bildirgec.org

türkiye hakkında tüm yazılar

2009 tarayıcı ve arama motoru istatistikleri

kirpit | 22 December 2009 14:48

bir ziyaretçi istatistik şirketi olan statcounter’dan 2009 küresel tarayıcı ve arama motoru istatistiklerine göz attım, paylaşmak isterim.

ocak – aralık 2009 zaman aralığında internet explorer’ın (versiyon bağımsız) üstünlüğü devam etse dahi pazar payı % 65 den, % 55 e kadar inmiş durumda. firefox ise istikrarlı yükselişini % 27 den % 32 ye kadar getirmiş. google chrome için de 1 yıl süresinde %5 ve yükselen pazar payı hızlı çıkış sayılabilir;

versiyon bağımsız 2009 tarayıcı istatistikleri
versiyon bağımsız 2009 tarayıcı istatistikleri

http://gs.statcounter.com/#browser-ww-monthly-200901-200912

Küçük Bir Sermaye ile İşini Kur

CihanTurK | 21 December 2009 14:31

stok toptan ihraç fazlası ürün
stok toptan ihraç fazlası ürün

Toptan Satış Sitesi

Girişimcilere bir site önerisi; stoktoptan.com.tr

  • Stok Fazlası
  • Sezon Sonu
  • Defolu
  • İhraç Fazlası

Ürünleri toptan alabileceğiniz ihraç fazlası ürünleri alabileceğiniz bir toptan ürün satış sitesidir.

Alıntıdır;
» Tüm ürünler (207)
» Satılmış Ürünler (3010)
» Aranan ürünler (164)
» ACIL SATILIK URUNLER (3)
» BAYAN GIYIM (133)
» CANTA,AKSESUAR (3)
» CORAP, ATLI, ELDIVEN (2)
» COCUK GIYIMI (12)
» EV TEKSTILI (1)
» ERKEK GIYIMI (43)
» IC GIYIM (3)
» JEANS DENIM (17)
» TAKI VE AKSESUAR (11)
» MONT-YAGMURLUK (1)

gibi geniş bir ürün çeşitine sahiptir. Sizde ucuz ürün alıp yani yeni girişimciler az sermaye ile pazarlama işine giriş yapabilirler.

Antalya, 7 ARIKLAR

CihanTurK | 18 December 2009 11:52

7 ARIKLAR
Antalya’nın doğal kliması olarak adladırılıyordu. Antalya eskiden portakal bahçeleriyle dolu bir şehirken mis gibi doğal portakal kokusu varmış. Şimdi ise binalarla ve mazot, kömür kokularıyla dolu.
Antalya bilindiği gibi sıcak ve nemli bir şehir ama eskiden doğal bir klimaya sahipmiş. Şehrin farklı 7 yerinden su geçiyormuş. Bunun sayesinde şehir doğal bir klima sistemine sahipmiş.
Ama şimdi insan ürünü olan teknoloji harikaları klimalar bile antalya sıcaklığına direnemiyorlar.
7 arık şehrin içinden geçtiği için zamanla binalaşmadan dolayı kapanmış ve doğal serinlik kalmamıştır.

