bildirgec.org

badoer1

11 yıl önce üye olmuş, 27 yazı yazmış. 450 yorum yazmış.

MAHALLE MAÇLARININ KURALLARI

badoer1 | 26 August 2007 20:55

Belli bir yaşın üzerindeki pek çok erkeğin yaşadığı durumlardır mahalle maçları. Anılarınız tazelemeniz ve suratınızda ufak bir tebessüm yaratması bizim için yeterli……..

MAHALLE MAÇLARININ KURALARI

ATAN ALIR :Mahalle maçları genellikle caddelerde yahut bahçelerde yapıldığı için topun kaçma olasılığı olan çok yer vardır. Top bir yere kaçtığında topu kaçıran takımın karsısındaki takım hemen,”Atan alır” der.Top onların sahasında auta çıkmış olduğu halde karşı takım topu almak zorunda kalır.
ELİN AVANTAJI OLMAZ:
Takımlardan biri ataktadır. Defans oyuncusu topu elle keser fakat pozisyon devam eder ve gol olur. Golü yiyen takım el var diye mızıldar. Karşı takım, “Avantaj olmaz.” der. Hemen akabinde kaleci “Ulan elin avantajı olmaz.” diye haykırır. Bir yere varılamaz. Kısır döngüdür.
ADAMIN GOL DİYO:Gol atılır fakat yiyen takım saymaz. Hep bir ağızdan “Direk ulan.” diye anırmaktadırlar. Fakat içlerinden biri, “Gol abi.” der. Karşı takımdan bunu duyan biri direk atlar ve, “Ulan adamın gol diyo.” diye serzenişte bulunur. Gol sayılır, adam dövülür.
ABANMA YOK:
Genelde küçük çocuklar arasında yaygındır. Kaleciler abanma yok derler. Aralarından yasça büyük olanı Laf karımısınız.” dese de abanma olmaz.
GÖNÜL ALMA:
Büyüklerle küçüklerin ortak oynadığı maçta büyüklerden biri gaza gelip küçük bir çocuğa sert girince direk penaltı olur. Nerede olursa olsun. Küçük çocuk sevilen bir simadır ve faulü yapan abidir. Penaltı kullanılır, genelde gol olmaz çünkü kalede bir ayı vardır ve penaltıyı atan küçük çocuktur.
KALECİ DEĞİŞTİN 2 PENALTI:
Herhangi bir penaltı pozisyonunda kaleye hemen forvetin etkili silahlarından biri geçmek ister çünkü o her mevkide iyidir.Buna karşılık karşı takıma teselli olarak ekstra bir penaltı verilir. 1+1=2.
3 KERE SEKTİRME:
Kaleci degaj kullanırken eğer yanında bir rakip forvet varsa topu 3 kere sektirir ve, “Açılsana ulan üç kere sektirdim iste.” der, rakip açılır.
1’E 1 ATIŞ:Çift penaltı sisteminde eğer birinci penaltı kaçarsa ikinci şans vardır ama gol olursa ikinci şans kullanılamaz. Bunun mantığını hala çözebilmiş değilim.
SAĞLIK ÖNLEMLERİ :
Bazen top insanin pek münasip olmayan bir tarafına gelir, herkesin reaksiyonu aynidir: “İse ise!.” Uygun araziye çiş edildikten sonra maca devam edilir.
Mahalle maçlarında her zaman saçı ince telli ve uzun olan kişiler vardır. Bunlar geriden topu alıp bütün güçleriyle ileri koşarken kafalarını ileri doğru atarlar. Amaç gol atmak ya da rakibi çalımlamak değil, saçların rüzgarda ahenkle dans etmesini sağlamaktır. Bu kişiler büyüyünce Fenerbahçeli Aykut gibi olurlar.
TOP KURTARMA OPERASYONU:
Top zırt pırt araba altına kaçar. Böyle durumlarda, sahadaki en çelimsiz ve en hop-zıp kişi, en iri iri kişi tarafından topu almaya gönderilir. Arabanın altına kaçan toplar tam ortasında durur bazen, kimse yetişemez oraya. Bu sefer tas atma ve sopayla itekleme faslı baslar. Arabanın egzozuna vurulan birkaç darbeden sonra top yuvarlana yuvarlana çıkar bir taraftan; artık koşarak maca geri dönme zamanıdır.
AT BAKİİM ABİNİN KILLI GÖĞSÜNE…
Ya ne iğrenç bişiydi bu. Sen takımını kurmuşsun, pasa pasa macını yapiyosun. Muhtemelen yasça ve boyutça senden büyük olan eleman damlar, bu gereksiz cümleyi sarf ederek maca dahil olur, tadımızı tuzumuzu kaçırır.
GOL DiiL OĞLUM BEL ÜSTÜ :
