bildirgec.org

aRRoGaNTe HoMbRe

11 yıl önce üye olmuş, 47 yazı yazmış. 2784 yorum yazmış.

Kalkaneal Epifizit Topuk Sever

aRRoGaNTe HoMbRe | 31 July 2007 15:38

Sizlere çok fazla kişinin haberdar olmadığını tahmin ettiğim bir hastalıktan bahsedeceğim.

sever
sever

Hastalığın adı Sever. Benim de küçük yaşta yaşadıgım bir problem. Bu aralar topuk ve ayak bileğimde ağrılar hasıl oldu ve aklıma küçükken yaşadığım bu problem geldi.

topuk
topuk

Sever rahatsızlığı gelişim çağındaki çocuklarda gözlenmekte. Spor aktivitelerinden sonra topuk bölgesinde yaşanan şiddetli ağrılar ile kendini belli eden daha çok 8-15 yaşları arasında ve sıklıkla erkek çocuklarda rastlanan bir hastalık.

Ben de ortaokul döneminde yaşamış ve 1 dönem raporlu olduğum için beden eğitimi derslerine girememiştim.

hanımefendi, afedersiniz..!

aRRoGaNTe HoMbRe | 30 July 2007 10:18

Eski bir otobus anisidir okuyacaklariniz, bir arkadasimin yasadigi ve bana anlattigindan beri gunlerdir olur olmaz her yerde, aklima geldiginde tekrar tekrar gulme krizine girdigim, insanların deli galiba, yaklasmayalim fazla.. bakislarina maruz kaldigim.

otobus
otobus

Körüklü Istanbul otobusumuz, yine tiklim tiklim gunlerinden birini daha yasamaktadir. Insanlar balik istifi, birbirine sıkı temas halinde seyir etmekteyken, körügün ordan bir bayanin aci feryadi duyulur otobusun en uzak kosesinden dahi. Kadin bir adama bagirip cagirmaktadir ” Terbiyesiz, ahlaksiz adam. Sen ne yaptigini saniyorsun! “ Belli ki adamin elle tacizine ugramistir. Butun yolcular ayaklanir, meraklı bakislar hep körügün oraya toplanmistir. Kadinin bagrislari devam ederken, yüzsüz adam tek kelime etmeden oylece durmaktadir.

tacizci
tacizci

Kisa bir sure sonra otobus duraga yanasir ve biyiklari dudak kenarlarindan asagiya sarkan, kalin kasli, siyah sacli, sert bakisli soforumuz, el frenini cekerek butun heybetiyle olay mahaline dogru hareketlenir. Kalabaligi yara yara koruge ulasir. Merakli bakislarin merak katsayisi daha da artmistir. Cogunlugun tahmini yüzsüz adamin cezasini bulacagi yonundedir. Sofor tacize ugrayan bayana yonelir ve efsane cumlesini soyler : ” Hanımefendi afedersiniz, götünüzü mü ellediler? “. Butun otobus gulme krizine girer, bazilari gulmekten yerlere duserler, kimisi karnina giren derin sancilar yuzunden hem aci cekmekte hem gulmeye devam etmektedir. Kadin daha da sinirlenir ve yardimsever sofore okkali bir tokat vurup : ” Evet götümü ellediler, ayııııı…! “ der. Sofor saskinlik icinde doner ve direksiyonun basina giderken, bir yandan tokat yedigi yanagini oksar, bir yandan da kendi kendine soylenir : ” Bu millete iyilik de yaramiyor mina koim..! “

