bildirgec.org

pop hakkında tüm yazılar

Lady pop,Gaga

koskun | 15 November 2010 17:36

Uzun adıyla Stefani Joanne Angelina Germanotta, bu son zamanlarda dinlediğim pop şarkıcılarından biri hatta şu sıralar benim müzik listemde de bir numara.Hatta bence yeni Madonna.
New York’ta İtalyan asıllı Amerikan ailede dünyaya gelen Lady Gaga 4 yaşında piyano çalmaya başlıyor ve ilk piyano parçasını 13 yaşındayken besteleyip,çeşitli yerlerde performans gösterileri yapmaya başlıyor. Fakir bir aileden geliyor,kendisini ağzından “annem ve babam, fakir kesimden geliyor,her türlü şartta çalıştılar,annem sabah sekizden akşam sekize kadar tıpkı babam gibi çalışıyordu” Lisedeyken çalışkan ve iyi bir öğrenci olan Lady Gaga’nın bir numaralı uğraşı doğal olarak şarkı söylemek imiş.

17 yaşındayken üniversite sanat bölümüne kayıt yaptıran Lady Gaga,dünyadaki diğer her başarılı insan gibi,okulunu müzik kariyerine daha fazla vakit ayırabilmek için bırakmış.Ailesinin ekonomik durumu göze alınırsa,kötü şartlarda yaşamını devam ettirmiş.
Profesyonel kariyeri, müzik yapımcısı Rob Fusari’nin Lady Gaga’nın elinden tutmasıyla ve şarkı yazmasını için yardım etmesiyle başlamıştır.Ağustos 2007 de Gaga ve Starlight, Amerika’da bir müzik festivali olan ve Red Hot Chili Peppers, Green Day, Pearl Jam gibi grupların bugünkü şöhretlerini kazanmasını sağlayan Lollapalooza’ya davet edilip konser vermeleri, Lady Gaga için bir kilometre taşı olmuştur.

Ve The Fame albümünü tam bir sene sonra yani ağustos 2008 de piyasaya çıkarır.Eleştirmenlerden iyi not alan albüm, dünya çapında on iki milyon adet satar.Just Dance en iyi dans müziği seçilir.Bu arada Poker Face adlı şarkısı, müzik piyasasında bir numaraya oturur. Ben bile arabayla işe giderken söyleyip duruyordum. Bu arada The Fame albümü yılın albümü ödülünü alır. Artık Lady Gaga zamanıdır.
Forbes ve Time dergileri,Lady Gaga’yı en güçlü ve etkili 100 ünlü listesine almıştır. Denildiği gibi azim ve sevdiğin işi yapmak her zaman için başarı getirecektir.Şu an bu yazıyı yazarken bile arka planda Lady Gaga çalıyor.Artık yeni Madonna bence Lady Gaga,çünkü herkesten bir adım önde,her zaman kendini yeniliyor ve yaratıcı şovlar ve kostümlerle de karşımıza çıkıyor.Zaten her zaman yenilikçi ve değişik tip insanları tutmuşumdur.

müzisyenlerin ilgisini çekecek bir sayfa…

biSGen | 20 April 2010 12:20

birkaç akor da olsa gitarla çalabiliyorsunuz, biraz da nota biliyorsunuz, hatta ufak ufak beste çalışmaları da mı yapıyorsunuz. üzerinde çalıştığınız şarkının değişik varyasyonlarını merak etmez misiniz? Şu sayfa ilginizi çekecektir o halde. daha girişte neyi / nasıl yapmanız gerektiği basit bir animasyonla anlatılmış. gerisi sizin yaratıcılığınıza kalmış artık…
…………………………….
basit olarak da olsa kısaca anlatayım yine de;
önce akorları yazalım, basit bir ispanyol kalıbı olsun. Am, G, F, E7, Am…

bu akorları sol üstteki ( score ) yere yazmak için önce ilgili ölçü/mezur’u seçili hale getiriyor ardından yan tarafta akor şifrelerinin olduğu yere ( chord ) tıklıyoruz.

ardından hemen altta mixer yazan yerden tercih ettiğimiz çalgı gruplarını etkin hale getiriyoruz.

