bildirgec.org

Mozilla Labs’in maskotu sayılabilecek Test Pilot projesi

mozilla labs açıldığından bu yana binlerce kişinin katılımına şahit oldu ve git gide daha da büyüyen özgür internete inanan bir komünite haline geldi. 2009 yılının başında “billy may” tarafından ortaya atılan seabird konsept telefon projesi en son halini 2010 yılının eylül ayında aldı.

SeaBird

Tanıtım videosunu izlemeden geçmeyin. Youtube ve Vimeo.

telefonun genel özelliklerine değinecek olursak:
Öncelikli olarak gömülü bluetooth kulaklığa ve uzaktan kumandaya sahip. Onun dışında düz bir zemine koyduğunuz zaman sanal klavye kullanabiliyorsunuz.

USB 3.0

Evet, USB 3.0 hızlı, ama gereğinden fazla hızlı neredeyse. Standart 7200 RPM hard disk’lerın kaldırabileceğinden de hızlı. Böyle olunca karşımıza başka bir sorun çıkıyor, harici bir hard disk’i nasıl bu hıza yetişebilir hale getirirsiniz? Aslında cevap basit, içine normal bir hard disk yerine Solid State Drive (SSD) koyarsınız!Ancak tahmin edeceğiniz gibi USB 3.0 SSD’ler, normal harici diskler ile karşılaştırdığınızda, hem daha hızlı, hem daha küçük hem de oldukça pahalı. Unutmadan, oldukça da küçük, yaklaşık bir telefon boyutunda. Normal hard disk’ler 3.5 inch iken, USB 3.0 SSD’ler yanlızca 1.8 inch. Fiyatları da şu şekilde açıklarsam daha anlamlı olur sanırım;

• 64GB = 230$
• 128GB = 400$
• 256GB = 850$

USB 3.0 SSD

Ve bunlar daha Amerika fiyatları, üzerine firmaların kârlarını ve vergileri ekledikten sonra fiyatları siz düşünün. Neredeyse herkes resimlerini, videolarını ve diğer dosyalarını normal harici hard disk’lerde saklıyor ve yanında taşıyor; ancak profesyoneller genelde hızlı taşıma vasıtalarını istiyor. Buna bir de bu harici disklerin bir telefon boyunta olmasını katınca oldukça kullanışlı oluyorlar, tabi pahalı bir kullanışlık.

Bu harici diskler kasım ayında Amerika’da Iomega tarafından satışa sunulacak. Ve Iomega’nın söylediğine göre USB 3.0 SSD’ler, normal USB 3.0 7200 RPM harici disklerden 2 kat, USB 2.0 harici disklerden ise 10 kat daha hızlılar.

Her ne kadar ülkemizde, burada anlattığım yöntemle yasaklanmış olsa da, youtube gelişmeye sürekli olarak devam ediyor.

Youtube en son, basit video edit aracını duyurdu. Duyurulmuş olan video editörü, henüz iMovie veya Windows Live Movie Maker’ın yerini alamayacak. Ancak youtube’un editörü yüklenmiş video’ların birleştirilmesi, kesilmesi, edit edilmesi ve ses eklenmesi gibi basit işlemleri gerçekleştirebiliyor.

Benzer bir deneme, gene youtube tarafından Remixer Tool adı altında 2007 yılında denenmişti. Flash teknolojisi üzerini kurulu olan remixer oldukça sorunlu bir performans sergilemişti. Bu sefer youtube dersini almış ve yeni editörünü JavaScript ile gerçekleştirmiş. Arayüzler basit ve kullanması oldukça kolay.

Web dünyası, çarşamba sabahı yeni bir hediyeye sahip oldu. Google, HTML5 için “açık kaynak kodlu” video ve ses formatlarını içeren WebM Projesini duyurdu.

Bu medya projesi bundan sonra WebM Projesi adı altında devam edecek. Ve beklendiği gibi VP8 video codec’i, webm projesinin merkezinde yer alıyor. Google bu teknolojiyi bu yılın başında aldı ve geliştiriciler projenin açık kaynak kodlu olarak ilan edilmesi için sabırsızlanıyorlardı. Ve çarşamba akşamı dilekleri yerine geldi.

I/O konferansında yapılan açıklamada, “VP8 projesini tamamen açık kaynak kodlu ve zorlamalardan uzak bir şekilde size sunuyoruz” denildi. Google zaten hali hazırda bu formata yönelik desteği chrome, youtube ve kendi siteleri üzerinde yapmış durumda; yeni format sayesinde mükemmel bir HTML5 deniyimi hedefleniyor.

WebM Projesi, bir dizi video sıkıştırıcısı ve çözücüsünden oluşuyor. (Coder-Decoder). Bu araçlar sayesinde internet tarayıcıları vdieo ve ses içeriklerini herhangi bir eklentiye gerek duymaksızın kolaylıkla HTML5 sayfalarında kullanabiliyorlar. Proje Mozilla, Opera ve Google’ın desteklemesi ile başladı. Şimdiden bütün tarayıcı üreticileri bu format için destek üretmeye başladıklarını duyurdular. Hatta microsoft, sene sonunda çıkması beklenen explorer 9’a da bu desteği ekleyeceğini duyurdu. Adobe da gelecekte flash player’lar için böyle bir desteği düşündüklerini açıkladı.

belki bilgisayarınızı bir başkasına veriyor veya internet üzerinden satıyorsunuz. her ne olursa olsun, bilgisayarınızı başkasına vermeden önce hard diskinizdeki kişisel bilgilerin, geri getiremeyecek şekilde silindiğinden emin olmak zorundasınız. i̇şte size bunu yapmanın kolay yolu.

dban ile hard diskinizi tamamen temizleyin.

