bildirgec.org

deelalim

11 yıl önce üye olmuş, 9 yazı yazmış. 554 yorum yazmış.

BiR KADIN TANIDIM…

deelalim | 04 May 2009 12:23

Gene,yaşadıklarına anlam veremiyor,gene beyninde,yüreğiyle vicdanı arasında savaş veriyordu…Onu tutkulu bir aşkla seviyordu,hiç bu duyguları yaşamamış,hiç kimseye kişiliğiyle teslim olmamıştı,ona olduğu kadar.En az onun kadar duygusal,en az onun kadar gözükaraydı sevdası için.Nasıl ve neden başlamıştı bu yasak aşka?Ve nasıl gözü bu kadar kör ,kulağı bu kadar sağır olabilmişti?Bu nasıl bir cesaretti?kırklı yaşlara dek,aldığı toplumsal değer ve öğretileri hiçe sayacak kadar korkusuzdu,?Çevresi tarafından sevilen ve saygı duyulan bir kadın olmuştu hep.En büyük başarısıydı hayata dair,kendi yağıyla kavrulan,yaşam standartı sıfırın altında olmasına rağmen,gönül zenginliğiyle fukaralığını kapayan.Yaşamın içinde maskeleriyle dolaşan binlerce insanı sığdırmıştı yüreğine de,onu farklı bir yere oturtmuştu,,,kendini yalnız ve yorgun hissediyordu,dayanacak,tutunacak dal arıyordu,ya da bir klavuz,belkide bir hayat koçu…

MURATHAN MUNGAN

deelalim | 25 December 2008 14:21

Murathan Mungan’ı keşfettiğimde,aşıkmıydım?yoksa Murathan’dan sonra mı aşık oldum hatırlamıyorum.Yani aşık olduğum için mi Murathan’ın derinliklerine daldım,derinliklerine daldığım için mi aşık oldum bilmiyorum…Bildiğim,Murathan’la birlikte yaşadığım her duygunun başkalaştığıdır.Yalın,duru,gizemsiz ve karşılıksız,koşulsuz…Doğaya,çiçeklere,insanlığa tüm canlılara duyulan aşk…Onun şiirleri anlaşılmaz yürekleri temsil eder.Vahşi kapitalizmin her şeye el attığı,çıkarların ve kişisel kazançların,köşe dönmelerin,satın almaların en yüce değer olduğu bu düzende;bu durumun bir parçası olmak istemeyenlerin,hala inatla direnenlerin sığındığı kaledir Murathan Mungan şiirleri…Murathan’ın şiirlerini bilenler ve onun dünyasının derinliklerine inebilmeyi başaranlar
aşkın tek kişilik olduğunuda bilirler.insanoğlu çok uzun zamandır artık aşkın karşılıksızlığını ve koşulsuzluğunu anlayabilecek donanıma sahip değil.İnsanoğlu satın aldığı şeyi seviyor ve ona değer veriyor.Değer,harcanan paralarla ölçülüyor ve ne kadar harcadıysam okadar sahiplenirim anlayışıyla gelişen sevgi aldatmacaları insanoğlunu sevgisizlikler içerisinde kıvrandırıyor,yalnızlaştırıyor,mutsuz ediyor.İşte Mungan bu düzen dışında yaşamak isteyenlerin şairidir.Toplumsal öğretilerin karşısında durduğu için yalnızlaşanların ve ”düzen bozucu” ”ezber bozucu” insanların sığınağıdır.Çoğu insan mutsuzluklarının nedenini bilmeden hayatı yaşayıp tüketir.Mutlu olmak zor bir sanat…sevmekte öyle…Murathan Mungan bize bu zor işlerin üstesinden gelmeyi öğretiyor.Ama düzen içinde değil düzenin dışında.Çün ki sevgi hiç bir düzenin içine sığmayacak kadar sıra dışıdır.Sevgiye kapalı yürekler yaşamın anlamını nerede ararlar bilemem,79 yaşına kadar hayatı sorgulayan Bergman,79 yaşında şu karara varır” hayatın tek anlamı var.o da aşktır”…Aşk ister karşılık bulsun,isterse bulmasın daima güzeldir.Hayatı severek yaşamalıyız ki insan olduğumuzun ayırtına varabilelim.”sen beni sevsende sevmesende ben seni seviyorum hepte seveceğim”diyebiliyormuyuz?
KARŞILIK BEKLEMEDEN…Ya da”şöyle şöyle olursan seni severim” değil,”seni olduğun gibi kabul ediyor ve seviyorum” diyebiliyormuyuz? KOŞULSUZ…Diyebiliyorsak şayet,yaşamın sırrını çözmüşüzdür,işte o zaman mutsuzlukta kim oluyormuş?Mungan’ın şiirlerinden bir dize armağan ediyorum size yüreğimdeki sevgilerimle..”Bazı sözler karanlıkta söylenirBazı sözler hiçbir zaman”

