bildirgec.org

dimoedes

11 yıl önce üye olmuş, 45 yazı yazmış. 1028 yorum yazmış.

Dünyada Bir Dakikada Neler Oluyor.

dimoedes | 02 January 2010 10:31

Geçenlerde internette dolaşırken bir haber gözüme takıldı. ‘Siz bu haberi okurken bir dakikada dünyada neler oluyor’ diyordu haberde. Bir bakalım neler oluyormuş dünyada bir dakika içinde;
• 250 bebek dünyaya geliyor. 11’i açlık sınırında, 15’i sakat dünyaya geliyormuş.
• ABD’li televizyoncu Oprah Winfrey 523 dolar kazanıyormuş.
• Dünyada ortalama bir kişi 0.013 dolar kazanıyormuş.
• Büyük giyim markalarının fabrikalarında çalışan işçiler 0,0014 dolar kazanıyormuş.
• Kriz var denmesine rağmen büyük giyim markaları 36 bin 505 dolar kazanıyormuş.
• Dünya’ya 360 tane yıldırım çarpıyormuş.
• Dünya’da 5 deprem oluyormuş.
• 9 insana HIV/AIDS virüsü bulaşıyormuş.
• Dünya’da 107 insan hayatını kaybediyormuş.
• Çöpe onlarca yemek artığı boşaltılırken 18 insan açlıktan ölüyormuş.
• Savaş neden olan petrolden 165 bin 235 varil petrol tüketiliyormuş.
• 380 kadın hamile kalıyor. Ve korunmayanların 190’ı istenmeyen gebelikmiş.
• 1 kadın doğum sırasında hayatını kaybediyormuş.
• Birçok ülkede yasakla olmasına rağmen 40 kadın sağlıksız biçimde kürtaj oluyormuş.

Mustafa Nuri Paşa

dimoedes | 16 September 2009 10:16

Dün gece bir arkadaşımın tavsiyesiyle Dinle Neyden filmini izledim. Filmde Osmanlı, Mevlana, saray, aşk gibi konular işlenmişti. Film çok keyif verici ve alınacak derslerle doluydu. Ana karakter Dede Efendiydi yani Mustafa Nuri Paşa‘ydı. Tosyalı Nuri paşa olarak da bilinir. Asıl adı Seyyid Mustafa Nuri Paşa’dır. Mansuz zade ailesine mensuğ olup 1824 yılında İzmir’de doğumuştur. Osmanlı’da bir çok görevlerde yer almıştır ve 4 ciltlikNetayic ül-Vukuat adlı bir eser de yazmıştır.Film esnasında geçen konuşmalardan aklımda en çok yer eden ‘Hayatı öğrenmenin iki yolu vardır; Biri uzun olan kitaplardan, diğeri ise kısa olan sevmekten geçer’di. Mevlana’ya, Osmanlı’ya, sevgiye, saygıya, görev aşkına dair gibi kavramların çok iyi anlatıldığı bu filmi izlemenizi ve Tosyalı Paşa’yı daha iyi öğrenmenizi tavsiye ederim.

Emo Akımı

dimoedes | 14 September 2009 22:44

Geçen hafta arkadaşımla Kızılay’ın kan bağışı aldığı yerde gönüllü olarak çalışıyorduk. Bir grup genç geldi ve hepsinin saç stilleri farklıydı daha önce de karşılatığım bir görüntüydü ama adını bilmiyordum bu saç stilinin ve konuşmaları biraz farklıydı. Biraz sohbet ettik ve yeni bir akımın öncüleri olduklarını söylediler emoymuş öncüsü oldukları akımın.

Ayrıca emo yazısı diye birşeyde varmış. Örneğin ; ‘Esra’m çok seviyorum seni’ yazmak istiyorsunuz emo tarzı yazmak isterseniz ESRA’M ÇOKH SEFIORM SHENÜÜÜ diye yazmanız geriyormuş. Farklı emo yazılarıdır.

