bildirgec.org

nicholai hel

11 yıl önce üye olmuş, 13 yazı yazmış. 247 yorum yazmış.

rock n coke güncesi

nicholai hel | 04 September 2007 11:24

Pazar sabahı vucutum saatler süren kendini onarma ve yenileme sürecini bir kez daha tamamlıyamadan harcadığı su miktarını tamamlamak üzere sistemi tekrar açıyor.
Devreye ilk kulaklarım giriyor. Duyduğum birbirlerinin laflarının bitmesine sabretmeden aynı anda konuşan.Ve fakat şaşılacak şekilde birbirlerini anlayan ama inatla uzun cümleler kuran haddaha uzattıkça uzatmakta ısrareden insanlar.Hani olur ya dışardan dinlendiğinde ne var bu kadar gülecek yada kavga ediyorlar deyip anladığını zanneden ama asıl anlıyamayanın kendisi olduğunu anlıyamıyan,konuşulanın ve konunun mecrasının çok çobuk deyiştiği konuşmalardan.Ama ben anlıyordum.Seslere dikkat ettim.Ev arkadaşım ve ihtiyarla,karısı.
Onlar bu kadar yakına gelmişlerse bende orda olmalıydım! Meydan onlara bırakılamazdı! Bütün sinsi hayin planlarını bozmalıydım!Bu örümcek beyinli ihtiyarın bizim çağdaş beyinlerimizi zehirlemesine izin verilemezdi!Karısının devamlı konuşmasının önüne geçilmeliydi!En önemlisi sevgili ev arkadaşım şerefli mücadelesinde yanlız bırakılamazdı!
Vucutum kendini onarma ve yenileme çalışmasında çok yoruluyor olucak ki. Her sabah sistem bütün devreleri tamanladıktan sonra yatay dinlenme vaziyetine uzun süre ihtiyaç duyuyor.Ama bu sabah yatay dinlenme vaziyetini oturur dinlenme vaziyetine geçmek üzere,yattığım odadaki kapının önünde gördüğüm kanepenin kenarından içine akmakla erken terk ediyordum.Bu erken oturur dinlenme.V şeklinde yapılırken flasbackler gelmeye başlıyor hatırlıyorum anımsıyorum.(Bir gün bunu yaparken Butterfly effect deki gibi burnum kanayacak artık)Dün akşam gelmişlerdi!
Bu flasbackler gelirken ihtiyarın karısı hatır sordu.
-ölüyorum dedim!
-Ölürkende konuşucan dimi dedi?
Hiç abartmıyorum cevap ve soru bu. Burdan da anlaşıldığı üzere geneli de abartmıyorum!
Vucut kalan su miktarını da kullanmış egzoz borusuna göndermiş durum da. Ve iyi bir bahane olarak kulanmak üzere daha önceden kafamda planladığım yolu, koltuğun diğer kenarından atlayarak almaya başlıyorum.
İşimi hızla bitirip mutfağa gidiyorum. Artık daha fazla bekletemem kafein ve nikotin ihtiyağcımı almalıyım. Musluktan sıcak su doldurup çaydanlığı ocağa koyuyorum.O kaynayıncaya kadar ilk susamışlığımı bir seferde içebildiğimi bildiğim 33cl efes balon bardakta yapıyorum.Ve her zaman ki gibi 1litrelik pet şişeme suyu,yanımda salona götürmek üzere dolduruyorum.Kahvemi de yapıp salona dönüyorum.
O ne süper! Hain saldırıları geri püskürtmek için mükemmel fırsat karşımda!İhtiyarın karısı oturdukları ikili koltuğun bir yanını boşatmış!Süzülerek ilk hedefe ulaşıyorum!Kafein ve nikotinin verdiği keyif den kendim den geçmişim geri döndüğümde ev arkadaşım telefonla hocam ve doktorla(hocamın karısı) konuşuyor.2 dakika ya kapıda olmalı çünkü rock n coke a gitmek üzere evden çıkıyorlarmış ve onu da alıcaklar.Ve çıktı ev arkadaşım.O ara benim flasbackler den biri aklıma geldi.O gece Dorack dayım.Oturduğum masayı kulanmak üzere iki hatun kişi izin istedi.Önemli değil kullanın dedim.Ama nasıl alakasız tipler.Sarışın bellerine kadar saçlar göbekleri açık badyler falan.İçim içimi yiyiyor,şişdim sizin ne işiniz var burda? diyecem hemen atladı biri.
– ben pek bilmiyorum bu müziği
-ben de tam soracaktım size sıklıkla gelmiyorsunuz her halde diye dedim.Diğeri atladı
– ben sex için gelmiyorum.
şok oldum o nasıl bir yanlış anlama! Öbürü kıpkırmızı oldu.Hemen espiriyle topluyum dedim.Dururmu çene bende.
– dervişin fikrineyse zikri de oymuş dedim.
Sonrasıda yok zaten.
Sabah sabah bende güldüm harbiden. Sonra RTL de bir programa dek geldik. Adamlar kafalarıyla kim daha çok kulozet kapağı kıracak yarışması yapıyorlar izliyoruz. İhtiyarın karısı
– ya böyle manyak adamlar var ben şeyiyle tır çeken duydum bu ne acayiplık dedi.
