bildirgec.org

admin

11 yıl önce üye olmuş, 1894 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

OTLU ÇÖREK

admin | 20 March 2011 14:13

İzettin Efendi hayatta ne istediğini bilen, hedefine doğru ilerlerken karşısına çıkan hiçbir şeyin ona engel olmasına izin vermeyen bir insandı. Kafasına koyduğunu yapardı; zaten yapamadığı zaman içi içini yer, bir türlü rahat edemezdi.

İzettin Efendi’nin canı ıslak hamburger çekiyordu.

İzzetin Efendi ıslak hamburger yemeyi kafasına koymuştu
İzzetin Efendi ıslak hamburger yemeyi kafasına koymuştu

Kafasına koyduğunu yapardı. O gün işten geç çıkmak zorunda kalması, yolda otobüsün arızalanması, o soğukta koca yokuşu yürüyerek çıkması, yazar bu satırları yazmaya çalıştığı sırada üst kattaki bebeği güldürmeye çalışan koca koca adamların çıkardığı acu-bucu seslerinin ta beyninin içinde zonklaması, kestirmeden gittiği yol üstündeki otlu çörekçinin vitrinindeki nefis otlu çöreklerin çağrısı, hiçbir şey ona engel olamazdı.

İzettin Efendi yoluna devam etti.

YAĞMURLA GELEN

admin | 20 March 2011 11:36

Yağmur yeni başlamıştı. Daha fazla ıslanmamak için adımlarını daha hızlı atıyordu. Şemsiyesi yoktu. Almamıştı. Pek çok insan gibi o da şemsiye taşımayı sevmiyordu. “Yanına şemsiyeni almazsan işte böyle olur, simdi ıslan bakalım.” diye kendi kendine söylendi. Sırtından içeriye doğru buz gibi bir yağmur tanesi süzülüyordu. Bu yağmur tanesinin içine girmesiyle elinde olmadan ürperdi. “Dondum…” diye söylendi.

Yedek anahtar kapının yanında,yerde…

admin | 20 March 2011 09:35

Madem uyandın artık gitmem, dedi…

Canım annem. İyiki varsın. Sen olmasan’la başlayan bir tek cümleyi kurmak yüreğimi paramparça etmeye yetiyor.Bugün ilk defa evdeyim. İlk defa yapılacak onca şey var diye düşünmedim. Hazırlamam gereken dosyaya bakmadım bile. Madem haftasonu, arkadaşlarla sahil manzarası eşliğinde, yurtdışındaki en aziz dostum olan türk kahvesini yudumlarım diye hayal dahi etmedim… Hastaydım ve yataktan çıkmam uzun sürdü.
Aaaaa uyandın mı? diye sordu gülyüzlüm. Yemekmi yemek istersin önce, bir bardak sıcak çay mı?
-Bende Nazan’a gidiyordum nerdeyse. Dışarda karşılaştık. Çaya davet etti. Madem uyandın, gitmiyorum. Karşılıklı içeriz…
Gülümsedim. Meğer ne kadar çok yalnız bırakıyormuşum seni, diye geçirdim içimden.
-Hayır anneciğim. Tabiki gidiyorsun. Zaten hep evdesin. Gitte iki çift lafın belini kırın. Hem sonra akşamki tiyatro oyunu için iki bilet var çantamda. Birlikte izleriz,başbaşa (göz atıyorum)
Gülümsüyoruz…

Nüfus Memurundan Kısa Kısa Notlar:

admin | 19 March 2011 23:17

Konu: Seçimde oy kullanmak istiyorsanız dikkat edilmesi gereken olay.

Adres kayıt işlemlerinin sorunsuz olarak yürütülmesi için tüm Nüfus Memurları seçim gününe kadar, cumartesi ve pazar günleri çalışacağız.

Adresinde problemi olanlar seçimde sorunsuz oy kullanmak istiyorsa lütfen acele etsinler.

Mernis Kayıtlarında adresi olmayanların seçmen kağıtları çıkmamakta ve oy kullanamamaktadırlar. Bu sorun geçmiş seçimlerde bir partinin liderininde başına gelmişti.

detaylı bilgi için http://www.nvi.gov.tr

  • Bir sonra ki yazacağım konu:
    Benim evimde bir başkası görünüyor? Ne yapmalıyım? Her gün evime icra kağıdı geliyor ve ben bu kişiyi tanımıyorum 🙁

yaşama bağlayansın, ey aşk!

admin | 19 March 2011 16:43

Yerimden kalkmadan çalışıyorum. Uslu bir çocuk gibi bir yanım masum…

Su almaya gidecek halim yok. Kafam çatlıyor ağrıdan yine, boğazım da ağrıyor. Üstelik başım da dönüyor ki, sana söylemedim, çünkü sebebini bilmiyorum.

Neyse bir iki güne hepsi geçer… Sen bana en zor zamanlarımda usanmadan sevgiyle baktın. Bunlar unutulmaz birtanem.

Oysa ilk tanıştığımız sıralar, yanıma yaklaştırmamak için ne çok uğraştım seni. Ne boş bir uğraşmış, kendime kötülük yapmışım seni yaklaştırmamakla. Nasıl mutlu olacağımı bilmiyormuşum ki…

Abes..

admin | 19 March 2011 14:43

“Benim mafyayla arkadaşlıklarım oldu,dostlarım var kardeşlerim var! Amma asla ve asla öyle eroincilerle falan filan ilişkim olmaz arkadaş! Evet haliylen vuran kıran biriyimdir, insana bişey olsun istemem, kadınlarımı da zaman zaman incittim ama aslında çok yufka yürekliyimdir..”