Minyatür kale maçlarda elle tutulmasına engel olunmak için getirilmiş bir çözümdür ancak bel ustu gibi kişiden kişiye değişen ve ispati zor bir kriter getirdiği için nice kavgaların çıkmasına, nice basların yarılmasına sebep olmuştur.
İyi güzel de bütün bu kavramlar kitabi olmadan, televizyon olmadan nasıl herkes tarafından bilinebiliyor? Ben diyorum ki gizli bir örgüt var, her mahalleye bir adam gonderiyo bilmem kimin amcaoğlu olarak bilmem kim de örgütten. Sonra mesela hem gol hem penaltı olunca ağızlara kolayca yerleşecek “giren gole penaltı olmaz” cümlesini söylüyor, pozisyon geçiyor, çocuk evine donuyor ama ifade baki.
Oynayacak kişi sayısının tek olması ve kimsenin oyundan çıkarılarak kalbinin kırılmak istenmemesi durumu sozkonusu olur sıkça. bu durumda futbol kariyeri en berbat durumda olan fasulyeden tabiri ile adlandırılarak birinci devre bir takımdan ikinci devre bi takımdan oynatılarak ufacık yüreklere ve beyinlere adaleti yerine getirmiş olma duygusu zerk edilir. Aksam herkes eve gidip yattığında da hep o günkü maçı, varsa attığı golleri, kaçırdıklarını, bir sonraki maçlarda yapmayı planladığı hareketleri hayalleşerek uykuya dalar. Bu planlanan ama becerilemeyen hareketlere girmiyorum. ben mahalle maçı kurallarının nasıl bilindiği sorusuna ise kalıtsal diyorum.
Bazen küçükler kendi aralarında oynarken eli torbalı bi is dönüşü adamı maca dalıp topu küçüklerin ayağından alır ve aptal aptal şeyler yapmaya baslar. Eğer adam yetenekliyse bi iki numara yapıp çocukların aklini alır. En konunda topa hızlıca vurur. Çocuklar topu yakalayamaz ve top uzağa gider. Eli torbalı is donuşu adamı yaptığı ufak hareketten mutlu bir halde evinin yolunu tutarken çocukların “hay ., top ta ..gitti, kim alcek laf topu?” dedikleri duyulur.
ELDEN GOL OLMAZ :
Pasa pasa oynuyoruzdur, adamın tekinin eline çarpar top, biz dikeriz topu, hemen bi mahalle maçı oyun kuralları uzmanı pörtler oradan bi yerden ve der ki, “Elden gol olmaz”! Ulan niye olmasın hasta misin sen? El kararı verilmişse, bunun sonucu frikiktir. Herkes de kabullenmiştir elden gol olmayacağını, hatta baraj bile kurulmazdı bazen. Ben de büyüyünce öğrendim elden direk kaleye çekilip gol atılabileceğini. Öğrendim de ne oldu, o canim frikikler geri mi geldi?
ÜÇ ADIM AÇILMAK:
“üç adim açılmak” denen olayı atlamak senelerini betonda top oynayarak, dizinde o çok derin olmayan ama sürekli yanan yaralarla dekore eden birçok mahalle topçusunu üzecektir. Top frikik noktasına dikilir ve rakip barajın üstüne doğru adeta ‘onlar orda diilmiscesine yürünür’. Kocaman üç adim atılır ve baraj göğüsle itmek suretiyle uzaklaştırılır. Adımların büyüklüğünden şikayet edenler iki kere “o-ha” der.
TEKNİK VURMAK:
Penaltı vuruşlarında en biçkin forvet oyuncusu sahne alacağından kalecinin gözü korkar. Hemen içi rahatlatılır: “korkma olm, teknik vurcam”.
KALECİ DÜZENİ:
Mahalle maçlarında rastlanan pek çok tatsız durumdan sadece biridir kalecisizlik. Herkes kendisini ispatlamak ve golleri yağmur edip yağdırmak İstediğinden kimse kaleye geçmeyecektir. Adil düzen ilk “kalede son” diye bağıranı kayırmaktadır. Hemen arkasından gelen “son bir”, “son iki”.. gibi çığlıkların sonunda artık son kaç olduğunun bir önemi kalmayan ağır kanlı arkadaş kaleye geçer. Kaleci gerek iki golde bir, gerekse Dakka ayrıyla eldivenleri bir sonraki arkadaşına teslim edebilir. Nizam böyle emreder.
Arkadasın biri iyi orta gol getirir diye bağırır o da iyi bi orta yapmaya çalışır ve ortasını yaptıktan sonra düşer. Arkadasın dizi kaniyodur ama farkında değildir birisi oradan “olm dizin kanıyo” der ve olan olmuştur dizi kanayan çocuk ağlamaya baslar.

