bildirgec.org

Site arşivi: hafif

Şimdi Ölmek Zamanı; Wilbur Smith

queennothing | 14 October 2012 14:19

Kitapçıya gittiğinizde, ‘Bestseller’ bölümünde Stephen King, Agatha Christie, Dan Brown gibi isimlerin yanında bir başkasını daha görürsünüz; Wilbur Addison Smith.
9 Ocak 1933 tarihinde Zambiya, Güney Afrika’da dünyaya gelen Wilbur Smith, hayata ölümcül bir hastalıkla başladı. 1,5 yaşındayken beyin humması (ansefalit) teşhisi konulan Smith‘in iyileşmesi, ailesi için sürpriz oldu ama esas sürpriz, akıl sağlığının da yerinde olmasıydı; zira beyin humması, kişinin zekasında geriliğe yol açabiliyordu.
3 yaşına gelen Wilbur, 10 futbol sahası büyüklüğündeki ağaçlıklı bölgeyi oyun alanı bellediyse de her daim çekindiği babasının küçük Smith üzerindeki baskısı, oyun alanını dar ediyordu.

Şeytan bunun neresinde?

NuMB | 03 October 2012 20:20

Gecenin bir yarısı insana paranoya zerk ediyor bu meraklı olma sanatı. Evet, meraklı olmak da bir sanattır ve diğer sanatlar gibi tam olarak ne için olduğu bilinmez.

Yıllarca üzerinde tartışılarak kafamızın ütülendiği, sanat toplum için mi, sanat birey için mi, sanat sanat için mi tartışmalarının, bir de sanat Satan (ing: Şeytan) için mi boyutu var. Nerden mi var? Bu yazı bunu anlatır, hatta konuyu dağıtıp yer yer toparlayamayarak kafasına göre takılır.

Sanat kelimesinin “nat” hecesini ters çevirirseniz, Satan oluveriyor. “Olsun, ne var ki bunda?” denilebilir. Birçok kelimeyi evirip çevirerek anagramlar oluşturulabilir, yeni kelimeler üretilebilir ve buna “sadece tesadüftür” denilebilir. Hatta böyle demek aklıbaşındalarca çok daha makuldür. Ama, biraz aklım başında olmasın lan diyerekten kurcalayınca gecenin bu vakti, insan ister istemez, “ya tesadüf değilse” diye soruveriyor kendine. Velhasıl, merak sanatı başa bela…

KIYAFET

akoni | 02 October 2012 17:16

İnsanların giyinme tarzını iklim, töreler, moda veya din inançları gibi çeşitli öğeler etkileyebilir. Çünkü giyinmenin tek işlevi insanı soğuktan veya sıcaktan korumak değildir. Giyim, aynı zamanda insanların, yaşına, cinsiyetine, toplum içindeki yerine, önemine, felsefesine ve din idealine göre ayrımına olanak veren toplumsal bir olgudur. İnsanın sırtındaki giyecek onun kadın mı, erkek mi, zengin mi, yoksul mu, asker mi, sivil mi, yargıç mı, avukat mı, itfaiyeci mi, polis mi olduğunu belli eder. Giyim yoluyla insanlar toplum içinde bir yer tutmaya, başkalarının ilgisini çekmeye veya kendilerini başkalarına kabul ettirmeye çalışırlar.

Başlangıçta, giyimin bugünkü gibi toplumsal işlevi yoktu. Sırf soğuktan korunmak için hayvan postlarına sarınan insanlar zamanla kumaş dokumayı, deri tabaklamayı, yün örmeyi öğrendiler. O zamanlar tam veya yarı çıplaklık da toplum için hiç kuşkusuz bir sorun sayılmıyordu. Eski vazoların üzerindeki desenlerde Minos sanatının heykelciklerinde görülen Giritli kadınların belden yukarısı çıplaktı.

