespit ettiğim renktir.

Dağınık Tuhaf Yazı

pilli pati | 12 December 2007 09:36

speed of light
speed of light


Kiminin işi bulut saymaktır. Kimininki ise bahar çiçeklerinin tomurcuklarını patlatacakları zamanı beklemek… Kimi izler bir salyangozun gezintisindeki ince salınımı, kimi ise karıncalarla iletişim psikolojisi üzerine sessiz sohbetlere dalar.

Onlar kar tanesinin türlü şekillerini karelere alıp sonsuzluk kütüphanesine depolayanlardır. Bazıları insanın kanını donduran bekleyişlerle, insan vücudunun açık havaya maruz kalmış, suda ya da toprak altındaki halinin doğaya karışma sürecini günlük tutar gibi not ederler. Kimisi köpekbalıklarının neden kanser olmadıklarını anlamaya çalışır, kimi ise balinaların neden baş aşağı uykulara daldıklarını…

Umarsız Yazı

pilli pati | 09 December 2007 00:43

..
Yavaşça toparlıyorsun öykünü. Gitmeye karar verdiğini görüyorum… Bütün cümlelerin ansızın çırılçıplak kaldığını da! Sesini, kokunu, dokunuşunu, bakışlarını ve tebessümünü toparlayıp gitmek istiyorsun… Usulca noktalıyorsun bu öyküyü.

Ümitlerin var. Ümitlerini apar topar bir bohçaya dolduruyorsun. O ellerinde taşıdığın nehir, soluğunda taşıdığın rüzgar, o tenindeki serseri yaşam; hepsi silinecekler hayatımdan. O kendini alıp gidişin, bedenime birazdan şiddetli depremler bırakacak, biliyorum.

Şaşıran Yazı

pilli pati | 04 December 2007 09:13

.
Seni, yaklaşan geceye nasıl tanıtmalıyım? Bir bardak suyu kana kana içer gibi mi? Yoksa, gözlerini sessizce ufuk çizgisinde dinlendirir gibi mi?

Nelerden bahsetmeliyim? Düş kurar gibi mi yazmalıyım? Yoksa bir yolculuğu anlatır gibi mi? Belki de alıp başımı gitmeliyim bu satırlarda, güneşin battığı yere…

Ardımda koskoca bir şehir beni özlemeli. Sırtıma azgın okyanus dalgalarını salmalı, ama ben asla dönmemeliyim bildiğimden.

You’ll be loved, No worries! – 2

pilli pati | 26 November 2007 14:07

– O kahrolası ailenin, dizginleyemeyip başıboş bıraktığı çocukları yüzünden, birgün başımızın belaya gireceğini biliyordum zaten! Madem ilgilenmeyecektiniz, neden birinci çocuktan sonra bir diğerini dünyaya getirdiniz? Başımı belaya sokacaklarından adım gibi emindim. Bahçeme sızdıklarını ve kuyuya giden kapağın üzerindeki çiçeklerin etrafında oynamaya başladıklarını gördüğüm an, kalbim nasıl da bu veletler yüzünden hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Birşeyler yakındı. Olacaktı. Hissediyordum. Neyse ki; polis erken davranamadan ben şu an içinde bulunduğumuz sığınağı bizi kimseler bulamasın diye aylar öncesinden hazır etmiştim. Böylelikle, senin bütün ilgin benim üzerime olacaktı sevgilim! Ama neden, bana boş gözlerle bakıyorsun? Senin için yaptıklarımı az mı görüyorsun? Hmm? Hayatımı senin için ne büyük tehlikelere attığımı bile bilmiyorsun üstelik…

İnternet ve Otomobilin Performans Testi

pilli pati | 24 November 2007 23:47

the hire series - bmw
the hire series – bmw

Dünya otomotiv sektörünün çekici güçlerinden olan BMW, 2001 ve 2002 yıllarında araçlarının tanıtımını reklam filmlerinden bir adım öteye taşımak istedi ve 8 adet kısa metraj film sipariş etti. Komple serinin adını “The Hire Series” koydular. Bu filmlerin her biri farklı yönetmenler tarafından çekildi.

Konsept; genel olarak bir araç ve bir şoförün araca binen 8 farklı yolcuyu bir yerden bir yere, önemli bir misyon dahilinde taşıması; bir anlamda şoförün misyon çerçevesinde işe alınması / aracın kiralanması ve aslen yolculuk boyunca yolcuya zarar gelmemesi üzerine kurgulanmıştı. Fakat temel öğe; tabii ki, firmanın kendi deyimiyle “En Gelişmiş Sürüş Makinası – The Ultimate Driving Machine”nin hız ve diğer performanslarını bir reklam filminden daha uzun süren filmler ile izleyiciye sergilemekti.

Park

pilli pati | 15 November 2007 00:59

.
.

.
‘Rüzgar şehri’nde, kafamda hüzün yüklü ayrıntılarla yaşadığım bir haftasonunun üzerinden henüz pek fazla zaman geçmiş değil ve ben şimdi baştan “Topu kim uzağa atarsa, gider o alır, tamam mı?” diye kararlar veren iki küçük çocuğun oradan oraya koşuşturdukları bir parkta, mavi bir çamın altında, boyaları dökülmüş bir bankta öğle tatilimi geçiriyorum.

Nedense farkına vardığım tek şey; herşeyin geçmekte olduğu!

Çığlık

pilli pati | 09 November 2007 22:35

one way
one way

.
Ön Uyarı: Kendini zayıf hisseden bünyelerin aşağıdakileri okumadan, direkt başka bloglara kahkahalarla yollanmalarını tavsiye ederim.*

Hoparlörlerin sesi maksimumda ilettiğini biliyorum. Bütün düzenekler aylar öncesinde tamamlandı. Bulunduğum mekanın şu an için boş ve soğuk olması ne garip! Terkedilmişliğin uzun soluğu yakında değişecek. Ama bunu, mekana anlatmak imkansız… Bir köşeye atılmış boş koliler bile bekleyip görmek zorundalar. Yapmadıkları iş değil!