Bu sözleri Tatlıses 2000 yılında bir tv programında Ali Kırca’ya söylemiş..
Adam, hem tok sözlü hem hoyrat.
Nükte düşkünü mü? diye düşünüyorum.
Mikrofonundan olağanüstü bir ses yükselirken diğer yandan beylik yargıları ile insanı çileden çıkaran bir yavan, yaban..

yalnızlık üstüne

admin | 19 March 2011 12:43

Yalnızlıkla nasıl baş edilir sizce…İnsan yalnızlığını atlatmalı ama ne şekilde bunu bulabilmek çok zor işte.Aile,arkadaş,eş,çocuk yada kim olursa olsun çoğu zaman yalnızlığınıza çare olmazlar.Yanında seninle olmaya çalışırlar ama zamanla o kadar uzaklaşmışındır ki o insanlardan kendini kalabalıklar içinde yapayalnız bulursun.
Anlatamazsın çünkü bilemezler anlayamazlar.”Seni anlıyorum haklısın üzülme”Derken bile aslında ne kadar yabancı olduklarını anlatırlar bir şekilde.
Samimi değildir,teselli amaçlı söylenen sözlerdir. Bilirsin ama kalp kırmamak için dinler ve susarsın.Bu şekilde yalnızlığı daha da büyütürüz aslında.

JAPONYA’DAN TÜRKİYE’YE BEYİN GÖÇÜ

admin | 19 March 2011 09:17

Telefon kuyruğunda bekleyen felaketzede Japonlar
Telefon kuyruğunda bekleyen felaketzede Japonlar

Günlerdir felaketin etkilerinin sürdüğü Japonya çok ağır badireler yaşıyor. Azimli, gayretli, çalışkan bir millet dünyanın gözleri önünde yavaş yavaş kaosa sürükleniyor. Kaos kelimesi şuan için erken bir tabir, hattı zatında mevcut durum, feci bir deprem ve ardından gelen tsunamiyle yaşanılamaz hale gelen yerleşim yerlerinden kaçan insanlar düzeni bozmadan yaşamaya devam ediyorlar. Bir bakıyorsunuz benzin kıtlığından dolayı benzilikte 10 lt benzin alabilmek için kuyruğa giren insanlar düzene saygılı. Bir yanda telefon yetersizliğinden mevcut 3-5 telefonu kullanıp yakınlarıyla iletişime geçmek zorunda olanların telefon kuyruğundaki sabır ve metanetleri inanılmaz.

Geçmişe Olan Özlem

admin | 18 March 2011 20:55

Ah Küçük Dünyam
Ah Küçük Dünyam

Geçen gün eski dolabımı karıştırırken bende önemli hatırası olan eski, kırmızı ve birazda çatlamış topacımı gördüm. O an cocukluğum bir holywood filmi gbi gözümün önünden geçti. Komşularımızın top oynarken kırdığımız camlarının parçları, ev sahibinin bahırışları, annemin kulağımı yerinden çıkarmak istermişcesine çekişini, saklambaç oynadığımız tenha ve bi o kadarda karanlık asfaltsız sokaklar ve daha neler neler… 12 yaşımdan beri gözyaşıyla sulanmayan gözlerim bir anda dere yatağına döndü. Aslında insan ne istediğini bilmeyen aciz bir yaratıktan başka bir şey değildir. Kışken Yazı, Yazken Kışı İsteriz. Çocukluk da böyle birşey. Hani her bayramda söylediğimiz bir söz vardır ” Nerde o eski bayramlar”diye. Oysa Değişen Bayramlar değil benliğimizin ta kendisidir. Şu varki çocukluk insanların yaşamlarında ki en büyük özlemlerden biridir. Ama ne yazık ki çaresi olmayan tek şeyde bu özlemin giderilmesidir. Ve keşkelerle geçer ömrümüz keşke deriz keşke hiç büyümeseydik hep çocuk kalsaydık annemz tarafından çekilen kulaklarımız kopsaydıda hep çocuk kalsaydık. Oynarken düşüp kanattığımız dizlerimiz hep kanasaydıda hep çocuk kalsaydık…

aşk ve bir saat

admin | 18 March 2011 17:55

Sen bana iyi geleceksin, biliyorum.

Hep iyi geldin. Bütün metabolizmam bugün enteresan çalışıyor sanki. Olur ya, öyle. Haksız etmeyeyim bedenime ama diğer günlerle aynı olmadığını hissediyorum.

Sen gel ki, iyileşeyim. İyi olayım. Hasta değilim ama olsun. Daha dinç olurum. Örneğin karnımda ağrı nedeniyle sadece oturup kitap okuyabilirim bana kalsa. Ama biliyorum iş bitirmem lazım, bunun için de kesinlikle enerji lazım.

Bir saat dahi olsa ben eminim daha iyi olurum. Güne yeniden başlamış gibi olacağım. Gözlerimin içi gülecek. Sen bana sarıldığında ne iş kalacak ne sorumluluk ne de yapmam gereken listeler…