bildirgec.org

radikal iki hakkında tüm yazılar

Akademisyenler ve komşuluk meseleleri

kahramancayirli | 25 November 2009 12:03

Bu arada Naim Dilmener is back. Radikal İki’de. Deli sevindim. Bu da bu haftaki yazısı. Hoş geldi.
Ve dışarıdan gözler, kalemler nasıl da tarafsız, nasıl da uzak yazabiliyorlar meseleleri. Bu yazı da bunun kanıtı.
Zeliha Etöz, Siyasal’da okurken en sevdiğim akademisyen idi. Sosyoloji hocası idi (Diğer sevdiğim akademisyense İletişim Fakültesi’nin o zamanlar Türk Sineması öğretmeni olan S.Ruken Öztürk’tür). Etöz, o zamanlar nefis bir makale yayımlamıştı: Gerçek hayatlarımızı o kadar yalıtmıştık ki demir kilitler, steril, güvenli siteler vs derken, komşuluklar uçup gitmişti. Derken televizyonda beliriveren sıcak ortam / komşuluk mevzulu diziler deliler gibi izlenmeye başladı. İşte bu iki mevzu arasındaki somut bağları düşünen, yazan bir makale idi. Dün, bir 24 Kasım sabahı olması sebebiyle belki de, otobüsten denize bakarken bu makaleyi anımsadım.
Tabii bu bir 24 Kasım yazısı değil. Peki ben neler demek istedim? 1.İyi akademisyenler var sahiden. 2.Onların da sayıları az. 3.Kıymetlerini bilmek gerek.

Şafak Karaman – Yaş 15

kahramancayirli | 20 October 2009 11:55

medyaline.com adresinden alınmıştır.
medyaline.com adresinden alınmıştır.

Müzik eleştirilerini en çok keyifle okuduğum isim Naim Dilmener oldu Radikal İki’ye geçtiğinden beri (şimdi Cenk Özbay’ı takip ediyorum büyük bir heyecanla aynı gazete ekinde). 90ların ortalarından itibarense Şafak Karaman’ın yaptığı televizyon ve radyo programları, yazdığı albüm eleştirileri bana kılavuz oldu. İnsan bu kadar mı içinden gelen yanıtı yapıştırır, kimselere yaranmaya kalkışmaz? Özellikle son olarak Kral TV’de her Pazar yayınlanan Müzik Defteri’nde popçularımıza cesurca sormadığı kalmıyordu. Şimdi kavga çıkacak, şimdi basıp gidecek şarkıcı diye beklerken ben Şafak Karaman aklından geçen her şeyi paldır küldür söylüyordu. Harika Avcı ile birlikte sabah programı yaptığı zamanı aklımızdan silersek pırıl pırıl bir müzik eleştirmenliği kariyeri uzanıyor orta yerde.

10da kaç?

kahramancayirli | 24 June 2009 18:42

1-AY IŞIĞINDA SAKLIDIR:

Aydan Şener izlemeyeniniz var mı ya da sevmeyeniniz? Gül ve Diken dizisini hatırlamayanınız. Şener artı Toprak Sergen artı kısacık ama güzelim rolüyle Münir Özkul artı Demir Demirkan ve Şebnem Ferah’ın hazırladığı müzik artı sıcak bir hikaye. Bir ara Star mütemadiyen yayınlıyordu, şimdi de öyle mi bilmiyorum.

2-LOLA VE BİLİDİKİD

Listenin zor filmi. Siyah ve arka filmi. Temkinli yaklaşılacak filmi belki de. Ama birçok gerçeği içinden izlemek için. Başka dünyaları öyküleri görmek için. Ya da sadece görmek için önerimdir. Beğenmediğiniz an, kaçın.

