bildirgec.org

astral

11 yıl önce üye olmuş, 262 yazı yazmış. 308 yorum yazmış.

yazıl-amayan mektup

astral | 21 May 2010 13:31

Bu sabah istemese de ruhsuz halini oynamaya devam ederek çıktı evden. Oysa baş ucuna bir not, belki kısa bir mektup yazmayı düşündü. İçinde olanları…

Belki söylemediklerini ya da çok az söylediklerini; öyle az ki; yok sayılanları hatta…

Bir öpücük niyetine birkaç satır yazmak istedi, o uyurken, uykusunun huzurlu kokusu tüm evi doldurmuşken; belki bu kadar duygusal olmak istemedi, belki nedenini hiç bilemedi.

Ama yazmadı.

Ayak uçlarına basarak çıktı kapıdan. O an çekip gitmenin ne kolay olduğunu düşündü. Hayatından ya da hayatlardan çıkıp gitmenin ne kolay olduğunu.

uyku öncesi karabiber

astral | 20 May 2010 09:56

Kadının canı acıyordu. Merdivenlerden ne iniyor ne çıkıyordu. Başı dönüyordu. Yoksa dünyanın dönüşünü, bu denli canı sıkkınken mi hisettmeye başlamıştı?

Hep böyle olmaz mıydı, en sığınağına kapandığın anda sol omzunda bir ışık görüverirsin, belki imdadına yetişmişti.

Yeryüzünde kaç insan var, kadının tanıdığı kaç insan ve peki ya dost bildikleri… Bugün hiçbirini ne aramak ne duymak istedi.

Bir tek ‘O’nun sesini istedi derinlerinde.

En mahremine almış gibi sakladı bugün adam sesini, ona vermedi. Kadın tüm işlerini iptal etti. Kendini kendine kapattı, niye olduğunu bilmediği dualar etti. Aynaya bakıp, ‘Ömrüm geçiyor’ dedi. Dediğini fark edince bunun da fani olduğunu düşündü.

Güm Güm Kürsü

astral | 18 May 2010 11:37


Kürsüdeki konuşmasıyla yağıp gürledi, hitabet sanatının üstadı adam. Geldiği yeri dolduran, coştu mu koşan, dinle-ye-meyen kimseyi bırakmayan…

Sesi gür, hali selim üstad; kürsüde suyundan bir yudum aldı yoluna devam etti.

Onun saatleriydi. Ortalığı/ mekanı kaç celsenin ruhu taşıyordu. Gören görürdü –tüm olup biteni.-

Okuduğu sayfalardan kafasını kaldırdı adam. Kadın çizdiklerinden kafasını kaldırmadan edemezdi, adam kendi sözlerini sıralamaya başladığında. Kadının en sevdiği bölüm burasıydı. Adamın kendi düşüncelerine önem verirdi, çünkü kitapları kitaplardan da okurdu kadın.

gereksiz önsezi

astral | 03 May 2010 09:13

Kehanet değil. Bir şehrin ızdırabı geçiyor gemilerin tasalarından daha çok.

Azizliğin ortadan kalktığı düzlemlere ‘aşk’ diyoruz şimdi.

Izdırapların iplere dizildiği selametler, dilimize pelesenk olmuş ve kalbimizde çoktan taht kurmuş; aşkı tahtından edip.

‘Edeceğim’ dediklerimiz hep oluşlarda kalmış. Issız bir anı olmaktan acı ne vardır? Acının kabulüdür elbette.

Var’ım derken ve tüm varlığını senin bulurken, bu tekinsiz dünyada oysa en tekinsiz olanlardan biri aşkmış. Bilmemişim.

Tanrının gülünçlüğünü keşfeden bir aziz tahayyül etmek ne denli zor ise, işte aşk da; zahmetlerin beyhudeliğini kanıtlayan içtepi.

