bildirgec.org

CauLerpA

11 yıl önce üye olmuş, 2 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Karadeniz’de her yıl 3000 yunus ölüyor!!!

CauLerpA | 22 November 2003 15:40

Karadeniz dünyanın en yoğun petrol trafiğinin yaşandığı denizlerden biri, kirliliktehdidiyle karşı karşıya ve birçok canlı türü artık Karadeniz’de yaşamıyor, büyük bölümünün de soyları tükenmek üzere…Yoğun gemi trafiğinin yarattığı çöp ve sintine problemleri, kontrolsüz avcılık ve kirlilik yüzünden tükenen türleriyle Karadeniz alarm veriyor. Her yıl yaklaşık 3000 yunusun öldüğü Karadeniz kendisi için alınacak önlemleri bekliyor. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), 31 Ekim Cuma Uluslararası Karadeniz Günü dolayısıyla dikkatleri bir kez daha bu çok önemli konuya çekmek istiyor. Uluslararası Karadeniz Günü için bir açıklama yapan TÜDAV Başkanı Prof. Bayram Öztürk, Karadeniz için acil eylem planı hazırlanmasının şart olduğunu ve bunun için Karadeniz’e kıyısı bulunan 6 ülkenin işbirliğinin şart olduğunu söyledi. Bu yıl uluslararası Karadeniz Gönüllü Kuruluşları Temsilciliğini üstlenen TÜDAV Karadeniz için komşu ülkelerin sivil toplum örgütleriyle birlikte uluslararası adımlar atıyor. TÜDAV’ın yaptığı araştırmalara göre Karadeniz’in herhangi bir yerinde meydana gelecek petrol kazasının yaratacağı kirlilik en geç bir gün içinde Türkiye kıyılarına ulaşacak. Dünyanın en yoğun tanker trafiği bölgelerinden biri olan Karadeniz’de bu yoğunluğun yaratacağı riskleri ortadan kaldıracak, kirliliği kontrol altına alacak kapasitede araç ve tesisler yok. Ayrıca bu yoğun gemi trafiği sintine ve çöp problemleri yaratarak denizi büyük boyutlarda kirletiyor. Günümüzden sadece 30 yıl önce Karadeniz’de ticari değeri olan 26 tür balık varken bugün sadece 6 tür balık yaşıyor. Mersin, kalkan, uskumru, orkinos, kılıç ve Akdeniz foklarınaKaradeniz’de rastlamak günden güne hayale dönüşüyor.Karadeniz’de kılıç, orkinos ve uskumru bulmak artık imkansız, mersin ve kalkanlar ise ölüm kalım savaşı veriyor. Aşırı avlanma ve kirlilik canlı türlerini tehdit ediyor. Soyu tükenen türler başka canlıları da etkiliyor, zincirleme bir ilişki sonucunda başka türler de yok oluyor. Sürdürülebilir balıkçılık tercih edilmeli ve balıkçılar kurallı avlanması alınabilecek ilk önlem. Ayrıca Özel Deniz Koruma Alanlarıoluşturularak soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan türler koruma altına alınmalı ve Doğanyurt ve Boğaz çıkışı gibi doğal özelliklerini henüz kaybetmemiş olan bölgeler böylece çevresel tehditlerden uzak tutulmalı. Karadeniz’de her yıl kalkan avcılığı nedeniyle yaklaşık 3000 yunus hayatını kaybediyor. Kalkan ağlarına takılan yunuslar kurtulamayarak, karaya vuruyor ve hemen hergün onlarca yunus ölü bulunuyor. Bunu önlemek için kalkan balıkçılığının sınırlandırılması şart. Kirlilik de yunus ölümlerine yol açan bir diğer neden. Tüm bu tehditlere karşı önlemler alınmazsa Karadeniz yavaş yavaş sona doğru yaklaşacak.

mercanlar ve çevre

CauLerpA | 20 November 2003 22:42

Ecology of the Planted Aquarium, Diana Walstad, Handbuch Aquarienwasser, Hanns-J. Krausekitaplarından yararlandığm ve ilk çıktığı 1998 yıldan beri Almanya’da yok satan, sonradan da İngilizceye çevrilip dünyada satılan The Successful Reef Aquariumadlı kitaptan çevirerek yazdığım bu makale benim için olağanüstü derecede önemli. Sizi bilmiyorum.