Gazetelerimizin ataerkil köşeleri

kahramancayirli | 28 May 2009 13:08

Gazetelerimizin ataerkil köşeleri
Kahraman Çayırlı

Farkında mısınız, gazetelerimizde kadın köşe yazarı yok. Yaklaşık sekiz yıldır Radikal gazetesi ve eklerini düzenli olarak takip ediyorum. Perihan Mağden ve Mine Kırıkkanat’ın ayrılmasıyla beraber Radikal’de her gün güncel gelişmeleri köşesinde yorumlayan kadın yazar kalmadı. Elbette sanat eleştirmeni Ahu Antmen, spor yazarı Feryal Pere, ekonomi sayfasında Funda Özkan, bazen sinema bazen spor üzerine görüşlerini bildiren Sevin Okyay, Nur Çintay var. Ama benim kast ettiğim bu değil. En elle tutulur, ciddi konular üzerine kalem oynatan Nuray Mert bile haftada iki gün yazıyor. İsmet Berkan, Türker Alkan, Hakkı Devrim gibi isimlerin yanında neden sabitlenmiş kadın yazarlar yok?Ha bire kadın-erkek eşitsizliğinden dem vuruyoruz ama kimse bu eşitsizliğe, gazete sütunlarımıza dahi sirayet eden erkek egemen düzene dur demiyor. Sadece genç pop yıldızlarıyla röportaj yapan güzel yüzlü bayan muhabirlere değil, ülkemizdeki güncel gelişmeleri yorumlayan, kadınlarımızın problemlerini gazetelerimizin sütunlarına taşıması gereken kadın köşe yazarlarına da ihtiyacımız var. Bu durumun, meclisimizdeki kadın milletvekili oranının ancak İran ile karşılaştırılabilir seviyede olmasından ne farkı var?Medyamız kadınlara hak ettikleri köşeleri vermedi hiç. Magazin en fazla kültür sanat veya “yaşamak ne güzel” sayfaları… Hangi gazetenin üçüncü sayfasında bir kadın köşe yazarı var? Ya da bir-iki istisna hariç siyaset sayfalarında?Elimde 25 Haziran 2006 tarihli Radikal İki var. Biliyorsunuz, Radikal İki, genellikle bağımsız yazarların dışarıdan katkılarıyla oluşan düzeyli bir ek. Sayıyorum 19 erkek yazara karşılık sadece 2 bayan yazarın yazısı yayımlanmış. Gazete sütunlarımızda aydın kadınlarımızın her yöndeki görüşlerine ihtiyacımız var. Zaten medya haberlerinde kadını, kadın kimliğini konumlandırış, haber dilindeki ataerkil söylemle erkek egemen kültürü yeniden üretiyor. Eğer gerçekten eşitlik istiyorsak önce gazetelerimize sinen bu eril havayı dağıtmamız lâzım.Derinlikli makaleleriyle Türk entelijansiyasına müthiþ katkı yapan Ayşe Hür, Ayşe Kadıoğlu, Türkan Saylan vb. isimler günlük gazetelerimizde düzenli yazmaları konusunda önerilebilecek ilk isimlerden (-di, ben bu yazıyı 2006 yılında kaleme almıştım, maalesef Türkan Saylan şimdi hayatta değil, Ayşe Hür ise Birgün gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor). Birçok bay köşe yazarımız, gelişmeler doğrultusunda erkek egemen kültürümüzün toplumdaki olumsuz sonuçlarını inceleyip duruyor. Gerçek hayatta olduğu gibi gazete sayfalarımızın da her köşesini erkekler kapmış, önce bunu kırmamız lâzım.

geleceğin edebiyat ustaları

kahramancayirli | 03 February 2009 11:09

bir maniniz yoksa annemler size gelecek'in yazarı: ayfer tunç
bir maniniz yoksa annemler size gelecek’in yazarı: ayfer tunç

notos öykü dergisinin yeni sayısına baktınız mı. geleceğin edebiyat ustalarını seçmişler. listenin en genci 1981 doğumlu kaya genç, sanırım en yaşlısı da –ki o da genç zaten- 1964 doğumlu ayfer tunç. yirmibeş isim belirlenmiş. bu isimleri seçenlerin listesi de yer alıyor dergide. benim itirazım tam da bu noktada başlıyor. seçici isimlerden, geleceğin edebiyat ustaları arasında yer alanlar var, yanlış okumadıysam. mesela öykü yazarı abdullah ataşçı seçiciler arasında yer aldıysa, usta isimlerin içerisinde yer almamalıydı bence. ve tam tersi. ama önemli olan notos’un edebiyat gündemi belirlemeye çalışması, hoş söyleşiler, işler başarması, o yüzden semih gümüş’e teşekkürümüzü edip listeye bir göz atalım. metis yayınları’ndan epey bir ismi listede görmek mümkün. öykü ve roman yazarı türker armaner, roman yazarı ayhan geçgin, listenin en popüler ismi elif şafak…. ayrıca şair küçük iskender, öykü ve roman yazarı karin karakaşlı (şimdi düzenli olarak radikal iki’de yazıyor)… liste bu şekilde devam ediyor. tüm isimleri burada saymayalım şimdilik, dergiyi alıp okumak isteyenler olacaktır. ama ben listede yer alan her ismi tek tek üzerinde durarak, yapıtlarını da dikkate alıp tartışmaya açığım. edebiyatla ilgilenen bir avuç insan hangi genç yazarları (burada bir kıstas 1960 yılı ve sonrası doğumlular diyelim) geleceğin usta adayları olarak görüyorlar, merak ediyorum. ve aslında sizin benim sayacağımız isimler bu listelerden daha önemli. çünkü orada 20 seçici yazar varsa biz burada çok daha fazla insanız. ve onlar da mutlaka kitaplar okuyorlar, edebiyatı takip ediyorlar ama okurun düşüncesi çok daha önemlidir. yazarlar bir kitabı edebi yönden beğenseler ne olacak, halk o kitabı okumamak için fellik fellik kaçıyorsa. bu arada seçimin üst sınırını 1985 yılı ve öncesi doğumlular diye kapatmakta fayda görüyorum.

