bildirgec.org

inside

11 yıl önce üye olmuş, 10 yazı yazmış. 26 yorum yazmış.

mektuplar/devamederbelkiyorgunhissediyorum13:20

inside | 13 May 2004 20:37

Gönderen: evin Alan: inside Tarih: 30.04.2004 23:22:00 Konu: Yn: Yn: duymak? ———- çok ağladık diye sevdiğimiz filmleri izlemek istemediğimiz zamanlar da var.. acıyı sevsek de.. başkasıyla -onunla- ilgili olmasa da. ….. here is popular culture..

beni dinlemedin ya seni duymayacağım demek de.. …

‘ben de? ‘ dememek lazım.. empathy kills..en azından yaralar.. …

I don’t like suffering any more.. sevmiyorum..

————- Gönderen: inside Alan: evin ————-

13:08bu şekilde -bilmeden- uzak olmak,hem mesafelere… ‘kim biliyor,şaka gibi…’ demiştim birine bişey hakkında… (önemli bi konuydu) tanımlamak isitiyorum,olmuyor…,tanımlayamadığın zamanki güzellikte kalmıyor,ne sende,ne başkasına… ‘herinsangibiben de insan(-sam benziyorşeklimamaoysa)sam’ diyorum,olmazdı,olamazdım… amahayata bağlayamayan soru işaretleri,yön duygunu unutkanltırıyor insanın… bazen böyle oluyor,bazen -bi- başka bi hâl… ne güzel? ne çirkin_? ne anlamsız anlamlarsız,işlenmiş bi cam gibi yarı saydam güzel doğal olmayan… bu ne şimdi,hayatın içinde doğallaşmış bi durum katagorisine mi koycaz,kime ne diycez,kaçımız anlamış(?) olcaz (?) ! … Buğday başak yeşilmavi zeytindalı kuşpisliği..-kokusu gerçekbisamanlıktahayâLrüyâlar…

mektuplar/devamederbelkiyorgunhissediyorum13:20

inside | 13 May 2004 20:28

Gönderen: evin Alan: inside Tarih: 30.04.2004 23:22:00 Konu: Yn: Yn: duymak? ———- çok ağladık diye sevdiğimiz filmleri izlemek istemediğimiz zamanlar da var.. acıyı sevsek de.. başkasıyla -onunla- ilgili olmasa da. ….. here is popular culture..

beni dinlemedin ya seni duymayacağım demek de.. …

‘ben de? ‘ dememek lazım.. empathy kills..en azından yaralar.. …

I don’t like suffering any more.. sevmiyorum..

————- Gönderen: inside Alan: evin ————-

13:08bu şekilde -bilmeden- uzak olmak,hem mesafelere… ‘kim biliyor,şaka gibi…’ demiştim birine bişey hakkında… (önemli bi konuydu) tanımlamak isitiyorum,olmuyor…,tanımlayamadığın zamanki güzellikte kalmıyor,ne sende,ne başkasına… ‘herinsangibiben de insan(-sam benziyorşeklimamaoysa)sam’ diyorum,olmazdı,olamazdım… amahayata bağlayamayan soru işaretleri,yön duygunu unutkanltırıyor insanın… bazen böyle oluyor,bazen -bi- başka bi hâl… ne güzel? ne çirkin_? ne anlamsız anlamlarsız,işlenmiş bi cam gibi yarı saydam güzel doğal olmayan… bu ne şimdi,hayatın içinde doğallaşmış bi durum katagorisine mi koycaz,kime ne diycez,kaçımız anlamış(?) olcaz (?) ! … Buğday başak yeşilmavi zeytindalı kuşpisliği..-kokusu gerçekbisamanlıktahayâLrüyâlar…

ELêNA’yı ELEdiler !

inside | 10 January 2004 22:20

en sonunda ben de izledim dün bu POROGRAM’ı… kız müthiş söyledi walla. yani çok iyiydi. müzik bilen biri olarak,-yormuş gibi görünüp(olmadığını söyleyerek,yine konuşma hakkını bulanlar da var,daha geniş…) bi de üstüne ileri geri ahkâm kesen oradaki serserilerden daha (çok) hakkım var bence… türkiye’nin; o (herhangi bir)akşam,nasıl üzülüp-nasıl sevineceğini,ne yiyip-ne sıçacağına kadar(özür) karar veren xtiğimin serserileri içerisinden bu akşam bu iş için orada görevlendirilmiş olanlardan bahsediyorum… aslında hepsinden!!! hepsi’yle aynı nefesi sandığımızı aldığımız yerlerde yaşıyoruz. kız,en iyiydi dün,sonuncu olarak elendi! başka laf yok aslında eklenecek,varsa da gerek yok,yok burda yaşan-maz burda yok! yine,yeni,yeniden’e!…

Bi KADIN’la “gerçekten” arkaDAŞ olunur MU (?) ! -1-

inside | 10 January 2004 20:25

yA da; Nasıl OLunur(?)

