bildirgec.org

bu fırtına durulur mu, benden adam olur mu?

x.y | 04 August 2005 11:02

x benden adam olacağına karar vermiş herhalde.bugün de masalara tırmanıp kendimi rezil ettim.insanın kendini 300 kişiye güldürmesi ayrı bi ferahlık veriyo .x’in ferahlıkla ilgili bi yazısı var mıdır acaba? Xle daha ne kadar şarap içip bunalabiliriz acaba.

şu dizi aslında sinirlerimi bozuyor.çünkü işler ne kadar kötü olursa olsun burda olabileceği kadar kötü olmuyor ve onların kötülerine bile hasıl olamamak da bende bi miktar hazımsızlık yaratıyo, ne yalan söyliyim. X diyor ki yalan benim gotume yuva yapmış..yapsin…

X’in kuş yuvası gibi bi tokası vardı lisedeyken..bi de peter pan botları..komik kızdı vesselam..en azından kel kafalı,koca götlü ve riyakar değildi.

Gillette Blue 3 ile Japon Kale Turnuvası

giovannigogo | 09 June 2009 10:03

Japon Kale artık başladı!!
Japon Kale Artık Başladı!!

Efsane futbol oyunu Japon Kale, Gillette Blue 3 ile başladı. Herkesin çocukluğunda en az bir kere oynadığı Japon Kale oyunu artık internette.. Yüzde yüz Türk kurgusu olan oyunda her kullanıcının kendisine ait bir kalesi bulunmakta, bir yandan rakiplerin kalelerine gol atmaya çalışırken bir yandan da kalenizi korumanız gereken oyunda, ödüller de konsepte uygun seçilmiş; 1 kişiye premium kombine, 3 kişiye normal kombine, 1 kişiye İspanya seyahati ve Barcelona’nın bir maçı için Neu Camp’a bilet ve 6 kişiye de Play Station 3 verilecek kampanya 6 hafta sürecek. SesliHarfler tarafından hazırlanan proje, farklı kurgusu, eğlenceli içerikleri ve viral videoları ile görülmeye değer olmuş. www.gilletteblue3.com/japonkale

Çocuğumla Oynamak…

firatocal | 31 July 2010 13:28

Çocuğumla oynarken çocuk olmak… Oyunların ve oyuncak ların büyülü dünyasında kaybolmak … Oğlum Rüzgar’ım ile birlikteyken hissettiğim duygular bunlar… Onun dünyası, hiçbir kısıtlayıcı kuralın olmadığı , yaşamın gülücüklerden ibaret olduğu bir harikalar diyarı…

Rüzgarımla oynarken kaybolduğumu ve bulunmayı hiç mi hiç istemediğimi fark ediyorum… Kalbi duran ve belli bir süre öylece yatıp tıbben ölü sayılan, sonra yeniden hayata dönenlerin anlattıklarını hatırlıyorum… Bir müddet tünelde ilerlediklerini , sonunda beyaz bir ışığın onları beklediğini , ışığa doğru ilerledikçe , tüm dertlerinden ve acılarından uzaklaştıklarını ve mümkün olsa bir daha geriye dönmek istemediklerini anlatıyorlardı… Sanki onlar da benim gibi , sonsuza dek kaybolmak ve bir daha bulunmak istemiyor gibilerdi… Başka bir alemin , bedenin zincirleri boşaldıktan sonra hissettirdikleriydi bunlar…

Ben de Oğlum Rüzgar ile oynarken anlatılan duyguların aynısını , sanki başka bir alemi yaşarcasına , engelsiz ve dur duraksız hissediyorum… Hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi görmüyor , aklımın mantık zincirlerinin boşalmasıyla birlikte var olan kuralları tanımaz hale geliyorum…

Oğluma sarılıp , kokusuyla saatlerce mest olmayı , yanı başında uykuya dalıp , bilinmez bir zamanda ve faili meçhul bir yerde , günlerce , haftalarca hatta aylarca sonra uyanmayı diliyorum…

the poe toaster, martel ve ırak savaşı

pagan | 01 June 2004 09:22

poemalumunuz, edgar allan poe’nun 100. ölüm yılında, 1949 yılında doğumgününün (19 ocak) ilk saatlerinde tıpkı poe gibi simsiyah giyinmiş, beyaz atkılı, beyaz saçlı bir kişi poe’nun mezarına 3 tane kırmızı gül ve yarısı içilmiş martel marka bir konyak şişesi bırakıyor.. bu ayin 54 yıldır devam etmektedir. esrarengiz ziyaretçi 1993 yılında “the torch will be passed” diye buyururlar, daha sonra ziyaretçinin oğlu bu geleneği sürdürmektedir diyorlar.

Başbakan’dan bir fırça da, CANDAŞ ve YOLDAŞ’lara…

| 28 May 2010 15:03

Sayın Başbakan artık öyle bir duruma geldi ki, olumlu eleştirilere bile tahammül edemiyor. Sadece kendi kararlarının doğru olabileceğine inanmak ve düşüncelerini belirtmeye çalışan diğer insanları ve kurumları adeta düşman olarak görmek, sıradan bir yönetici için bile önemli bir sorundur…

Sayın Başbakan, meclis çalışmalarında diğer partilerden gelen önerileri, bırakın dikkate almayı, duymak bile istemiyor. CHP, MHP, BDP, hepsi kötü. Kendisini ve partisini eleştiren basın düşman, kendisinin hoşuna gitmeyen kararlar verebilen yargı organları hasım…
Bir tek, haklısınız Başbakanım, Allah uzun ömürler versin Başbakanım, çok yaşayın Başbakanım, emredersiniz Başbakanım’dan başka bir şey söylemeyen, o cesaretten yoksun yağdanlıklar iyi ve hoş insanlar…

hata 404

| 02 July 2010 09:55

arkadaşlar. bir dosyayı açarken eğer internet explorer hata 404 yazıyor. ise bu dosyanın açılmadığına işarettir. korkulacak veya heyecanlanacak bir şey yoktur. hata 404 bağlanamama demektir. kolay gelsin…

Dünyanın Tüm Sabahları; Tous les matins du monde (1991)

queennothing | 09 January 2011 14:26

Yazar Pascal Quignard’ın romanından uyarlanan sinema filmi “Tous les matins du monde” (All the Mornings of the World – Dünyanın Tüm Sabahları), 1991 senesinde vizyona girdi. 1943 senesinde dünyaya gelen ve 29 Ağustos 2010 tarihinde hayatını kaybeden Fransız Sineması’nın usta yönetmenlerinden Alain Corneau‘nun yönetmenliğini üstlendiği film, Berlin Film Festivali ve Fransa’da düzenlenen Cesar Ödülleri’nde oldukça ses getirdi ve Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Yabancı Film Ödülü’ne aday gösterildi. Filmde Fransız aktör Jean-Pierre Marielle, Gérard Depardieu, Anne Brochet, Jean-Claude Dreyfus ve 2008 senesinde hayatını kaybeden Guillaume Depardieu rol alıyor.

Sainte Colombe, bir müzik dehasıdır. Çellocu ve besteci olan Sainte Colombe, kaybettiği eşinin acısını içine gömerek iki kızıyla birlikte sessiz ve sakin bir yaşam sürdürebilmek amacıyla çiftlik evine taşınır. Müzikten hiçbir maddi beklentisi olmayan Colombe, birgün kapısına gelen ve ısrarla öğrencisi olmak isteyen genç bir kadın ile müziğin kendisi için ne manaya geldiğini bir kez daha keşfedecektir.