Kahramanlar Otobüsü (heroes turizm)

aRRoGaNTe HoMbRe | 26 April 2007 16:10

Saat gece bir bucugu yeni gecmişti. Otobus mola yerine vardı ve o bildik anons yapıldı tum yolculara. ” Ihtiyac molası, lutfen yarım saat sonra tekrar yerlerimizde olalım.” Otobusten inip inmeme konusunda tereddüt yaşıyordum. Halbuki moladan once ne guzel de uyuyordum. Ustelik kıçımı sıgdırmakta zorlandıgım o dar koltukta. Önümdeki bıyıklı, iri yarı, horuldak amca koltugunu arkaya yani kucagıma yatırmışken üstelik . Uyuyabilmek icin uzun sure ugraşmıştım ve adının Abdullah oldugunu ogrendigim muavinin anonsu, yaklaşık bir saat süren ama uzun uğraşlar sonucunda dalınmış o güzel uykunun, o güzel rüyanın bittiğini söylüyordu. “Hay bin kunduz” dedim icimden. Yanımda oturan adam, dönüp bana oyle bir baktı ki, o lafı icimden söylemediğimi anladım. “Kunduz mu?” diye sordu ve devam etti “Hem de bin tane”. “Evet” dedim, “Kunduz, zoruna mı gitti?”.

Yüzüme Sıçrayan Kan Zerrecikleri (+18)

aRRoGaNTe HoMbRe | 03 April 2007 15:36

kan zerrecikleri
kan zerrecikleri

Yagmurlu bir gundu. İstanbul’un barajlarini dolduracagi soylenen 2-3 gunluk saganak sonunda tesrif etmisti. Trafigin yogun oldugu bir noktada, karsidan karsiya gecmek icin trafik isiginin yalniz benim icin yesil yesil bakmasini bekliyordum. Ama bu bekleme suresi, tahminimin ustunde seyretmekte idi. Belki de onumden gecen 20-25 aracin, kaldirima yakin bolumdeki kucuk su birikintisine girip, beni camurlu suyla bastan asagi yikayip yikamama konusundaki kararlarini beklerken yasadigim stresti zamani uzatan. Uzun bekleyisim sona ermek uzereydi ki bir taksinin hizini artirdigini farkettim uzaktan. Trafik isiklarina yaklastiginda, kucuk bir manevrayla kaldirima yaklasarak, o su birikintisinin tamamini kaldirmayi basardi. Artik kizgin ve cok islaktim. El kol hareketleriyle de destekledigim kufurlerimi, ardi arkasina savurmaya basladim. Agzimdan bana hic de tanidik olmayan, kimseden daha once duymadigim kufurler dokuluyordu. Okuz faaliyetini tamamlayan taksi soforu, yasadigi hazzi arttirmak icin, dikiz aynasindan ardinda biraktigi manzarayi izliyor olacakti ki, ani bir frenle durdu. Bu firsat kacmazdi. Bir solukta yanindaydim soforun. Yasanan bagris cagristan sonra yuzume sicrayan kan zerrecikleri, bana agiz dalasinin sona erdigini fisildiyorlardi. Elimdeki pompalinin ucunda tuten duman, onumdeki soforun artik pek secilemeyen yuzu, taksinin camina yapisan beyin parcalari herseyi acikliyordu zaten. Yuzumdeki kani ve et parcalarini temizlerken, soforun gozlerine son bir kez bakmak istedim. Fakat yerlerinde degillerdi. Sirtimi dondum ve g.i.i.t tim..

Daha Güzel Bir Dünya İçin

aRRoGaNTe HoMbRe | 09 March 2007 14:44

Doğru yönü seçmek bu kadar zor mu?
Doğru yönü seçmek
bu kadar zor mu?

Bu hayatta insanların daha mutlu ve huzurlu yaşamalarını sağlamak için yerine getirilmesi ya da dikkat edilmesi gereken çok da fazla kriter yok aslında. Hem sayı olarak hem de zorluk derecesi olarak..

Peki ne bunlar? Adalet, mantık, saygı, hoşgörü, dürüstlük. Bu kadar ya! Neden yok peki bu kavramlar hayatımızda ya da neden azlar? Ve bunları düşünüp düşünüp deli olan, kafayı yiyen tek ben miyim diye soruyorum kendime.