bildirgec.org

oyuncak hakkında tüm yazılar

bebegimin ilk yili 11-12 aylar

simsir tarak | 27 January 2010 13:44

bebeğimin ilk aylarını buradanokuyabilirsiniz.

11. Ayİşte korktuğum başıma geldi. Yardımcım, ben ve Emir, abisinin yatak örtüsünü değiştirirken şakalaşıp bebeklerin en sevdiği şey çarşaftan çadır yaparak Emir’le oynuyorduk. Tekrar işimize döndüğümüzde Emir kafasını abisinin masasının kenarına vurdu. Ve kaşı açıldı. Allahtan yardımcımız yanımızdaydı. Akan kana buzlu havluyla tampon yapar şekilde hastaneye gittik. Hastanede dikiş attılar, kafayı da tencere kapak şeklinde sararak bizi eve gönderdiler. Uykudan kalkınca o sargıyı başında tutmayacağı için eve gelirken hava geçiren bantlardan aldım. Tekrar pansuman yapıp bu bantlarla yapıştırdım. 7 gün sonra dikişlerimizi aldırdığımızda, korkularımın daha da artmasına rağmen kriz anında nasıl sakin kalabildiğimi ben de anlamamıştım.Bir çubuğa takılan renkli halkalar şimdi en favori oyuncağımız. Halkaları büyükten küçüğe dizebiliyor, sadece çubuğuna değil radyatör başlığına koltuk kenarlarına da takıyoruz. Halkaların renklerini tek tek söylüyorum fakat konuşma gelişmiyor. İşaret dilini kullanmaya başladı. Ya da kodluyor. Bizde bu kodları çözüyoruz.Televizyon kumandasına çok meraklı bizde kendimizinkini ona verip yeni aldık fakat bunun çalışmadığını fark ediyor. Yine bizimkinin peşine düşüyor o tarafa oyuncağını kaçırıyor. Sanki ona gidiyor gibi yapıp, kumandayı kapıp kaçıyor. Hem ağzına sokuyor hem televizyona tutuyor. Cep telefonları da aynı muameleyi görüyor.Tek eli ile her yerde ayakta durup diğer eli ile ortalığı karıştırabiliyor. Mama koltuğunda geniş nesneleri başının üstüne koyuyor “hadi siz bağırın” “ıh ıh” biz de hep bir ağızdan “Gevrek, gevrek var” diye bağırıyoruz evin dört bir yanından.İnşaat malzemeleri, temizlik malzemeleri yani sapı olup tutunabileceği, ayakta durup oynayabileceği materyallere çok meraklı. Ne bulursa ağzına götürme işi sınır tanımaz hale geldi, toprak taş, çamur… Her şey mutlaka ağza giriyor. Şunu bildiğim için rahatım solucan böcek gibi şeylerden tiksindiği için eline alamıyor dolayısıyla onlardan yediğini hiç görmedim. Kedi-köpek gibi hayvanları ben severim ancak elleyemem, tüyleri içimi ürpertir. Fakat Emir kedi-köpek ile ilgilendiğinde bu duygumu bastırıp onun ellemesine izin veriyorum. Eve geldiğimizde elini yüzünü sabunlamasını sağlıyorum.Diş çıkarma işi durdu hala 8 diş var boy 78 cm kilooo:14,5 bu gidiş gidiş değil.

Bebeğimin ilk yılı (devam)