RESİM

astral | 01 May 2010 21:04


Resminin üzerindeki ayak izlerimi kestim. Düşlerimin tılsımları ise sonsuza kadar resminde bıraktım.

Resminin dudaklarını öptüm, koyultup üzerini. Üzerine gözyaşlarımı akıttım değişsin her şey diye. Diye. Ölümün bile gözbebekleri varmış bebeğim. Sen bana o gözlerle bakmıyorsun. Güzlerde yüzen bir kadın nasıl titrer bilir misin uykularında???

Susmalı tam da bu noktada. Oysa tam da bu nokta dediğimiz ne çok konu, ne dert, ne çok meze, ne çok keyif, ne çok kahpelik seyirleri, ne çok seks dokunuşları vardı; evrenin sunduğu aşk çiçeği. Şimdi sesimi duyuyor musun o dudaklarda?

kara defter

astral | 01 May 2010 14:53

Birden kararır defter. Niye karardığını bilemediğin zamanlar olur. İç buhranlarıdır belli ki… Ne yaparsan yap pek de şanslı hissedemezsin. Kara bir deftersindir sadece yazılan, belki sadece yazan.

blogyazarlari.ning.com
blogyazarlari.ning.com

Öyle gelir, kara bir defter gibidir dünya dersin… Sebeplerin ya da sonuçların seni hiç mi hiç ilgilendirmediği zamanlarda, yine de kara deftere kara zamanlarda yazılanlar seni kurtarıverir, sadece.

Yine de tek sığınağın kara bir defterdir. Bunu bilmek mi ağlatandır seni, bilmezsin.

Rüya Olsa …

astral | 29 March 2010 10:34

(www.corbis.com adresinden alınmıştır.)
(www.corbis.com adresinden alınmıştır.)

‘Donuk bakışlarıyla dut yemiş bülbülü oynamıyordu, olan olmuştu.’

– Ne oldu?

Asumanın yüz ifadesi günlerdir gülümsemediğinden olsa gerek, epey sert bakar olmuştu. Ya da sadece mimik kasları reflekssizleş miydi? Hangisi olduğunu bilmiyordu yazar ama konuya ara verilip anlatılacak kadar görülmeye değerdi. Bütün siniriyle devam etti Asuman:

– Ne oldusu var mı? Her şey o gittikten sonra oldu.

Sinemada Anlam Bilim ve Michelangelo Antonioni…(2)

astral | 29 March 2010 10:16

(bölüm 2)
Sinemada Yabancılaşma Estetiğinin Kutsal İsmi, Michelangelo Antonioni ve Sinemada Anlam Okuma

SİNEMADA ANLAM OKUMA

Her şey bir metindir. Bir film, bir konuşma, bir resim de bir metindir. Metin olması onun okunabilmesi ve alt anlam okunmaya müsait olması demektir.

Her şeyin anlamları ve alt anlamları vardır. Anlam bilim adında bir bilim vardır ve her şeyin anlamlarının sıralanabileceğini ve bunların üst anlamdan alt anlamlarına doğru derecelendirilebileceğini belirtir.

Bir anlam ne kadar derin ve iyi yazılmışsa o denli derinliğe sahiptir. Bu, bir sinema filmi ya da reklâm da olsa değişmez. Etkili olabilmesi çoklu anlamları bünyesinde barındırıyor olmasına bağlıdır. Çok anlamı barındıramıyorsa düz anlama sahiptir ve burada anlam okumak gerekmez.

Anlam bilim daha çok sanat sinemasında gelişmişken ve daha çok Avrupa yapımı filmlerde kullanılmaktayken; birincil anlama sahip filmler ise Hollywood tarafından tercih edilmektedir.

Yalnız son yıllarda Hollywood yapımlarının bu denli etkileyici olmasının altında anlam biliminden de besleniyor olması yatar.

Fakat yine de bir derecelendirme yapacak olursak anlam bilimini en çok kullanan Avrupa filmleridir diyebiliriz.

