bildirgec.org

sydney pollack hakkında tüm yazılar

Amerika’nın yeni ikonu; Tootsie (1982)

queennothing | 02 December 2011 19:04

2008 senesinde yaşamını yitiren usta yönetmen Sydney Pollack‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Tootsie“, 1982 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Larry Gelbart ile Murray Schisgal tarafından yazılan filmde iki Oscar Ödüllü Amerikan aktör Dustin Hoffman, iki Oscar Ödüllü Amerikan aktris Jessica Lange, Oscar adaylığı bulunan Amerikan aktris Teri Garr, Amerikan aktör Bill Murray, 1923 doğumlu aktör Charles Durning, Dabney Coleman, Geena Davis ve Pollack’ın kendisi rol alıyor. Lange’ye En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar Ödülü getiren film, En İyi Film de dahil olmak üzere toplam 9 dalda Oscar adayı oldu. Orjinal süresi 116 dakika olan film, 22 Milyon Dolar ile çekildi.

The Yakuza (1974)

elizabethtaylor | 26 November 2011 17:02

Sydney Pollack‘ın “The Firm”, “The Interpreter”, “Tootsie” gibi yapımlardan biliyoruz. İki Oscar Ödülü sahibi yönetmenin çektiği sinema filmi “The Yakuza”, bir Amerika-Japonya ortak yapımıdır. 1974 senesinde gösterime giren filmin senaryosu Leonard Schrader, Paul Schrader ve Robert Towne tarafından yazıldı. Orjinal süresi 123 dakika olan filmde 1997 senesinde yaşamını yitiren efsanevi aktör Robert Mitchum, Ken Takakura, Brian Keith, 1993 senesinde yaşamını yitiren aktör Richard Jordan ve Japon aktör Eiji Okada rol alıyor. 70’lerin en iyi Amerikan yapımlarından biri kabul edilen film, suç-aksiyon filmi sevenlere tavsiye edilir.

Gelin Benim Olacak – Made of Honor (2008)

padmess | 11 July 2011 10:20

Tom ve Hannah çok yakın arkadaşlardır. Tom, sürekli kısa süreli ilişkiler yaşayıp; bir ilişkiden, aşktan neler beklediğini hala bilmiyorken Hannah var olan ilişkisini evlilik ile devam ettirmeye karar verir. Hannah’ı kaybediyor olduğunu gören Tom, hislerinin farkına varır ve düğüne hazırlık sürecinde Hannah’ın aklını karıştırmak, onu sevdiğine Hannah’ı ikna edebilmek için uğraş verir.

Türkiye’de Gelin benim Olacak ismiyle vizyona giren filmin yönetmenliğini özellikle de Mr. Bean dizisindeki yönetmenliğinden hatırlayabileceğimiz; Paul Weiland yapmıştır. Başrollerinde ise Grey’s Anatomy‘den aşina olduğumuz Patrick Dempsey ile Due Date ve The Heartbreak Kid gibi filmlerden tanıdığımız Michelle Monaghan‘ı görüyoruz.

The Firm (1993)

queennothing | 03 July 2011 23:25

1934 senesinde Amerika’da dünyaya gelen yönetmen Sydney Pollack, kariyeri boyunca 30’dan fazla yapıma imza attı, iki Oscar ödülü kazandı ve 2008 senesinde aramızdan ayrıldı. Yönetmenin 1993 senesinde çektiği “The Firm” (Şirket) adlı eserinde üç defa Oscar adayı olan Amerikan aktör Tom Cruise, Amerikan aktris Jeanne Tripplehorn, iki Oscar Ödüllü aktör Gene Hackman, dört defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktör Ed Harris, Amerikan aktris Holly Hunter, Hal Holbrook, Wilford Brimley, Terry Kinney, Barbara Garrick, Tobin Bell, Jerry Weintraub, David Strathairn ve Gary Busey gibi isimler rol alıyor. 42 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle çekilen yapım, dünya çapında 260 Milyon Dolarlık bir hasılat elde etti. En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Müzik dallarında Oscar adayı olan film, John Grisham’ın kitabından uyarlandı.

The Interpreter (2005)

queennothing | 31 December 2010 12:11

2008 senesinde, 73 yaşındayken hayatını kaybeden Amerikan yönetmen Sydney Pollack’ın yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “The Interpreter” (Çevirmen), 2005 senesinde vizyona girdi. Martin Stellman ile Brian Ward’ın senaryosunu yazdıkları film, 80 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı. Pollack’ın ölmeden evvel yönettiği son film olan The Interpreter’de Amerikan aktris Nicole Kidman, iki Oscar Ödüllü aktör Sean Penn, Amerikan aktris Catherine Keener, Yvan Attal ve Jesper Christensen rol alıyor. Filmle ilgili tuhaf bir ayrıntıyı da vermeden geçmeyelim; Kidman’ın oynadığı ‘Silvia Broome’ rolü, başta Naomi Watts’a teklif edilmiş, ancak aktris, bu rolün arkadaşı Kidman’a daha çok yakışacağını düşünerek teklifi reddetmiş. Kidman ise rolü, senaryoyu okumadan kabul etmiş.

Birleşmiş Milletler Sekreterliği’nde çevirmen olarak görev yapan Silvia Broome, bir suikast tehdidi alır. Durumun ciddiyetini kavrayan FBI’da Silvia’yı korumak için Tobiin Keller adında bir ajanı görevlendirir. Genç kadının bir şeyler sakladığından şüphelenen Ajan Tobin’in hayatı da şimdi suikastçıların hedefidir.

