bildirgec.org

suç hakkında tüm yazılar

Looper

emsvizyon | 07 August 2012 13:35

yönetmenliğini Rian Johnson’ın yaptığı film‘in başrollerinde Joseph Gordon-Levitt ve Bruce Willis var. hemen söyleyeyim, postere ve filmin fragmanına baktığımda Joseph Gordon-Levitt nerede diye sormadım değil bir an! herneyse, konuya kısaca değinelim; efenim olay gelecekte ve daha gelecekte geçiyor. gelecekteki bir çete, suç işlettiği insanları geçmişe yollayıp, orada infaz ediyor. infaz memuru rolündeki kişi Joseph Gordon-Levitt, makduller gelecekten gelir gelmez yüzlerini dahi görmeden kafasını uçuruyor ve umursamıyor. ancak bir gün gelecekten kendisi ışınlanıyor ( Bruce Willis ) ve işler değişiyor…. enteresan bir hikaye, fragmanları daha çok şey anlatır, izleyelim;

Suç ortağım zaman!

hurie | 29 December 2011 13:37

Ah zaman sen ne çabuk geçiyorsun da biz hiç hissetmiyoruz. Çabucak geç git diye haykırırken bir bakıyoruz gitmişsin ve kendini özletiyorsun. Çok vefasızsın, sinsisin, kırıyorsun bizi. Hırçınlığınla bir de sen cezalandırıyorsun.

Evet hırçınsın, bir deniz gibi dalgalısın, sağın solun belli değil. Yelkovanın akrebin çakılmış gibi dururken aniden günler, aylar sonrasına götürüyorsun bizi. Adalet mi yaptığın, bizden çaldıklarına ne demeli? Acımasızsında zaten, hadi döndür beni geriye. Kısacık bir dakika sadece, bir kaç saniye yada, döndür hadi hatalarımdan cayayım.Hayır çare değilsin hiçbirşeye, yardım etmiyorsun, ilaç olmuyorsun ama en iyi ilaç zaman diyorlar yine de. Hatalarıma, acılarıma aradığım ortak sensin zaman. Yok ya dilin, sensin işte suç ortağım. Bir gün gelipte tokadını çarpma yine yüzüme. Cahilliğime ver, çocukluğuma ver, hırçınlığıma ver.. Sen büyük ol küçüğün aklına uyma, beni cezalandırma.

Güvenmeyeceksin!

Cali Kusu | 03 May 2011 09:16

Hayatta üç şeye güvenmeyeceksin!
1- Eros’a
2- Eros’buya
3- Eros’bunun çocuğuna

Bunlar, kalp katliamından sorumlu kumandanın at üstündeki eşekleridir! Şeytanın uşağı, acının anası, azabın yoldaşıdır!

Güvenmeyeceksin aşka. Eros var işin ucunda. Okların ucunda alev olduğunu biliyor muydun? Kalbine saplandığında alnından terler akacağını. Kalbinin, üfledikçe alev alan kor olacağını biliyor muydun? Başkasının kalbine sığınmaya çalışırken kendi kalbinden olacağını, canının nasıl yanacağını biliyor muydun?

Şeytan Duymadan; Before the Devil Knows You’re Dead (2007)

dnz81 | 03 February 2011 10:04

May you be in heaven half an hour before the devil knows you’re dead.(Şeytan öldüğünü öğrenmeden, birbuçuk saat cennette olabilirsin).

Usta yönetmen Sidney Lumet‘den bir suç ve drama filmi, Before the Devil Knows You’re Dead (2007).

film afişi

Oscarlı Philip Seymour, Ethan Hawke, Albert Finney ve Marissa Tomei filmin kadrosunda yer almakta.
Andy ve Hank varlıklı bir ailenin yetişkin iki evladıdır. Evli olan Andy, eşi Gina ile lüks bir hayat sürmekteyken maddi sıkıntı içine girerler. Hank de işsiz güçsüz, dikiş tutturamayan bir karakterdir. Kariyerinde yükselemeyeceğini anlayan Andy’nin kusursuz bir planı vardır.

Kurz Und Schmerzlos (1998)

majurani | 03 January 2011 10:02

Ödül avcısı Fatih Akın’ın 1998 yapımı ilk filmidir Türkçe adıyla Kısa ve Acısız. Her yıl İsviçre’nin Locarno şehrinde düzenlenen Locarno Uluslararası Film Festivali’nin 51.’sinde özel ödül alan Kurz und Shcmerzlos’un baş rollerinde Mehmet Kurtuluş, Adam Bousdoukos ve Aleksandar Jovanovicvar. Fatih Akın’ın “uğurum” dediği İdil Üner’in de yan rollerden birini üstlendiği filmde, Akın’ın kendisi, erkek kardeşi, babası, annesi ve eşi de küçük roller üstlenmiş.

Film Hamburg’da geçiyor. Hapishaneden yeni çıkan ve suç dünyasından artık uzak durmaya karar veren Gabriel – Cebrail’in (Mehmet Kurtuluş) en yakın arkadaşları da kendisi gibi göçmendir.

Miller’s Crossing (1990)

| 30 November 2010 12:43

Miller’s Crossing, Türkçe adıyla Miller Kavşağı 1990 yılında vizyona girmiş bir Ceon Kardeşler (Ethan ve Joel) filmi… Coen Kardeşler’in yapımcılığını üstlenip senaryosunu yazıp yönettikleri filmde başrollerde Gabriel Byrne, Albert Finney, John Turturro, Marcia Gay Harden, Jon Polito, J.E. Freeman bulunmakta. Ayrıca kısa bir rolde Steve Buscemi ve Spider-Man serisinin yönetmeni Sam Raimi‘yi de görmek mümkün filmde.

