bildirgec.org

LuchaS

11 yıl önce üye olmuş, 8 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Killers of the World

LuchaS | 03 November 2009 17:04

Killers of the World, top 5 katil listesi olarak başlayıp süpriz sonla biten bir sosyal sorumluluk kampanyası.

İki Türk genci tarafından hazırlanan sitedeki açıklamaya göre:

“İnsan, doğası gereği başkalarını suçlamayı, gerçekleri görmeye yeğler. Umuyoruz ki, insanların kendilerine başka bir açıdan bakma fırsatı verebiliriz.”

Küresel iklim değişimiyle ilgili vurucu ve farklı bir çalışma olmuş. Tam etkileşim için web kameranızı etkinleştirmeyi unutmayın.
http://www.killersoftheworld.com/

Usb Posta Habercisi

LuchaS | 27 July 2009 11:00

Bir icat sitesinde gezinirken denk geldiğim ilginç bir ürünü tanıtmak istiyorum size bu ürün tamamen usb den baglanabilen posta zarfı şeklinde bir aygıt

Özelliklerine gelince

  • Tüm windows tabanlı işletim sistemleri
  • Mail okuma yazılımlarını
    destekliyor.
    Eposta aldığınızda rengi degişiyor bir nevi 3rd status bar yani Şu sitede ürüne ulabilirsiniz…

Seevision’s Yarışmasında 1.olan Genç Fotografçı

LuchaS | 22 March 2009 10:02

Kuzey Doğu Avrupalı Gençlerin gözüyle Avrupaya bakış yarışmanın birincisi Türkiyeden….

Bosna Hersek Saraybosna’da Avrupa yenilik ve yaratıcılık yılı kapsamında gerçekleştirilen SEE VISIONS “SOUTH EAST EUROPE VISIONS Express Europe Through Your Eyes” isimli yarışmada Muratcan Karagöz’ün “Door was Locked So many times” isimli fotoğrafı 1. olmuştur. 12 Mart 2009 cuma akşamı ödül töreninde ödülünü almıştır. Fotoğraf dalında katıldığı yarışmada 200 Görsel eser içinden 1. olmayı hak eden Muratcan Karagöz’ün fotoğrafı Saraybosna’da NOVI HRAM isimli galeride 20 Mart 2009’a kadar sergileniyor. Ayrıca aynı proje gelecek ay Romanya’nın başkenti Bükreş’te sergilenecek…

Dağcılığa Başlarken

LuchaS | 23 September 2008 01:46

Dağcılık, sadece tırmanmaktan, güzel manzaraları seyretmekten ve el değmemiş doğa tecrübesinden oluşmaz. Mücadele, risk ve zorlukta içerir.
Dağcılığın bazı özellikleri vardır ki, zaman geçirmenin dışında, sıradanlığı aşan, kesinlikle bir ihtiras ve bazen de içten gelen bir zorunluluk haline dönüşen bu uğraşıya zevk ve ilham katar.
Dağların uzaktan görünüşleri, macera tutkusunu ateşleyebilir ama sizi bekleyen zevk ve zorlulukları anlatmaları pek mümkün değildir. Dağlara tırmanmak istiyorsanız, doğanın tüm koşullarına hazırlıklı olmalısınız.
Dağlarda olmanın zevki kendimize, başkalarına ve çevreye zarar vermeden, gerekli malzeme, beceri ve gücü kullanarak hareket etmekle birleştiren bir kavramdır.
Vahşi doğada seyahat eden dağcılar olarak, bu ayrıcalık için ödememiz gereken küçük bir bedel; geçmişimizin izini bırakmadan orayı bulduğumuz gibi temiz bırakmaktır. Ziyaret ettiğimiz üzerinde düşünmeli ve daha sonraki etkimizi en aza indirgeyecek şekilde kamp yapmalı ve tırmanmalıyız. Dağlarda hoşumuza giden ayrıcalıklar, sevdiğimiz bu ortamı korumaya çalışmak sorumluluğunu da yüklemektedir. Dağcılar olarak, eğer çocuklarımızın da bizim ödünç aldığımızı teslim almasını istiyorsak, aktif doğa taraftarları olmalıyız.
Dağlara gitmek için bilgiye ihtiyaç duymaktayız. Kendimizin ve birlikte tırmandıklarımızın iyiliği için, kampçılık, yön bulma, emniyet, iple iniş, buzul üzerinde hareket, güvenlik, doğada ilk yardım, kurtarma ve kaya, kar ve buz üzerinde tırmanış konularındaki teknik ve araç-gereçleri öğrenmeliyiz. Bu eğitim süreci bunları öğrenmenize yardımcı olacaktır.
Dağcılık, ruhsal ve fiziksel beceri isteyen bir etkinliktir. Günümüzde tırmanıcılar, birkaç yıl önce bile imkansız olduğu düşünülenleri başarmaktadır. Birçok ciddi kaya tırmanıcısı, özel jimnastik salonlarının tırmanış duvarlarında saatlerini geçirirler ve bu spor uluslar arası yarışmalara da girmiştir. Alpin tırmanışçılar ise, en yüksek zirvelere genellikle oksijen desteği olmadan, rekor sürelerde ve gittikçe daha zorlu rotalardan tırmanmaktadırlar. Ancak, çoğumuz bu tür tırmanışların haberlerini gazete başlıklarından okuyoruz. Bu aktiviteden bireysel olarak zevk alabilmek için hayatımızı dağcılığa adamamıza gerek yoktur.

