bildirgec.org

nazokiraze

11 yıl önce üye olmuş, 527 yazı yazmış. 8804 yorum yazmış.

yemek kokulu

nazokiraze | 09 December 2010 09:13

Ne yersek yiyelim , görünüşü ve tadı ne kadar güzel olursa olsun koku sanırım en hassas noktalardan biri yemek yerken.TAT VE KOKU

Tarçın kokusuna dayanamam ben en sevmediğim tatlı bile güzel görünür gözüme o tarçının hatırına, yemesem de koklarım, içinde tarçın aroması olan her çayı severim, beğenirim. İnsanları en çok kışkırtan yiyecek kokuları arasında çilek, çikolata,vanilya,hindistan cevizi, karamel gösterilebilir.

Buradaki habere göre yediğimiz şeylerdeki kokuların iç yüzleri yer alıyor. Pek çok besinde vanilya kokusu tahta atıktan, çilek kokusu ağaç yongasından, şeftali kokusu ise küf mantarından elde ediliyormuş.

Küçüklüğün sobalı evlerinde yenildikten sonra soba üzerine güzel koksun diye koyulan portakal ve mandalina kabuklarına hiç anlam veremedim, yanıp kötü kötü yanık kokusu saçıyorlar düpedüz.

YEMEK KONULU -2

nazokiraze | 08 December 2010 15:56

Aşka Ruhunu Kat (Soul Kitchen) genç bir restoran sahibinin aşkının peşinden Şangay’a gitmesi, ancak orada sevgilisinin başka biriyle olduğunu öğrenmesi üzerine geri gelerek tekrar restoranını geri almaya çalışmasının konu edildiği Fatih Akın imzalı romantik bir komedi.

Türk dizileri içerisinde iştah açıcı sahnelerin olduğu dizilere örnek olarak Yabancı Damat’ı gösterebilirim, sürekli ağzımın suyu akarak izlerdim ben sofra sahnelerini ,zaten dizinin genelini izlemezdim . Bir de eski filmlerden Bitirimler Sınıfı’nda cezalı olan Sezercik’in yanıbaşında ona nispet yapan Perihan Savaş’ın taze fasülye yemesi her daim canımı çektirirdi.

katliamlar

nazokiraze | 02 December 2010 09:53

1932–1933 arası 5 ile 10 milyon arasındaki insanın hayatını kaybetmesine yol açan Holodomor Katliamıtarihteki diğer örnekleri gibi silah veya bombalarla yapılmadı.Şimdiki Ukrayna’nın bulunduğu yerde yaşanan bu olayda tabiatın ve şartların elverişli olmasına rağmen dış güçlar tarafından oluşturulan açlık nedeniyle göz göre göre milyonlarca kişi canından oldu. (Ukrayna’da yeniden alevlenen soykırım tartışmaları)

Aralık ayına adım adım haberler

nazokiraze | 24 November 2010 09:37

Aralık ayı geliyor artık sofralardaki taze fasülyeler, barbunyalar, patlıcanlar yerini pırasaya, karnabahara, lahanaya bırakmak üzere. Bol bol balık tüketme zamanları.Trabzon Hurması’nın da zamanı geldi.(ben hiç sevmem)

Cennet Hurması da denilen Trabzon Hurması bilindiği gibi tam bir şifa deposu, kansızlıktan bağışıklık sistemi arttırılmasına kadar pek çok derde derman olan bu meyve kalp dostu olarak belirtiliyor.Trabzon Hurması’nın sağlığa faydalı olmasının dışında bir özelliği daha var, o da içeriğindeki Tanen.(Üşümemek için Trabzon hurması yiyin)

Bayramlık

nazokiraze | 15 November 2010 15:21

Bu bayram üzeri telefonla Twitter’dan veya ordan burdan araklanmış bildik cümlelerle sms atmak, Facebook’ta kutlama yapmaktan ziyade sevdiklerimin çoğuna kartpostal postaladım, yahu kartpostal bulmakta bile zorlandım , ne hale gelmişiz.