Ben bunun nasıl bir iş olduğu anlamaya çalışıp gerçekliğini sorgularken ihtiyar ciddi ciddi
-o olur ya!!!Yani ben bile kassam yaparım dedi.
Kaldık öyle.
Neyse devamını boş verin. Ama amacıma ulaşmış ve fırsatı en iyi şekilde kulanmış olduğundan emin olabilirsiniz!
Sonra onlarda rock n coke a gitmek üzere çıkmaya hazırlanıyorlar. İhtiyarın karısının aklına mükemmel plan geldi.Benim biletim yok.Dün de gitmemişim zaten.Ama bu gün gelecekmişim onlar beni içeri sokacaklarmış.Nasıl?
İçeri girecekler sonra ihtiyar bilekliği çıkaracak karısına verecek o da dışarıda bekleyen bana getirecek ben takıcam sonra beraber giricez.
Dedim o öle olmaz! Madem çıkıyor o zımbırtı.Çıkar ver şimdi onu ben bir takayım.Sonra karın seni alır.
EE anlaştık adil oldu tabi.
Evden çıkarken;otobüse binmeden bira alalım dedik!Ama ne mümkün çıkarken Ayten abla(komşu) aklımızı başımızdan aldı!Gene hiç hatırlamadığım büssürü şeyler anlattı.(Bakın bu durum bir gün konu edilebilir acayip bir şey valla)Otobüs kalktı aklımız başımıza geldi.Ama pes etmiyoruz hala mecidiyeköy şansımız var.Onun planlarını yapıyoruz acaba görürmüyüz bir tekel;inebilirmiyiz,alabilirmiyiz olurdu olmazdı. Olmadı.
Geldik alana! Artık mükemmel planı uygulama zamanı!Kapıya doğru emin adımlarla ilerliyoruz.İhtiyarı geride güvenli bölgede sakladık.Daha ilk kapıda görev bilinci ile yanıp tutuşan güvenlik.(Zaten hiç gözüm tutmamışdı).
-Neymiş bu bileklik bolmuş bilet nerdeymiş.(Çok bilyorsun sen afferim).Ben kem küm ediyorum ihtiyarın karısı zarif bir bilek hareketiyle çıkardı biletleri. Ama güvenlik almışdı bir kere hafızaya.Plan tehlikeye giriyordu.Aha sıçtık derken!B planı devreye girdi.Bir sürü adam var içerde onlar görevi tamamlıyabilirdi hemen ev arkadaşıma erişildi.Bu işi o tamamlıyacaktı.Ama bileklik benim kolumdan çıkmıyor.Onunda üstesinden gelindi.Ve zafer bizimdi karşıdan muzaffer komutan edasıyla yanında ihtiyar geldiler.
Hocam ve doktor hanımda geldiler.Evet takım tamamdı!Bizde boş durmamıştık biralarımızı almıştık!Sahaya bakıyoruz bol alternatifli açık alan!Taktığımız olan serbest sitile uygun ve hemen uygulamaya koyuluyoruz!İlk hedef tırmanış.İhtiyarla yolda birbirimize psikolojik baskı kurmak için seviyesiz ileri geri konuşmalar yapıyoruz.
Orda çok anlatmak istemediğim şerefli bir malubiyet alıyorum.Ama zaten olayın zirveye tırmanmak değil serbest düşüş teknikleri geliştirmek olduğunu anlamasını beklemek yanlışdı ihtiyarın!Ve sıra hocamla koca kafadaydı.Hocam da olayı çözmüş ve serbest düşüş teknikleri üzerideki yaratıcılığını başarıyla sergilemişdi.Ev arkadaşımla yaptığım uyum içindeki büyük gösteriye dönüşen son şov amaçlı tırmanışımızın doktor hanım tarafından kayda alınmasından sonra.Hakemlerin yanlış karaları ve giydirdikleri kundakları yukarıya çekerek taraf tutan yardımcılar yüzünden hocam ve ben hanemize yazılan şerefli mağlubiyet sonrasında ordan ayrıldık.
Soluğu ;oval sahası olan,kukaları kale direği yerine kale olarak kullanılan bir çeşit footbol oyununda alıyoruz.İhtiyarla kuralları öğrendikten sonra taktiğimizi çamur yapmak üzere kuruyoruz.Olay kukayı devirmek ve top kime vurup çıkarsa o takım değil topun vurup çıkmasına sebep olan takım eleniyor.O zaman biz karşı takımın kukasını devirmeye çalışacağımıza kendi kukamızı savunuruz nasıl olsa buna uğraşacak eşşeklerin topu bize çarpacak ve çıkacak.Nitekim öyle oluyor ve şampiyon olarak ayrılıyoruz.
Biz oyun disiplinimizin kıritiğini yaparken ihtiyarın karısının
-bun dan da felsefe yaptınız ya demesiyle başlayan
benimde verdiğim
-sen bunu felsefe bilyorsan vah senin okuduğun okula dememle uzayan bir polamiğin ardından kendimizi playstation ların önünde buluyoruz. Ve dövüşlü oyunların hepsinde yılan sitilim ve kartal pencesiyle sırayla hepsini tokatlıyorum.
Pentagram sahne alırken bizde yerlerimizi alıyorduk. Daha başka arkadaşlarımızı da bulup kalabalıkla beraber müziğe bıraktık kendimizi.
Devamı bir bu kadar daha onu da sonra anlatıyım yoruldum ve uykum geldi!

