bildirgec.org

zeus hakkında tüm yazılar

Sen miydin Aşka Secde Ederken Alnımı Kanatan Taş?

admin | 15 November 2009 03:42

Paronayak bir şairin dil sürçmesi sevda…
Zeus’un aşka aç tapınağında bir Meryem gibi bakire gülümsüyor suçum. Aşka inanmayanlara bileniyorum, keskin bir kalem kılığında… Seni işaret ediyor şahadet parmağım.

Ey yüreğime inen en kutsal vahiy, en masum günahımın savunması… Ey, karasularında çocukluğumdaki gibi koşturduğum verimli hüznüm…
Sen miydin aşka secde ederken alnımı kanatan taş?

Kendi yörüngesinde dönen bir Havva idim en fazla senden evveli. Kendine secde eden ateş… Senden evveli yazgısız bir kader, kabulü ret olunmuş bir dua, dilini yutmuş bir kilit iken, cennetin kevserine ulaşmış bir vusl sarhoşuydum seninle her-dem…

troya efsanesi-I

| 05 September 2009 10:16

paris ve helen
paris ve helen

Troya bizim tabirimizle Truva antik kenti Çanakkale Boğazı’nın güneyinde yer alır. Homeros’un ilyada’sında bu hikaye i.ö 750 yılında vuku bulmuştur. Fakat Troya Savaşı’nın bir efsane mi, tarih mi olduğu tam olarak saptanamamıştır. Zeus’a göre Troya savaşı üç güzel kadın arasındaki rekabet mücadelesiyle başlar. Zeus’un karısı HERA, APHRODITE,ATHENA.Bu üç kadının arasında inanılmaz bir kıskançlık vardı.Bir şölende uyumsuzluk tanrıçası Eris elinde altın bir elmayla gelir ve elmaya en güzel kadının sahip olacağını söyler. Bu üç kadın elmanın kendilerine ait olduğunu iddia ettiler. Eris bu işin içinden çıkamayacağını anlayınca elmayı verme görevini Zeus’a aktardı. Zeus bu işin içinden çıkamayacağını anlayınca bu görevi Troya Kralı Priamos’un Oğlu Paris’e devretti. Kadınlar farklı şekillerde Paris’e vaatlerde bulundular. Paris, kendisine en cazip geleni; Aphrodite’nin teklifini yani yeryüzünün en güzel kadınının aşkına karşılık altın elmayı Aphrodite’ye verdi.O dönemde yeryüzünün en güzel kadını Helendi. Fakat HELEN‘ Sparta kralı Menelaos ile evliydi. Üstelik bu evlilik Helen’in diğer taliplerine karşılık Yunan savaşçılar tarafından korunuyordu. Paris kendisini Troya’ya elçi olarak atanmasını sağladı.

TERMESSOS

admin | 07 July 2009 18:26

Antalya’da en az yarım gününüzü ayırmanız gereken bir günü birlik tur önerim var. Zamanınızı hiç boşa harcamış olmayacak, çok hoşnut kalacaksınız. Antalya merkezden yola çıkıp Kepez üstü’nden Korkuteli yoluna 6,5 km gittikten sonra sağda Karain mağarası yol ayrımı, solda ise Güllük Dağı – Termessos Milli Parkı girişi var. Kapıdan sonra ören yeri park sahasına ulaşmak için biraz dönemeçli dar ama asfalt yolla 8,5 km tırmanmalısınız.

Termessos, Beydağları’nın uzantısı olan Güllük Dağı’nın iki tepesi arasına kurulmuş. Deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikte olan ve çok geniş bir alana yayılan kentin Türkiye’nin en eski ve en korunmuş arkeolojik yerleşimlerinden biri olduğu söyleniyor. Kentin ne zaman kurulduğuna ait kesin bir bilgi yok. Ancak eski yazıtlarda Termossos’lular, kendilerinden eski bir Pamphylia kavmi olan Solim’ler diye söz ediyorlar. Bir tür Psidia lehçesi sayılan ve kendine özgü olan bir dil konuşuyorlar. Tarih sahnesine çıkmaları ise Büyük İskender’in kenti kuşatmasıyla, M.Ö. 334 tarihinde oluyor. İskender’in bu cesur halka dokunamadığı, kalelerinde bıraktığı ve Anadolu’nun içlerine doğru yürüdüğü yazıyor. Kuşatıp da alamadığı tek yer olarak biliniyor.

Wonder Woman ve dahası, hadi canım !

mnc | 09 March 2009 08:00

Duyduk ki Wonder Woman animasyon filmi varmış bu sene yayınlanmış, feminizm konularında ağırmış. Pek Türkiye’de yayınlandığını hatırlamıyorum, ara ara bazı çizgi filmlerde konuk karakter olarak bazen belirdiğini falan hatırlıyorum Wonder Woman’ın.
Oralara falan bakarken birde gördük ki birde 2011 yılında filmi geliyormuş, esmer süper kahramanımızı canlandırmak için Sandra Bullock, Jennifer Lopez, ve Jessica Biel konuşulan isimler arasındaymış.