Uzun zamandır görüştüğüm ve aylar önce onun evinde bi tür yakınlaşma yaşadığımız bi kadın var… o günden sonra bir süre görüşmeyip, sonrasında gerçekten kaygısız-beklentisiz arkadaşlığı kurduğumuz mucizesini sanarak seviniyordum. Dün bizdeydik,film izlemeye çağırdım,onu işyerinden aldım,film izlemek dışında herşeyi yaptık,müzik dinledik,okuduk..,eski-acemi yazılarımı okuduk, saat çok ilerlemişti,farkına varmayan ve buna zaten hep alışık olan ben,sonunda film izleyelim dedim. seçtik bi film,saat 06:30 ! denedik,olmadı…15dk…başka film…20dk olmadı…izlenicek şeyler değillerdi saatveortamadınabelki… kız zaten 9’da işte olmalı…aslında anlatmam gereken ya da önemli olan değil bu… Uyudu,oturdum,sigara… bitane daha…kalktım,uykum var,nerde yatıcam,tek yatak var,önemli olan da bu değil ama…(?) kalkıyorum,oturuyorum,uykum var,saatyediyigeçiyor!…uzandım,sarıldı,tepkisizim…dokundu,aynıyım,ne yaparsa aynısını yapıyorum,acaba bişeyler söylemeli miyim diye düşünerek… söylemiyorum,gözlerimi açmıyorum,başım yukarı doğru… o solda,sağa doğru bana dönük… dönmemi bekliyor,dönsem,yok,olmaz… döndüm! nefes-ler… zor… öptü beni,ne yapmalıyım,dokundum dudaklarımla onunkilere,nasıl,yok olmaz,ufffff…

Bu GECE kaç kişi Uyuşturucu alacak (?)

inside | 31 December 2003 09:25

Bu bi soru değil tabi,ama cvp vermek isteyenler de olabilir… Kim,bu günü uçmak için seçilmiş kılacak(?) “Tam da Uçma Günü” diyenler, var mı(?),aklınızı görüyor gibiyim… Sakin olun..,kendinize edemediğiniz kadar,herkese de itiraf edebilirsiniz! Hangi club’lar dolacak,hangilerinde yeni-den sevgililer olacak,kaç kişi sabaha karşı,maximum 5 saat önce tanıdığı biriyle sevişecek,kaç kişi uyandığında yanındakini tanıyacak,tanıyanların kaçı mutlu uyanacak (o’nunla),kaçı “evet harikaaa” diyip tekrar adaımın-kadının üstüne tekrar atlayacak (?)… Nefeslerin yapıştığı bi geceden, çıkar mı oksijen dolu yeni(yine)bi gece (?)! Sanırım,çoktan vazgeçtim bu yazdığıma devam etmekten… Hem şu anda yazamadığımın,hem de bok gibi bi kafaya sahip olduğumun farkına var-dığım bi an… Tek bildiğim..,Ben bugün ÇOK FAZLA UYUŞTURUCU ALICAM,aklın SINIR’ları var mı,evet yok benim!

bir(1)kasımsabahı [-fogs between dance-]

inside | 02 November 2003 03:47

Resimlerle göz önünden aynı şeylere bağlı kalamayışından Uzaklar çağırıyor… Hep beni! Hep beni! Bana yok hem Hep, beni! Hep hep, beni! Hep, beni beni! Bana yok hem Hep, beni!

Yüzüm size ölümden Kalıplara sığamayışımın Sezgiler zorluyor

Sonsuz rüzgârla ben Arkadaş olduk O yapar ben oynardık Sözlerimiz yoktu Kelimelerden uzaktık -Uzun bi sahil boyu- bile yürüyebilirdik Uçmayı öğrendim hemben o rüzgârdan Sisler arasında dans ediyordum Yeni-den közlerim yanıyordu… Tüm resimlerde bulamayışımı unutmuş, Uçuyordum beni bulan şeyin içinde… Bütün gökler Bütün dağlar-denizler… “Basit olamlı insan” diyordum “Nasıl anlaşılırım dememeli”… “Bunu hiç söylememeli”…

Uyuşturucu Günlüğü -5- [Mutlu olmayı bilen gözleri, uzaktı]

inside | 30 October 2003 19:40

Gök-yüzüne yeryüzünü sakladı Bi an için düşü aydınlıktı Yankılanıyor, sesi geri dönüyordu Mutlu olmayı bilen gözleri, uzaktı ‘Nasıl vuruyor bu ses onu’ydu… Birşey anlamıyor, garip anlamlandırıyordu…Maskelerini seçmiş, her türlü oyuna hazırdı artık… Bana soruyor; – …aklımı yeniden kazanabilir miyim(?) (!) Ben susuyordum – Nasıl olur da ben buradan giderim (?!)