Stanley Kubrick

queennothing | 01 October 2012 11:38

26 Temmuz 1928, New York, Amerika doğumlu Stanley Kubrick, gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerden biri olma özelliğini taşıyor. Gertrude Nee Perveler ve Jacques Leonard Kubrick’in oğulları olarak Manhattan Hastahanesi’nde dünyaya gelen Kubrick, küçük yaşta babası sayesinde caz müziği aşığı olmuştu. 1934 senesinde, Kubrick 5 yaşındayken doğan kızkardeş Barbara ile aileye bir üye daha eklendi. Müziğe özel bir ilgisi olduğuna inanan Avusturya kökenli Kubrick, davul çalmaya başladı ve geleceğini, profesyonel davuculukta görüyordu. Babasının hediye ettiği fotoğraf makinesiyle dikkat çekici kareler yakalayan Kubrick, yine babasından öğrendiği satranç sayesinde davulcu olmaktan vazgeçti. Okulda fizik dışındaki derslere ilgisi olmadığı gözlemlenen genç adam, okulu bitirir bitirmez zamanını fotoğraf çekmekle geçirir oldu. Bir miktar para karşılığında, yakaladığı kareleri satmayı başaran (New York Daily satın aldı) Kubrick, satış rakamları oldukça yüksek bir dergi olan Look‘un kadrolu elemanı oldu. 4 yıl boyunca Look çatısı altında dünyayı dolaşan Kubrick, 20 yaşına geldiğinde ilk evliliğini gerçekleştirir. 28 Mayıs 1948 tarihinde Toba Metz ile dünyaevine giren Kubrick, Greenwich Village’a taşındıktan sonra New York’ta ikamet eden Museum Of Modern Art‘ın daimi takipçisi haline geldi ve gösterimi yapılan filmleri aralıksız izledi. Zamanla tutkunu haline geldiği filmler, Kubrick’i bambaşka bir yöne doğru çekmekteydi; yönetmenlik.
Arkadaşlarıyla birlikte biriktirdiği parayla, günlüğü 25 dolar olan bir kamera sistemi kiralayan Kubrick, profesyonel sinemacılığa girişini şöyle özetliyor;

Neden Şişmanlıyoruz

duygu035 | 30 September 2012 17:15

Kilo alımı zaman zaman her insanın, özellikle kadınların kabusu olmuştur. Kıyafetlerimizi denerken dar gelmesini kabullenememek, pantolonumuzu giyerken zorlanmak, aynaya baktığımızda farklı birini görüyormuş hissine kapılmak, açık iştahımıza rağmen yediklerimizin kalori hesabını yapmak çok sevimsiz ve tatsız bir durum.Günlük yaşamamızda beslenirken en çok yaptığımız hataları sıralayalım;

1- Enerjisi yüksek besleyici değeri az olan besinleri tercih etmek sık olarak bu tür yiyecekleri tüketmek en çok yapılan beslenme hatasıdır. Yüksek yağ içerikli beslenmenin besin tüketimini arttırdığı bilinmektedir.
2- Çayı, kahveyi şekerli içmek, çikolataya, gofretlere, alkollü içeceklere hayır diyememek, kızartmalara bayılmak, mayonezi, hamur işlerini masamızdan ve aklımızdan hiç eksik edememek kilonuza kilo eklemekten başka hiçbir işe yaramaz.
3- Yapılan en büyük hatalardan biri öğün atlamaktır. Böylece kişi bir sonraki öğünde doymak bilmez ve atladığı öğünden çok fazlasını yemiş olur. Öğün atlama kan şekerinin düşmesi, kabızlık, baş ağrısı ve metobolizmanızın yavaş çalışmasına neden olur. Bu durum sağlığınızın bozulmasına yol açar.
4- Gün boyunca yeterli su içme alışkanlığının olmaması başka bir hatadır. Günlük alınan su miktarı azaldıkça vücutta depolanan yağ miktarı artar. Az su içildiğinde, vücut kendinde bulunan suyu tutmaya çalışır. Su yediklerimizin sindirilmesi ve emilmesi için gereklidir. Az su içmek kabızlığa sebep olurken, kabızlık da kilo artışını etkileyen bir bozukluktur.
5- Hızlı yeme alışkanlığı, tıka basa yemeği doldurmak, çiğnemeden yutmak sık yapılan yanlışlardandır.
6- Aldığımız her 7 kalori fazlalık 1 gram yağ depolanmasına neden olur. Günlük almamız gereken kaloriden 250 kalori fazla alırsak (1 simit, 1dilim kek, 3 dilim ekmek gibi) ayda 7500 kalori eder bu da ayda 1 kilo almamıza neden olur.

