bildirgec.org

morfik

11 yıl önce üye olmuş, 136 yazı yazmış. 2441 yorum yazmış.

gün..

morfik | 11 March 2009 16:15

Hüzünlenince kaldırımlar aklıma gelir. Neden bilmem..
kaldırımlar,sokaklar ve alıp başımı gitmek başlar..

sokaklar..ağaçlarını kesmişsiniz gözlerinizden, nerede unutulmuş bir baraka görürsünüz ona dalarsınız. Çünkü odur sizi anlayan, anlatan.
Neden bilmem, görmezse gözlerim boyasız bir apartman, iyice hüzünlenirim. Yalnızlığım ay gibi parlar, girer gözlerime. Kaçamam.
Başım nerelerde bulamam.
Başsız başsız yürürüm.

Küçüktür koskoca evrende dünyanız. Başkaları beni görebilir mi bu zaman, onu da bilmem. Düşünmem de..Böyle küçük mevzuları örtmem, savunmam. Çocuğum olsa muhtemelen tanımam.
Boşalır evren, anlamam.

atropin..

morfik | 12 February 2009 09:50

Benliğimden ölüm-süzmüş dudaklarım..
Aralanmış,
çok kirletilmesine rağmen aklanmış bir hikayeyi yeniden anlatıyor.
Argın argın birleşiyor duanın bitiminde..
.
Zihin, kurşun kökü ile türetilmiş sözcüklerde acelesiz..
Zamanı yitiren insanlar, telaşsız olmalı der geç kalmışlık.

Uykum, salt uyumak içindir artık. Yaşanmışlıktır, kabuslarım –
Düşüm. (K)alabalık ile bölüştüğüm.

Yüz avuç toprak üstüne yayıldı dudaklarım, hatta
Güldüm. İşte bu , yara-dan. Yaram,
Gel, rahmime saklan.
Doğal-ım , güneşin her gün doğduğu yalanından.

morfik, sana nasihat..

morfik | 08 February 2009 14:59

Aç pencereleri. Soğuk mu, olsun, rüzgar girsin içeri. Bir müddet konuş günle. Nasıl geçmesini istediğini söyle, belki kulak verir sesine. En azından inan buna. Ne kaybedersin ?

Kahvaltını aceleye getirme. Bekleyen işler beklerler seninle bitecekse.
İşini de; düşün ki, dünya yok olacak sen gereğini yapmazsan. Elinden gelenin en iyisini yapmak zorundasın bundan.

Çay molalarında benliğine de mola verdirmeyi unutma. Hayellerini düşün ve dostlarını ara. Mıymıy konuşma. Ağzında geveleme lafları, senden misallensinler biraz.

Yorgunum diyerek sızlanma. ‘dinlenmek için önünde bir ebediyet var.’ Ne de olsa..

tart-ı-ş-ma.

morfik | 26 January 2009 14:05

_uyurken sakladığın kelimeler rüyalarıma ait olmamalıydı sevgilim..günün en dinç anında söylemeliydin.acizliğimizi yenebilecek bir zamanda.

_Vışşşş, yaz bunu bi kenara. teraziye koyulan kkilogram şeysilerinin ozel bir adı var mı?

_son zamanlarda kalbime ayaklarımın ağır geldiğini biliyorum. on ton kalmak istiyorum. özelsiz- adsız bırakma beni yeniden söylüyorum

_.sevgilim benim, bana dair ,bana ait. hoşuna gidiyor sandım ama hoşuna giden benim sanırım.

_bir kitap okursun hoşuna gider. sevdiğin bir müziği dinlemek hoştur. tiramisuyu yemek de öyle. ve sohbet etmek. hoş.. hayatım hoşluklarla dolu zaten. daha fazlasını istiyorum.

niye ??

morfik | 26 January 2009 10:31

Bir yol. Parke taşları olmaksızın, topraksız, tozsuz , kokusuz..sadece yol.
ve kırk üç insan adım adım ilerliyor varacaklarına.
Kimi geç kalmış beş on dakika. Kimi gidemeyecek. Kimi erken davranmış. Kimi tam zamanında. Kimi, zaman kavramından mahrum.

Siyah paltolu adam heyecanlı, baklava dilimli adam, kot pantolonlu delikanlı, koyu kahve gömlekli adam hepsinden heyecanlı, mavi yeşil karışımı gözlerine bakmadan geçtiğim bitkin delikanlı da bitkinliğine rağmen heyecanlı..
Muhtemelen gri iç çamaşırlı bakir sevgili, siyah çoraplarını özenle giydiğini düşündüğüm umutsuz baba, beyaz atletini dün giymiş anlaşılması zor hasta, beresinin içerisinde dağınık saçlarını saklayan abi, siyah kol saatini bir süs olarak taşımayı çoktan bırakmış evlat, abiden daha heyecanlı..
bağcıklı siyah ayakkabılarıyla evden ilk çıkan kardeş, elleri narin ve kapalı müzisyen , heyecanlı, burnuna darbe almış adamın- her insana özgü bulunan o parçacık ne ise kırılmış işte, o da heyecanlı..
kirli sakallarıyla avare mühendis, kolları bir maymununki ile aynı uzunlukta olan çocuk da heyecanlı..

iyi ki doğdun kopanisti..

morfik | 13 January 2009 11:47

‘Uzun ve zorlu bir yol var.’ önümüzde diyor (B)bilge. Uzun ne desem , cevap alamayacağımı dahası o garip bakışlarla karşılacağımı biliyorum. Zor kelimesini ise kolay olmayan diyerek geçiştirmeli.

Bir metre kar var. Üstelik ‘Buz donmuş.’ diyor yanımdaki de-de. Buz mu donmuş ? Ne tuhaf diyecekken duraksıyorum. Bir başka (A)âna gidiyorum iki ağaç arasından kendi yolumu bulup. Köpeklerimin tasmasını çıkarıyorum. Tüm karşılaşacakları tehlikeler özgürlükleri adına ödenecek küçük bir bedel. Göze alınmalı. Kollarımı iki yana açıyorum. Açabildiğim kadar. Dilime ilk kar tanesi düşüyor. Eriyor. Kar ısınıyor içimde. Gizil güçler tepemde. İyi bir şarap açıyor sırf benim için. Yalpalıyor kar. Başım dönüyor. Yaşamak diyorum zamanda gezinen kendime sesimi duyurmak istercesine.