suyun son hali

nicholai hel | 21 June 2007 00:39

Suya kalsa o ne yaptığını,ne olduğunu biliyor.Hep biliyor, çok biliyor had daha böyle dendiğinde de düşünmüyor hala biliyor.
Peki bilmek neyle, nasıl mümkün?:yaşanmışlıkla sınırlı kanımca.Yaşadıkca öğretiyor hayat kendini.Eskiden doğru bildiğin sonradan yanlış çıkabiliyor.Eskiden iyi olan şimdi kötü olabiliyor.
Bu yüzden bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.İnsan yaşadıkca öğreniyor.Yeni şeyler çıktıkca karşına.
Dolayısıyla mukayese ediyoruz yaşamakla görmeyi?Ve diyoruz ki çok yaşayan mı bilir çok gezen mi?Nasıl görmeden bilebiliriz ki?Yaşamadan nasıl bileceksin düşündüklerinin nasıl deyişeceğini dönüşe bileceğini hissettiklerinin!
Su sevmiş hemde çok sevmiş.Hayat da kimsenin sevmediği kadar çok sevmiş?Bir tek o sevmiş?O da hepimiz gibi en özel, en büyük, en acı dolu aşkı kendisinin yaşadığını düşünüyor.
Benim yada sizin daha önce böyle hissetmiş olmamız önemli değil.Daha önce bunu birilerinden dinlemiş olmamızda.Nasıl olsa aksine inandıramıyacağız daha önce kendimizi ve diyerlerini inandıramadığımız gibi.Ben onu geçtim!
Peki nerden bilecek yaşamadan nasıl bilecek düşündüklerinin nasıl deyişeceğini dönüşe bileceğini hissettiklerinin!Unutmanın nasıl olduğunu nasık bilecek.Nasıl mukayese edecek yaşamadan yeniyi eskiyle?Nasıl diye bilirsin ben istemiyorum başka bişey!Yaşama o zaman!
Hepimiz en özel, en büyük, en acı dolu aşkı kendimizin yaşadığını zanlettiğimiz zaman.Bağlı değil bağlımlı oldumuzu gördük.Çünkü mutsuzluktan mutlu oluyorduk artık!Aslında acınında açısı vardı.Gene burda birnizin yorumunda okumuşdum ve söyle diyordu:
-Babama, bir sevgiliden ayrılış arifesinde:
“çok mutsuzum, kimse benim gibi acı çekemez.” dediğimi hatırlıyorum.Gülmüş, başımı okşamıştı,”geçecek”demişti. Sonra babam ölünce anladım ki, en büyük acı diye bir şey yok. Acının da acısı acısı var.
Birde bir arkadaşımdan dinlemişdim:
Babam öldüğünde okulların açılmasına bir hafta vardı.Okullar açıldı ben istanbula geldim.Epey zaman sonra annemle konuşurken o gün ilk defa kardeşimin okuluna gittiğini ve öğretmenler dahil kimsenin babamın öldüğünü bilmediklerini ve farketmediklerini söyledi.O ana kadar bunu bir tek benim yaptığımı sanıyordum dedi.
Halbuki su bunların hepsini biliyor………………………………..