Ingilizce, Çince ve Türkçe

webking | 10 December 2009 12:05

Ingiltere, malumaliniz ingilizce’nin vatanı olması nedeniyle, oxford, cambridge vb. semtlerinde bulununan üniversiteleriyle, çeşitli ülkeleri bir yüzyıl boyunca etkisine almış ve sömürmüş tecrübeli bir ülkedir. Bu dış ilişkiler sonucu ingilizce dünya çapında yaygın ve adeta her insanın bilmesi beklenen bir dil haline gelmiştir. Geçen yıl çin’de bulundum ancak ingilizce konuşulan yerlerin sadece batı toplumları olduğunu bir kez daha anladım. Benim konuşmaya çalıştığım hiç bir çinli insan ingilizce’nin “i” sini bile bilmiyordu. Dünyanın 3’te birinin çinli olduğunu düşünürsek en azından %3’ünün de ingilizce bildiğini farzedersek, dünyadaki en azından %30 insan ingilizce bilmiyor demek oluyor, bu sadece Çin’de tabii bunun dışındaki ülkelerde de mutlaka ingilizce bilmeyenler vardır. Bu da daha yüksek bir oran demek oluyor yani o kadar da iyi sömürememişler dünyanın bu kısmını.
Tabii bu devirde para kazanmak veya bir işe girmek isteniyorsa mutlaka ingilizce bilmek gerekiyor, ve çince bilmenizin pek bir yararı yok, ancak çinlilerin hepsi çince bildiğine göre ve bu da dünyada her üç kişiden biri ise, böyle büyük bir kitlenin konuştuğu dili bilmek özellike iş adamları için kesinlikle bir artı olacaktır. Ingilizce eğitimi mutlaka önemli ve yüzünü batıya dönmüş olan ülkemiz bu nedenle ingilizceyi hızla öğreniyor ve ülkemizin ikinci dili kürtçe veya lazca değil, kesinlikle ingilizce olmuş durumda. Bunda tabii Amerika’nın da etkisi yok değil, malum bu ülkede de değişik bir aksanda olsa bile yine ingilizce konuşuluyor. Amerika’nın nüfusu ise ingiltere’ye oranla oldukça fazla ve daha da önemlisi bu iki ülkenin dış işleri çok kuvvetli. Öte yandan sosyalist bir yapıdaki çin tamamen kapalı bir toplum. Bu nedenle çince, ingilizce’nin hızında yayılamıyor.
Ingilizce veya çince bir yana Türkçe ne durumda diye bir bakarsak durumun acıklı olduğunu söylebiliriz. Bizim Türk menşeili olarak bildiğimiz hiç bir ülke Türkçe konuşmuyor. Bunlar tam tersine Rusça’yı gayet iyi biliyorlar, çünkü ticareti Rusya ile yapıyorlar, onlara bağımlılar ve daha az güçlü olan Türkiye’ye ve diline pek bir ihtiyaçları yok. Hatta Kuzey Kıbrıs Türkleri bile Türkçe’yi mümkün mertebe kullanmamaya özen gösteriyorlar. İlginç’tir, para’nın ve dış ilişkilerin gücü burada ortaya çıkıyor ve ülkenin prestiji’de böylelikle tartılıyor.
Türkçe’mizi ingilizceleştirme çabaları da gitgide yaygınlaşıyor tabii, dürümcü; dürümland, kahveler;cafe, eposta;mail, bakkallar;market, siteler;rezidans oldu bile. Bu isim değişikliğini neden yapıyorsunuz diye sorulduğunda ise alınan cevap hep aynı. “Bu şekilde daha çok insan talep gösteriyor, veya daha şık duruyor” şeklinde. Türk dil kurumu bence bu durumu görüp özellikle yeni giren yabancı kelimelerin yerine, Türkçe olanların bir çok varyasyonunun türetmeli ve gençler arasında hangisinin tuttuğunu test edip bunu yaygınlaştırmalı. Malum genç bir toplumuz ve gençlerimiz dil alışkanlıklarımızı oluşturan kişiler, aslında. Ülkemizin içinde, dilimizde ve kültürümüzde yabancılaşma bizim kaçınmamız gereken şeylerin başında gelmeli. Çünkü dilimiz ve kültürümüz çok güzel, diğer ülkelerin görüp te örnek alması gereken düzeyde. Bu konularda örnek alımlar yerine teknolojik konularda bizden ileri ülkelerden faydalınılabilir, o kadar. O da tabii bizim onlardan daha iyi teknoloji üretebileceğimiz düzeye geldiğimizde bitecektir, ki ülkemizin potansiyeli ve zeki insanlarımızın dünya çapında yaptıkları ortada.

Web Wiz Türkiye Açıldı.!