Haifa Wehbe

dimoedes | 13 September 2009 21:09

Bir arkadaşım sayesinde duydum bu afet-i devranı. Lübnan’daki güzellik yarışmasında birinci seçildikten sonra ününe kavuşmuş. 1976 Lübnan doğumlu. Babası Lübnanlı, annesi Mısırlı olan bu güzelin bir albümü vardır: Baddi ‘Ayš. Bu arada kendi ülkesindeki açıklamaları da gündem yaratmaktadır; Hasan Nasrullah’ı haklı bulması gibi. Bunun haricinde, bir konserinde açık giyinmeyeceğini belirtmesine rağmen konsere çıkması meclis kararıyla yasaklanmıştır. Böylesi güzel bir hatunu Allah her erkeğe nasip etmiyor işte.

Haifa Wehbe
Haifa Wehbe

İş Ahlakı

dimoedes | 11 September 2009 18:19

İstanbul’da yaşanan sel felakati herkesi üzmektedir. Vodafone firmasının alıcıları bu selden etkilenmiş. Telefonuma gelen özür mesajında bu açıkça belirtilmişti. O an eh işte ancak bu kadar olur demiştim hem gülmüş hemde küfür etmiştim. Bir yere önemli birşey yapıyorsun ve her türlü olasılığı düşünmeden bu aleti oraya yerleştiriyorsun gibilerinden bir düşünceydi.
Bugün gelen mesajda tarih belirtilerek konuya tekrar değinilmişti özür dilnemiş ve o gün içerisinde yapılan görüşmelerin ücretsiz olduğu belirtilmişti. Mesajı okuduğumda gülümsedim ve tebrik ettim iş ahlakı böyle olur dedim. Tabii kimi insanların aklına ayıplarını kapamak için böyle bir yol seçmişler gelebilir onların düşüncesidir bişey diyemem. Ama iş ahlakı böyle olmalıdır.

Film

dimoedes | 09 September 2009 16:22

Bilim kurgu hayatımızın vazgeçilmezleri haline geldi. Bu tür filmlerin özüne bakıldığı zaman abd konulu onların kurtuluşu, yaşayışı, ürünleri vs. vs. çıkıyor. Çıkması çok doğal çünkü yapanlar onlar. Ama işin birde korku yönü var yani filmlerde sonu gelen onlar her ne kadar çoğunun sonunda ülkeleri kurtulmuş olsada. Veya terör saldırılarından korkuları göz önüne çıkıyor. Her an sonları gelecekmiş gibi yaşıyorlar. Ve bazı filmlerde ufak tefek serpiştirilmiş yada gözle görülür Müslümanlık. Oraya doğru yönelme buda sevindirici bir durum en azından benim açımdan. Herkesin görüşü farklıdır bu konuda. Bir kaç filme değinmek gerekirse.

derin karanlık
derin karanlık

İftar Sofrası

dimoedes | 03 September 2009 10:01

Bugün zengin bir müşterim iftara davet etti. Tabi aynı zamanda iş konuşulacaktı. Neyse iftar vakti geldi sofraya oturuldu. Dikkatimi çeken ilk şey müşterim : ‘suyu bol iç, bugün baya susamıştın’ demesiydi. Çorbalar geldi üç bilemedin dört kaşıklı çorba vardı içinde. Ana yemeğe geçildi arasıcak gibi bir beklentim kalmamıştı zaten. Tabakta da sayılı yemek vardı. Buna da şükür diyip yemeye başladım yarıya geldiğim de müşterim hadi çok yedik birazda iş konuşalım dedi. Bu cümleyi duyana kadar olayları benim abarttığımı düşünüyordum ama durum hiçde öyle değilmiş. Aklıma geçen hafta personelimin annesi iftara davet etmişti o sofra aklıma geldi.Gariban olarak nitelendireceğim sofrada ezan okunmaya başladığında suyumu içerken annesi : ‘Oğlum çok su içme karnın şişer yemek yiyemezsin’ demişti. Gelen çorba çok fazlaydı soframızda çorba dışında bulgur pilavı ve salata vardı ama bana sunulan yemekle bir kişi daha doyardı. Ben tabağımı bitirmeden kalkmak istediğimde anne başını kaldırmadan : ‘ Oğlum yemeğimizi beğenmedin mi diyebilmişti.’ Bende olur mu anam öyle şey ellerine sağlık çok güzeldi ama şiştim yiyemiyorum demişti. O cümleden sonra yüzü gülmüştü.İki sofrayı karşılaştırdıktan sonra müşterimle işi görüşmeye devam ettim ve kendisiyle iş yapamıyacağımızı belirtip evime döndüm.