Ses getiren The Walking Dead dizisine de dün gece başladık, ilk bölümde hepsini severek oynadığımız Resident Evil oyunlarını bana fazlasıyla hatırlatan zombi klişeleri ile dolu dizide sonradan yan karakterlerin ortaya çıkması ile çok ilginç başka konular çıkacakmış gibi kanaat oluştu bende.Bakalım bende Spartacus ve Supernatural gibi iyi etkiler bırakabilecek mi? Zombi meraklılarına tavsiye ederim.

Bu bayram etrafta ki herkes kurbanlarını başka ülkelere bağış yaparak kestirdiği için galiba midemize kavurma girme ihtimali oldukça azaldı. Bu bayram alışveriş merkezlerine para saçmak yerine huzurevi ziyaretlerini yakınlarıma öneriyorum, hiç olmazsa bir sefer de birilerini sevindirmeye çalışalım.

Bir kaç güzel yer

nazokiraze | 30 October 2010 12:19

Nesim Levi Bayrakoğlu tarafından 1907 yılında İzmir’de Mithatpaşa’dan Halilrıfat Paşa Caddesi’ne gitmek için 150 den fazla merdiven çıkmak zorunda kalan insanlara kolaylık sağlamak için yaptırılan Tarihi Asansörönceleri su ile çalışırdı, günümüzde ise elektirikle çalışmakta.

Ünlü oyuncu ve müzisyen Dario Moreno’nun doğduğu evin bulunduğu Dario Moreno Sokağı asansörün girişinin bulunduğu yerdir. Genellikle bi dönem Musevi vatandaşların oturduğu Sakız evler ve bu asansör sokağa olan ilgiyi arttırmaktadır. Asansörün mimari anlamda benzeri Lizbon’dadır.

Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından Sultan I. Ahmed’e hediye edilen Alman Çeşmesi Sultanahmet Meydanı`nda yer alır. (Çeşmenin üzerinde Almanya yazan yazı:”Alman Kaiser’i Wilhelm II 1898 yılı sonbaharında Osmanlıların hükümdarı haşmetlü Abdülhamid II nezdinde ziyaretinin şükran hatırası olarak bu çeşmeyi yaptırdı”)

sadaka taşı

nazokiraze | 25 October 2010 11:27

Bir kaç metre boyundaki üzerinde bir çukuru olan sadaka taşı geçmiş zamanda hayırseverlerin ve ihtiyaç sahiplerinin şimdi çoğu yerdeki gibi kibir, övünç ,reklam ve utanma gibi kavramlardan uzak bir şekilde hayır olayının amacına uygun şekilde gerçekleşmesini sağlayan çok önemli araçlardan biriydi.

Hayır işlemek isteyen kişilerin gönüllerinden geldiği miktarda gidip bıraktığı paralar ihtiyaç sahiplerince lazım olduğu kadarıyla alınırdı, böylece hayır sahibi ile ihtiyaç sahibi birbirlerini görmez hem yardım eden sadakasını gizli yapmış olurdu hemde fakir kimseler mahçup olmazdı.

Kasım ayı yaklaşırken yemekli haberler

nazokiraze | 24 October 2010 15:41

Brugge Expo Yemek Festivali bu yıl 5-6 ve 7 Kasım tarihlerinde düzenlenecek. Festivale ülkemizden
Kemer Turistik Otelciler Birliği (KETOB) katılacak .

Çincede altın portakal anlamına gelen kumkuat meyvesi (küçük mücevher olarak bilinir) dünyada kabuğuyla yenen tek turunçgilmiş, gelin siz düşünün artık C vitaminini. Çin, Hindistan, Japonya , Amerika gibi ülkelerin yanı sıra ülkemizde Rize’de yetişen bu meyvenin reçeli oldukça lezzetliymiş.

Yemekle ilgiliyim diyenler için internet üzerinde Yalancı Yemekler adında bir etkinlik var.Tarifler 15 Kasıma kadar mail aracılığı ile tariflerini yollayabilirler. Ayrıntılı bilgi buradan

Ateş Dansı

nazokiraze | 22 October 2010 12:56

Özer Baysaling tarafından bir kaç yıl önce kaleme alınan Ateş Dansı kitabının baş kahramanı yaşadığı dönem (1950 li yıllar) Amerika’da dans ederken yeri yerinden oynatan ve kitabın yazarının kaybettiği eşi Necla Ateş‘ten bahsetmek istiyorum. (Asıl adı:Naciye Batır) Önce Tatar Naciye sonra Necla Ateş, gazeteci Metin Toker’in taktığı isimle: Türk Lokumu

Hollywood yapımı pek çok filmde danslarıyla yer alan Necla Ateş için pek çok işi Amerika’nın yolunu tutarlar ,onun gibi dans ederek onun kadar şöhretli olabilmek için. O zamanlar sadece Amerika değil Avrupa da yanmaktadır onun için. Kullandığı Cadillac marka otomobilin anahtarı altındandır. Açtığı dans okulunun yanında sahneye çıktığı büyük klüplerden bolca para kazanır.