By Anka | 09 December 2009 16:36

Webwizturkiye.com hizmet vermeye başlamış sanırım turkiyenin tek web wiz destek sitesi. Henüz daha yeni açılmış belliki daha forumlar yeni yeni kuruluyor, sitenin görünümüde firma görünümü gibi bayağa kaliteli bişeyler yapıcaklar sanırım…

Google’dan yasaklara son

hhzonki | 05 December 2009 23:56

Bilindiği gibi youtube ve bir çok siteye Türkiye’den girişler yasak ve insanlar birçok alternatif site üzerinden bu yasaklı sitelere girmeye çalışıyorlar. Google bunada en sonunda el attı ve bu sorunu ortadan kaldırdı. Bunu nasılmı yaptı derseniz DNS hizmetiyle bunu sonlandıracak. Detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.

google var ise yasak yok
google var ise yasak yok

google’ın DNS adreslerini bilgisayarınızın ağ bağlantılarım seçeneğine sağ tıklayıp TCP/IP Protocol kısmının gelişmiş ayarlar sekmesinde görebilir ve değiştirebilirsiniz.

google’a ait olan DNS adresleri 8.8.8.8 ve 8.8.4.4 olduğunuda burada belirteyim.

Arabayla Avrupa seyahati ??

JaCaN | 01 December 2009 11:42

Merhaba, 3 arkadaş Türkiye’den Polonya’ya arabamızla gitmek istiyoruz..

Daha önce böyle bir deneyim yaşamış / çevresinde yaşayan var mı?

Mesela,

1-Hangi ülkeler üzerinden gitmeliyiz?
2-Bulgarlar ya da Sırplar gerçekten bizlere karşı katı mı?
3-Geçiceğimiz her ülkeden vize almak zorunda mıyız? (Mesela Macaristan ve Sırbistan AB üyesi değil)
4-Bu vize transit vize mi olucak? (Transit vize böyle durumlar için mi alınır sorunsalı)
5-Kaç saat sürma olasılığı var?
6-Şubatta gidicez, yollarda çok sorun olur mu?
7-Yanımızda yol için neler götürsek?

Şimdiden teşekkürler..

Öğrenci Marşı

admin | 30 November 2009 16:21

Sıralar bilgi edinme yarışı,
Ecdatdan gördük gönülden savaşı,
Nura koşan, can atan Türk genciyiz,
Türkün yer yüzünde yoktur dengimiz,

Şanlı Türkiyem her yören şanla dolsun,
Türkiyemi yüceltmek bize ant olsun,

Soyumuz korku, ürkeklik bilmeyiz,
Öğrenmek hakkımız, görüp öğretmek,
Bu yolda ant içtik hep genç vatandaş,
Durma, yorulmak bilmez her arkadaş,

Şanlı Türkiyem her yören şanla dolsun,
Türkiyemi yüceltmek bize ant olsun,

Öğrendim bilgi götür: ileri,
Kainat bilsin Türkün öz şanını,
Her ilme koşan can atan vatandaş,
Dünyada bizim gibi varmı kardaş,

Şanlı Türkiyem her yören şanla dolsun,
Türkiyemi yüceltmek bize ant olsun.

Avrupa’da TÜRK imajı

massay | 24 November 2009 13:38

Avrupa Birliği’nin tarih itibariyle oluşumunu hatırlamakta yarar görüyorum:

2. Dünya savaşının bitimini takip eden kalkınma döneminde Avrupa’da ihtiyari oluşan işbirliği düşüncesi, başlangıçta Doğu-Batı arasındaki mevcut anlaşmazlıklardan dolayı olumsuz etkilenir.

Yıl 1948.
EEC ( Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü ) kurulur.

Yıl 1949.
Avrupa Konseyi kurulur.
Bu iki platformun kurulmasının ortak nedeni, Doğu bloku ülkelerinin karşı çıktığı Marshall Planı nı uygulamaktır.