simsir tarak | 15 January 2010 10:28

Giriş

3.ay kaynaşma

Gün içinde en güzel saatler dilimi oluşuyor. Emir’in uyanık kalma ve uyuma saatleri netleşiyor. Evin her yerine koyduğumuz saatler anlam kazanıyor.
Saat kaç şimdi uyanacak, saat kaç şimdi emecek, saat kaç gezinme vakti vb..
Sabah erkenden uyanıp biraz yatakta vakit geçirdikten sonra ana kucağında benimle birlikte evdeki mekanları gezmeye başlıyor. Hem günlük işlerimizi yapıyor hem de ara ara monologdan diyaloga dönen konuşmalar süre geliyor.Artık günde iki kez dışarı çıkıyorum Sabah kahvaltıdan sonra hemen gelen uykuyu uzaklaştırmak için 8-9 arası, akşam üstü 17-18 arası.Böylece dönüşlerde kesiksiz 3 saat uyuyor bende günlük hayata dâhil olabiliyorum. Büyük çaba sonrası kurduğumuz düzen aniden bozuluveriyor. Örneğin aşılar.
İki, üç gün yeniden Emir kafasına göre rahat hayata geçiyor.
Sabah erken kalkıp emip, biraz kestirdikten sonra tekrar tekrar yatıp kalkıp hiç bir şeyden memnun olmaz biçimde talepler talepler. Aşağıdaki gibi aşı kartı buzdolabın üzerinde duruyor tabi ki tarihleri kaçırmak istemeyiz.
Bu tatminsizliğin sebebi birden beliriyor. Alt çenede iki diş var. Hiç böyle bir şey hayal etmemiştim. Doktorumuzu arıyorum “108 günlüğüz ve diş çıkardık” diye. Genetik olduğunu diş köklerinin anne karnında oluştuğunu anlatıyor. Kolik ağlamaları yeni geçmiş istediğim düzeni tamda oluşturmuşken!

Bebeğimin ilk yılı

simsir tarak | 13 January 2010 12:01

Giriş

6 milyar insanın 6 milyar hikâyesinden sadece biri olacak bu hatırat da ortak sevinçlerimizi, kaygılarımızı, heyecanlarımızı, telaşlarımızı,acemiliklerimizi bulacaksınız. Hamileliğimden itibaren internet dünyasında çeşitli yazıları, blogları, okudum çok da faydalandım. Belki benim yazılarımdan da faydalananlar olabilir niyetiyle bebeğimin ilk yılın da başımızdan geçenleri sizlerle paylaşıyorum.
Dolayısı ile bu yazıyı teşhis ve tedavi için kullanmayınız.

Hatıratın kahramanları: Hülya (ben), Fatih (eşim), Yiğit ( Büyük oğlum), Emir(Yeni doğan)

Yiğit hayatıma girdikten sonra hiçbir bebeği onun kadar sevmeyeceğimi düşünerek ikinci bebek fikrinden uzaklaştım.Annem bu durum için ” her çocuğun sevgisi başka “derdi. Bunu çok politik bulurdum. Şimdi yaşayınca anlıyor ve en içten duygularımla katılıyorum. Meğer annelerin yürekleri iki karıncık iki kulakçıkdan oluşmazmış, çocukları,sevdikleri kadar gözlüymüş

Her neyse 35 yaşına geldiğimde treni kaçırmayalım sonra pişman olmayalım telkinleri ile hayatımızı yeniden düzenlemeye koyulduk. Herkese şunu tavsiye ederim 35 den önce çocuk planlamanızı bitirin hamilelik boyunca “35 yaşla gelen riskleri “dinlerken çok korkuyorsunuz. Bu nedenle bebeğin benim olup olmadığını kesin anlayıncaya (4 aylık hamileliğe kadar) ailemden kimseyle paylaşmadım.