Dünya’da Yapılan Acayip Tıbbi Tedaviler

0xd3za | 24 September 2012 19:30

Sıtma Tedavisi

Birkaç yüzyıl önce sıtma salgın hastalığı dünyanın farklı bölgelerine hızlı bir şekilde yayıldığı zaman, birçok ilaç bu hastalığın tedavisinde kullanıldı. O zamanlar kullanılan en nadir yöntemlerden biri örümcek ağlarından bir tabletti. Bu tabletin etkisinin kanıtı zaten birkaç yüzyıl önce azaldı. Fakat günümüzde canlı örümcek türünden bir ilaç geliştirildi.

Bir Dil Öğrenmek

girlinherpants | 17 September 2012 16:31

Dil öğrenmek bazılarında çok zor bir işdir, zaman gerektirir, biraz para ayırmak gerekir ve ilk selamlaşmalar kısmı atlandıktan sonra çok da kolay bir iş değildir. Benim için ise bir zevk ve bazı farkettiğim özellikler dil öğrenmemi kolaylaştırıyor ve aslında bunlar çok basit ve herkesin işine yarayacak birkaç eylem. Öncelikle kulak alışkanlığı dil öğrenmenin ilk koşuludur çünkü kelimelere, dilin seslerine alıştıkça karşınızdakini anlamaya başlarsınız. Bu size kağıt üzerinde yazılı bildiklerinizden daha fazlasını sağlar.

1) Öncelikle kulağınızı alıştırmak için biraz kelime bilgisine sahip olduktan sonra o dilde yavaş şarkılar dinlemek en iyisidir. Çünkü; romantik ya da temposu düşük şarkılarda uzatmalar vardır dolayısıyla normal konuşma temposundan daha yavaştır ve başlarda anlamanız daha kolay olur. Ayrıca şarkıyı dinledikçe ezberlerseniz bu da dile hakimiyetinizi arttırır.

2) Daha önce Türkçesinden izlediğiniz bir dizinin o dildeki dublajlısını bulun. Öncelikle tamamını anlamasanız bile olayları daha önce bildiğiniz için devamlılığı sağlarsınız bu arada söylenenleri bildiğiniz için bir taraftan da anlamaya başlarsınız ve kulağınızı alıştırmaya başlarsınız.

Pablo Picasso

0xd3za | 03 September 2012 15:04

Pablo Picasso 20. yüzyılın en büyük sanatçılarından biridir. Birçok farklı stil deneyerek dünya sanatını değiştirdi.

Picasso, 1881 yılında İspanya’nın Malaga şehrinde dünyaya geldi. Babası resim öğretmeniydi. Pablo, 10 yaşında babasının öğrencisi oldu ve 13 yaşında ilk sergisini açtı.

MİZAH & KARİKATÜR

akoni | 03 September 2012 11:00

İlk karikatür İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Fakat kelimenin İtalyanca caricatura sözcüğünden türeme olduğunu ve mecazi anlamda abartmak, alay etmek anlamına geldiği bilinmektedir.
Yani karikatürcü ancak yeterince tanınmış kişilerle veya olaylarla alay edebilir. Bunun için, bir yüz karikatürü, tıpkı vücudu büyülten ya da daraltan panayır aynaları gibi, insanı biçimsizleştirir. Tıpkı karnaval maskeleri gibi bazı ayrıntıları da iyice abartır. Hayvanlarla bazı benzeyişler de insanları güldürebilir; zaten bu gözde politikacılarla alay etmek için sık sık kullanılan bir yöntemdir. Karikatür sadece davranışları değil, anlatılan sahneyi canlandırarak bizi güldüren ve biri ötekinin değişik biçiminden ibaret iki desen arasında neler olup bittiğini anlamamızı sağlayan, hayal gücümüzdür. Buna şaka, alay, latife veya nükte denilebilir.

Cennet Meyvesi (Punica granatum)

akoni | 02 September 2012 09:18

Bir söylence vardır; “nar tanelerini dökmeden yiyip bitiren cennete gider,” diye. MÖ. 3200’lerden beri birçok belgede narın adı geçer. Nar Hitit kaynaklarında tahıla dayalı gıdaların yanı sıra önemli bir yere sahiptir. Mitolojik öykülerde de adına sıkça rastlanan bir meyvedir. Anadolu tanrıçalarından “Kubaba“, Yunan tanrıçalarından “Hera” ve “Afrodit“in sembolü, ağacın dalları ise bu tanrıçaların saçlarını taçlandıran birer simgedir.