Bakire 2

dimoedes | 02 September 2009 16:06

Dün ‘Bakire’ diye bir yazı yazmıştım iyi ve kötü tepkiler aldı bu da çok normaldir. Herkes aynı düşünmek zorunda değildir. Olayı biraz daha farklı ve çarpıcı boyutlara taşıyacağım ve olayları bir kaç madde ile kısa ve öz olarak anlatacağım.

  1. Evimin yakınlarında bir ilköğretim okulu var. Bu okulun hemen yanında bir üst geçit mevcuttur. 2009 yılının şubat yada mart ayı içerisindeydi bu üst geçitte yaşları 12 ve 9 olan iki erkek öğrenci cinsel ilişkiye girerlerken yakalandı.
  2. Arkadaş ortamında tanıştığım bir bayan eşinden yeni ayrılmış. Onunla koyu bir sohbete daldık hayata dair ve daha sonra kendini anlatmaya başladı. İki çocuğu var ikiside evliyken dünyaya geliyor fakat ikincisi komşusu olan polisten. Birde yakın bir arkadaşı var bayan anlattığı sırada hala evliymiş ve eşi haricinde 7 tane birlikte olduğu erkek varmış onlarla buluşmaya giderken yanına iki yaşındaki çocuğunuda alıyormuş.
  3. Üniversitede tanıştığım bir bayan arkadaşım vardı. Tanıştığımız sıralarda sevgilisi vardı bir sene sonra sevgilisiyle nişanlandı. Nişanlandıktan belirli bir süre sonra hayatına birisi girdi nişanlısından ayrılmadan onunla birlikte olmaya başladı taa ki sevgilisinden çocuk aldırınca nişanlısından ayrıldı. Şuanda başka birisiyle evlidir.Üç farklı örnek. Kaynak isteyen olursa bu şahıslarla ve olaya tanık olannış insanlarla tanıştırabilirim. Unutmadan yazım yayınlanırsa ilk tutan yine ben olayim yanlış anlaşılmaya maruz kalmasın…

Bakire

dimoedes | 02 September 2009 11:46

Fal bakılan bir cafede oturuyoruz. Sahipleri annem ve babam gibi sevdiğim iki insan. Fal bakan kadın gün boyu bir çok durumla karşılaşıyor ve doğal olarak bunu eşiyle paylaşıyor. Bir gün akşam cafede oturmuş sohbet ediyoruz. Laf dönüp dolaşıp gençliğin ilişkilerdeki durumuna ve bakireliğe geliyor. Cafe sahibinin eşi fıkra niteliğinde bir olay anlattı.Üniversitenin birinde bakirelik üzerine araştırma yapılıyor içlerinde sadece biri bakire çıkıyor. Araştırmacılar bu duruumu merak ediyor ve kızı çağırıp konuşuyorlar. Araştırma sonucunu açıklıyorlar ve sadece kendisinin bakire olduğunu söylüyorlar. Bu durumu merak ettiklerini ve nasıl kendini koruduğunu soruyorlar. Kız bakıyor ve gayet doğal bir şekilde: ‘ben bu kızlığı korumak için popomu ne kadar sıktım biliyor musunuz?’ diyor.Artık kalanıda sizin yorumlarınız….

İftar Çadırı

dimoedes | 30 August 2009 09:38

Ay : Ramazan
Mekan : İftar ÇadırıÖğrencinin en çok sevdiği ay ve mekandır. İftar çadırına giden mutlaka olmuştur ve bazı garipliklerle karşılaşılmıştır. Öğrenci olduğum zaman benim karşılaştığım bazı durumlar ise bir bayanın iki koluda yarısına kadar altınla dolu olması ki bu bayan sadece bir gün değil bir çok gün bu çadırda iftarını açmasıydı. Utancımdan ben gidip soramadım neden orada iftar açtığını.Bazen geç kalıyorduk ve saatinde orada olamıyorduk doğal olarak su bulmakta zorluk çektiğimiz zamanlar oluyordu. Amcamın biri evden su getirmişti ve bardağı alıp onadan su istedim orucumu açmak için ama aldığım cevap hayırdı.Masaların zenginleştirilmeside ayrı oluyordu tabii. Evden getirilen buzlu su haricinde biber, cacık, salata , meyve vs. gibi gıda ürünleri. Bir ramazan böyle garipliklerle geçer giderdi….