su

nicholai hel | 18 June 2007 14:32

Hayat suda başladı .Benim de diyeceğim herşey suyla başladı.Bir yerlerde de okumuşdum önceden.O kadar çok raslamışken nasılda farkına varmadım,anlamadım.Ama bu susuz kalmaktan suyun kıymetini bilmek değil.Bu suyun farkına varmak.Tanımladım suyu ilk önce.Nasıl olduğunu düşündüm.Neye benzediğini düşündüm.Her gün yıkandığım,içdiğim suyu bir gün karşımda gördüm.Evet dedim su bu işde.Bendeki bir huy bu.Hoşuma giden kadınları benzetirim bir şeylere.Hiç biri bir diyeri olmaz.Hep başkaydı benzettiklerim.Bu kadın su.Niye su?Kesinlikle su gibi bakıyor birkere.Suyun bütün girebilecegi karakteristlik hallerde.Gözlerini devire devire dalga dalga bakıyor.Bir hışımla açıyor göz kapaklarını dalga gibi.Yada her defasında birden bakıyor sana dalga gibi.En güzeli her seferinde tekrar denize çekiliyor dalga dalga.Akıyor yavaş yavaş içine içine.Bu çekilmelerde kum oluyorum ben.Götürüyor benden her sefherinde hep bir şeyler.Akıyorum yavaş yavaş içine içine.Hiç direkt dimdik bakmıyor örneğin.Her defasında o hışımla açılan göz kapakları yavaş yavaş kapanıyor.İçe doğru,sanki kendini tekrar toplamak için.O her defasında birden bakan gözler su gibi akıyor sanki yavaş yavaş şekil deyişdiriyor.Teni de su gibi benbeyaz tertemiz.Engin denize bakar gibi dingin.Hani suya elini sokmazda dokunursunya elinin altında birşey hissedersin.İşte öyle hissediyorsun.Akışkan sanki teni.Işığın suda yansıması gibi teni benbeyaz tertemiz.Teni çok güzel kokuyor.Burnumu yapıştırmak istedi.Dudağımı dokundurmak istedim boynuna.Boğulmak istedim.Saçıda su gibi.Gece deniz gibi simsiyah.Yüzüne paspartü.Ben niye suyu istedim?Yıkanmak istedim kesinlikle!!!Çok şey söyledim bence bu cümlede.Başka söze gerek yok.
Çok cesurum,hep öyle oldum suya karşı hayatımda.Örneyin kaç yaşımda yüzme öğrendiğimi bilmem ben.Yazlıkda açılıp motorla açıkda da yüzerdik.Annemlemler hep korkardı.Ben hiç korkmadım.Lisanslı yüzücü oldum sonra.Beni küçükken yıkarlarkende ağlamazmışım.Kışlıkda evde küvete su doldurur oynarmışım ben.Ama su istemedi beni bu sefer.Cesaretimi kırmadı bu;suya karşı.Bence bu durum suyun baraj korkusuydu.Barajın özgürlüğünü kısıtlanması değil ama.Baraja dolmak istemiyor.Ait olmak ait olunmak istemiyor.Bundan ne anladığımı bir önceki yazımda yazmışdım.Tekrar uzatmıyım diye düşünüyorum.
Ama kum olmamışdım hiç.Çok götürüyor su; dalgaları,ışığın yansıması,denizin siyahı.Şimdi bakıyorum kıyılarda kum olmaz hep.Kayalık mı olsam?