1. ve 2. ay tanışma ve pratik

Doğum öncesinde anlaşma yaptım ben bebeğe bakacağım yardım için gelenler ben ne istersem onu yapacaklar. Yani ütü, çamaşır, temizlik, misafir ağırlama vb. öyle bebeği kucağına alıp topu bana atmak yok.
Normal doğum olsun diye 8 saat uğraştıktan sonra Emir ile kavuşmamız yine de sezaryenle oldu.
35 yaşındayım doğumdan sonra kolay kilo veremem diye hamileliğim boyunca 8 kilo aldım. Ancak 5 kilo göbek hala bende duruyor.Emir’i çok kıskanıyorum kimse onu ellemesin ona dokunmasın istiyorum. Elimde olsa kedilerin yaptığı gibi kuyruğumun altına saklayacağım.
Üstelik de olmadığı kadar büyüyen göğüslerimden utanıyorum. Değerli göbeğim gitti yerine değerli göğüslerim geldi. Bir damla süt gelsin diye ılık su masajları, meme ucu çıkarma operasyonları geçiriyorum. Ama biliyorum ki ağız denen süt Emir için çok faydalı, hiç heba etmiyorum.
İlk dışkısını sabırsızlıkla bekliyoruz. Boşaltım sistem boş sanıyorduk ama değilmiş. Tabi bu arada bende sıkı yürüyüşler yapıyorum. Benimde gazımı atmam çok önemli. Bakkal teyze doğum yaptığımın 3. günü beni görünce “git yat çabuk nazar değer” dedi.
Ben de “doğum yaptığım daha anlaşılmıyor” ki diye yanıtladım. Apartmanın etrafında her gün biraz daha uzun dolaşıyorum.
Çay, kahve içmek istiyorum artık. Ancak sadece sütlü çay ile idare ediyorum. Günde 3 litre su içiyorum.

Kikkerland Şeritli Mekanik Müzik Kutusu

zabun | 17 December 2009 17:37

Güzel melodiler çalan mekanik müzik kutularından hoşlanmayan yoktur sanırım. Kikkerland bu klasikleşen müzik kutularını yeni bir yorumla tasarlamış ve kullanıcının istediği melodiyi oluşturabildiği bir hale getirmiş. Bunun için eski müzik kutularındaki notaları basan dönen tambur yerine, delikli şeritlerden faydalanılmış. Kullanıcı zımba aracılığıyla, istediği notaların istediği zamanlarda çalınmasını sağlayacak şekilde, şerit üzerinde delikler açıyor. Hazırlanan şerit müzik kutusuna takılıp mekanik kol sabit bir hızla çevirildiğinde, melodiler dökülüveriyor. Mekanizmaya takılı şeridin iki ucu birbirine yapışıtırarak hazırlanılan melodinin sürekli çalması sağlanabiliyor. Ürünün geniş ve dar şerit çalan iki türü bulunuyor. Geniş olan daha geniş bir ses yelpazesine sahip ve daha karmaşık melodiler çalabiliyor.

[ixiqi] [grand-illusions] [youtube ı ıı ııı ıv ] [wma video]

toy story- lasseter

massay | 17 December 2009 16:57

Yıl 1996.
Film teknolojisinde ilk adım atılır,
gösterime giren “Toy Story” filmi ile…
Tamamen bilgisayar teknolojisi ile ortaya konan filmde kamera yok, film yıldızı yok, film yok…
Herkes şaşkın.
Dijital sahnelerin arkasına dikkatlice bakılır, her şeyin nasıl bu hale getirildiği bulunmaya çalışılır.

Beş Hollywood yıldızı, Oakland California’da buz gibi bir odanın içinde tebrikleri kabul etmek için 24 saat beklerler. Oda sıcaklığının bu kadar düşük tutulması, serinlemeleri için değildir; bu yıldızları yöneten 300 yüksek güçlü Sun bilgisayarının, San Francisco Körfezi üzerinde parlayan güneşin saçtığı sıcaktan etkilenmemesi için…

Kimsenin oyuncuların rahatıyla ilgilendiği yoktur aslında.
Görevlilerin derdi bilgisayarları korumaktır.
Çünkü anabellekte, “Toy Story” adıyla gösterime giren ve gişe hasılat rekorları kıran filmin “master” ı saklıdır.

“Toy Story”, Pixar adlı şirketin şahaseri olarak değerlendirilir. Çünkü o, tamamen bilgisayar destekli canlandırma tekniğiyle yapılmış olan ilk uzun metrajlı filmdir.

