bildirgec.org

Guitarist

11 yıl önce üye olmuş, 20 yazı yazmış. 45 yorum yazmış.

Gribal enfeksiyon

Guitarist | 13 January 2008 10:57

Benim kadim dostum grip.

Sen olmadan anlamı yok kışın… Boğaz ağrısına hasretim. Eklem ağrıları,göz ağrıları,halsizlik,yorgunluk,ateş… Ne de güzel… Ulan bir kış da sensiz geçmez mi?

Benzin Fiyatlarının Hali ne Olacak?

Guitarist | 02 January 2008 23:39

Türkiye petrolu en pahalı satan ülkelerden birisi. Amerika’da milli gelir o kadar yüksekken benzin neredeyse bedava. Amerika gibi,diğer gelişmiş ülkelerde de böyle. Birazdan vereceğim linkten bakıp kendiniz karşılaştırın.

Benim anlamadığım,biz bu kadar az para kazanırken bu ülkede,bir sürü insan geçimini zar zor sağlarken benzin fiyatlarına karşı bir protesto gerçekleştiremeyip,yapılan zamlara nasıl boyun eğebiliyoruz?

Alışmış kudurmuştan beterdir. Bu yazımı uzatmaya gerek yok,düpedüz koyun gibi güdülüyoruz. İşte kanıtı.

Cep telefonu manyaklığı

Guitarist | 31 December 2007 00:10

Cep telefonlarının amacı iletişim kurmaktan başka bişey olmamalı. Mesajlaşmak ve konuşmaktan başka bir işe yaramamalı yani. Boyutları küçülsün,tipi değişsin ama özellikleri hep aynı kalsın.

Çünkü,cep telefonları manyaklık boyutuna geldi. Bacak kadar çocukların elinde asgari ücretlinin maaşından daha pahalı olan telefonlar görmek de saçma geliyor.

Kameraları desen,röntgencilik amacıyla kullanılıyor çok kötü. Böylece hayatımızın her anını her an görüntüleyebiliyor eskisine oranla birileri.

Müzik dinlemek için mp3 playerlar var,telefonda olmasına ne gerek var mantığı ne? Şarj süresini de kısaltıyor.

Yılbaşı Biletleri

Guitarist | 29 December 2007 19:42

Her yılbaşında bilet alanlardan mısınız?

Şimdiye kadar şans oyunlarından tutturduğum en büyük miktar,amorti oldu. Yani amortiden yukarısını tutturamadım hayatım boyunca.

Her yılbaşı olduğu gibi bu yılbaşı da bir bilet alıp şansımı deniycem. Ama yine çıkmayacak…

Böyle de şanssız biriyim.

Trafik Organizmaları

Guitarist | 26 December 2007 20:16

Ailemin arabasına park yerinde nasıl bir yaşam formu olduğunu kestiremdiğim bir organizma,çarpıp kaçmış. Ön tampon delinmiş.

Hadi saçma sapan sürdün,acemilikten mi denyoluktan mı çarptın,bari kaçma adam gibi not bırak arabanın bir yerine de çarptım neyse masrafınız öderim de.

Ya da,masrafınızı ödeyecek maddi gücüm yok özür dilerim de.Ama çarpıp o kadar hasar verip kaçma be kardeşim! Ben yine insanlık edip,belki acelesi vardı hastası vardı deyip helal ediyorum.

Trafikte o kadar cahil insanlar var ki,bir saatlik bir otomobil kullanımının ardından insan sinir hastası olup çıkıyor…

Bayramları Sevmiyorum!

Guitarist | 20 December 2007 03:12

Bayramları sevmiyorum…

Sıcak akrabalık ilişkilerim olmadığı için bayramlarda akraba ziyaretlerine gitmiyorum.

Bayram boyunca evde tıkılıp kalıyorum. Kapıyı açmıyorum,çünkü bir kere açınca duyan bütün şekerci çocuklar geliyor. Şekerci çocuklardan nefret ederim. Kapıya vururlar,zar zar zili çalarlar…

Misafirleri sevmiyorum. Geliyorlar yapmacıktan yüzlerinde bir sırıtma. Gelen kişi arkadaşım filan olsa hadi neyse,bir kere bile merhabam olmayan kişiler bile bayramda geliyor,sevmiyorum…

Kurban bayramını hiç sevmiyorum. Bir sürü günahsız hayvan katlediliyor.