NASIL OLUR ?

nicholai hel | 12 June 2007 17:37

Canım sıkkın;ne yapıyım ne yapıcam?Çünkü kafam karman çorman kazan gibi!Anlam veremediklerim ve verip de anlamak istemediklerim almış kafamın tümünü!Düşünceli düşünceli atıyorum kendimi sağdan sola gün boyu beyoğlunda.
Düşünceli ama düşünebildiğim birşey yok.Çözüme yönelik değil dünşüncelerim!Öyle olsa amenna yakacam bir sigara koyacam bir duble rakı bir saat iki saat üç saat bir konbinasyonda uygulamaya geçicez.Ama yok.
Mesele belli:Ben birlikteliklerde eş olma kavramının birlikteliğin takendisi yahut diyer birkaç deyerle birlikde olmazsa olmazı olduğuna inanırım.

Kadınların hayatında ki erkekleri aldattığı adam

nicholai hel | 18 May 2007 17:14

Bu yazı başlığı özne alarak kendi içinde başka konulardan da bahsedecek ve yararlanacak.Tecrübeye dayalı olacak ve yazar biraz kendinden örnekliyecek.En önemlisi bir söz tutacak.Şimdi efendim karşı cinsle başlıyor herşey.Bir gurup arkadaş içinde tanıyorsun bazen.Bazen de devamlı gittiğin bar’ın devamlı müşterisi.Yada o bar’ın çalışanı.Kendini fark ettiriyor.Fark ettirdiğininde farkına varıyoryorsun.Tamam sorun değil.Hayatı yarım olan bir erkek için.Bazen istediğin kadınların değil de kadınların istediği erkek olarak onların hayatında var olmayıda düşünebilirim.Burda bilmeyenlere okuyup da aklımda kalan şu veciz sözü hatırlatayım.(Biz kadınlar istediğimiz erkekle yatarız ama siz sizi isteyen kadınlarla yatarsınız).Bu durum bende o kadar geçerli değil ama o da gene ben bu sözü bildiğimden.Konumuza dönelim;bu çeşitli faklı koşullar da tanıdığın farklı kadınlarla faklı tavırlar ve diyoloklar içine giriyorum.Örneğin arkadaş gurubu içindeyse küçük bir tuvalet hamlesiyle kimse anlamadan karşına yada yanına gelmiş.Aynı barda isen uzun gözlem sonucu ortak bardan bi tanıdık bulunmuş yada tuvaletin veya barın önünde temas kurulmuş diyolok salanmışdır.Yok çalışansa artık sormadan boş bardak doluyor bir gün önce orda değilsen merak uyanıyor.İlk elde edilen uzun diyolok sonucu hemen o gece sabırsızlıkla beraber olunuyor.O sabah kadar mutlu ki bi daha.Sonra goool benin erkek arkadaşım var.Beni çok seviyor üzülsün istemem; aslın da öyle başlamamışdı ama o kadar çok seviyor ki ya işte bilirsin…..Ya bide işin garip tarafı hakikaten var bi araştırıyosun sen o çocuğu görmüşsün bile yalan değil.Ve asıl bonba bundan sonra beş kere görmek istiyorsam kesin üç kere görüyorum.Kaç yaşında bu kadınlar 24 28 yaş arası.Bu bi sendırom mu deyilse?Bu ne demek kızım sen(siz) mayakmısın(nız)???Kast edilenler bunları bana yapanlardır.Kızmak da haklı görüyorum kendimi.Belki 17 19 yaş arası kişilere hoş gelir.Bana da gelirdi öyle kabul ediyorum.Ama yaş şimdi 27 ve ben ait olmak,ait olunmak istiyorum.