cılızlaşan gazete eki: radikal iki

kahramancayirli | 29 January 2009 18:01

ayılıp bayıldığım gazete eki: radikal iki
ayılıp bayıldığım gazete eki: radikal iki

radikal gazetesinin yanında pazar günleri ücretsiz olarak verilen radikal iki’yi 2003 yazından beri takip ediyorum. ediyordum demem daha doğru olacak aslında. çünkü 2008 yılbaşından beri radikal iki’ye bir haller oldu. editoryal anlamda bir değişiklik mi oldu desem değil, yine nazan özcan ilgileniyor ki kendisi radikal genç’i de çıkaran, gayet açık görüşlü, yenilikçi iyi bir gazetecidir. radikal iki eksildi, zayıfladı, kurudu sanki. düşünsenize 90ların sonlarında orhan pamuk’un, elif şafak’ın ve muhtelif popüler kalemlerin de iyi yazılarıyla yer aldığı eşsiz (bence eşsiz) bir platform oldu radikal iki, türk entelijansiyası için. yıldırım türker’in her sözcüğünün kıymetini bildik. ama şimdi? ahmet insel’i okumaktan sıkıldım, fuat keyman’dan da, baskın oran’dan da. yıldırım türker hariç radikal iki’nin sabit kalemlerinden açıkçası ben sıkıldım.
son zamanlarda sadece cenk özbay’ın müzik yazılarıyla orhan tekelioğlu’nun popüler kültür-medya eleştirilerini keyifle okuyorum. eskiden böyle miydi radikal iki…

betül demir’in yeni albümünün adı Süper, peki albüm süper mi?

kahramancayirli | 11 August 2008 11:32

en son ajda pekkanın yeni albümü aynen öyleden bahsetmiştik. bu hafta sonu radikal ikide donat bayerin ajda pekkan ve nükhet durunun son albümleri üzerine kaleme aldığı yazısını okudum, çok keyifli bir yazıydı açıkçası, sizin de okumanızı isterim.
bugün de betül demirin yeni albümünden söz etmek istiyorum. ilk klibi süper, zaten video müzik kanallarında dönüyor, rastlamışsınızdır. ben tüm albümü baştan sona dinledim. albümün ilk iki şarkısı olan süper ve bir ara’yı keyifle dinledim ama maalesef albümün geri kalan onüç şarkısı için aynı yorumu yapabilmek, güç.
betül demir daha ilk albümüyle kendisine bambaşka bir yer edineceğinin sinyallerini vermişti. ilk albümünden taş duvarlar, günahımı alma, albümle aynı ismi taşıyan ayrılığın el kitabı muazzam şarkılardı (demir’in başarılı yorumunun da altını çizelim). sonra yaptığı ara albümle de geniş kitlelere ulaştı. aşkın nur yengiden duymaya alıştığımız başka bir şeyi mükemmel yorumladı. ve ben açıkçası betül demirin yeni bir albüm yapacağını öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım. hayal kırıklığına uğradığımı söylersem yalan olmaz.
bu yeni albümüyle beraber betül demir deyince “mükemmel bir sesin ve başarılı bir yorumun ortalama şarkılarda kaybolup gitmesi” ifadesi aklıma düşüyor hep..

kadınlar ve bahar temizlikleri

kahramancayirli | 16 March 2008 12:23

radikal ikinin her sayısını mutlaka takip ederim. yeni, ufuk açıcı yazılara, yeni kalemlere, farklı bakış açılarına yer veriyorlar çünkü. radikal iki geçen sayısını tamamıyla 8 mart’a, kadınlara ayırmış. ekteki tüm yazılar çok iyi, her birini tek tek okumanızı isterim ama bir tanesi var ki mutlaka bakın istiyorum. doktor leyla pervizat, feminizmle ilgili herkesin mutlaka farkında olduğu bir isim. geçen hafta radikal ikide yayımlanan yazısını okuyun. haklı olduğumu göreceksiniz..
bir de perihan mağdenin dün yayımladığı bahar temizliği yazısı var. keyifli bir pazar okuması olarak önerilebilir..

bir nebze edebiyat

kahramancayirli | 13 February 2008 20:37

ayşe kulinin vedası üçüncü baskısını yapmış. sevindim. demek ki tirajı 110 bini aşmış. ama yeni baskıda mavi mürekkep kullanılmamış. zaten korsancılar mavi mürekkebin de üstesinden gelmişlerdi maalesef..

ayşe kulin
ayşe kulin

öyküye gereken önemi ne zaman vereceğiz. usta öykücülerimiz var. nefis öyküler yazıyorlar. hangimiz öykü okuyoruz. üzücü.
beklediğim üç kitap var. cem adrian kitap yayımlayacaktı. bir senedir merakla bekliyorum. sonra yaşar kemal. ada hikayesi serisinin dördüncüsü için ne kadar daha bekleyeceğiz. ve malum, murathan mungan hastalığım. kadından kentler geliyor.