Bilgisayar oyuncuları için yüksek performanslı oyuncu fareleri üreten Razer ces 2011 fuarında duyurduğu 7-inç’lik (1024 x 600) kapasitif çoklu dokunmatik ekrana sahip olan Razer Switchblade ile oyun konsollarına yeni bir soluk getiriyor.
Bir gün üretilir mi bilinmez fakat Alman tasarımcı Cornelius Comanns güzel bir tasarım yapmış.
Konsept haberlerini sevmem. Bir çoğu gerçeğe dönüştürülemeyecek genelde sansasyon amaçlı balon haberlerdir. Buna bağlı olarak ne yazık ki ayrım yapmayan (yapamayan) bazı yazarlarımız da dizayn haberlerini bile prototipi üretilebilecek konseptler diye duyurabilmekteler. Sonuç teknoloji sitemizde magazindeki asparagas benzeri haberlerin dolması oluyor. (bkz eleştirisel yazı sonu notu)
Ama bazı konsept dizaynlar teknoloji ve mantık kurallarına uygun bir şekilde yaratılarak prototipinin üretilmesine olanak verecek şekle bürünebiliyorlar. Bunlardan biride önceden duyurduğum özel yapıdalı kask haberimdi. Şimdi ise yine aynı yıllarda konseptinin duyurulduğu ve prototipinden önce ülkemizde dahi işe yaramaz versiyonlarının satıldığı (önce çıkarayım parayı ben kapayım mantığı) hava yastıklı koruma giysisi var.
Alpinestars gibi bir motor devinin destekleriyle üretilen bu prototip Tech Air Race motorcycle suit olarak adlandırılmış. Kendisi daha önce satışa çıkmış işe yaramaz model gibi motora bir iple değil (ip kopmazda sürüklenirseniz giysi bir işe yaramıyordu ya da bağı ayırmayı unutup motordan indiğinizde hava yastığının patlaması ile mahallenin maskarası oluyordunuz) aksine tamamen bağımsız, elektronik bir şekilde (şu yazımda değindiğim giyim ve teknoloji birlikteliğini hatırlatırım) sürekli mikroçiplerin kontrolünde olan bir giysi.
Yeni küçük boyutlu oyun canavarı.
Kanada Queen’s Üniversitesi’nde yapılan bu prototip sadece bükülebilen incecik bir ekrandan oluşmakta. İşin asıl ilginç yanı bu yeni nesil oyun konsolu bükülerek ya da sarsılarak kontrol ediliyor. Evet yanlış okumadınız bükün, sarsın ve oyunu kazanın.
Üzerine entegre kızılötesi kameralar sayesinde basit bir kullanım sağlıyor. Yeni nesil bu oyun canavarı prototip olmaktan çıkarsa çığır açacağı konusunda iddiaya girebilirim…
Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
Dizüstü bilgisayarların boyutları her geçen gün daha da küçülüyor. Bu sayede mobilite artarken, USB portlarının sayısı azalıyor. Bu soruna çözüm olarak Çinli Gonglue Jiang tarafından yaratılan Infinite USB, giderek küçülen dizüstü bilgisayarların USB portlarının eksikliğini unutturmaya birebir bir ürün gibi gözüküyor.
24 yaşında bir öğrenci olan Anne Forschner’in BMW için tasarladığı bu araba sadece ilginç tasarımıyla dikkat çekmiyor. 260 adet güneş paneliyle hem güneş hem de elektrikle çalışan motoru da, yeni enerji alternatiflerinin arandığı şu günlerde onu oldukça ilgi çekici bir hale getiriyor. Bu tasarımıyla gelecekte kullanılır mı bilemeyiz ama BMW Lovos‘un minik prototipiyle şimdiden heyecan yarattığı belli oluyor.
Kaynak için tıklayınız
Nissan Landglider‘ı görüp beğenenler bir de aynı konsepte BMW tarafından baksınlar. BMW’nin henüz tanıtımını yaptığı Simple, benzeri birkaç araç olmasına ramen, başta BMW olması ve muhteşem tasarımıyla diğerlerinden bir adım önde olacak gibi görünüyor.
prototip çizimlerindeki göz alıcı görüntüsü ile Zweistil bisiklet, kullanım ihtiyacınıza ya da isteğinize göre şekil alabiliyor.
ister öne doğru, ister yaslanır konumda sürebileceğiniz bu bisiklet eğlenceli olduğu kadar ergonomikte olsa gerek…
Tek tekerlekli birçok bisiklet tasarımı gördüm, ama Luca Schieppati‘nin elinden çıkan Ciclotte, bana kompozisyon olarak oldukça yaratıcı geldi. İç mekanda kullanılmak üzere tasarlanmış bir egzersiz bisikleti ve dış mekanda kullanılmak üzere tasarlanmış başka bir türeviyle Ciclotte, konsept olarak Milan’da sergilendi. Ciclotte, büyük tek bir tekerleğe sahip olmasına rağmen, konum olarak sıradan iki tekerlekli bisikletlerinkine yaklaşan bir oturma düzeninde inşaa edilmiş. Karbon fiber malzemeden yapılmış bu bisiklet, umarız bir konsept olarak kalmaz.
Kanadalı Rob Spence 13 yaşında dedesinin silahı ile oynarken sağ gözünden kötü bir şekilde yaralanıyor. Yıllar sonra iyice deforme olan ve özelliğini kaybeden gözünü zor bir kararla yerinden aldırıp protez göz kullanmaya başlıyor.
Kendi ifadesi ile “Kafamda bir delik var neden oraya bir kamera yerleştirmeyeyim” düşüncesi ile başlayan proje bitme aşamasında. Proje sadece göz çukuruna yerleştirilen kablosuz bir kamera ve devre kartından ibaret değil. Rob Spence bu proje kapsamında gözüne takılan kamera ile bir de belgesel film çekecek.