alkol uyarıcı mı yoksa anestezik midir

nicholai hel | 02 May 2007 18:07

Başlık kesinlikle merak ettiğimdir! Herşey onun başının altından çıktı aslında! Ve her günümü yazmaya karar verdim. Sadece birkere olucak ama herşey olucak sevdiklerim,aşık olduklarım,ailem,dostlarım,arkadaşlarım………Lütfen konudan sapmayalım.Yazmayı cesaret ettim saygınıza güvenerek.Her sabah sarhaş kalkıyorum uyanmıyorum. Akşamdan kalma değil. Onuda biliyorum eskiden öyleydi. Ozaman susuzlukdan uyanır insan. Benim sabahlarım pure morning. Sonra tuvalete girmeden önce ocağın altını yakıyonum. Ve tuvalet;oturduğum yerin karşısındaki fayansa dayıyorum kafayı. Dünü düşünüyorum venus in furs(I am tyrd I am worry I could sleep for thousnd years). Çıkınca işte zamanı geldi kafeinim.Su ısınmış yapabilirim artık.Hayatımda ki herşeyin tek arkadaşı nikotinle onu bekliyordum.Kafeinle dost ençok onla yakıştırıyorum.Koltuğa kadar kupa çok ağır öyle ki omuzlarımdan aşşağı kadar hissediyorum ağırlığı.Half Jack oluyorum(it may distroy me but I sacrefas my body)Nikotinle begen japan(burda şarkı sözü olarak değil eylemsel olarak kullanılmışdır) yaparken kafein.Beni daha çok yoruyorlar.Beni paranoit androitd yapıyorlar.Akıyorum uyanıyorum bütün tınısıyla hayata.Aklıma geliyor hepsi!!!!! En çok with out you I am noting dediklerimi.Tıpkı Konserinde placebo’nun david bovi ile.Annem,babam,aşklarım……..Hepsi bişey götürmüş benden Half jack oluyorum gene bu sefer her dizesiyle.Shannon wright birazda.Ve pure morning’den(frientd are need frentd are deep).Düşünüyorum umut geliyor kalkarım hepsinin altından.Hem bu gün neye sahipsen hepsini sen yapmadınmı evin,araban neyin varsa……….Böyle saatler geçiyor.Hala yorgunun omuzlarımdan ayaklarıma kadar.Supermen in aklında kryptonite(3 doors down gurubumuzun adı bakınız).Sonra başka bir ezgi düşüncelerim de:I was alone-folling free-try my best not to forget-what hapent to us-what hapent to me-what hapent as I let it slepp…………baybeee did you forget to take…….Tıss soğuk soğuk ne güzel meds(bira).Bu kadarımı olur daha ilk yudum.-Aaa o ses gene derinden can you hearing me-can you hearing me-am I comeing to………Gene dark sade of the moon dayım(deyim olarak kullanıyorum kesinlikle böyledir)daha önce geçdim bu sınavdan shiany ass a level(bu da öyledir ve çok önemlidir).Dışarı çıkıyorum arkadaşlarımın yanına.Dio oluyorum manover,megadead haddaha exodus slayer sepultura scream vokal yapıyorum bazen. Kapanışları cok seviyorum çünkü evrimimin başına dönüyorum. deeppurpel ım led zeplin im.Ev arkadaşım teşekkür ederim…………..