Dış etkenlerin, özellikle de çevre kirliliğininmercan kayalığı ekolojileriüzerindeki olumsuz etkileri çok çarpıcıdır. Fakat içinde yaşayan bütün canlılarıyla birlikte karmaşık tek bir organizma olarak düşünebileceğimiz mercan toplulukları, adaptasyon, yani yeni durumlara uyum sağlayıp yeni çözümler üretme yetenekleri sayesinde bu etkilerle kısmen başa çıkabilirler. Ancak çok temiz ve berrak sularda yaşayabilen simbiyotik sert (kalkerli) mercan kolonileri The Successful Reef Aquariumkitabından Gerçek hayattan bir örnek olarak, güzel bir Filipin adası olan Guimaras‘ın kıyısına paralel olarak uzanan mercan kayalıklarını düşünün. Burada kıyıya dökülen bir nehir, okyanusa taze ve temiz tatlısu taşıyor. Deniz berrak, mercanlar binlerce canlısıyla ışıl ışıl. Derken burada insan hayatıyla birlikte tarım başlıyor. Arkasından sulama, gübreleme gibi aktiviteler yüzünden tortu yaratan toprak tabakaları ve tarım artıkları nehre karışıyor. Okyanusa taşınan bu tortuların mercan ekolojisiüzerinde çok önemli etkileri oluyor. Deniz suyu bulandığı için mercanlar daha az güneş ışığı alabiliyorlar; bunun sonucu olarak da mercanların içinde yaşayan simbiyotik yosunların fotosentez aktiviteleri önemli bir ölçüde engellenmiş oluyor. Simbiyotik yosunlarabağımlı olan mercanların hayatı tehlikeye girerken sünger gibi suyu filtreleyerek beslenen canlılara gün doğuyor. Bunlar, kendilerine yeni ekolojik avantajların kapısını aralayan bulanık suyla yaşamaktan oldukça mutlu oluyorlar. Tortulu suyun gelmesinden önceki sert rekabet koşulları, onları daracık alanlara sıkıştırmışken şimdi küçücük süngerler yayılarak serbest yüzen yosunların ve simbiyotik mercanların yaşama alanlarını işgal etmeye başlıyorlar. Diğer mercan kolonisi sakinleri de bu değişimlerden paylarını alıyorlar. Yosunlarla beslenen balık, salyangoz, deniz kestanesigibi hayvanlar ya açlıktan ölüyorlar ya da göç etmek zorunda kalıyorlar. Aynı sonuç herbivor canlılarlabeslenen karnivorlar(hayvansal gıdalarla beslenen) için de geçerli oluyor. Örneğin yosun yiyen salyangozlarla beslenen balıklar, yengeçler. Belli mercan türleriyle simbiyotik yaşam süren, örneğin Acroporakolonileriyle veya Xeniatürü yumuşak mercanların içinde yaşayan küçük simbiyotik yengeçler tamamen ortadan kayboluyorlar. Daha önce bu mercan topluluğunda hayatını sürdürmüş fakat yeni ekolojik şartlara uyum sağlayamayan birçok organizmanın da akibeti yok olmak oluyor. Tamamen bozulan ekolojik denge birçok canlının sonu olurken, filtreleyerek beslenen çeşitli su böceklerine, kurtlara, küçük yengeçlere, yine filtreleyerek beslenen istridyelere ve birçok diğer canlıya yeni fırsatlar yaratıyor. Bu yeni ekolojik düzen, istridyeleri çatlatıp içindeki yumuşak gövdeyi yemekle uzmanlaşmış deniz yıldızları gibi yeni predatorları (yırtıcı) sahneye getiriyor. Yeni ekolojik düzenin yeni organik atıklarını parçalamak için bakteri kolonileri de gerektiği şekilde adapte olup çoğalmak zorunda kalıyorlar. Bütün bunlar, içinde yaşayan canlılarla birlikte bütün bir mercanlar dış ve iç etkilere göre kendisini nasıl yeni baştan organize ettiğini açıklıyor. İçinde mercan kolonilerinin yaşadığı bir deniz akvaryumu edinmek isteyen bir kimse, öncelikle bir akvaryumun doğal mercan ekolojileri gibi karmaşık bir organizma olduğunun bilincinde olmalıdır. Bu makro-organizma, birbirlerine bir şekilde bağımlı yaşayan birçok canlıdan oluşur. Akvaryum canlılarının oluşturduğu bu organizma da, doğal ekolojilerde olduğu gibi, geçici değişim süreçlerinden geçerek bir denge yakalamaya çalışır. Dışarıdan gelecek en küçük bir alışılmadık etki, bu dengeyi başka bir yöne gitmek üzere yerinden oynatabilir. Omurgalılarla omurgasızların beraber yaşadığı bir deniz akvaryumuda tıpkı doğal mercan toplulukları gibi karmaşık bir ekosistemdir. Ancak bu karmaşık sistem, yeni bir dengede hayatını sürdürme konusunda her zaman başarılı olamayabilir. Bu tür ekolojik felaketlerin bir örneği, Filipinler’in Bolinao bölgesinde yaşanmıştır. Burada mercan kayalıkları, bir kilometre açıkta kıyıya paralel olarak uzanırlar. Buranın halkı eskiden ber balıkçılıktan geçinirmiş. Son zamanlarda aşırı nüfus artışıyla birlikte daha çok balık avlanıyor; daha çok da organik atık denize bırakılıyor. Deniz suyunun organik maddelerce zenginleşmesi yosunların artmasına neden oluyor. Balıkçılar da bu arada özellikle de irilerini seçmeye özen göstererek, aralarında birçok yosun yiyen tür olan balıkları avlamaya devam ediyorlar. En etkili yosun tüketicileri böylece kısa zamanda yok ediliyor. Geriye mercanların arasında yaşamaya çalışan küçük genç balıklar ve hızla yayılan yosunlar kalıyor. Büyük balıkları tüketen balıkçılar bu sefer küçüklerinin peşine düşüyorlar. Ellerindeki bambu sopalarla sert mercanları kaldırarak altlarında balık aramaya başlıyorlar. Sonuç olarak yara alan ve iyice güçsüzleşen mercanlar yosunlarla kaplanarak ölüyorlar. Bir zamanların cam gibi suyunda yaşayan rengarenk mercan topluluğundan geriye tortulu bir deniz ve yosun öbekleri kalıyor. Bu da farklı bir denge, yeni bir yaşam biçimi denebilir fakat eskinin binlerce tür canlıyı barındıran ekolojisine göre oldukça fakir.