bildirgec.org

odo

11 yıl önce üye olmuş, 248 yazı yazmış. 46 yorum yazmış.

İnternet hastalıkları

odo | 15 January 2007 17:06

İngiliz Tıp Dergisi The New Scientist (saygın bir dergi diyorlar ama ben kefil olamam kendilerine) internet hastalıklarını tanımlamaya girişmiş. Ego sörfü, Enfornografi, Blog ifşacılığı, Youtube-Narsizmi, Myspace Taklitçiliği, Google Takibi, Siberhondrik ve Wikipedializm bu hastalıklardan bazıları.

Meraklıları ana yazıya buradan, türkçe kısa bilgileri içeren yazıya da buradan ulaşabilir.

mekanik kalp ile yaşamak

odo | 11 January 2007 00:23

65 yaşındaki Kanadalı bu amcamız kalbi hiç atmadan yaşıyormuş meğer. Mucizenin sırrı ise “hearthmate II” adındaki mekanik bir kalbe dayanıyor. Daha çok bir bilgisayar oyununu çağrıştıran bu isim bakalım yüzyılımıza habire damga vurup duran o büyük buluşlardan biri olabilecek mi?

100$’a laptop…

odo | 11 January 2007 00:10

Her çocuğa bir laptop adı altında yürütülen bir proje varmış meğer. Projeye göre gelişmiş ülklerdeki vatandaşlar iki laptop alacaklarmış. İki laptop alacaklarmış ki birini gelişmekte olan ülkelere gönderebilsinler.
Projeyi hazırlayan ekip, tarafımca uydurulan açıklamalarına göre; gelişmiş olan ülkelerdeki herkesin (herkes derken, gelişmiş olan herkesin kastediliyor) bir alacakken iki ekmek almasını öngören yeni bir proje hazırlığı içindeymiş.

Ya kaçarken ya sıçarken ya da…

odo | 09 January 2007 13:00

Türkün aklı ile ilgili olarak yine türkler tarafından ortaya atılmış malum iddia bir kenarda duruversin de, biz gene de meseleye daha geniş bir çerçeveden bakmaya çalışalım.

En iyi nerede ve/veya ne vakitte düşünürsünüz? Bu soruya çok geniş biz yelpazede cevap verilebileceği aşikar. Ancak, yine de, zaman ve mekan kombinasyonları düşünüldüğünde yanıtların istatistiki değerler taşıyabileceğini söylemek kanımca mümkün.

Şu meşhur sıçarken-kaçarken ikileminin ardından akla ilk gelecek olan herhalde yatmadan evvel (ve uyandıktan sonra -tabi ya-) yatakta düşünmektir. Bunun insanlar içinde çok yaygın biçimde vuku bulduğuna eminim ama yine de kendimce bu yanıta bir itirazda bulunacağım. Bence, En iyi düşünmede kastedilenin en çok düşünme olmaması gerekir. Yatakta ve başka yapacak pek bir şey olmayan bir sürü durumda herhangi bir teçhizata gereksinim duymayan düşünme eylemi pek doğal olarak devreye girecektir. Ancak, aslolan verimli düşünebiliyor olmak değil mi? Süregelen kimi sorunların çözümüne ulaşmak, kafaya takılan bir problemin yanıtını bulmak, ilham gelmesi ya da naçizane dahiyane fikirler üretmek. İşte bunlar ve benzerleri ile ölçülüyorsa eğer iyi düşünme, yatakta daldan dala atlayan darmadağınık düşünceleri bu kapsama sokmamakta fayda var.

Dünya Küçük! İspatı da burada…

odo | 06 January 2007 22:17

“Dünya ne kadar da küçük!” Bu hayret dolu tanım, bir kez olsun dilinden dökülmemiş olanımız var mıdır acaba? yeni tanışılan biriyle ortak tanışlara sahip olmak gibi normalleşen durumların yanı sıra, çocukluk arkadaşı ile başka bir ülkede karşılaşmak gibi daha istisnai örneklerde de hep bu önermeyi hatırlamaz mıyız?

İşte bu herkesçe dillendirilen bu “gerçek”i birileri ispatlamaya koyulmuş bile. Küçük Dünya projesi olarak adlandırdıkları deneyi bir internet sitesi üzerinden sürdüren Kolombiya Üniversitesi’nden bir ekip, dünya üzerindeki herhangi iki insan arasındaki maksimum uzaklığın 6 kişi ile sınırlı olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Öncelikle dünyanın dört bir köşesinden insanlar siteye üye oluyor. Sonra da her yeni üye ya bir e-posta zincirine dahil oluyor ya da yeni bir zinciri kendisi başlatıyor.