SEVGİLİ

deelalim | 24 December 2008 13:36

Sevgili…Gecenin en karanlık yerindeyim şimdi,Bir cigara ateşinin;ışığı kadar bile olsan,Karanlığımda….Yinede seni istiyorum.Kimsenin bilmediği,Ve,Kimsenin yaşamadığı bir kentin ortasında,Kalakalsam da,Çığlık çığlığa …bir başıma,Yinede seni özlüyorum.Yarın sırf bu yüzden,öleceğimi bilsemde,Bu günün inadına seni seviyorum.

BAYRAM CEM’Mİ

deelalim | 13 December 2008 12:52

Kurban bayramının son günü,Bayram Cem’mi yapılırmış,bende yeni öğrendim Alevi kökenli olmama rağmen bilmiyordum.Arkadaşlar davet etti,çok eski bir arkadaşım ve kızıda misafirimdi.Sunni olan bu arkadaşıma,aldığım davetti ve gitmek istediğimi , oda bana eşlik ederse çok mutlu olacağımı söyledim.Kızıyla birlikte gelebileceklerini söylediklerinde ne yalan söyleyeyim çok sevindim.İlk kez cem’me gidecektim,televizyonda izlemiş,büyüklerden bir parça dinlemiştim ama fazlaca bir bilgim yoktu,edebi erkanı nasıldı bilmiyordum,heyecanlı,itiraf edeyim tedirgindimde hafiften…ya misafirlerim sıkılırsa,ya da akşamın sonunda cem’le ilgili tatsız yorumlar yaparlarsa,ben alttan alabilirmiydim?almam lazımdı misafirlerimdiler,bu düşüncelerle koyulduk yola…

UMRUMDA değil!!!

deelalim | 10 December 2008 10:57

Valla imla kurallarını sallamışım bu gün,noktayla virgül yer değiştirmiş.satır araları dolmuş sitemle UMRUMDA değil,ahkam kesin kesmeyin,yerin,övün ,sövün UMRUMDA değil,Kırılmışım yıkılmışım,küsmüşüm,sadece içimi dökmek amacım,kimsenin övgüsünede sövgüsünede ihtiyacım yok,ben zati yeterince sövüyoru
m .kendime.Neden alemi cihanla paylaşıyorum , kod adımla?Bilmem,modayamı uyuyorum ne? aslanlar gibi döktürmek lazım benliğinle,kaçış mı? değil kaçmam aslında,gabi moda ya uydum deyanın değimiyle (GABİ) galibayı unuttum deyanım senin çocuk masumiyetinle gabi derim hep dost sohbetlerinde, dost sohbetleri…kalmadı gabi artıkın böööle muhabbetler,biz dostumuzun itinide severdik , kedisinide,günahınada ortaktık, sevabınada,varlığına gururlanırdık,yokluğunda kaybolurduk,yazık kalmamış hiç bir şey sevgiden yana….sadece dışa vurum bu kale almayın,iyiliğini gördüğünüz eri satmayın,bu dünya fani,tamah etmeyin,dik durursan ala,eğri yatmayın,kanmayın entellektüel söze,marjinal gözüken o sahte yüze,acında yanında,neşene paye,var ise bir kişi ne mutlu sane.BU GÜN DOST YARELENMİŞ YİNE GÖNLÜM HOŞ DEĞİL…!

ANNE’LERE

deelalim | 01 December 2008 16:59

  • Issız gecelerin getirdiği çocuklar, buruşuk çarşaflar üzerinde anneniz, Size nasıl bir gelecek hazırlıyorlar… ? Ankara ‘da yaşayanlar bilirler, Kızılay’da PENGUEN adlı bir pastahane vardı(hala varmı?)bilmiyorum.Lise yıllarında en çok sevdiğimiz uğrak yerlerimizden biriydi.Kaliteli,şirin bir mekandı,tertemizdi,işletme sahipleriylede gele gide dost olmuştuk.Arkadaşlarla buluşmak üzere yine penguen’deydik,genelde dolu olurdu mekan,yeni boşalan bir masaya üşüştük,daha masanın toparlanmasına izin vermeden oturmuştuk.Tam önümde,üzeri dolmakalemle yazılmış,bir peçete duruyordu,hiç düşünmeden alıp okumaya başladım. Issız gecelerin…..size nasıl bir gelecek hazırlıyorlar?kim?neden?hangi ruh haliyle yazmıştı?yıllarca sordum bu soruyu kendime,belki anneliğe hazırsızlıksız yakalanmış,bir anne adayı,
    belki başka birinin yaşamından etkilenmiş duyarlı bir ruh,belki bir jinekolog ,bir yığın belkiler geldi geçti aklımdan.Anlamaya çalıştımda,,zor işti ,anne değildim daha kadın bile değildim ki.O yazıyı birlikte okuduğumuz arkadaşlarım unuttumu bilemem,ben yıllardır unutmadım,nasıl kaydıda almışsam hiç silemedim.Bu gün anneyim….yaşadığımız bu karmaşık düzende yarınımızı göremeden kürek sallayıp duruyorum bende; pek çokları gibi.