MATEMATİK SORUSU

badoer1 | 08 December 2005 22:11

Matematiğe merakı olan arkadaşlar, lütfen aşağıdaki soruyu çok dikkatle inceleyiniz !!!

Aşağıdaki soru Barcelona Üniversitesi Matematik profesörlerinden biri tarafından hazırlanmıştır.

Bu sorunun çözümü vardır ve göründüğü kadar da zor değildir. Ayrıca herhangi bir kelime oyunu da içermemektedir.

Problem : Bir anne çocuğundan 21 yaş daha büyüktür. 6 yıl sonra çocuğun yaşı annesinin yaşının 1 / 5 i kadar olacaktır.

Soru : Baba nerededir ?

Daha önce de belirtildiği gibi bu sorunun kesinlikle matematiksel bir çözümü vardır ve göründüğü kadar da zor değildir! Ayrıca herhangi bir kelime oyunu da içermemektedir !

AÇLIK

badoer1 | 08 December 2005 21:45

Serbesi Mahlasiyle Rahmetlik Mevlüt ŞAHSUVAR. Seferberlikte aç kalmış ve dönüşümde şu yemek şiirini yazmış.

Ben hastayım dermanımı söyleyim Gamdan ezadıma derman ah olsa Gurbetlik ayağıma duzak neyleyim Gurbetlik affına ferman ah olsa.

Hak rahmet eylese resul şefaaat Her zaman lazımdır buna itaat Dünyaya geleli görmedim rahat Ahir günümüze Kuran ah olsa.

İlaca başlayak baklava gelsin Nihayette gurabiye bulunsun Kabağın defterden ismi silinsin Güzel ilaç biliyorsun ah olsa.

Kaz kızartmasını koyun siniye Helva hıtap bide sütlaç hanila Kaykanada lazım merhem etmeye Güzel merhem düzüyorsun ah olsa

İHTİYARLIK

badoer1 | 08 December 2005 21:12

Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir. İnsan, kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi derecesinde yaşlıdır.
Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır.
Ümitleri derecesinde genç, ümitsizlikleri derecesinde yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz.
İnsanları ihtiyarlatan ideallerinin gömülmesidir. Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların teslim edilmesi ruhu buruşturur.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıkları sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
Güzellikleri görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibdir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler.

HAYTIN KATLARI VE KADINLAR

badoer1 | 05 December 2005 00:56

Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır, tanıdığı ilk kadının, annesinin onu bıraktığı kat. Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız, giyim zevkinin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadın götürür.
Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde, değişen yalnızca bir kadın değildir, hayatın neredeyse bütünü değişir.