Film, 1930’ların Amerikası’nda geçmekte. Çete savaşlarının ve mafyanın en tepede olduğu bu dönemde şehrin en ünlü gangsteri Leo ve onun sağ kolu konumundaki Tom’un çevresinde şekillenen olaylar anlatılır. İtalyan gangster Caspar, en büyük gangster olan İrlandalı Leo’dan Bernie adındaki serseriyi öldürmek için izin ister. Ancak Leo, Caspar’a izin vermez. Çünkü Bernie, Leo’nun sevgilisi Verna’nın kardeşidir. Caspar resti çeker ve Leo’ya düşmanlık ilan eder. Tom, Leo’ya yanlış yaptığını defalarca belirtmesine rağmen Leo kararından caymaz. Bundan sonra olaylar karışmaya başlar.

wild target

schizophrenia13 | 21 October 2010 15:26

wild target
wild target

pierre salvadori’nin cible émouvante isimli filminden yola çıkarak lucinda coxon’ın senaryosunu yazdığı wild target, ingiliz suç ve mizah filmlerinden hoşlananların ilgisini çekecek bir yapım{fragman}.

victor maynard @wild target
victor maynard @wild target

jonathan lynn‘in yönetmenliğini yaptığı filmde başrollerde bill nighy,
emily blunt ve rupert grint yeralmış.
nesilden nesile aktarılan suikastçiliği devam ettirmesi için annesinden baskı gören, ingiltere’nin en pahalı kiralık katili victor maynard’ın, aldığı son işi batırmasıyla başlayan film, kleptoman rose ve araba yıkayarak hayatını sokaklarda sürdüren tony’nin hayatına girmesiyle başına gelenleri anlatıyor.

Olası Martin Scorsese Projesi

| 15 September 2010 16:00

Bir iki yıl evvel usta yönetmen Scorsese‘nin “I Heard You Paint Houses” romanını sinemaya aktaracağı ve bu projede yıllar sonra tekrar De Niro ile çalışacağı haberleri çıkmıştı, hatta doğrulanmıştı da. Ama bir türlü yapımına başlanamamış, romanın hakları satın alınmıştı sadece.

Proje gerçekleşirse iki ustayı 4.kez aynı filmde izleyebileceğiz
Proje gerçekleşirse iki ustayı 4.kez aynı filmde izleyebileceğiz

Ünlü bir mafya tetikçisinin (Frank Sheeran) hayatını gözler önüne serecek. Tetikçiye gelenler daha çok ev boyatma bahanesiyle geliyor ve böylece tetikçiyi kiralıyorlar. De Niro, Frank’i canlandıracak ve uzun yıllardan sonra tekrar gangster türüne geri dönecek.

The Bannen Way (Daima Suçlu) (2010)

gorcun | 18 August 2010 18:52

The Bannen Way
The Bannen Way

“The Bannen Way” (Daima Suçlu) 2010 tarihli taptaze bir suç-aksiyon ve komedi filmi. Filmin yönetmeni de ilk uzun metrajlı filmini çekmiş olan genç bir isim: Jesse Warren. Aynı zamanda senaryoyu yazan, prodüktörlüğünü yapan hatta filmde küçük bir rol oynayan yönetmen, filmine her açıdan el atmış.

Hikayesi ise şu şekilde ilerliyor: Ana kahramanımız Neal Bannen usta bir hırsız, iflah olmaz bir çapkın ve karizmatik bir suçludur. Aynı zamanda babası bir polis şefi, amcası ise bir çetenin acımasız lideridir. Bu karmaşık aile yapısı Bannen’i bir yandan suç dünyasına iterken bir yandan da suçlulara karşı bir hayat şansı da vermektedir. Bannen’in ise karşı koyamadığı tek şey kadınlardır. Neyse ki kadınlar da ona karşı ilgisiz değildirler.

Suçlu Kadınlar ve Hüznün ve Tebbessümün Ortak Yüzü: MONA LISA

firatocal | 26 July 2010 12:20

Öyle bir kadın düşünün ki , hangi ruh halinde olursanız olun , o , sizi anlayan ve kalbinizin sesi olup , duygularınıza tercüman olan büyülü bir kadın olsun… Eşsiz güzelliği ile düşler sofranızın baş köşesine kıvrılıverdimi , masum ama bir o kadar büyüleyici etkisiyle , dertlerinizi ve acılarınızı silip atan , aşkın gücüne inananların azizesi , eşsiz ve benzersiz , Mona Lisa

Leonardo Da Vinci ‘ nin çağları aşan başyapıtı olmasının ötesinde , yüzündeki kaotik duyguların yegane anavatanı , kadın ruhunun da şifreli anahtarı o…

Yüzyıllardır çözülemeyen mütebessim ifadesi kimlere ilham kaynağı olmadı ki… Hangi aşıkları dile döküp , sevgilileri karşısında el pençe divan durdurmadı ki… Kadının gizemli ruhunun asla çözülemeyecek Tanrısal güçle saklanmış şifreleriydi , kah gülümseyen kah hüzünlü o eşsiz yüz ifadesi…

Ama bilimin soğuk eli bu metafizik sıır perdesini araladı aralayacak… Yapılan araştırmalar Da Vinci ‘ nin kullandığı onlarca boya katmanıyla bu sihirli etkiyi yakaldığını gösteriyor… Henüz incelemeler tam olarak bitmiş değil… Ama yine de anlıyoruz ki , sanatın gücüyle yarattığı onlarca maske , bizi o eşsiz yanılmanın lezzetine itiyor…