Kalabalığın içinde O’nu arıyorum. İşte orada! Önce gözler birleşiyor uzaktan uzaktan. Gülüyorlar birbirlerine bakarken, belki ağızlardan bile daha önce. Belli ki sahiplerine birşeyler anlatmaya çalışıyorlar, onların herşeyi kalpten bildiğinden habersiz.
Kalplerin, sanki birbirlerini görmek için kafeslerinden çıkmak istercesine çırpınışlarını hissediyorum. Gittikçe artan çırpınışlar, sadece his olmaktan çıkıyor artık, onları duyuyorum.
Sesler duyuyorum, mutlu sesler; kimisi benden, kimisi O’ndan gelen. Duydukça hızlanıyorum, hızlandıkça yaklaşıyorum, yaklaştıkça açıyorum kollarımı ardına kadar.