Sözleri susuz kalmış dili gibi kuru… Sözüm yetmiyordu,susatıyordum… Gözaltları morarmış, aynada yüzü’ydü. Ağlamak istedim… Ama gitmem en doğrusuydu. O’nu yalnızlığıyla…O’nu öylece…O’nu bırakıp gitmeliydim. Gidenler, bıraktıkları yeri özler mi (?) Bulunamamış cevapların sorusuydum şimdi… En ayazda kalmış ellerim gibi mor – soğuk… Düşüme karışmış renkleri bir bir ayıkladım, tek nefesle uyandığımın… Suyu aç, sıcak olsun, terle, buhar ol.. O’nu yalnızlığıyla… ..Tek kelime edemeden, tutuldum… Gırtlağıma yapışan güçlü-iğrenç tavrıma kustum… Batıyordum yüzemeyerek… Tatmin olmuş aklımı geri istiyor, nasıl’dı anlayamıyorken, susup kalıyordum… Yalvaracak gücüm kalmamıştı. Bütün kredilerimi kullanmıştım boş alanlarda… Lazımken beş parasızdım… …’Ağlama’ demeliydim, ‘yapma,içime’… Ses-tir haykırışıma, ‘ses ver susuma (!)(?)…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..

Uyuşturucu Günlüğü -3-

inside | 24 October 2003 03:31

Bütün yolları zamana bıraktım. Bütün mavi’ler içinde tüm sarılar siyahtı… Renk suya karışıyor,adım atılmıyordu… Bütün sözler yalandı.

– Nasıl başka yerde olurum (?)Nasıl uçarım(?)!

Anlamak istemiyordu,resimler gibi başucunda olan günlere inat, birdaha asla bakamıycakmış gibi derin açtı gözlerini… Yudum yudum oluyordu yağmur, güzel – serin sesini duyuruyordu bize… -Her adım oluyor adına-

– Ne susarsın,ne söylersin,Özün yok mu senin(?)!

Pembe pembe hayaller kuruyordu. Nasıl seyredilir,nasıl izlenir..,aşkları, diyarları kurardı… Geceler onun için zaman sığınağıydı. Zaman içinde, istediği an sığınma hakkı vardı… En iyi yanıydı bu hayatının… Susan,seyreden, en güzel duygulara tek adımda koşabilen…

Uyuşturucu Günlüğü -4-

inside | 24 October 2003 02:41

…biliyor musun ne var, ben dün, hayır dünden önceki gece, intihar… yo aslında değil, bu çok başka bişeydi… yaklaşık 5-6 kilo kan kaybettim, sabaha kadar… kollarımı vücudumu kestim, bittiğim, tam anlamıyla uçtuğum an’dı… an’dı… ‘An’dı… Bu şekilde yavaş yavaş bitsin istedim bu…! Görmek istedim her an’ımı, durgunlaşmamı, ellerimin-ayaklarımın-yüzümün çekilmesini… beynimin uyuşmasını… bi ara nerdeyse oluyordu! , çocuklar uyandırdılar, izin vermediler, ben de onlara izin vermedim ama yanımda oldukları 9 saat boyunca kanı durdurmalarına…! Anlatılacak bişey olmadığını, ne kadar anlatsam da anlamını yitireceğini farkettim şimdi, yanından bile geçemeyeceğini…(-mi) Nasıl büyük aptallık-tı sonrası, hastane, salak insanlar, sorular, dert anlatma çabaları! Bir kez daha boğuldum, daha çok orada!

Uyuşturucu Günlüğü -1-

inside | 16 October 2003 02:09

gece biraz daha erken gelmişti… kafam düşmeye başlamıştı… bu aslında istediğim mi, yoksa kaçtığım bişey miydi(?) ! her uyuşturucu günlüğü gibi, benimki de ölümle mi sonuçlanacak(?) ! yoksa, kurtulup-‘temiz’i bulup işin sonunda kitap çıkartarak, gençlere öğütler veren seminerler mi düzenleyecekler adıma…(? ! !) ! şu haline bak, kaybetmişsin kendini.. herkes yokoluyor, tüm haller ve kişiler bir anda senin için dünyanın en önemsiz şeyleri olabiliyor… korkutucu bir rahatlık içindesin, gülüyorsun, her aptallığını mucize sanarak… …şunun ayrımını-cevabını henüz bulamadım; acaba gerçekten müthiş derecede zihnin açılıyor da her şeyin farkında oluyorsun, yoksa her ettiğin kelamı ya da düşündüklerini -‘bi anda aklına gelenleri’- keramet mi sanıyorsun(? ?)