İstisna ama azımsanamayacak kadar çok kadınlar

nicholai hel | 01 May 2007 19:17

Emin olun şahit olduklarım!İki üç kişiden değil!Oldukca kalabalık:bazısı bir birini tanımıyan,bazısı birbirini sevmeyen büyük bi kalabalıkdan bahsediyorum.Lezbiyen bir çevrem var,tanıyorum.Onların yanında ki tespitlerim.Bunlar lezbiyen olan diyer kadınlardan çokdaha fazla lezbiyen olmıyan kadınlarla beraber oluyorlar.Kesinlikle birliktelik değil.Sevgili oluyorlar demiyorum.Kendi aralarında sevgililer.Ama normal olduğunu söyleyen o kadar çok kadın bunlarla deneyim yaşıyor ki yolda yürürken yanınızdan geçen bi kadın da olabilir.Eğer öyle değilse iki normal olduğunu söyleyen kadın aralarında bu deneğimi yaşamışlardır.Örnekliyorum antalyadaki bir erkek arkadaşım istanbul’a arkadaşının geleceğini ona yardım edebilirmiyim diye sordu? Hay hay dedim taksimde buluşacağımız barı söyledim.Erken gittim barda lezbiyen tayfa selam sabah oturdum kısa süre yanlarında.O sıra kız geldi oda oturdu neyse.Muhabbet geldi mevzumuza.Kız dedi ben yaptım bu işi hemde üç beş defa lebiyen olmiyan bi hatunla.Başka bir örnek eski kız arkadaşım. Biliyorum ya bu işleri.Sordum hiç yaptın mı bu işleri? Zorda olsa da söyledi.Olmuş onunda gençken.Lezbiyenlerle olanlara örnek zaten kendilerinde izlediklerim

benimsemek zamanla

nicholai hel | 30 April 2007 23:58

İçiçe yaşıyoruz vesselam.Hayatta yan yana gelmez dediğiniz insanlar,tümüyle farklı olanlar hatdaha devamlı birbiriylen alay edip eleştirenler.Her yerdekinden daha içiçeğiz beyoğlunda.Sahiplenmişizde birbirimizi.Her sokağın bir ağır abisi var.Elinde tespih kanatlarını aça aça yürüyen.O sokakda üç beş yeri var zaten müşterisiyizde aynı zamanda.Sonra tinercisi;uyuşmuş demeyin nerde görse tanıyor vallaha mahşallah o kadar tinere bu hafıza.Dilençisi artık para istemiyor hatır soruyor.Sonra çicek satan çingene kızı gözümün önünde büyüdü.Senelerdir aynı midye dolmacıdan yerim o da benim için aynışeyi söylüyor.Diyer tarafdan yazarı,çizeri,ressamı….Dahası onlara entel deyip tiye alan göbekli sakallı birahaneci abiler.Onlarıda köhnemiş gören rockcılar ve alternetif gençlik.Bu gençliğide anlamadığını söyleyen meyhaneci abiler.Bunla kalırmı mekanları var sanki taşlarını sen koydun üst üste halbuki biz hep üstünden aldık kimi zaman isim kazıdık kimi zaman vurduk kırdık bir köşesini.O duvarlar içine sindirdi bizi.Hepsinin üstünde ne yazar bilirim.Nevizade deki imrozda aşk ile meşk etmek memnudur der.Balık pazarında cumhuriyetde saat dokuzu beş geçe durmuşdur saat.İmam adnanda palyaçonun aynalarında.Hele pano daki ömer hayyam şiirleri……..Sokaklarıda var tabi. Sokakların çalgıcıları da!!!Çalgı değince aklıma geldi.Yıllardır istiklalde azına sokduğu bişeyden baba filminin melodisini çalarak o ağzındeki şeyi satmaya çalışan biri vardı artık yok.Yokluğu hissediliyor cidden.Biz beyoğlunun yüzde yirmisiyiz.Geriye kalan yüzde seksen turist müze gezer gibi geliyor geziyor.Müzen olan biziz ama gelenler bizi değil biz gelenleri izliyoruz.

taşdan ekmekmeğini çıkarmakmı?

nicholai hel | 30 April 2007 21:49

Birkaç gün önce evden çıkdım (cihangir) merdivenleri çıkıyorum parka doğru.Bizim oranın kedileri meşhur malumunuz.Mart ayı da geçti.Nufusda artıyor olanca hızıyla.Heryer ufak ufak bıcır bıcır kedi yavruları.Mahalle halkıda meraklı kedileri besler sever bakar hastasıdır anlıyacağınız.Komşularımız onlar bizim.Kediler insalar kardeşliği.Gene böyle bi adam merdivenlerin başında karton kutu içine dolduruyor.Herhalde üşümesinler diye.Akşam asmalımescit de dolanıyorum.Badehanenin ordan girdim atlantis’in ordan çıkıcam.Ana bi bakarsın o adam aynı karton kutu yanlız el arabasının üstsünde kutu.Dedim amca ne yapıyosun.Dedi ben kediciyim.Kedi ne kadar? 20 ytl!!! hayırlı işler!!!