bildirgec.org

morfik

11 yıl önce üye olmuş, 136 yazı yazmış. 2441 yorum yazmış.

öykü yazacaktım !!

morfik | 27 November 2008 12:44

Herkesin şikayet ettiği dünya ansızın değişmiş.(okus pokus.)

İnsanlar yalnızca güzellik dolu maskeleriyle hareket etmeye başlamış.
Ve hiçbir art niyet bu düzeni bozmaya kalkışmıyormuş. Yüreklerinin en erişilmez mağaralarına hapsetmişler tüm kötülükleri.

Melekler cennete bu güzel ruhları almak için var güçleri ile çalışıyorlarmış.

Ve adamın biri güzelce yaşayıp ölmüş. (fani dünya)

Melekler koşuşturma arasında adamın ruhunu cennete götürmeyi unutmuşlar. Adam uzay zamanıyla bin asır beklemiş cennet kapısında. Beklemekten erimiş. Akmış gitmiş dünyaya inecek ruhlara.
Ruhlar bebek olmuş bir anne karnında. Doğmuşlar azınlıkta. Azınlıklar büyümüş. Büyükler aldatmaya başlamış. Aldatmalar intikam almaya, intikam almalar işkencelere, işkenceler nefrete, nefret … kıyamete.

duygulandım yine..

morfik | 26 November 2008 11:57

Milyonların arasında beni bekleyen yapayalnız bir aşk.. kokusu deniz, beklediği geçmiş, özlemi gamzeleriyle gülümseyebilen bir yarın.

Benden, milenyum yıllarıyla tarihin ejderha zamanlarının tozlu uzaklığı kadar uzak.. yol kucak kucak.. saatler buluşmaya inat , heyecan yürekte bir durak..ellerim gözleriyle buluşacak.

Adın ne , boş ver bırak,,
Kimsin peki ? sana akan bir ırmak,,
Sevdanın çığlığında payıma düşen susmak,,
Bilirim ne güzeldir ağlamak..

Ben sevgilerime ha deyince kavuşamadım ki ha deyiverince çekip gidebileyim…
her zamanım yürekte ilerlediğinden , etkilemez ki yer değiştireyim !

her tren zeytin ağaçlarına

morfik | 25 November 2008 17:16

Gecenin bitimi, deniz çarşaf gibi. batıp bacaklarının arasından geçmeye çalışıyordum, hep bir taraflarım suyun üzerinde kalıyor, batamadığımı hatırlıyorum.‘ denize dileklerini söyle gerçekleşir..’
Babam , çocukluğumda bu hikaye ile kandırmış beni..tabağında yemek kaldığında arkandan ağlar gibi bir çözüm..

Dilek yerine denizi tuttum ya da denize tutuldum..tuttum ya da tutuldum..böylesi nüansı nasıl oluyor da fark etmez cümlesi içinde kullandığıma şaşırıyorum..aslında şaşmama şaşacak bir şey yok..bilirim ki bir insanı en çok kendi yüreği şaşırtır.
İşte bu şaşkınlık içinde düşünceler İzmir Adana arası gidip gelirken yorgun düşmüş olacak ki bilindik çıkarımları yinelemeye başlar..çünkü her daim daha kolay. misal:

şarkılara dört yakışır..

morfik | 06 October 2008 15:29

..
..

Dört gecedir , sabahın dördünde, gözlerim arıza vermeseydi bu yazı muhtemelen hiç yazılmayacaktı. Gözlerimi onarmaya çalışırken hepten bozmasaydım, düşlerimin beni bekleyen peronuna koşarak da olsa yetişebilirdim. Düşlerim bensiz yolculuklara çıkmak zorunda da kalmazdı.
Gel gör ki yoklama alıyorum gece nöbetlerinin hepsi burda mı..

Eğer ki;
Ekmeksiz kalsaydım düşenecek başka şeylerim olacaktı.
Şarabım olmasaydı düşünmeyecektim kadehi, kan kırmızısını.
Senin varlığını bilmesem aşksız devam edecektim. Öylesine geçip gidecek o kadar çok ben vardı ki !
Ben, ben olmasam..
yine deli gülümsemesi konuyor dudaklarıma. Nedense kıkırdıyor içim. Delilik işte. ‘Enayiymiş be Platon , bir içsin de görsün, ne felsefi varmış bu alemin..’ kıvamı.

çağrış-ım oyunu

morfik | 26 September 2008 14:00

Kan rengi çarşafı seçilebiliyor ayna ve benim orada olmadığımı görüyor..
Durduk yere yağan bir yağmur kadar doğal..
bu nedenle yazılması fuzuliydi ama yazdım.
Yazdığım anda fazlalığını hissettim..

düşlerimin ölümüne sebep bu gereksizlikti işte.
Geceliğimi bir başka geceye kaldırışıma ise düşlerin ölümü.
Ölmelerine izin vermemeliydim oysa.
Şimdi yorgun kabuslarım zorlanacak tepelere doğru yürürken,
köprülerin direklerinde anılar sallanacak..

Yerim, gün öncesinden rezerve, heyelan ve yıkılan köprüler içinde..
uzağa , çok uzağa gitmeyi umut ederken..
kaçak değildim oysa..
yazmayı beklediği her sözcükten bir gemi yapabiliyordum..
tüm yolculuk hazırlığımın beni amade beklemesini bekliyordum..
niçin beklemeyi beklediğimi sormaktı kurtuluşum..
yazmak kadar kolay değil , gün doğumuna yüz çevirdiğin anda elini kaldırıp dur demek..

iki gurbet arası memleket..

morfik | 19 September 2008 10:03

Yazmadım bu aralar.. yazılacak anlamlı bir şeyler bulamadığımdan değil. Sen varsın , yazmak sorun değil. ama ,

içimi memleket bilmiş bir hüzün, gurbetten korkmakta, gitmek bilmiyor.
tozlu, yağmursuz bir hava sarmış memleketi, öykülerim nefes almaya inat eder.

*
Elleri üşümüş bir güneş gecemde
Ve kimsesiz bir tanrı
Bulutların gerisinde
O da yalnız ölmekte..

Diyerek yazdı daktilo.

Kadın içeri girdi. Yüzü eski bir duvarı andırıyordu. Boyasız , çatlak ve nemli halinde hiçbir diyeceği yok gibi duruyordu. Ağzını açtı , kapadı. Garip bir ses duyuldu.
Hiçbir diyeceği yok gibi duruyordu. Demedi.

davul

morfik | 11 September 2008 12:52

Kat kat dizilmiş hanelerin sönmüş ışığında , konuşuyor sokak lambaları kendinden habersiz acılarıyla.

Bir kadın , bir adam ve rüyalarından kaçırılmış beş yaşlarında bir çocuk , sürünerek yürüyor ayakları.
Davulun ritmine inat.

Adam bağrıyor ;
_ Ananda da sende var işte orus..luk.
Yazılmayacak küfürleri bir bir savuruyor. Kadın ne dediği duyulmaz bir sesle bir şey söylüyor. Bacını dedirtme diyerek inen kolda kırılıyor söz.
Küçük ileri doğru koşuyor , geri geliyor.

İlerisinden ürkmüş olmalısın küçüğüm. Henüz yorulmamış bir dünyan olmalıydı halbuki. Bir esintide düşecekmiş gibi bakmamalıydın karanlığa.