Son olarak da Sound yazan yerden eşlik tarz/stil seçiyor ve dinliyoruz.

m7b5 ve dokuzlu akorları ben bulamadım. oLsa daha bir güzel olurdu.
bu arada tempoyu mixer bölümünden değiştirebilirsiniz. transpoze yapmak için de chord bölümünde “Key” yazan yeri kullanılıyor. Transpoze yapmayı bilmiyorum diyenler buradan faydalanabilir.

Pop Müziğin Kraliçesi: MADONNA

queennothing | 23 December 2009 11:04

Madonna Louise Ciccone, Sylvio ‘Tony’ve Madonna Fortin’in kızları olarak 16 Ağustos 1958 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri‘nin sakinlik abidelerinden biri olan Michigan, Bay City’de dünyaya geldi. Baba tarafından gelen İtalyan kökeni ve anne tarafından gelen Fransız kökeniyle, ailenin ‘Nonnie’si Madonna, henüz okula başlamadan balerin olmaya karar verdi ve yazıldığı Katolik Okulu’nda balenin yanında ses ve piyano eğitimi de aldı. Madonna‘yı gerçek bir Katolik olarak yetiştirmeyi amaçlayan baba Tony, 1963 senesinin Aralık başında karısını göğüs kanserinden kaybetmesi üzerine, ev işleriyle ilgilenip, çocuklara bakması için Joan Gustafson’u işe aldı. Madonna 14 yaşına geldiğinde babası, yardımcıları Gustafson ile evleneceğini bildirdi ve genç kadın, 1972 senesinde resmen ‘annesi’ oldu. Ergenlik çağlarına denk gelen bu evlilik, babasına olan sevgisini sorgulamasına sebep olmaktaydı ve evdeki yabancı kadın akarşı hiç bir yakınlık hissetmeyen Madonna, babasının dikkatini tekrar çekebilmek için tüm aileyi şaşırtan tavırlar sergilemekteydi. Liseyi Rochester’de bitiren Madonna, okulun amigo kızlar takımındaydı ve o sıralarda aklındaki tek düşünce, dünya çapında ünlü bir dansçı olmaktı.

Popçular ceplerini nasıl dolduruyor?

| 25 October 2009 11:28

İnanın hafife o kadar çok mim olarak yazı yolladım hiçbiri yayınlanmadı. Baktım olmuyor bir yazım çıkmadan şurdan şuraya gitmem diyerek inat ettim. Sonunda burdan bir büyüğümüzün tavsiyesine uyarak eğitimini aldığım, konu olan müzik ile alakalı bir yazı yazıyim dedim…
Halkımız her konuda kandırıldığı gibi müzik dinleyicisi olarak baktığımızda da malesef kandırıldı,kandırılıyor ama tabiki birilerinin de cepleri doluyor…
Halkımız; ne sentez anlayışı ile çalışan Türk bestecilerinin çoksesli eserlerine, ne de klasik Batı müziği eserlerine beklenen ilgiyi göstermez. Aksine, radyolardaki Arap müziği yayınları ve Mısır filmleri, halkın ilgi odağı haline gelir ve sonraki yıllarda oluşan müzikal beğenide arabesk soundunun gelişiminde de önemli bir milat olarak görülür. Türk popçuları perküsyon bilmediklerinden, Feyruz ve Ümmü Gülsüm gibi, seslerini Akdeniz’den neredeyse bütün dünyaya duyurabilmiş olan kadın şarkıcıların repertuvarları ile idare etme yoluna gitmişlerdir.
Mesela bakın,Feyruz ve Rahbani kardeşlerin birlikte oluşturdukları repertuvar özellikle Ajda Pekkan ve Ferdi Özbeğen tarafından yıllarca halkımıza yutturulmuştur. Dizi filmlerin müziklerine gelince orada da tam bir emek hırsızlığı yaşanıyor…
Popçularımızın bulunmaz birer maden olarak yıllarca emeklerini hiç utanmadan çaldıkları dünya müzisyenlerinin isimlerini veriyorum; Ara Dinçkiyan, Manos Loizos, Manolas Hadjidakis, Elias Rahbani,Rahbani Brothers, Muhammed Abdülvahab…
Müzik dediğimiz nedir ki, üç ögeyi barındıran sesler dizini değilmidir; Ritm,müzik,armoniden ibarettir basit haliyle.
Mesela yakın ve en popüler örneği Serdar Ortaç dır…Bunun yaptığı ise tamamen miskin ve cahil işi bir müziktir. Bakın çok az bir müzik eğitimi almış bir kişi bile bu şarkıcının müziğinin kabasını, yani mastering öncesi hallerini çıkarmak için onbeş dakika uğraşsa yeter bile… Çünkü Serdar Ortaç, müziği genelde sequencer’a ve dijital synthesizler’a dayanır. O yüzden çok kısa zamanda yapılandırılacak bir müziktir. Zaten sanatçı müziğinde ses deformasyonları ve glitch gibi öğeler de kullanmadığından peynir ekmek gibi sözde beste yapabilmektedir…
Diğerlerinin farkı varmı sanki. İstisnalar da var tabi,ama onlar da sadece karınlarını güç bele doyurabilmekte ya da yurt dışında çalışmalar yapabilmekteler.( Ömer Faruk Tekbilek gibi..)