Sabaha Karşı

badoer1 | 24 June 2005 16:54

Bugün sabah 7’de yattım. Spurs, Pistons final maçını izledim. Harikaydı. NBA’i izledikten sonra diğer basket maçları çok komik geliyor. Gerçekten dünyanın en iyi basketbolu oynanıyor. Her şeyi ile mükemmel bir olay.
En büyük hayallerimden biri bir NBA final maçını en ön sıradan canlı izleyebilmek. İlerde bu hayalimi gerçekleştir bilirsem benden mutlu insan olamaz. Bu muhteşem olayı canlı izleyebilmek şimdilik hayal benim için. Ama bunu hayal etmek bile heyecan veriyor insana.
Bu sabah ki maçta son çeyreğe kadar başa baş gitti. Ama son çeyrekte Manu Ginobili ve Duncan çıktı sahneye ve Piston’a indirici darbeyi vurdular.
NBA’deki temsilcilerimiz Memo ve Hido’nunda bu sezon tüm maçlarını izledim. Gerçekten oyunlarından dolayı gururlandım. Böyle muhteşem bir ligde muhteşem oynayan iki Türk basketbolcunun olması insana ayrı bir keyif veriyor. Eğer Dünki maçla ilgili daha ayrıntılı bilgi ve görüntü isterseniz tıklamanız yeterli.

Yeni bir başlangıç

badoer1 | 23 June 2005 16:30

Aslına bakarsan bugünlerde canım sıkkın. Başvurduğum bir kaç iş görüşmesi olumsuz sonuçlandı. Artık iş görüşmelerinden nefret ediyorum. Görüşme sırasında o sorulan sorular yok mu beni deli ediyor. En sevmediğiniz kişilik özelliğiniz nedir? En sevdiğiniz kişilik özelliğiniz nedir? Sana ne be . Ben sana soruyormuyum ne tür sex ten hoşlanırsınız? En sevdiğiniz yemek nedir? Eğlenmek için nerelere takılırsınız? Bırak bu lavuk sorularıda bak bakalım işten anlıyormuyum, tecrübelerim yeterlimi, bu iş için gereken özelliklere sahipmiyim. Yok illa Amerikan sorgulama yöntemi kullanacaklar. Bende artık iş başvurusu yapmayacağım. Kendi işimi kurmaya çalışıyorum. İnternet cafe, cafe yada fast food üzerine bir yer açmaya karar verdim. Bununla ilgili çalışmalara başladım. Bugün bir kaç yerle görüştüm . İnşallah yakın zamanda sonuçlandıracağım. Kardeşimde benimle birlikte çalışmak istediğini söyledi. Bu beni m için çok önemli. Tek başına bir işe başlamak oldukça zor. Ama yanınızda güvendiğiniz birisi olunca işler daha kolaylaşıyor. İki kardeş birlikte bir iş kurup çalışacağız. İşsizlik olayını ilk defa bu yıl çekiyorum. Gerçekten çok zormuş. Maddi yönünden çok o boşlukta olma duygusu insanı çok zorluyor. Kimsenin işsiz kalmaması ve işsizlerin en kısa sürede bir iş bulması dileği ile.

BANKACILARIN SÖYLEMEDİKLERİ :)))))

badoer1 | 22 June 2005 17:05

AH DAHA NELER VAR NELER….SÖYLEYEMEDİKLERİMİZ…..

MÜŞTERİ- Bir kredi kartı başvurum vardı, kabul oldu mu acaba?…
BANKACI- Ne yazık ki 250 ye 300 oyla reddedildi…

– Arkadaşlara kredi kartı geldi bana gelmedi?…
– Bundan sonra arkadaşlarınızı daha dikkatli seçin….

– Yani beyefendi on kere form doldurdum kredi kartı için…yine red, Allahaşkına bu kartı alabilmek için ben naapayım siz söyleyin?
– Gidin Masterbaba türbesinde dua edin….

– Kartımın limiti neden bu kadar düşük?
– Uluslararası para piyasası dengelerini bozmak istemedik….