Robotic Weapon

turk52 | 13 December 2009 15:36

Robotic Weapon
Robotic Weapon

Bu da ne demeyin, oyuncaklar da artık silahlandı ama telaşlanmaya gerek yok. Bu araç paintball severler için müthiş bir oyuncak. Paintball oyunu tutkunları geniş arazilerde savaşırken bu araç sayesinde düşmanlarını kolayca devre dışı bırakabiliyorlar. Saatte 50 km hız yapabilen bu araç, bir kamera ile uzaktan yönetilebiliyor, kızıl ötesi kamerası ile gece arazide paintball oynayanların korkulu rüyası oluyor. Detaylı bilgi…

Kim Havaya Yazı Yazmak İster?

angelsdemos | 21 November 2009 10:19

Cebinizde taşıyabileceğiniz küçük bir top ile artık havaya yazı yazmak mümkün. Işıklı harflerle istediğinizi havaya kazıyabilirsiniz. Parti, konser, maç vb. etkinliklerde etkileyici gösteriler yapabilirsiniz. Tüm bunları yapabilen bu aletin adı Rave Ball. Led ışığı sayesinde havaya kazıdığınız yazıyı herkes görecek! Üstelik 20 metre ileriden bile..

Özellikleri

  • Kırmızı renkle Led ışıklı
  • Oldukça küçük anahtarlık boyunda.
  • max.16 karakterli mesajlarınızı kaydedebilirsiniz.
  • İçinde 13 kayıtlı mesaj bulunmakta.
  • 4 adet LR44 pil ile çalışır.

Ürünün resmi web sitesi için tıklayın.

Hoverpod

angelsdemos | 19 November 2009 16:50

Wowwee‘nin başka bir oyuncağı ; Hoverpod.Arkada bulunan büyük pervaneleri sayesinde havayı geriye ittirerek adeta uçarak ilerler.Halı vb. gibi pürüzlü yüzeylerin hepsinde hızla kayarak ilerleyebilir ve dayanıklı kasası sayesinde kolay kolay kırılmaz.En önemli özelliği her türlü yüzeyde ilerleyebilmesidir!Eğer iki kişiyseniz ve hoverpod‘larınız var ise onları yarıştırmaktan daha öte bir eğlence bulamayacaksınız.Ayrıca kırmızı ve mavi olarak iki rengi mevcut

Özellikleri

Robopanda

angelsdemos | 18 November 2009 19:11

Robopanda, sevgi dolu robot panda arkadaşınız.Ruh haline göre değişkenlik gösterebilen yapay zekalı panda.Konuşur, şarkı söyler.Herhangi bir oyun öğrettiğiniz taktirde bunu anlar ve daha sonra oyunu devam ettirebilir.Saatlerce çocuğunuz veya siz onun karşısında zaman geçirebilirsiniz.Wowwee‘nin yaptığı bu alet ile siz yada çocuklarınız çok eğleneceksiniz.

Özellikler

  • Uzaktan kumandasız doğrudan ses ve dokunma yolu ile hareket eder.
  • Eğitim modu sayesinde oyun oynamayı öğrenebilir.
  • Arkadaş modu ile iletişim kurup espri yapabilir.
  • Şarkı söyleyebilir.
  • Gerçekçi eylemler ve interaktif kişilik
  • Gelişmiş yapay zeka ve farkındalık
  • Kendi oyuncaklarını tanır
  • 2 aktivite ve hikaye kartuşları içerir(yanında 2 kartuş var)
  • Emniyet sensörleri ile donatılmıştır.

Super Car Wall Climber

angelsdemos | 16 November 2009 16:33

Yerde çalışan uzaktan kumandalı arabalar eskide kaldı. Artık arabalar duvarda! Siz koltuğunuza yaslanın arabalarınızı duvarda yarıştırın. Havalandırma sistemi ve manevra kabileyeti ile duvardan düşmesi imkansız.Bu alet tüm bunları kolaylık ile yapabilirsiniz.


Super Car Wall Climber
, altında ve üstünde çıkışları bulunan hava emme teknolojisi ile duvarlara yapışabilir.Bu teknoloji, Super Car Wall Climber‘ı düşmez duruma getirmektedir. Kızılötesi ile kablosuz kumandası ile sıradışını olan bu arabayı yerde değil duvarlarda yarıştırın!

Özellikleri