bildirgec.org

emrenet

11 yıl önce üye olmuş, 4 yazı yazmış. 27 yorum yazmış.

iletişim?

emrenet | 08 September 2009 08:46

İletişimemek diye bir kelime yok belki ama olmalı ,çünkü iletişimsizlik iletişimemenin tam karşılığı değil, arada hiç bir iletişim olmadığını kim idda ediyor iletişim öyle veya böyle var ama ve lakin iletişimde sorun var ,,,bu zaten genel hastalığımız…

Devamlı anlalşılmak istenmek niyeki neden anlaşılmayı bekliyoruz mesele farklı olduğumuzu ve birbirimizi gerçekten anlayamayacağımızı anlayıp bunu kabul etmek ,,,yapılabilse hiç kimse anlaşılamadığından dem vurmaz bunu zaten normal birşey olarak görürdü ama biz anormallikleri normal, normal olan şeyleri anormal görmeye başladık gibi geliyor bana, sizce de öyle değilmi ne dersiniz?

üç konu hakkında HERKES KONUŞUYOR FUTBOL,DİN VE SİYASET!

emrenet | 04 September 2009 16:12

Aşağıda Prof Dr Resul izmirli’nin bir yazısını sizlerle paylaşmak istedim lütfen zaman ayırıp okuyun ve görüşlerinizi eksik etmeyin,insanların gerçekten ne düşündüğünü gerçekten (bir öğretmen olarak) çok merak ediyorum ve önem veriyorum…
Çağdan çağa savrulanlar

İnsanlık tarihi kendi mecrasında akar gider. Bu macerayı takip edebilmek için insanoğlu bu akışı belli dilimlere ayırmaya, bu dilimlerdeki olayları kıyaslayarak olan biteni daha yakından izlemeye çalışır. Mesela taş, demir, tunç vs. devirleri gibi. Devletlerin doğma, büyüme, duraklama, gerileme dönemleri gibi. Bu ayırımlardan biri de avcılık-toplayıcılık, tarım, sanayi, bilgi çağları tarzında dönemlere ayırarak değişimi elle tutulur hale getirme çabaları olmuştur. Aslında bu ayırım genel eğilimi göstermeye yaramaktadır. Çünkü dünyayı şu an için bu kriterlere göre değerlendirirsek bu çağların hepsine örnek teşkil edecek toplulukları görmek mümkündür. Daha geçenlerde Amazonlar’da ilk defa keşfedilen insan topluluklarını görmüştük. Hani mızrağıyla helikopterlere karşı kahramanca karşı duranlar.
Tarım çağı denilerek sanayi ve hele bilgi çağına göre geri bir dönem olarak kabul edilen dönemlere yakından baktığımızda bunun hiç de böyle olmadığını görmek mümkündür. Mesela o çağlarda Çin’de, Mısır’da, Hindistan’da, Buhara-Semerkant ekseninde, Anadolu civarında, Endülüs’te, Meksika’da, Şili’deki insanların yakaladıkları maddî ve manevî seviyeye, bilgi çağında ulaşabilen toplumlar var mıdır? Bugün Çin kültürünün izlerini taşıyan Pekin-Olimpiyat Oyunları Açılışı’ndaki ihtişamı hatırlayın. Ya da bırakın üç bin yılı on sene dayanacak mumyalar yapın, Endülüs’te göze katarakt ameliyatı yapıldığını düşünün. Daha olmadı İstanbul Cağaloğlu’ndaki Başbakanlık Arşivlerinde Osmanlı’nın kurduğu Arşivleme Sistemini inceleyin.
Bütün bunlar tamam. Ama sun’i de olsa yine de bu dönemlerin her birinin hayat tarzları, paradigmaları, sosyal değerleri ve yargıları farklılıklar gösteriyor. Bu arada bir dönemin yönetim tarzı da diğer dönemde geçerli olmayabiliyor. Çağlar arası geçişlerde en önemli problem de yeni girilen çağın gerektirdiği yönetim tarzlarını algılayıp uygulayabilmek oluyor. Özellikle tarım çağından sanayi çağına geçiş eskiye nazaran hızlı olmuştu. Sanayi’den Bilgi Çağına geçiş ise daha hızlı ve sancılı oluyor. Bazı ülkeler sanayi çağını tam idrak edemeden bilgi çağıyla baş etmek zorunda kalmaktalar. Tarım çağının “Ağalık Paradigmasıyla” sanayi çağının problemlerine çözüm bulmak zor iken, bu kafayla bilgi çağıyla baş etmek çok daha zor olmaktadır. “Halis Ağa” ve benzerlerinin problemi bu olabilir mi sizce de?

hasky!!! o bir köpek değil!

emrenet | 03 September 2009 15:47

Sıradışı hayvanlar ,işlerine geldiğinde sözünüzü dinlerler,oyun hastasıdırlar sizinle sürekli oyun oynamak isterler çünkü ancak günde 30 km koşmak onlar için gerçek bir yorgunluk vesilesi olabiliyor.ayrıca rüşvet seviyorlar 🙂 ama gerçekten sadıklar küçükken bazen küçük bir çocuk gibi sizi kızdırdıklarında tokat atma gafletinde bulunduğunuzda ağlayıp ,sizi pişman ediyorlar ,tabi sizide buna karşılık olarak gönlünü alacak herhangi bir hediye vermelisiniz bu benim haskym için çoğu zaman et demek…yazın sıcak dönemlerde çiftliğe bırakmayın bakamıyorlar ve zayıflıyorlar çünkü siz olmadığınızda kimse ilgilenmiyor ve onları ilgiden başka hiçbişey doyurmuyor.hava çok sıcaksa kısa kısa ve hızlı nefes alıp verirler ve dilleri dışarda olur, bu onların çok susadıkları anlamına gelmez benim yaptığım gibi sürekli su vermeye çalışmayın, vücutlarını soğutmak için böyle yapıyorlar ve son olarak sanırım

o artık büyüdü
o artık büyüdü