bildirgec.org

nacak

11 yıl önce üye olmuş, 24 yazı yazmış. 192 yorum yazmış.

TIKANDI BABA

nacak | 25 May 2009 14:28

Bugün tıkandı babanın meşhur hikayesini anlatmak istedim . Bazen öyle anlar oluyor ki kendimi Tıkandı Baba gibi hissediyorum ama bu hikayeyi anımsayınca gülümsemeden geçemiyorum .
Tıkandı babaya geçmeden önce Ziya Paşa’nın şu beyitine yer vermek de anlamlı olacak. Lise yıllarında Ziya Paşanın bu beytinin geçtiği şiirini uzun uzun tartışırdık derste. Edebiyat hocamız bile sinirlenirdi kaderin cilvesine kendine hakim olamayarak . Ama kızmak ne fayda , ne kadar tedbir alsan da bazen evdeki hesap çarşıya uymayıveriyor. Ziya Paşa der ki o beyitte;

‘Bi baht olanın bağına bir katresi düşmez,
Baran yerine dürü Güher yağsa semadan ‘

Kalemin Ucundan Kasaya Uzanan Yolculuk

nacak | 22 May 2009 14:24

Duruşma sırasının gelmesini bekliyordum . Birden , elimde salladığım kalemin ucunda sallanan , kırmızı ip ile bağlanmış küçük sarı metal , gözüme ilişti. ‘Bunu neden takmışlar buraya Galiba reklam amaçlı ‘ dedim . Sarı altın benzeri bu metale 2 büyük harf yazmışlar . Hemen çıkardım kırmızı iple bağlanmış bu sarı metali. Yanımdaki koltuğa düştü elimden .

Tam almak üzereydim ki oraya oturmak isteyen birisi eline aldı onu. Ağzımı açmaya fırsat kalmadan bir başkası geldi , ikisi konuşmaya başladılar . Nedir , ne değildir nerden düşmüştür ? O esnada duruşma yapmakta olan hakimin dikkatini çekti bu durum . Hakim ,
-Ne oluyor orada ? dedi.

Galiba altın bulduk , birisi düşürmüş dediler . Tam koptuğum andır . Artık bana konuşma fırsatı gelmediği için değil , gülme krizine girdiğim ve ağzımı kapatıp yüzümü oraya buraya saklamaya çalıştığımdan olaya müdahale edemiyordum . Hakim devamla ,
-Getirin bakalım bana onu , diyerek incelemeye başladı sarı metali. Evirdi çevirdi.
‘Ahmet Bey’in müvekkili düşürmüştür. Onun küçük çocuğu vardı . ‘ dedi. Gerçekten de bu metal bebeklerin koluna takılacak cinsten isimlik benzeri bir altını andırıyordu.

Bayan sürücünün anıları 1

nacak | 22 May 2009 12:58

Ehliyeti aldığım ilk gün …..
Ehliyet kursundan direksiyon hocamla konusuyoruz .
-Aman kızım trafiğe çıkacağın gün bana haber et olur mu ? diyor bana . Hemen balıklama atlıyorum.
-Hayırdır hocam , neden ?
-Ben o gün trafiğe çıkmayacağım .
Gülüyoruz hep birlikte .

Arabayı aldığım ilk günler …
Geniş , boş bir pazar alanında çalışmaya başlıyoruz .Sonra bir bakıyorum dikiz aynasından . Arkamda kocaman bir konvoy oluşmuş .Ben sağa dönüyorum arkamda koca bir konvoy -ben diyeyim 10 araç siz deyin 20 araç – sağa dönüyor . Sola dönüyoruz yine hep birlikte , konvoydakiler ve ben . Ne oluyoruz anlayamadım önce . Acaba trafiğe çıkacak olmamı protesto etmek için toplanmış bir grup mu ? Ya da direksiyon hocam mı ayarladı bunları ? Bu düşünceler arasında bir sağa bir sola dönerek pazar yerinin içinde habire dolaşıyoruz.

Sonra anladı gariplerim benim acemi bir sürücü olduğumu ve pazar yerinde çalıştığımı . Meğer belediye hemen yakındaki ana yolu kapatınca , ara yola sapan herkes soluğu pazar yerinde almış. Durum anlaşılınca beni takip etmekten vazgeçip ayrıldılar artık peşimden …

SEVGİLİYE MEKTUP 1

nacak | 21 May 2009 17:11

Benim için sonbahar yoktu artık .Sonbahar ben olmuştum çünkü sevgili.Anlamsızdı gece…Anlamsızdı gündüz…Sokaklar bomboştu sanki , terketmişti insanlar şehri….Sen gittiğin günden beri…Sonbaharın bile eski tadı yoktu artık .Yeni aşklara yelken açtıran bir mevsim değildi artık. Hayalini canlandırdığımda gözümde , bütün sokakları , bütün yolları halı gibi kaplamış , üstüne basınca hışırtısını duyduğum , parçalandığını hissettiğim , buram buram hüzün kokan , bakır kızıllığında yaprakların o eski anlamı yoktu artık beynimde , ruhumda , kalbimde ….Sonbahar mı yitirmişti anlamını , yoksa kalbim mi sonbaharını yaşıyordu bu sefer ? Neden hayalimdeki yaprakların hışırtısını duyamıyordum artık? Yoksa kalbimin suskun çığlıkları mı duyurmuyordu artık yaprakların hışırtısını ? Ruhum mu parçalanmıştı , ki hissedemiyordum yürürken ayaklarımın ezdiği yaprakların parçalanmasını ? Yanan kalbimden yükselen dumanların kokusu mu engel oluyordu buram buram hüzün kokusunu hissetmeye ? Benim için sonbahar yoktu artık .Sonbahar ben olmuştum çünkü sevgili. Bir bir dökmüştüm yapraklarımı her yere .Nereye savurursa rüzgar o yöne gidiyordum .Bir o yana bir bu yana savrulup dururken …. Medet umarak her çarptığım yerden belki kalkarım tekrar ayağa diyerek.