bildirgec.org

mansonilized

11 yıl önce üye olmuş, 116 yazı yazmış. 6630 yorum yazmış.

Dünyalılardan Tiksiniyorum

mansonilized | 05 August 2009 16:35

YAZI BİR MANSON VE PUEL YAZISIDIR. BELESH AYIK OLDUĞU ZAMANLARDA ZOR KULLANARAK YAZIYA SIZMIŞTIR. SEK MADDELER KENDİSİNE AİTTİR.

Telefonun şarj aletine şarz denilmesi.

Matkapla mutfakta delik açmaya çalışırken kendiniz kaptırıp matkabın ucunun yan komşunun mutfağından çıkması.

Feci şekilde sıkışıp umumi tuvalete gitmek. O ilk anın verdiği coşkulu ıkınma ile ürettiğiniz kütlenin hızla ve sertçe suya dalışı esnasındaki saliselik rahatlamaya doyamadan daha önce bilmem kaç kişinin içine ettiği tuvaletten dolgun bir su damlasının popoya sıçraması.

Parmak çıtlatılması.

İzmaritleri attığınız bira şişesi ile içtiğiniz bira şişesini karıştırmak. Hele ağzınızda kalan o kültablası tadı. Paha biçilemez.

İş çıkışı hiç umursamadan ve kıyafet değiştirmeden arkadan örülmüş düz saçların ve pantolon tişört babet kombinasyonunyla gittiğin yemekli toplantıdaki en ufak topuzun 35 cm, en basit elbisenin gelinlik kıvamında olduğunu görmen. Bütün gece süren rahatsızlık…

Rüyada Edward’ı görürken, çalar saatle uyanmak.

Gideceğiniz yere geç kalmışsınızdır zaten, koştura koştura hazırlanmışsınız. “Lan bi su içeyim de öyle çıkayım bari.” Denilip mutfağa girilir ve damacanadan sızmış su birikintisine basılır. Bir süre ıslak çoraplara bakılır, hemen arkasından küfür edilmesi âdettendir.

Yemeğin en şahane en kaşarlı, en kızarmış, en sulu lokmasını sona saklamak. O an hayaliyle yaşamak. Ve bi tek o lokma kalınca şunun tadına bir de ben bakayım diyen ses.

Suya balıklama atlarken, bikinin üst kısmının kayabilmesi olasığı (ve hatta kayması), saliseler içinde yaşanan zevzek tereddütler, suda cebelleşmeler.

Çok yoğun bir iş gününde canınız çay, kahve çeker. Bir koşu alıp da geleyim dersiniz. Masadan kalkılır. Yeterince uzaklaştığınızda açık olan camdan hoş bir rüzgar eser ve masanızın üstündeki bütün kağıtlar havada uçuşur. Bir elinizdeki bardağa, bir masanıza, bir yerdeki kağıtlara bakarsınız. Derin bir of çekilir hemen ardından.

İtinayla hazırlanmış tarçınlı, cevizli, havuçlu mis gibi kokan ve deli gibi kabarmış keki servis tabağına almak üzere ters çevirmeniz, akabinde enlemesine ikiye ayrılmak sureti ile biri kalıpta diğeri servis tabağında olmak üzere yarımşardan iki parça kek sahibi olmanız.

arzu batağı

mansonilized | 04 June 2009 15:50

http://decentcommunity.org/2009/05/05/women-dies-after-using-jackhammer-as-dildo/

sarelleli ekmek

mansonilized | 11 May 2009 12:50

Yer sofrasının etrafına oturmuştuk. Hevesle bekliyordum. Ağzımın suyu akıyordu. Her darbeyi dikkatle takip ediyordum zira haksızlığa zerre tahammülüm yoktu. Sıcak ekmeğin kokusu yayılmıştu havaya. Bıçak tatlı tatlı hareket ettikçe ekmeğin üzerinde keşke daha kalın olsa be dediğim kahverengi bir tabaka oluşuyordu. Bir an hareket durdu. Heyecanlandım. Sanırım dakikalardır korkunç bir açlıkla beklediğim o an gelmişti. Annem başını kaldırdı. Saçlarını ortadan ayırırdı annem. Gözleri kapkaraydı. Gülümsedi. Elindekini uzattı. Gülümsedim. Sarelle sürülmüş ekmeğimi alıp sıradaki kardeşin ekmek için gözlerini anneme dikişini izleyerek yemeye başladım.Her şeyin az olduğu zamanlardaydık. Her şey kıymetliydi. Fakirdik. Oldukça fakirdik. Sarellenin çeşmeden aktığı zamanlardaydık. Bazen babam sarelle kavanozunu doldurmaya giderken beni ya da kardeşlerimden birini de götürürdü yanında. Çeşmeden akan çikolata küçücük kafamda harika bir sihir gösterisiydi. Filmlerdeki gibi yemek masası yoktu evimizde. Zaten masayı koyacak yerimiz de yoktu. Her pazar yer sofrasının etrafında dizilirdik. Hergün yenmezdi sarelle çünkü pahalıydı. Ama babam bizim herşeyi tatmamızı isterdi. Haftada birgün herkese bir dilim sarelleli ekmek. Ayin gibi. Bir dilimden fazla olsaydı keşke. Belki kardeşim yemezdi kimbilir. Yok yok küçükten hayır yoktu. Belki ağabeyim ha? Ohoo, bitirmiş bile…