Michael’in etkileri(thriller)

KEREMOZTURK | 31 August 2009 22:17

thriller okunurken
thriller okunurken

Son günlerde Michael’in Dünya’yı yerinden oynattığı zamanın müziğini yine yeniden dinliyoruz.Zaten ne zaman ara verdikki!Michael dansıyla,sesiyle,sahnesiyle,ve kıyafetiyle kısacası tarzıyla bu güne ışık tuttu.Bir çok alanda kendini hissettirdi.Ölümsüz Kral nedenini bilmediği tartışmalara yol açıyordu.Ölünce de öyle oldu.Saldırgan ve aynı zamanda kırılgan yapısı sanatın doruğundaki bir kişi için inanılmaz özelliklerden biriydi.2008 de 80 li yıllarda kullandığı gözlük,2009 da şapkaları moda oldu.Moda nın gençleşme çabaları şu gençlik diliyle belirdi”çok moda.”İdolleri gibi olmalıydılar.Seçimleri,teklifleri yeni yetişen nesil farklılıkları buna izin veriyordu.Bu sebeplerden dolayı Michael benim etkilendiğim gücüyle eserlerime ilham kaynağı olmuştur.Yukarıda gördüğünüz resim Thriller (heyecan hikayesi) nin okunma durumudur.

Tek Kelime ; NEV

| 03 August 2009 11:30

Bugünlerde herkes sevdiği birisini anlatıyor bloglarında. Bende kıskandım açıkçası ve uzun süredir ortalarda gözükmeyen müziğini ve kişiliğini çok sevdiğim Nev’den bahsedeceğim. Asıl adı Nevzat Doğansoy olan Nev müziğe mandolinle başlayan Nev İstanbul Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdi. Yüksek Lİsansını Finans alanında yaptıktan sonra 1995 yılında Hakan Özer, Kıvanch K. ve Tolga İnci’den oluşan Chantage’la Cool Bar’da müzik yaptı. 90’lı yıllarda bazı markaların ürün müdürlüğünü yaptı. Bestecilik yönünün ağır basmasıyla bu gruptan ayrılarak 2001 ylında ilk albümü Herşey’e Rağmen çıktı. Zor’la çıkış yaptığı bu albümle kaliteli bir kitle yakaladı.Profesyonel müzik hayatına 2004’te hayatımın parçası olan albüme de adını veren “sen gibi” çıktı.Bu albümde yer alan tüm şarkıların söz ve müzikleri Nev’ ait. Ve son olarak 2007’de Işığım ve Gölgem. Geçtiğimiz Nisan ayında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konserlere gelen Nev’e hayranlığım kat be kat arttı. Kendisiyle bu konserler etrafında tanışma fırsatı buldum şarkıları gibi çok sıcak ve samimi birisi.

Michael Jackson’ın Hayatı Beyazperdeye Taşınıyor

goddrawme | 22 July 2009 09:25

Yankısı hala süren vefatının ardından Sony Pictures, Michael Jackson‘ın hayatını filme almak için kollarını sıvadı.

Kısa süre önce turneye hazırlanırken kaybettiğimiz Michael Jackson’ın konser provalarını içeren 80 saatlik video görüntülerinin hakları 50 milyon dolar karşılığı Sony tarafından satın alındı.

Filmin yönetmenliğini “High School Musical” filminden hatırlayacağımız Kenny Ortega üstlenecek. Filmde hayatının yanısıra içinde Thriller‘ın da bulunduğu üç yeni video klip de gösterilecek.