    Belirsizlikler içindeyim,..her ekmeğini alınteriyle kazanmayı ilke edinmiş ebeveyinler gibi,belirsizlikler içindeyim,yıllar önce bir başkası için sorduğum sorular format değiştirdi,şimdi kendime soruyorum,benim gibi sancılar içinde olan annelere soruyorum,ISSIZ GECELERİN GETİRDİĞİ ÇOCUKLAR,BURUŞUK ÇARŞAFLAR ÜZERİNDE ANNE’NİZ SİZE NASIL BİR GELECEK HAZIRLIYORLAR….?

BAŞARISIZ ÖĞRENCİNİZ

deelalim | 25 November 2008 10:11

Hazan yağıyordu dallardan,yola uzanmış merdivene dökülen gazellerin arasında oturuyordu küçük kız.Kırmızı mantosu üzerinde,küçük ayaklarında iskarpin ayakkabıları,içinde beyaz ponponlu çorapları,kısacık saçlarına sıkıştırılmış kocaman kurdalesi,kapkara gözlerinde sabırsızlık,yüreğinde sevgiyle,her akşam yaptığı gibi öğretmeninin yolunu gözlüyordu.Görünmüştü Ahmet öğretmen,uzun boylu,karayağız bir adamdı…Dalgın ve hüzünlüydü bakışları hep kaygılı.Masal tadında anlatırdı dersleri,hayata dair öğretileri ,sanki;silinmeyeceğini biliyordu kulaklarımızdan müzik dersinde öğrettiği ilk türküydü, maden dağı dumandır,deleyloy deleyloy di gel yarimm.İlköğretmenim,..içimdeki baba sevgisini ve güvenini veren adam Ahmet öğretmenim,her akşam yolunuzu heyecanla bekler ;İyi akşamlar öğretmenim derdim size,dalgın tebessümünüzle sanada yavrum değişiniz ,akşam eve sarhoş gelen babamın öfkesinden korurdu beni adeta.Sabah koşarak geldiğim okul bahçesinde günaydın öğretmenim diye yanınıza sokulduğumda başımı okşayarak günaydın değişiniz ..,hiç unutamam tayininizin çıktığını söylediğiniz günü.O gün akşam yolunuzu beklemekle kalmamış, size gitmeyin öğretmenim diye ağlayarak yalvarmıştım.Gitmiştiniz gitmeniz geerekiyordu,küçücük aklımla bizi gerçekten sevmediğinizi düşünmüştüm,sevseydiniz bırakmazdınız bizi sizsiz,beni öksüz.Bir daha hiç bir öğretmeni koyamadım yerinize ve hiç bir öğretmenin yolunu beklemedim merdivenlerde.Sizi anlatmaya kifayetsiz kaldı kelimelerim,anlatamadıklarım satır aralarında …Bizlerde emekleri ana ve babalarımıza denk,bazende üstün olan tüm emekçi öğretmenlerin gününü kutlar,saygıyla ellerinden öperim.Haklarınızı helal etmeniz dileğiyle. başarısız öğrenciniz.?

