bildirgec.org

morfik

11 yıl önce üye olmuş, 136 yazı yazmış. 2441 yorum yazmış.

sen oldun..

morfik | 27 June 2008 14:43

sana geldiğim ilk gün…
taptığım kalbimde sakladığım BABAM oldun..
göz yaşlarımla sana hep ihtiyacım var dedim
bırakmayacagını hissettirdin,sonsuzluğunla sarıldın.

ufukları seyrederken annemdin.dizlerine yatırdın,
saçlarımı okşadın. uyuya kaldım ,huzurum sen oldunabim oldun yatağıma taşıdın.gece sıcaktı üzerimi açtım,dokunmadın.başucumda bekleyenim sen oldunsabah serinliğinde uyandığımda ablamdın.üzerimi örtenim sen oldun

bilmediğim bir şehirde dolaşırken ,insanların maskelerini çıkartıyordum.kahroluyordum
bir insan bir ummandır diye anlatanım dostum oldun.
kaybetmek üzere oldugum anlamları hatırlattın.
kanatlarım kırıktı.yaralarımı onaran ayağa kaldıran sen oldun.

aman başlığı da yok …

morfik | 26 June 2008 13:31

Off..of..boğuluyorum. açık havada nefesimi tutarak.yapabilecek yiğit varsa buyursun. nietzsche
’ ye de küfrediyorum. ah hele o ümit yaşar. ne vardı yazacak o kadar? Yazdın da başın göğe mi erdi? Okuduk ve vaww dedik. Biraz da ağladım yalan yok. Ben yazmak istemiyorum. Hiçbir şeyi yazmaktan sıkıldım. Hayat başlı başına zaten özel. Niye habire içine birşeyler tıkıştırmaya çalışıyoruz. yaşayabiliyorsan, al işte başarı. Sarhoşsam kime ne? İçki şişesi ile ilgili laf söylesek terbiyesiz oluruz durduk yere. Üstelik aa bir kadın. Çok ayıp. Gözyaşı yerine gözlerinden süzülen pınar dedik te inceliğimizi anlayan mı oldu? Yazmak istemiyorum. Başka bir halt da edemiyorum. Yazdığım da şaibeli. Kalem en son elinde görüldü. Zaman geceydi. Hımmm,kim öldü?
Bu erkekçikler arasında,kadınlar erkek oldular.
Adamcasına yaşamak dururken
bir sandık dolusu kemik kaldılar.
Off..off..yazmayacam. Kendi ölümü öpeyim ki yazmayacam. SUSTUMMMM.
SUSTUMMM.

İYİ ki VARSIN..(2)

morfik | 26 June 2008 10:31

Adı:.. Soyadı: … Yaşı:27 varlığını öğrendim,hissettim,dinledim demincek…
Hayallerden gerçeğe düşüş…
Tamam ben hayalperestim, kabul. aynı mahallede komşu evlerde oturamadık ,aynı kreşe gidip hiçbir piyeste rol almadık .aynı okullara gitmedik, aynı sıralarda oturmadık, ne sen matematiği çözdün ne ben müzikten geçebildim. hiç gençlik kaprislerimiz de olmadı…aynı şehirde bile doğmadık ki bunları nasıl başaracaktık?
Hiç olmazsa bir kez olsun karşılaşamaz mıydık? bir park köşesinde, durakta, pazarda, çarşıda, asansör kapısında, hastanede, denizin ortasında, garda, yetmişinden sonra ne yapacağını şaşırmış insanların bindiği bir balonun içinde havada, herhangi bir sokağın dönemecinde….orda burada, bulutların üzerinde, yerin yedi kat dibinde bir kez olsun karşılaşamaz mıydık?
Hayran kaldığım gülüşünle gelirdin belki. gülmeseydin hatta. çatacak bir yer aradığında ben çıksaydım karşına. bağırıp çağırsaydın bana, geçip gitseydin söylenerek.bir kez olsun yüreğime bağladığım gözlerini görseydim ben. hadi gözlerine değmedi gözlerim; içimi titreten sesini işitseydim. işitemedim hadi dokunuşlarını düşleyerek daldığım uykuların hatırına dalgınlıkla çarpsaydın, ayağıma bassaydın. hepsinden vazgeçtim. aynı caddede giderken varlığını duyumsayabilseydim bir kez.bir kez..

İYİ Ki VARSIN..(1)