darik’in açılış ve bombalama cd’si, hard diskinizdeki bilgilerin her bir bitini kalıcı bir şekilde tamamen yok etmek ve bir daha geri elde edilememesini sağlamak için mükemmel bir araç.

yapmanız gereken ilk şey, iso dosyasının bir kopyasını dban’ın internet sayfasından indirmek ve bir cd’ye yazmaktır. işiniz bittikten sorna cd’yi sürücüsüne koyun ve bilgisayarınızı cd aracılığı ile başlatın. dban’in açılışı tamamlandıktan sonra resimdeki ekran karşınıza çıkacaktır.

buradaki neredeyse herşeyi boş geçebilirsiniz, tek yapmanız gereken komut satırına “autonuke” yazmaktır.

teknoloji ve fantazinin karıştığı bir dünyayı hayal etmekten zevk alıyor musunuz? o halde günlük fantezi kotanızı steampunkduvar kağıtları ile doldurun.

not: resimlerin tam boyutlu hallerini görmek için resimlerin üzerine tıklayın. duvar kağıtları boyut konusunda değişken, bu yüzden kendi masa üstü boyutunuza göre kesip biçmeniz gerekebilir.

Apple kısa süre önceki toplantısında iPad’i tanıttı ve nisan başında satışa sunacağını açıkladı. O günden beri özellikleri herkesin dilinde. Ki biz de bu furyaya katıldık ve “iPad nedir ve muhteşem olacağı 5 i̇ş” konusunu ateşli bir şekilde konuştuk.

Steve Jobs, iPad’i tanıtırken.

Ve şimdi gün geldi çattı iPad UPS kanalıyla dağıtılmaya başlandı. Duyurulduğu günden beri bu aleti takip ederken “ilk kutu açılışına” yabancı kalamayacağımızı düşündüm. işte size Core77’nin iPad’i açış macerası.
(Dikkat! Doğrudan “Çeviridir.”)

apple ipad

Hayatım boyunca bir malzemeyi ilk alan kişi olmuşluğum yoktur, o yüzden şimdi burada bana gülebilirsiniz. Ancak bu sözlere de, uzun süredir beklenen teknoloji harikasının gelişi ile nokta koyuyorum. Bir editör olarak haftada 20 saatim bilgisayarın klavyesine eğilmiş bir şekilde geçiyor. Ve kanepeme uzanıp yazı okuyacağım zamanların artık gelmiş olmasına çok seviniyorum.

iPad’im, yaklaşık 1 saat önce UPS kargo ile geldi. Kargo elemanını ÇOOK iyimser bir şekilde karşıladım ve imzamı atıp kutumu kaptım. Kutuyu açmadan önce yaklaşık 5 dakika boyunca kutu ile bakıştım ve sonunda “bunu yazmam lazım!” diyerekten kutuyu açmaya başladım.

İşte resimlerle iPad’in kutusundan çıkışı:

Dönüş adresi: AI (Apple Industries)

Bildiğimiz bir karton kutu içerisinde geldi. Garip olan dönüş adresi olarak Apple’ı “AI” olarak vermiş olmalarıydı. Kutunun içerisinde olanı tahmin etmek hiç de zor değildi ve tahminen UPS kamyonu bunlardan dolu olarak hala sokaklarda gezmekteydi.

Kutunun içinden ilk gülümseyiş

BMW her yerde olduğu gibi motor dünyasında da kalitesini konuşturuyor. Ve bunu yapmak için de sürekli olarak konsept araç tasarımlarına devam ediyor. İşte bunlardan birisi daha: “BMW HP Kunst”.

Bu güzel motorun belki de en büyük özelliği hidrojen ile çalışıyor olması. Fransa’da okuyan birçok öğrencinin katkısıyla yaratılmış ve geleceğin doğa dostu motoru olarak anılıyor. Elektrikli bir motora sahip, bataryaları, elektronik fren kontrol sistemi ve elektromanyetik süspansiyonuyla tam bir tasarım harikası.

David Riesenberg tasarım harikalarına bir yenisini daha eklemiş ve OO Projektör cihazını tasarlamış. Yarı monokök bir gövdeye sahip olan cihaz kablosuz olarak çalışıyor ve 1080p HD görüntü kalitesine sahip. Ancak projektörler henüz dahili batarya ile çalışamadığı için gücünü gene kablo ile alıyor. Ancak görüntüyü kablosuz iletebilmenin getirdiği rahatlık inanılmaz fazla.

Ayrıca özel tasarımı sayesinde altındaki ayaklar otomatik olarak hareket ediyor ve projektörün açısının ve yüksekliğinin kablosuz ve dokunmatik kumanta ile yapılmasına olanak sağlıyor. Tanıtım videosunu izlemenizi mutlaka tavsiye ederim.

İşte sözü geçen dokunmatik kumanda:

Kaynak

i̇stanbul

dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin hepsi farklı görünür ve farklı kültürel değerlere dayanır. farklı yazı türlerinden hoşlanır, farklı tasarım beğenilerine sahiplerdir. zaten bu temeller de şehirler arasındaki farkı oluşturur.

diğer yandan da bu temeller, o şehirlerin insanlarını ve kendilerini nasıl yansıtmak istediklerini gösterir.

metro hattı olan her şehirde de, her tarafa asılı olan ve şehrin yapısını gösteren bir metro haritası vardır. her harita, şehrin sakinleri tarafından bir çok sefer keşfedilir.

tasarım ve stil olarak değerlendirildiğinde, metro haritaları bir şekilde şehrin aynasıdır. tek başlarına bir harita değil, şehrin kişiliğidirler.

i̇şte mükemmel bir metro haritası toplaması

Amsterdam

Atina

Atlanta