Sevmiyorum,bıktım…

Psikiyatristler ve Hastaları

Guitarist | 16 December 2007 00:36

Anti depresan ilaçlar kullanmaya başladım,depresyondayım.

Bu maceramı uzun uzun anlatmıycam da kısaca bişeyden bahsetmek istiyorum…

Anksiyete bozukluğu derin kaygı,üzüntü,başa bişey gelme korkusu,bitmek bilmez sıkıntılar kısacası kişinin kaygılarını kontrol edememesi demek. Anksiyete bozukluğu olduğunu psikiyatristte öğrenip,bunun için psikiyatristin verdiği ilaçları kullanması gereken kişiler çok zor duruma düşüyor! Aynı durum paranoyaklar için de geçerli olabailir.

Sorun şu;doktorun verdiği ilaç doğru olan ilaç mı?

BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ?

Guitarist | 23 July 2007 10:18

Bu basit ama etkili örnek ile size,aslında “göreceliliği” anlatmaya çalıştım.

Bu aslında çok önemli bir kural hayata dair. En basit örneği ile;kullandığınız bilgisayar pentium mmx iken sizin için dünyanın en hızlı bilgisayarıydı taaa ki pentium II ve III serileri çıkana kadar. Bill Gates bile 640 kb belleğin herkese yetecek kadar hızlı olduğunu söylerken tereddüt etmemişti! Sonra ne oldu? Daha iyileri çıktı ve elinde pentium mmx olan bendeniz dahil pek çok insan o pentium III’leri kullanmanın keyfini tadıp elindeki bilgisayarları değiştirmenin yollarını aradı. Sorarım size,o gün tesadüfen arkadaşın bilgisayarını açıp fifa oynamak talihsizliğini yaşamasaydım şimdi hala pentium mmx işlemcili bilgisayarımın dort dakika gibi kısa bir sürede açılmasıyla övünüyor olmayacak mıydım?

Van Kedileri

Guitarist | 12 July 2007 10:55

Yıllar sonra sadece resmine bakabileceğiniz ve buradaki gibi üzerine yazılan bir kaç şeyle hatırlayabileceğiniz bir kedi türü konumuz. Hakkında çok az şey bildiğimiz Van Kedisi yani.

Van Kedisi
Van Kedisi

Doğal yaşama alanı,ismini aldığı Van yöresi olan bu kedi türü,melezleşmemiş ve saflığını koruyabilmiş nadir canlılardan biridir. İki gözü de farklı renk olanlarına tek-göz denir ve bu türü aslında meşhur eden şeyde budur. Kalın kürkü ve ince uzun yapısıyla oldukça ihtişamlı olan bu kediler,saflıklarını korudukları için biraz daha yabani,avcı ve güçlü kedilerdir. En büyük özelliklerinden biri de sudan korkmamaları olduğundan,suda yüzen bir kedi görürseniz bu ya akli dengesi bozuk sıradan bir kedi ya da van kedisidir.

Van Kedisi'nin havuz keyfi
Van Kedisi’nin havuz keyfi

İKİNCİ SINIF İNSAN OLMAK

Guitarist | 21 June 2007 17:28

Gururlusunuz..

Onsekiz yaşını doldurmuş,artık anne babanıza muhtaç olmadığınızı kanıtmalak istiyor,onlara yük olmamak için bir şeyler yapmak istiyorsunuz.

Aklınıza çalışmak geliyor,üniversite seçme sınavından az çok bir şeyler yaparak çıkmış,koca bir “iki aycık” boş oturmamak için işe girmeye karar veriyorsunuz.

Sevgilinize bile söylemiyorsunuz hatta,o kadar eminsiniz ki işe alınıcağınızdan. Sürpriz olsun ona da:)

Başlıyorsunuz iş ilanlarını aramaya,orada burada bayan eleman aranıyor yazısına aldırış etmeden şansınızı deneyerek.
Her yerde başvuru formlarını dolduruyorsunuz ve çıkarken hep “görüşmek üzere” diyorsunuz.