Zamanda Sarmaşıklar ve Aşk Bağları

astral | 26 March 2010 15:35


Yeni evine gelen Bek ile dışarı çıktık. Yaza girmek üzereydik. Muhteşem bir hava bizi sararken, çiçekler dallarında kudurmuş ‘Daha ne kadar güzel olabilirim!’ dercesine botanik bahçesine çevirmişlerdi dört bir yanı. Buraları çok severdim eskiden beri. Biraz uzaklara yürüdük. Belki kendimle karşılamak istiyordu bir yanım, diğer yanım ezilse de…

Uzaklara yürüdük, zamanında aşık olduğum bir adamla aşk bahçelerinden çıkıp, bağlardan geçip evimize ulaştığımız bir yer vardı. Hep kalacak sanırdım. Hep birlikte olacağız, hiç ayrılmayacağız. Gerçekten kuşkusuz inanırdım buna. Hiç şüphem yoktu. O vardı, sadece. Düş de değil, sadece gerçek yeterince güzeldi. Öyle zamanlardı.

HER YÖNÜYLE, HER RENGİYLE DÜNYA SİNEMASI (1)

astral | 26 March 2010 13:42

www.ucandaire.org
www.ucandaire.org

SİNEMA YAZI DİZİSİ OKUYUCUSUNA GEREKLİ GENEL BİLGİ/ AÇIKLAMA:

Bu yazı dizisi bir sinema araştırmasıdır. Bu yazıda öncelikle küreselleşme ve sinema ilişkisini açıklamaya çalışacağım.

Ardından sinema tarihi, yönetmenler, kimi filmler ve yapı çözümü, alt metin okuma, post yapısal sinema, avangard sinema, sanat sineması ve Hollywood sineması, sinema kavramları, firmalar, kurumlar ve sinema tarihine yazılanlar gelecek…

YAZI DİZİSİNİN İÇERİĞİ:

Parça parça ve sırayla devam edebilecek bir sinema araştırma yazı dizisi. Tüm bunlarsa yıllarca, yüzlerce sinema makalesini okuyan bir sinema severin merakıdır ki; bu makale adlarını, yazarları da sizlerle paylaşacağım. Yazı dizisinde bu öğretileri öğrenmemi sağlayan her ismin emeği vardır: Yazarların, öğretmenlerimin, sinema düşkünü sohbetlerin, sinema teorilerinin tartışmalarının yapıldığı kamusal alanların ve tabii ki, sinema tutkumun…

HIZLI MI, YAVAŞ MI İLERLİYOR, YOKSA BEN Mİ ANLAMIYORUM?

Kuramsal sinema bilgileri çoğumuz için baştan katlanılmaz olabilir. Adı üzerinde bunlar kuramsal bilgilerdir. Bu alanda ciddi bir öğretiye sahip olmak istemeyenlerin hiç okumaya başlamaması gereken yazı dizisidir bu.

Kimi zaman kavramlar, isimler üzerinde çok durulmadan hızlıca geçildiğini düşünebileceğiniz yerler olacak. Bunun sebebi, genel hatları ile sinema tarihinde birçok kavrama değinilirken hiçbirini atlamadan ve hepsinden sırayla bahsetmek kaygısı taşımak, bir diğeri de kavramların bolluğudur.

Okuyucu ilk anda yazı çok hızlı ilerleniyor kaygısı taşısa da yazı dizisini tamamladığında ciddi bir sinema bilgisi tortusuna sahip olacaktır. Burada tortu dememin nedeni şu: Her ne kadar genel bir kanı ve bilgi edinilse de, bu yazı dizisini okuduğunuzda onlarca sinema kitabı okumuş gibi olunmayacaktır. Bu nedenle okuyucu ne az öğrendiğinden ne de hızlı akıştan dolayı ne yazarı ne kendini sorgulamamalıdır.