Jennifer Lopez’in süper(!) oyunculuğunu düşünürsek pek sevinmezdim doğrusu, Jessica Biel ise fazla sarışın ama koca dudakları ile iyi otururdu =)

Symposion

lounatuqie | 22 October 2008 09:42

Platon‘u okumayan yoktur sanırım. iyi bir çeviriyle okuduğunuzda kendinizi
platon’un yanında buluverirsiniz.Ben Şölen’i bütün eserlerinden ayrı tutuyorum.ele alınan konuyu her konuşmacı farklı açıdan ele alır.Aşka ve sevgiye olan bakışınız her kahramanda farklılaşır ama bu konuşmalarda geçen öyle bir bölüm var ki herkes kendinden birşeyler bulabilir.
İnsanlar başlangıçta dört kollu dört bacaklı yaratıklarmış.Tanrıları öyle kızdırmışlar ki Zeus onları cezalandırmış ve ortadan ikiye bölmüş.Şimdiki halimize dönüşmüşüz.İşte aşkta aradığımız da kaybettiğimiz diğer yarımızmış.
Öyle doğru bir saptama ki!iki parçalık bir puzzle gibi…Bazen uyduğunu sandığımız iki parçanın aslında birbiriyle alakası olmuyor.
bazen diyorum ki:Zeus iyi ki bizi ortadan ikiye bölüvermiş…

Mitolojiyi Türkler de yazar

aktifparanoya | 10 October 2008 10:36

Güzellik tanrıçası Afrodit, adını koymadıkları dağın eteğinde Tanrıların aylık çıkan “Tanrılar ölmez” adlı dergisini kurcalamaktaydı. Sayfaları hızlı-hızlı çevirirken Aşk tanrısı Eros’un makalesine gözü takıldı. Okudukça merakının yerini öfke aldı. Eros’a göre Aşk sadece onun maharetiydi ama Afrodit bundan hiç hoşlanmamıştı. Oysa ki zor durumlarda gelip kendisinden yardım istemekteydi. Ne de olsa altın uçlu oku Minyas adlı ucubede hiç işe yaramamıştı. Ne yaptıysa ona kimse aşık olmamıştı ve Afrodit’ten onu çok yakışıklı yapmasını istemişti. Bunun ardından Minyas zamanın en çapkını olarak ün salmıştı. Eros’un altın çocuğu. Afrodit bu zamana kadar böyle anılmasına kızmamıştı ama bu okuduğu artık sabrını taşırmıştı. Gündüzler hiç olmadan geceler geceleri kovalamıştı. Bu gecelerde ise Afrodit sadece düşünmüştü. Eros’u yaptığına pişman edecek bir planı da bulması hayli zaman almıştı. Eros, reddedilmeyecek kadar yakışıklıydı ve bir kızı istemesi yeterliydi.Afrodit içten içe güldü. Eros’u kendi ateşiyle yakacaktı.Büyü ve kötülük tanrıçası Hetake’yi yanına çağırdı. Hatake’nin çirkinliğini sadece duymuştu ve onu yüzyıllardır kimse görmemişti. İçinin çirkinliği kokusuna ,yüzüne ve tüm vücuduna yayılmıştı. Onun hakkında tek bildiği de buydu. Ondan korkuyordu ama verecekleri kendisini Hetake’ye karşı koruyacaktı.Hetake’nin geldiğini bir saat önceden o iğrenç kokusundan anlamıştı. “Demek ki duyduklarım doğruymuş” dedi içinden.

Şeytan üzerine…

Nodtveidt | 27 September 2008 12:50

Şeytan nedir?

Şuradan giriş yapacağım, merak edenler buyursunlar…

5 element, simya mevzuları.

5. Element ne ola ki? Varlığı bile kesin mi?

Var olduğunu farzedelim… Ama biliyorsunuz, ne idüğü belirsiz bir element bu… Enerji mi manyetizma mı şu mu bu mu…

Doğada bi de kilişe 4 element var. Bunlar fiziksel maddeler su ateş hava toprak felan fıstık.

Bu 5. Element filiminden de hatırlanacağı üzere tamamlayıcı bir madde. Bu olmadan “mekanizma” çalışmıyor.

Örneğin piramitler bu mekanizmayı temsil ediyor, göğe yükselirlerken kare tabanlarıyla. Karenin her noktası bir element. Tepesindeki en son nokta ise bilinmeyen 5.element. Piramidin 4 noktası yerdedir, ama 5. Nokta göğe bakar. Ve beşinci noktanın tepesi keopstan hatırlanacağı üzere altın kaplamadır. Çünkü en kutsal olan, en görkemli olan
O noktadır.

İstediğiniz Şöyle Biraz Pahalı Bir Bilgisayarsa Buyrun

brom4 | 07 April 2008 12:00

İşte size tasarımıyla en pahalı bilgisayar kasaları arasına giren zamazingolar. Intel’s 3GHz E6850 Core 2 Duo CPU, 2GB of DDR 2 hafıza ve 1TB harddisk özellikleri bir yana platinyum kaplama üzerindeki takımyıldızlarının şekillerini pırlantalarla betimlemeleri de hoş olmuş. £375,000 ve üzeri fiyat seçenekleriyle Zeus bilgisayar kişiye özel tasarım imkanları da sunuyor.

Zeus Altarı

tenedian | 01 January 2008 16:23

http://benimilkblogum.blogspot.com/2007/12/gittiim-yerler-2-zeus-altar.html