Amatör dağcıların ve tırmanıcıların da performans düzeyleri artmaktadır. Fiziksel durumunuzun iyi olması bunun anahtarıdır ve bir geziden zevk almak ile buna tahammül edebilmek arasındaki farkı sağlayabilir. Daha da önemlisi, bir kişinin gücü veya zayıflığı tüm ekibin güvenliğini etkileyebilir.
Bir dağcı, zinde kalmak için bir veya iki saatini antrenmana ayırmaktadır. Koşmak, bisiklete binmek, yüzmek ve merdiven çıkmak, haftada en az üç kez yapılmak şartıyla daha iyi fizik kondisyon sağlayacak çalışma şeklidir.
Fiziki kondisyonumuz kadar önemli olan ruhsal durumumuz, genelde başarı ve başarısızlıkta belirleyici bir faktördür.
Birçok tecrübeli dağcı, en büyük zorlukların ruhsal nedenlerden kaynaklandığını söyler. Belki de dağcılığın bu özelliği, insanlara en büyük ödüllerinden biridir; özgürlüğü ararken, kendimizle yüz yüze geliriz..
Eğitim süresince, malzeme ve tekniklerin esasları ve edinilen deneyimden nasıl faydalanacağınız üzerinde duracağız. Ancak dağlar öyle mücadele gerektirir ki, teknik uzmanlık dışında, karar verme ve sorun çözme kabiliyetine de sahip olmanız gerekmektedir. Tırmanıcılıktaki tüm ruhsal özelliklerin en önemlisi olan doğru kara verme becerisi, bilgi ve deneyimlerimizi nasıl bir araya getirip kullandığımıza dayanmaktadır.
Bize gereken şeyler, mücadele ve sorun çözme becerileridir ki, bu da kötü hava koşulları, uzun yürüyüşler, dikenli çalılar, boşluk hissi, dağ kazaları vb… ile uğraşma kabiliyetidir. Bu durumlarla karşılaştıkça, daha iyi karar vermemizi sağlayacak tecrübeyi kazanırız ve edindiğimiz deneyim, zorluklarla tekrar karşılaştığımızda faydalı olacaktır. Ancak dağcılık otomatik karşılıklar yerine, dikkatlice karar vermeyi gerektiren çok sayıda durum üretmeye meyillidir. Bu belirsizlik, dağcılığın çekiciliğini ve mücadeleci ruhunu yansıttığı gibi, trajik olaylar için de büyük bir potansiyel oluşturmaktadır.

Bir Tırmanış İlkesi

Tarihte Kadınların Saygınlık Kazanmaları

LuchaS | 15 September 2008 13:58

Yenitaş çağında üretimnde baş rolü kadınlar oynamıştır.İnsanlar bu tarihte bitkileri var eden irade sahibi,kudretli varlığın ana tanrıça olduğunu düşünürler.Hatta hayvanları onun yarattığı ve insanları onun doğurduğunu ileri sürmüşlerdir.
Çiftçi topluluklarındada görüldüğü gibi tanrı birden çok ise baş tanrı ana tanrıçadır.

Ancak kadınların önem kazanması kısa sürmüş;kadınların yaptığı küçük sulama yerine erkeklerce yapılan büyük sulama ve saban tarımına geçilmesiyle baş tanrılık erkek tanrıların eline geçti.

Feodal Aristokrasi Ve Ortaya Çıkışı

LuchaS | 15 September 2008 11:42

Toprakların az sayıda insanın eline geçmesiyle toplum feodal bir yapı almıştır.M.Ö 8. yüzyılın sonlarında krallık önemini yitirmiş yürütme işleri aristokratların aralarından her yıl yeniden seçilen arkhon denen üç yüksek memur yapmaya başlamıştır.
Ares tepesinde toplandığı için ”Areopagus” denen aristokratlar kralın ve arkhonların bir danışma kurulu iken aristokratların güçlenmesiyle yetkilerini arttırmışlar;bir yasa ve yargı organı haline gelmişlerdir.

Roma Hukukçuları

LuchaS | 18 August 2008 22:41

Roma siyasal düşünüşünü ele alalım.Özgünlükten uzak Eski Yunan siyasal düşünüşünün bir kopyasıdır.Eski Yunan siyasal düşünceleri ve kurumları yanlızca yinelenmiş, Roma’nın farklı siyasal çizgisine uygun bir siyaset kuramı geliştirilememiştir.Roma imparatorluğu kent düşüncelerine karşı çıkmış ; Roma siyasal düşünürleri ise buna karşın yeni kuramlar oluşturma yürekliliğini gösterememişlerdir.Bu açıdan Roma düşünürlerinin siyasal düşünceye pek etkisi yoktur.Hukukta ise Roma Hukukçuları başlı başına bir hukuk kavramı oluşturmuşlardır.Hatta etkileri zamanımıza dek süren katkıları vardır.Roma Hukuku’nun gelişmesindeki bir başka neden hem Senato’nun hem Halk Meclisi’nin hem imparatorun yasa gücünde kararlar çıkartması ve bunnu karşısında hukukçuların kararların nasıl yorumlanıp ne şekilde uygulanacağı konusunda sürekli karşı karşıya gelmeleridir.Roma hukukunu geliştiren bir başka etmense; Roma hukukçularının yürürlükte olan yasaların doğal hukuka uygunluklarını araştırmaları ve her zaman eleştirici bir tutum takınmalarındandır.Kararlar verilirken yargıçların ünlü hukuk bilginlerine danışmaları hukuk düşüncesine yeni ufuklar kazandırmıştır.Yasaların sözcüklerine göre değil amaçlarına göre yorumlanması geleneği Roma hukukçularının yaptıkları en önemli katkılardan biridir.