DEDECİĞİME …

deelalim | 12 November 2008 17:38

Yıl 1980,batıkaradenizde küçük bir kentte,yaşama merhaba dedim.Küçük yerlerde yaşayanlar bilirler,insanlar birbirlerinin seceresini bilir,alışverişe yada herhengi bir işinizi takip etmek için kentin merkezine indiğinizde,esnafından,şoförüne hemen hemen herkesi tanırdınız,o yıllarda,..çok uzun zaman oldu gidemedim,gitmekte içimden gelmiyor açıkçası,hayatımın en güzel anılarını ve dostlukları bıraktıgım o kente anılarıma ihanet olur diye gidemiyorum.Herşeyin hızla şekil degiştirdiği bu düzende,oradaki degişimi ve kirlenişi görmekten kaçıyorum aslında.Size çok sevdiğim bu kentle ilgili anılarımı,o kentin kozmopolit yapısını,bu yapının içinde yer alan insanların ,nasıl tek beden ve tek yumruk oldugunu ileride yazarak sizlerle paylaşmak isterim.Bu gün yıllar önce beni,sevgi ve itinayla büyüten,birlikte oldugumuz her an bana insan sevgisini ve paylaşımın önemini anlatan dedeciğimle yaşadıgım bir anıyı sizlere aktarmak istedim..Dedem yaşadığımız minik kente,doguanadoludan tek başına akrabalarının yanına iş bulmak amacıyla 13 yaşında gelmiş,çalışkanlığı,hümanistliği ve hatipliğiyle,( zekiliğini belirtmeden geçemiyecegim),kent yönetiminde aktif görevler almış,kent iyileştirme projelerinde çalışmış,emekçi ,salt kendi için değil,çevresindeki herkes için yaşamayı ilke edinmiş biriydi.Din,dil,ırk gözetmeden herkesi kucaklayabilmişti ….O gün alışverişe çıkmıştık,birlikte yapmaktan keyif aldıgım şeylerin başında gelirdi.Çarşı adı verilen tek alışveriş merkezi,ne ararsan kolayca bulabilirdik,toplam iki kilometrelik bir alana konuçlanmış,magazalar,balık ve sebze hali falan.Ana cadde üzerinde karşılıklı magazalar vardı birbirinin dibinde.Ben büyük bir gururla dedemin koluna girmiş onunla şakalaşarak yürüyor ve tanıdıklarla hoş sohbetler ediyorduk,tam girmemiz gereken magazanın önüne gelmiştik,ki dedem karşıya geçelim yavrum ,dedi.Nedenini anlayamamış,ama dedecim geldik işte ya derken ,dedem beni kolunda karşı kaldırıma getirmişti bile,ben şaşkın şaşkın suratına bakarken,karşıdan Galip geliyordu,benden pazartesi vereceğim diye borç para aldı,iki hafta geçti veremedi beni görüp utanmasın dedi… Galip utanmasın diye yolunu değiştirmişti.Ben o yaşlarda başımda kavak yelleri estiği için konunun üstünde hiç durmamış,ha bu işler demekki böyle oluyor diye düşünüp,geçiştirmiştim…

UMARSIZCA…

deelalim | 10 November 2008 09:50

Karşımıza geç çıkmış insanları yolun dışına sürerken,bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacagımızı hiç hesaba katıyormuyuz?Hayat her zaman cömert davranmaz bize,tersine zamanları ödetir,hoyratça kullandıgımız arkadaşlıkların,eskitmeden yıprattıgımız dostlukların,savurganca harcadıgımız aşkların,hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız birgün…Bir akşam üstü yanımızda kimsecikler olmaz,yada olması gerekenler yanımızdakiler degildir.Ona çok kırılmış ve bu defa affetmiyecegim diye karar aldıgım bir anda,gecenin bir yarısı gelen bu mesaj,canımı yakmış ve defalarca aynı acıyla okumuştum bu mesajı.Çok dogruydu sözleri,hep doğruydu birlikte geçirdiğimiz beş yılda paylaştığımız olaylara karşı yorumları.benim tüm itirazlarıma,kabullenmeyişlerime inat hep o haklı çıkardı.İşte yine büyük laflar ediyordu ve yine haklı çıkacaktı biliyordum.Bizi düşündüm önce,sonra sevdiklerimin hayatlarına baktım.Ya aradıkları,hayal ettiklerini bu günlerine taşıyamamışlar,ya bulduklarına sahip çıkamamışlardı.Bir akşam üstü yanlarında kim olur olmaz tahayyül edemiyor,onlar için arzularının gerçekleşmesini diliyorum,kendimle ilgili iç yangınlarım sürüyor.O belkide her kadının hayalini kurdugu aşk kahramanı,bana arkadaşlık ve dostluguda,aşkın satır aralarında sunabilmiş,aklımı başımdan almış gözümü kör etmiş,ayaklarımı yerden kesmiş,artık yeter daha fazla yaşamasamda olur,eyy azrail senden korkmuyorum,nerde nasıl olursa olsun gel,hazırım bitir bu yaşamak denilen işkenceyi dediğimde Tanrının,dur daha işimiz bitmedi,görmen gereken ciğeracıları var deyip karşıma çıkarttıgı yaşama sebebim,hayatımın anlamı oldu,sevdasıyla,serserilikleriyle,beni bazen göklere bazende yerden yere vuruşlarıyla ,tutkulu vazgeçilmesi imkansız bir girdaba sürükledi ,hayatıma girişi…