morfik | 24 June 2008 12:45

Adı:………. Soyadı:…………….. Yaşı:27 varlığını öğrendim, hissettim, dinledim demincek..
Aynı şehirde doğabilirdik. aynı mahallede komşu evlerde oturabilirdik. kocaman bir pastayı yüzümüze bulaştırarak aynı suçu üstlenebilirdik. ben arabanı bozardım, sen bebeğimin saçını yolardın. çocuk saflığı ile beş dakika içinde ortalık süt liman olur, oynamaya devam ederdik. belki masumca eteğimi açardın. 
Aynı kreşe başlayabilirdik. tüm öğretmenler çocukları büyütme çabasındadırlar ya: bir siyah kalemle kaytan bıyık, bir ruj ile küçük hanımefendi olup aynı piyeste eş olurduk. şemsiyemi sallayarak mendilimi önüne atabilirdim o zamandan.alır, koklar ve koyardın koynuna. el ele tutuşup eğilirdik ay çiçekleri misali. aynı ilkokula gidebilirdik. hayal bu ya: aynı sırada otururduk. derste hiç konuşmazdım senle, öğretmenim sıramı değiştirir diye. kovalayıp ta yakaladığım sen olurdun, ebelediğim sen. ya da senin yanına saklanırdım. yedeğim olmasa bile kalemin kaybolduğunda verebildiğim sen olurdun.
Aynı orta okulq, aynı liseye gidebilirdik. ben seni matematik çalıştırırdım, sen müzikten geçmemi sağlardın.bir münazarada rakip olur, inandığımızı savunur kazanan ile kaybedenin öneminin olmadığını anlardık. sen boyumun uzamasına şaşırırdın, ben yeni terleyen bıyıklarına laf atardım. hayal işte; aynı üniversitenin farklı fakültelerinde okurduk. kantinden çaylarımızı kapıp derslerin saçmalığını konuşurduk. sen şu kıza mı baktın, sen şu çocuktan mı notları aldın gençlik kaprisleriyle günümüzü berbat ederdik. dayanamazdık özlemeye barışırdık özürle. başımıza gelen en büyük felaketleri anlatırdık yana yakıla ki bir diğeri öncekini unutturur ve en büyüğü o olurdu. dost sandığımız birinden yediğimizde tokatla(kazık) eksildiğimizi sanardık. eksikliğimizi kapamak istercesine sarılırdık. arkadaşları taa diye başlayan cümlelerle çekiştirirken gerçek hüsranların sevdiklerimizi uğurlayışımız olduğunu kavrayabilirdik. susardık, kıpırtısız otururduk. ağlardık. acı neymiş beraber öğrenirdik. elimin üstüne elini koyardın ve bıçağı saplandığı yerden beraber çıkartırdık. yine sarılırdık. akmasın diye daha fazla kan.
Aynı şehirde göreve atanabilirdik. tamam hayallerinde sınırı olsun diyorsanız yakın kentlere düşebilirdik. ne de olsa özlemeyi ve kavuşmaları da bilmeliydik. müdürün her pazartesi geç kaldığına söylenirdi belki, sen umursamazdın beceriksizce de olsa sevgi ve heyecanla hazırlanmış yemeği düşünerek. o peri masallarındaki iki hayatı bir eden sevdalılardan olabilirdik.

hırsız

morfik | 23 June 2008 09:23

Uyuyamadım.
Ne yaptımsa kar etmedi gözlerime. İşte böyle başladım odamın karanlık sokaklarında yürümeye. Sokak arasında ucuz bir çarşı buldum. Baktım, yüreğim pek süssüz. Yüreğim çıplak. Param da var cebimde. Tepeden tırnağa kuşattım, taktım takıştırdım. Gene de bir şeye benzemedi. Aldığımdan daha ucuza verdim bir eskiciye. Yüreğim çıplak yine.
Yürüdüm. Yürüdüm. Bir karanlığa vardım. Nasıl bir karanlık! Korktum da korkmadın dedim kendime. Üzerine yürüdüm. Kanallara düştüm. Evlerden çıktım. Bulutlara çarptım. Parçalandı yüreğim. Sırf kinimden birkaç yıldız ve biraz da ay ışığı çaldım, yatağıma kaçtım.
Uyku nihayet uğramıştı gözlerime. Ben artık uyumak istemiyordum ki! Ellerimdeki parıltıları izliyordum…
Aklıma takıldı, kim bilecekti gökyüzünden birkaç yıldızın eksildiğini?
Ben biliyordum. Biliyordum artık günahkardım. Artık yıldız hırsızıydım.
Bir, iki, üç, dört, beş….onbin tane yıldız saydım gökyüzünde. Biri yeterdi dünyayı şenlendirmeye. Onu da ben çaldım.
Artık günahkardım, yıldız hırsızıydım.

güneşiniz doğmayacaksa..

morfik | 21 June 2008 12:02

Güneş durdugu yerde aydınlatır ve yakar dünyayı da geceyi çekip gidince getirir…

Güneş birden doğar hani, bazen izlemek istersin bırakamazsın düşlerini,kalkamazsın sıcak yüreğinden, göz kapakların kenetlenmişken birbirine en parıltılı günündesindir, dilediğin gibidir beklentiler… Elbette tüm güzellikleri bir arada ister insan; ana, baba, dost önce aşk. İlle de aşk. Yüzünü hatırlayamadığın biri aradığın kişidir, el ele tutuşup sahil kıyısında yürüdüğünüz, fısıltısız konuşabildiğiniz, tenine ve kokusuna hayran olduğunuz, sizin için nefes alıp veren kişidir bu; uyandığınızda bulma ihtimalinin haricinde geriye bir şey kalmamış birkaç saniye ve adını sanını bilmediğiniz koskoca onbeş saniye vardır.