Unutulmaz aktörlerimizden Muzaffer Tema’nın on yıl önce bir röportajda anlattığına göre Necla Ateş’in o zamanlar on dakikalık dansı için beşyüz Dolar para veren oluyordu, Arap şeyhlerinin, Amerikalı zenginlerin tekliflerine kulak tıkıyor parasının hesabını bilmiyordu.

Ateş dansı ile bir döneme damgasını vuran Necla Ateş’in hayatını bir anda değiştiren şey ise aşktır. Özlediği ülkesine geldiği zaman aşık olduğu Olimpikler adlı akrobasi grubunda gösteri yapan ve kendisinden onbeş yaş küçük Özer Baysaling’e deli gibi aşıktır ve gözü ne ün ne para görmektedir.

evlerden uzak yerler–3

nazokiraze | 20 October 2010 16:53

1951 yılının Ağustos ayında Fransa’nın Pont-Saint-Esprit kentinde bir zehirlenme vakası yaşanır, ancak bu zehirlenme olayı oldukça sıradışıdır. Fırından çıkan ekmeklerden dolayı yaşanan bu zehirlenmeler sonrası pek çok iddia ortaya atılır ve bunların en önemlisi çeşitli ülkelerde yapılan LSD denen halüsinojen deneyidir.

Amerika’nın bu deneyi yapmak için bu bölgeyi seçtiği bazı çevrelerce kabul görse de kimileri bu olayda LSD’nin suçu olmadığını açıklarlar. Bu olay tarihe “Lanetli Ekmek” olarak geçer. İlk yıllarda uyuşturucu gibi etki yaratan yaban mantarı çeşidinden dolayı bunların yaşandığı açıklansa da yıllar sonra bu maddenin LSD olduğu söylenmeye başlar. (LSD (Halüsinojen’in Gücü))

Normal zehirlenme belirtilerinden farklı olarak halisülasyonlar gören kent sakinlerinden pek çok kişi akıl hastanesine kaldırılır 5-6 tanesi hayatını kaybeder. Birbirlerine bıçak çekenlerden ordan oraya koşturanlara kadar pek çok histeri krizinin görüldüğü bu olayda 300 kişi yaralanır, hastaneye yatırılan yaklaşık elli kişi ise aylarca akıl hastalığı tedavisi görür.

Pek çok kişinin çıldırmasına neden olan bu zehirlenme olayından yıllar sonra H. P. Albarelli adlı gazetecinin yaptığı araştırma bu olaydan iki yıl sonra intihar eden Frank Olson adlı biyokimyagerin (Amerikan Özel Operasyonlar Biriminde) arkadaşlarıyla yaptığı görüşme kayıtlarını ortaya çıkardı. Bu kayıtlara göre ortaya atılan iddialar doğru.

Mutter Müzesi kafatası koleksiyonları, korunmuş insan organları, çeşitli değişik vücut bozukluklarına örneklerle ünlenmiş bir müze.Öldükten sonra sabuna dönüşen bir kadın da bu müzenin ününe ün katıyor.

Müzede bunların dışında ilginç vakaların rontgenleri, kırık kemikler, ceninler, deforme bebekler,,mumyalar,heykeller yer alıyor.

Waverly Hills Sanatoryumu 1910 yılının Temmuz ayında Verem hastaları için açılan bir hastaneydı, ancak o zaman henüz bu hastalık için tam bir tedavi şekli olmadığından dolayı burada onbinlerce kişi öldü. Hasta olanları normal hayattan izole etmek için kurulan bu sanatoryu 1961 yılında kapatıldı.Zaten Streptomisin (tüberküloz antibiyotiği) geliştirilince ölümler de azalmıştı.