Eyes Wide Shut (1999)

queennothing | 22 May 2009 09:43

Sinema camiasında adı yerlere göklere sığmayan Stanley Kubrick‘in yönetmenliğini yaptığı son sinema filmi “Eyes Wide Shut“, Arthur Schnitzler‘in ‘Traumnoveller’ (Rüya Roman) adlı hikayesinden uyarlandı.

Dr. William Bill Harford, karısı Alice ve kızıyla sıradan bir hayat yaşamaktadır. Alice ile bir gece partisine katılan Bill, partide kendisine ilgi gösteren kızlarla yakınlaşır. Alice ise, kocasından bağımsız, kendisini dansa kaldıran bir adamla oldukça yakın bir ilişki kurarken, daha fazla yakınlaşmayı reddederek, kocasına ne kadar bağlı olduğunu anlatır.
Bill‘in ise farklı bir sorunu vardır, parti sahibinin yatak odasında genç bir kız, çıplak bir halde uyuşturucu komasına girmiştir. Genç kızı hayata döndüren Bill, gecenin ilerleyen saatlerinde karısı Alice ile eve döner.
Sıradan konular hakkında konuşan çift, birden ‘aldatma’ konusu hakkında konuşmaya başlar. Kocası Bill‘i kadın hastalarından kjıskanan Alice, kıskanılma arzusunu açığa vurarak, yıllar önce birlikte kaldıkları otelde, bir ordu görevlisiyle yaşadığı seks fantezisini, Bill‘e anlatır.

Amerika’da bağımsız sinemanın kalesi: Sundance

ekimdusu | 21 January 2009 12:11

Sundance'ın akıllara kazınmış portresi
Sundance’ın akıllara kazınmış portresi

Herkes bilir sinema yedinci sanattır. Yani bir yerde sanatların sanatıdır. Onun bu karşıkonulmazlığı ve gücü, farklı açılardan, değişik biçimlerde dile getirilmiştir. Ancak günümüzde sinemada Amerika hakimiyetine kalmış koca bir dünya ve Hollywood hakimiyetine kalmış Amerika söz konusu. Tabii bağımsız sinemacılar hariç.

Bağımsız sinemada, yüksek bütçeli gişe filmleri, yıldızlaştırılmış isimler, stüdyolar yok. Sinemanın bağımsız yüzü daha çok farklılıkları ortaya koyan, kimi zaman yüksek sesle söylenmesi insanı rahatsız edecek cümleleri bağırandır. İşte bu yüzden bağımsız sinemayı en çok Amerika gibi bir ülkede yapmak zordur. Tabii Sundance Film festivali hariç.

Frank Gehry’nin Çizimleri/Sketches of Frank Gehry

lovesredcloud | 09 July 2008 15:15

Sketches of Frank Gehry, 2005
Yönetmenliğini geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Sydney Pollack’ın üstlendiği başarılı uzun metrajlı belgesel. bu belgesel yönetmenin son filmi.
Filmde dostu ve dünyaca ünlü mimar Frank Gehry’yi konu alıyor. Film Pollock’un kelimeleriyle “ticari dünyada farklı bir şey yaratmak için bir dilim mekan” arayan iki profesyonelin arasında geçen uzun bir sohbet niteliğinde.
Film süresince Gehry’nin tasarım sürecini, çizimlerinin nasıl binalara dönüştüğünü izliyoruz.
Bu belgeseli bu sene istanbul film festivalinde izleme şansına sahip olmuştuk. şayet izlememiş olanlar için istanbul modern’in düzenlediği Tasarımın Üç Hali dizisinin 3. ayağının gösterildiği şu günlerde temmuz ayı boyunca gösterimde olacak.

”intikam ; tembellerin yas tutma biçimidir.”

cebrailiye | 18 March 2006 02:37

”intikam ; tembellerin yas tutma biçimidir.”

koca bir filimden çıkara çıkara bunu mu çıkardım şimdi.
kendi payıma ”evet”. gösterim tarihinin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmiş.her zaman yaptığım şey; ille de 40’ı çıkacak , 52’si okunacak , senesi dolacak ki bir eserin, tadı çıksın.henüz üzerinde dumanları tüten bir filim için yaptığım eleştirileri sonradan ben bile beğenmiyorum. sydney pollack ustaca ekran başına kilitlemeyi başardı yine.hattâ ne yalan söyleyeyim bir sahnede ağladım bile.ben zaten kimselerin ağlamadığı şeylere ağlarım.ha ne anlatıyordum ben ; evet, the interpreter nam-ı diğer çevirmen isimli ingiltere yapımı bir filimden.nicole kidman, çiğ güzelliğiyle the hours’dan aldığım oyunculuk tadını veremedi ,verecek bir durum da yoktu zâten hem durduk yere niye versin kadın canım.
sean penn ise ; gitgide artan yakışıklılığıyla bile başımı döndürmeye yetti.bu adam gençken ne sevimsiz bi’ şeydi ya evet soğuk da gelirdi bana şimdilerde ciddi ciddi yakıcı bir madde hâlini almış off…
yukarıda başlık hâlini almış cümle bir ara nicole’ün ağzından çıktı ve benim için filim or’da koptu.işin yoksa akşam akşam bi’ ton felsefe yap kendinle.tamam kabûl ediyorum ; deli işi. öyleyiz n’olmuş ?